30 Kasım 2013 Cumartesi

Tüp bebek tedavisinin yan etkisi var mı?

Tüp bebek tedavisinin yan etkisi var mı?

İnsanların ilaç denince aklına ilk gelen şey aslında yan etkisi olup olmadığıdır. Tabi ki yan etkiler çok önemli bir konudur. Ancak neredeyse bütün ilaçların ve tedavilerin küçük de olsa yan etkileri mutlaka bulunmaktadır. Ancak insanların en çok dert edindikleri konulardan biri olan gebelik söz konusu olunca insanlar bu yan etkileri neredeyse düşünmemektedir. Ancak yine de yan etkilerini bilmenizde fayda vardır. Bu yan etkiler şunlardır;

Dış gebelik: Yaklaşık 100 gebelikten 2'sinde görülmekte olan dış gebelik problemi tüp bebek tedavisinin çok görülen yan etkilerindendir.

Enfeksiyon: Tıbbi bir müdahalede mutlaka enfeksiyon kapma ihtimali vardır. Ancak bunun olmaması için her yol denenmektedir. Yumurtalıkların alımı sırasında görülmektedir.

Kanama: Yine yumurta toplama işlemi sırasında gerçekleşebilecek olan bir yan etkidir. Herhangi bir ters giden durumda görülebilir. Ancak hemen durdurulması mümkündür.

Yaralanma: Rahime yakın damarlarda, idrar torbası ve bağırsakta görülebilmektedir. Bu da yumurta toplama işlemi sırasında gerçekleşebilmektedir. Genellikle olmaz fakat binde bir de olsa ihtimali vardır.

Çoğul gebelikler: Çoğul gebelik tüp bebek tedavisinde genellikle en çok istenmeyen durumdur. Bunun nedeni ise birden fazla gebelik olması durumunda gebeliğin tehlikeye girebileceği ve erken doğum gibi sorunlarla karşılaşma olabilmesi durumudur.

Tedavi başarısızlığı: Bu yan etki tüp bebek tedavisinde en çok görülen ve kişileri en çok üzen durumlardan biridir. Zaten tüp bebek tedavisinde gebelik oranı %50 oranında olmaktadır. Bu oran yaş ilerledikçe düşmekte ve gebe kalma ihtimali azalmaktadır.

Emziren anneler nasıl beslenmelidir?

Emziren anneler nasıl beslenmelidir?

Emziren bir annenin beslenme alışkanlığını, ağır bir iş yapan işçi statüsünde değerlendirmesi ve buna göre düzenlemesi gereklidir. Yetişkin bir bayanın günlük olarak kalori ihtiyacı yaklaşık olarak 1500 ile 2000 kalori arsındayken, emzirme dönemindeki bir annenin günlük olarak kalori ihtiyacı üç katı yükselerek yaklaşık olarak 4000 ile 4500 kalori arasındadır.

Gelişmeye henüz başlamış yeni doğan bebeklerin anne sütüne duydukları ihtiyacın önemi herkes tarafından bilinmektedir. Bu doğrultuda emzirme dönemindeki annenin beslenmesine çok dikkat etmesi gerekir. Üç ana öğünün düzenli olarak alınması ve düzenli bir beslenme emziren anneler için çok önemlidir. Öğün aralarında ek besinler alarak günlük kalori ihtiyaçlarını karşılamaları zorunludur.

Emziren annelerin en çok ihtiyaç duyduğu şey sıvıdır. Hem sütünün artabilmesi, hem de annenin kendisini iyi hissedebilmesi için bir günlük sıvı tüketiminin üç ile üç buçuk litre arasında olması gerekmektedir. Bebekler anne sütüyle kendilerine gereken mineralleri, vitaminleri ve demir gibi ek besinleri maksimum düzeyde alırken, annenin de mineral, vitamin ve demir açısından güçsüz kalmasına sebep olurlar. Dolayısıyla emziren annelerin beslenmeleri sırasında vitamin, mineral ve demir desteğini sürekli olarak almaları önemlidir. Günlük olarak tüketilen sıvının 3 te biri gibi bir düzeyinin doğal su olarak alınması, kalan miktarın ise çeşitli vitaminler içeren meyve suları, süt gibi içecekler yoluyla alınması gerekmektedir.

İlgili aramalar: emziren anneler nasıl beslenir? çocuk emziren anneler neler yemeli? bebek emzirenler ne tür gıdalar almalıdır?

Tekerlekli sandalye nereden alınır?

Tekerlekli sandalye nereden alınır?

Tekerlekli sandalyeler, bu tür medikal ürünlerin üretimlerini gerçekleştirmekte olan özel medikal kuruluşlardan alınabilmektedir. Günümüzün ilerleyen teknolojisine bağlı olarak, çok farklı tür ve özelliklere sahip olarak üretilebilen tekerlekli sandalyeler, kişilerin seçimleri doğrultusunda farklı ekonomik fiyat özellikleri göstermektedir. Günümüzde devletin sağladığı sigorta sistemi, standart özelliklere sahip olan tekerlekli bir sandalyenin maliyetini karşılamaktadır. Kişinin tercihine bağlı özelliklere sahip tekerlekli sandalyeler, hastanın tercihine bağlı olarak yönlendirilen veya kendi seçtiği bir medikal kuruluştan satın aldıktan sonra, fatura sağlık sigortası kapsamında devlete sunulmakta ve belirli bir süre sonra bu tekerlekli sandalyenin SGK tarafından belirlenmiş olan fiyatı kişiye ödenmektedir. Standart özelliklere sahip akülü bir tekerlekli sandalye, kişiler rahatlıkla günlük yaşamlarını sürdürebilecek şekilde donanımlandırılmıştır.

İlgili aramalar: tekerlekli sandalye nerden alınabilir?

29 Kasım 2013 Cuma

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar nelerdir?

Tüp bebek tedavisinde kullanılan birçok ilaç vardır. Ancak bu ilaçların ne kadar kullanıldığı konusu birçok kişide ve olduğu duruma göre değişiklik göstermekte ve uzmanlar tarafından belirlenmektedir. Bu ilaçların türleri de kişinin üreme hücresi durumuna bağlı olarak düzenlenmektedir. Her hastalıkta olduğu gibi tüp bebek tedavisi için alınacak olan ilaçlar mutlaka doktor tavsiyesi ile alınmalıdır. Hatta bu konu çok önem arz ettiği için birçok hastalıktan daha fazla dikkat etmek gerekmektedir. Bu ilaçlardan bazıları şunlardır;

Progesteron, Utrogestan, Crinone: Bu ilaçlar genellikle tüp bebek tedavisi başlamadan önce yumurta oluşumu sırasında kullanılmaya başlanmaktadır. Ancak tüp bebek tedavisinden sonra hamilelik süreci de başladıysa bu ilaçlara 12 hafta gibi devam etmek gerekmektedir. Bu ilaç genellikle bayanlarda rahim problemi yaşayanlarda kullanılmaktadır.

Pregnyl, Profasi: Yumurtalar olgunlaşmadığı hastalar için yumurta olgunlaştırmada kullanılır. Yumurtaların olgunlaşmasına yardımcı olmakta ve gebelik için gerekli olan hale getirmektedir.

Cetrotide, Orgalutran: Yumurtaların olgunlaşma dönemine kadar sağlıklı bir şekilde çatlamadan kalması için kullanılmaktadır.

Puregon, Gonal-F, Menogon: Genellikle yumurta sayısını artırabilmek için kullanılır. Ancak olgunlaşmaya da etkisi vardır. Bu ilaç kullanımı sırasında hormonlar sürekli kontrol ettirilmelidir.

Lucrin: Bu ilaç LSH ve FH hormonlarının yeterli miktarda salgılanabilmesi için kullanılır. Bu ilaç tüp bebek tedavisinde en çok kullanılan ve neredeyse en önemli ilaçtır.

İlgili aramalar: tüp bebekte kullanılan ilaçlar hangileridir?

Down Sendromlular Neden Birbirine Benzer?

Down Sendromlular Neden Birbirine Benzer?

Down sendromlular genetik bir bozukluktan dolayı asıl oluş sebebinin ne olduğu kesin olarak bilinmediği gibi neden tüm bireyler birbirine benzer bu konu hakkında da tıp dünyasında pek bir cevap bulunamamıştır. Genelde yüzleri şişkin ve gözleri çekik olan bu bireylerin bu standarda gelmesinin sebebi 22. Kromozomun tek olmasıdır. Yani 21. Kromozomun 3 adet olmasıdır olarak görülüyor. Çünkü kromozomun bir şifreleme ve günümüzde bir yazılım diline benzetildiği için son şifrenin standart olması aslında tüm vücut fonksiyonları etkiliyor. Zaten normalin dışında olarak görülen bu olay tıp dünyasında bir hastalık olarak görülmemiş tamamen insan dışında gelişen bir olay olarak görülmüştür. Hiçbir kromozom vakasının bir tedavisi olmadığı gibi bu benzerliğinde bir tedavisi yoktur. Bundan dolayı tıp dünyasında bunun geniş çaplı araştırılması hiçbir zaman yapılmamıştır.

Down sendromluların birbirine tipik olarak benzese de boy ve kilo gibi kavramlar hep farklılık göstermiştir. Aynı şekilde eğitimsel açıdan bir destek verildiğinde beyinsel gelişimi de farklılık göstermiştir. Bu da bize hep eğitimin insanlar üzerinde ki etkisini göstermiştir.

İlgili aramalar: down sendromlu çocuklar neden birbirine benzerler? donw sendromluların yüzleri neden aynıdır?

Bebeğin Altı Ne Zaman Değiştirilmelidir?

Bebeğin Altı Ne Zaman Değiştirilmeli?

Yeni doğan bebekler kas kontrolleri zayıf olduklarından bazı hareketleri yapamaz veya kontrol edemezler. Mesela kas kontrolleri zayıf olduğundan dolayı bir bebeğin belli bir zamana kadar yürümesi, konuşması, bir nesneyi tutması söz konusu olamaz. Bebeklerin kas gelişimlerinin tamamlanmamasından dolayı kontrol edemedikleri bir diğer şey ise tuvaletleridir. Bu sebepten ötürü de bebeklere bez bağlanması zorunludur.

Bebeklerin altlarına bağlanan bezleri değiştirme zamanı ise bebeğin yaşına ve durumuna göre değişmektedir. Eğer bebek yeni doğmuş bir bebek ise bez değişimi sıklıkla yapılmalıdır. Hafif ıslaklıklarda bile altının değiştirilmesi gerekir. Çünkü yeni doğmuş bebeklerde cilt çok hassas olmaktadır ve altları ıslandığı zaman cilt tahriş olabilmektedir. Bebek biraz daha büyüdükçe altını değiştirme sıklığı da biraz azalmaktadır. Eğer bebeğiniz yeni doğduysa günde 8 veya 9 bez harcamanız normaldir. Yani bebeğiniz tuvaletini yaptığı zaman değiştirmelisiniz. Fakat belirttiğimiz gibi bebeğiniz biraz daha büyüdüğünde bu sayı 6 veya 7 bez civarına düşecektir. Bu durumun asıl sebebi ise bebeğinizin kas kontrolü gelişecek ve bu sayede tuvaleti bir düzene girmeye başlayacaktır. Yani bir gün içinde bezini temiz tutma süresi artacaktır. Fakat bebeğinizin ne kadar büyürse büyüsün altı ıslanır ve kirlenirse hemen değiştirilmelidir. Çünkü bebeğinizin yaşı artsa da cilt hasiyeti pek fazla değişmeyecektir.

İlgili aramalar: bebeğin altı ne zaman değişilir? bebeklerin altı güne kaç defa değiştirilir?

28 Kasım 2013 Perşembe

Tüp bebekte adet sancısı

Tüp bebekte adet sancısı

Tüp bebek tedavisinden sonra, anne olmak isteyenler için çok önemlidir. Tüp bebek tedavisinden sonra, normal gebelikte olduğu gibi belirtiler meydana gelmektedir. Tüp bebek tedavisi gören bayanlar bu süre zarfında en ufak belirti ve olayları kaçırmamakla birlikte, çok stresli bir 15 gün geçirmemektedirler. Yumurtlama tarihi adetin 14.günü olarak hesaplanırsa ve o zamanda hamile kalındığı düşünülürse, adetin 10.gününden öncede sonuç almak mümkündür. Kan testinin pozitif çıksa bile, 2 gün sonra değerlerin 2 katı artmasıdır. Bu sancılarla birlikte vajinadan ıslak bir akıntı gelmesi ayrıca rahim ağzında yumuşama meydana gelmektedir. Bunlar sancıyla başlayan hamilelik belirtilerindendir. Fakat burada adet sancıları ile hamilelik sancılarını karıştırmamak lazımdır. Bu sancılarda aynı gebelik sancıları gibi gelmekte ve aşırı şiddetli olmaktadır. Bundan dolayı transfer işleminin yapılmasından sonra adet gününüz iyi hesaplamalı ve gebelik belirtileri ile adet sancısı belirtileri iyi ayırt edilmelidir. Tüp bebek tedavisinde transferden sonra 10.gün çok önemlidir. 10.günde yapılan testten sonra test sonucunun pozitif çıkmasıyla ve değerlerin yüksek olması hamileliğe ilk adım olarak görülmektedir.

Taze fasulye ve taze fasulyenin faydaları

Taze fasulyenin faydaları

taze fasulyenin faydaları, yeşil fasülyenin yararları
Ülkemiz besin düzeninde önemli oranda tüketilen sebzelerin başında gelen taze fasulye, lifli, çeşitli mineralleri ve vitaminleri yüksek oranda içeren ve aynı zamanda kalori oranı son derece düşük bir bitkidir. Lifli bir besin türü olan taze fasulye, sindirim sistemini rahatlatıcı, kabızlığı önleyici ve sindirim sisteminde oluşabilecek kanser türlerini önleyici bir işleve sahiptir. Kalori oranı ve yağ oranı son derece düşük olan bu bitki, özellikle zayıflamak amaçlı yapılan diyetlerde başrollerde yer alır.

Yüksek miktarda A vitaminine sahip olan taze fasulye, bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendirici, yaşlanmanın etkilerini geciktirici ve göz sağlığı açısından önemli derece etkiler sağlamaktadır. İçerisinde bulunan antioksidanlar sayesinde, vücuttaki zararlı toksinlerin dışarıya atılmasında da önemli bir rol üstlenir.

Folik asit olarak bilinen folat miktarı oldukça yüksek bir besin maddesi olan taze fasulye bu nedenle özellikle hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında bayanların tüketmesi gereken besinlerin başında gelir. B6, B1 ve C vitamini açısından da zengin olan fasulye, bağışıklık sistemini güçlendirerek birçok hastalığa karşı vücudun dirençli olmasına yardımcı olur. Tazeliğini çabuk yitiren bir bitki olması sebebiyle, bekletilmeden tüketilmesi tavsiye edilen taze fasulye, zihin ve beden yorgunluklarının giderilmesinde, zehirlenmeler sonrasında toksinlerin dışarıya atılmasında da önemli oranda yardımcı olan bir gıda türüdür.

İlgili aramalar: taze fasulyenin faydaları nelerdir? yeşil fasülyenin yararları nelerdir?

Cep telefonu bebeğe zarar verir mi?

Cep telefonu bebeğe zarar verir mi?

Cep telefonları teknolojisi yaşamlarımızı yirmi yıl gibi bir süreç içerisinde etkileyen ve yoğun bir yayılma hızıyla artık vazgeçilmez hale gelen bir teknoloji olmakla birlikte bu süre boyunca sürekli olarak bu teknolojinin, insan sağlığına bir takım yaşamsal zararlarının olduğu haberleri de sıklıkla ortaya atılmaktadır.

Ancak henüz yeni bir teknoloji olması ve kullanıldığı süre zarfında ölçülebilen zararlarının olmaması, henüz bu tip haberlerin bir spekülasyondan öteye gitmemesine neden olmaktadır. Dünya üzerindeki birçok sağlık ve bilimsel kuruluş bu konu üzerinde çeşitli araştırmalar yürütüyor olsa da, şu ana kadar bu teknolojiden vazgeçmeyi gerektirecek denli yüksek sağlık tehditleri bilgisi elde edilmemiştir.

Ülkemizin sağlık bakanlığının konu hakkında sürdürdüğü araştırmalardan elde edilen bulgular neticesinde, bazı kurallara riayet ederek cep telefonu kullanılmasının bir sakıncası olmadığı veya en az zararla karşılaşılacağı belgelenmiştir. Buna göre cep telefonu taşınırken, asla kalbe yakın bir konumda tutulmamalıdır, hamile bayanların aynı şekilde göbeklerine yakın bir konumda cep telefonu taşımamaları gerekmektedir. Cep telefonuyla konuşurken kablolu kulaklıkla konuşmak riski en aza indirecektir. Bluetooth ve benzeri kablosuz teknolojileri kullanan kulaklıklar yine elektriksel dalgalar yaratacağından beyin sağlığına zararı olabileceği düşünülmelidir.

Bunun yanı sıra uzun süreli cep telefonu görüşmeleri yapılmamalı ve cep telefonlarının çalma anı ile telefonun açılması sırasında, cihazın kalbe ve göbeğe yaklaştırılmaması, olabildiğince uzak tutulması gerekmektedir. Uyurken cihaz ile aynı odada uyunmamalı, mümkünse kapatılmalı veya 1 metreden daha uzak bir mesafede tutulmalıdır. Bu kurallara riayet ederek cep telefonu hamilelik sırasında kullanılabilir.

İlgili aramalar: cep telefonu bebeğe zararlı mıdır? cep telefonu beyine zarar verir mi? cep telefonunun zararı nasıl azaltılır?

27 Kasım 2013 Çarşamba

Tüp bebek tedavisinde dondurulmuş embriyo transferi

Tüp bebek tedavisinde dondurulmuş embriyo transferi

Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinin bir önceki makalemizde derinlemesine incelemiştik. Bu makalemizde ise tüp bebek tedavisinde dondurulmuş embriyonun transferinden bahsedeceğiz. Daha önceden anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin laboratuvar ortamında döllenerek embriyo oluşturması ve bu embriyonun daha sonra kullanılabilmesi için embriyo dondurma işlemi yapılmaktadır. Bu işlem genellikle ileri yaşlarda olabilecek herhangi bir üreme problemini ile karşılaşıldığında çocuk sahibi olmak mümkün değildir. Ancak küçük yaşlarda yaptırılacak olan dondurma işlemi ileri yaşlarda yaşanan problemlerin önüne geçmekte ve istenilen yaşta gebelik sağlayabilmektedir. Bu dondurulan embriyo sıvı içerisinde büyümesi durdurularak bu şekilde korunmaktadır. Bu embriyo hastanede yıllarca korunduktan sonra bile rahatça gebelik için uygundur. Bu dondurulan embriyonun transferi ise aynı normal tüp bebek tedavisinde olduğu gibi yapılmaktadır. Alınan embriyo plastik çubuk yardımı ile anne rahmine yerleştirilir ve bu yolla transfer gerçekleştirilir. Bu transfer tamamen hijyenik ve anestezi gerektirmediği için insanlar gönül rahatlığı ile bu tedaviyi uygulayabilmektedir. Bu embriyonun transferini yaptıranların hiçbiri herhangi bir problemle karşılaşmamakta ve sorun yaşamamaktadır.

Protez bacak hakkında bilgi

Protez bacak hakkında bilgi

Protez bacak çeşitleri ikiye ayrılmaktadır, diz altı ve diz üzeri olarak kullanılabilen protez çeşitlerinin yanı sıra, birde sıfır denilen bacağın tamamen ampute edilmiş olan hastalara takılan, kalçaya yük bindiren ve bir korse şeklinde takılabilen protez türleri bulunmaktadır.

Diz altı olarak hazırlanan protezlerde diz bölümü yoktur, diz üzeri olarak hazırlanan protezlerde ilave olarak diz mekanizması bulunmaktadır. Günümüz teknolojisi ile hastalara özel olarak üretilen protez türleri vardır. Bu protezlerle neredeyse normal bacakları olduğu zamanki kadar rahat ve konforlu bir yaşam sürebilen hastalar, çeşitli spor dallarını hatta istedikleri spor dallarını bile rahatlıkla yapabiliyorlar. Standart olarak kullanılan ve özel malzemeler kullanılmadan hazırlanan maliyeti daha düşük protezlerle bile, hastalar genel yaşamlarını çok rahat ve yüksek bir konforlar yaşayabiliyorlar.

Lazerle göz ameliyatında kör olma riski var mı?

Lazerle göz ameliyatında kör olma riski var mı?

Ülkemizin lazerle göz tedavisi konusunda geldiği üst seviye, ileri teknoloji aletlerin, deneyimli ve uzman bir doktor ve ekibi tarafından yapıldığı takdirde, lazerle göz tedavisi sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar bile ortaya çıkmamaktadır. Lazerle göz tedavisinin en önemli özelliği, bu tedavi türünün yüksek derecede güvenli olmasıdır. Herhangi bir şekilde, herhangi bir göz hastalığının, lazerle tedavisi sırasında, gözün hasar görme olasılığı veya kör olma riski kesinlikle yoktur.

Lazerle göz tedavisi konusunda, ülkemiz göz doktorlarının ve teknolojisinin geldiği üst seviye, tedaviler sonrasında oluşabilecek bir takım komplikasyonlarında tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yeni yöntemler geliştirmesine sebep olmuştur. Bu açıdan Türkiye, dünyanın en gelişmiş lazerle göz tedavilerinin uygulandığı bir merkez durumundadır.

26 Kasım 2013 Salı

Atrofi nedir?

Atrofi

Atrofi insanlarda normal şekilde büyüme gösteren ve gelişen bir organın sonradan küçülmesi ve hücre kaybetmesi olayına denmektedir. Atrofinin iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlar fiziksel atrofi ve patolojik atrofiler olarak ikiye ayrılırlar. Normal olarak devam eden bir hayatın herhangi bir döneminde organlarda meydana gelen küçülmelere fiziksel atrofi denir. Diğer bir adı da involüsyondur. Doğumdan sonra rahimin küçülmesi, emziren annenin emzirme bitmeden önce göğüslerinin küçülmesi buna birer örnektir. Yaşlanmaya başlayan vücutlarda ise zamanla belirli küçülmeler olur ancak bunlar normal değerlerde ise ters bir durum yoktur. Bu duruma senil atrofi denir. Patolojik atrofiler ise belirli bir hastalık sonucunda meydana gelmektedir. Bu durumda damar tıkanıklığı ya da damar darlığı görülmektedir. Bu durumla karşılaşan hasta zamanla erimeye başlar. Yani bir deri bir kemik kalana kadar devam eden bu küçülme sonucu patolojik atrofi olur. Başlıcaları ise hareketsizlik atrofisi, yaşlılık atrofisi, açlık atrofisi, ışın atrofisi, damar atrofisi, endokrin atrofisi ve basınç atrofisidir. Bu atrofilerde en önemli olay ise yine tanıdır. Hangi hastalığa yakalandığınızı erken teşhis etmeniz ve doktora onaylatmanız sizler için daha uygun olacaktır.

İlgili aramalar: atrofi nedir?

Tüp bebekte beslenme

Tüp bebekte beslenme

Tüp bebek tedavisi doğal olmayan yöntemlerle bir bayanın yaşayacağı en sıkıntılı dönemi tıbbi şartlar altında yapmanın adıdır aslında. Hal böyle olunca vücutta çok garip olaylar gelişebilir ve bu olayların sonucunda vücutta değişiklikler ortaya çıkabilir. Fakat bu çıkabilecek anormal durumlara karşı öncelikle tüp bebek tedavisi olacak ve olmuş kişiler için birkaç beslenme konusunda önerilerde bulunacağız.

Öncelikle vücutta her şeyden önce suyun önemini her hastalıkta her sıkıntıda söylediğimiz gibi tüp bebek konusunda da su çok önemlidir. Tüp bebek tedavisi öncesi veya sonrasında günde en az 2 3 litre su tüketilmelidir. Su deyince herkesin aklına sıvı geliyor fakat sıvı değil kesinlikle 2-3 litre katıksız su gereklidir.

Beslenme konusunun biraz dışında fakat sigara konusu tıbben tüp bebek tedavisinde en çok olumsuzluk yaratan etkendir. Eğer tüp bebek tedavisi olmak istiyorsanız kesinlikle içiyorsanız bırakmalı ve sigara içilen hiçbir ortamda bulunmamalısınız. Çünkü sigara rahimde döllenmeyi güçleştireceği gibi aynı zamanda döllenmiş yumurtanın rahme yapışmasını da güçleştirecektir. Tabi sigaranın yanı sıra alkol tüketimi de kesinlikle yasaklanıyor. Çay ve kahvenin de az tüketilmesi başarıyı arttıracaktır. Aynı şekilde asitli içeceklerden de uzak durulması faydalıdır. Bunun yanında omega 3 vitamini içeren yiyeceklere ağırlık verilmelidir. Bunun en güzel yöntemi balıktır. Küçük balıklara ve ızgara balıklar tercihiniz olsun. Aynı şekilde süt ve süt ürünleri de bol bol tüketmeye başlamalısınız diyebiliriz.

İlgili aramalar: tüp bebekte beslenme nasıl olur? tüp bebek tedavisi sırasında nasıl beslenilmelidir?

Hamilelikte dar kıyafetler giyilir mi?

Hamilelikte dar kıyafetler giyilir mi?

Tamamen doğal işleyen bir süreç olması gereken hamilelik süreci, estetik kaygılar sebebiyle giyilen dar elbiselerin baskısı altında olmamalıdır. Göbek kısmını sıkıştıran dar elbiseler, rahmin sıkışmasına ve dolayısıyla bebeğin rahat bir gelişme ortamı bulamamasına neden olurlar. Giderek bebek için zararlı bir duruma dönüşen bu sıkışma, anne içinde yaşamsal tehlike oluşturabilir.

Dar elbiselerin hamilelik sırasında kullanımı, bebeğin gelişiminde de bir takım problemler oluşturabilir ve dolayısıyla sağlıklı bir bebek dünyaya gelemeyebilir. Gebe hanımların bu faktörleri mutlaka göz önünde bulundurarak, kendilerini içlerinde rahat hissedecekler, özellikle göbek bölümleri oldukça rahat olan kıyafet seçimleri yapmaları gerekmektedir. Günümüzde üretilmekte olan hamile kıyafetlerinin çoğunluğu bol olarak üretilmektedir. Hamilelik sırasında, Göbek kısmını sıkan dar body, naylon malzeme ile üretilmiş iç çamaşırları, vücudu iyice sararak sıkan elbiseler, göbeği sıkan külotlu çoraplar ve taylar ile korseler kullanılmamalıdır.

İlgili aramalar: hamilelikte dar kıyafetler giymenin sakıncası var mı? hamilelikte dar giysiler giyilir mi?

25 Kasım 2013 Pazartesi

Atrezi Nedir?

Atrezi

Atrezi, bir organın doğuştan kapalı olmasına denir. Atrezi normal şartlarda açık olması gerekirken bunun doğuştan yan ilk doğumdan kaynaklanan kapalılığına denir. Vücudun herhangi bir organının açık olması gereken yerinin organ tarafından kapalı tutulmasına yani bağırsakların doğuştan kapalı olması ve idrar yapamama durumu. Bayanlarda atrezi en çok genital bölgelerinde görülmektedir. Bu görülme genelde yumurtalıklara açılan kanalların darlığı ya da kapalı olması gibi durumlarda çıkmaktadır. Atrezi 2000 doğumda bir görülen bir rahatsızlık olmasına rağmen bayanlarda genital bölgede ise büyük sıkıntılara yol açmaktadır. Genellikle yol açtığı sıkıntı ileride evlendikten sonra meydana çıkar. Gebe kalamama durumunda ilk şüphelenebilecek durum atrezi olmalıdır. Çünkü yumurta ile sperm birleşmesi gerçekleşemez. Atrezi olduğu belli olan bir hastanın eğer dediğimiz gibi genital bölgede ise mutlaka kadın doğum uzmanına giderek gerekli teşhis koyulmak suretiyle bundan kurtulması mümkündür. Ya da gebelik için isteniyorsa tüp bebek tedavisi de uygulanabilir. Atrezi olan bir bayanda da tüp bebek tedavisi yapılabilmektedir. Bundan dolayı ilk olarak bu durumdan şüphelenirseniz mutlaka uzmandan randevu alınız.

İlgili aramalar: atrezi nedir?

Tüp bebekte dış gebelik

Tüp bebekte dış gebelik

Tüp bebek tedavisi olan insanların birçoğunda düşünmediklerini bir olay vardır. Nasıl olsa embriyolar rahim içine yapılmaktadır. Dış gebelik oluşmaz diye düşünmek maalesef tüp bebek tedavisinde embriyoları rahim içine dahi koysalar eğer yumurtalık yollarınızı açık ise embriyo buralara giderek rahim dışında gelişme gösterebilir. Bu nedenle tüp bebek tedavisinde dış gebelik oluşabilmektedir. Bu risk tüp bebek tedavisinde uygulanan bayanlar üzerinde yüzde 15 ila yüzde 20 arasında görülebilmektedir. Doktorlar ise gebelik döneminin tam olarak başladığını ve herhangi bir problem olmadığını görebilmeleri için bazı tetkikleri yapmaları gerekmektedir. Bebeğin kalp atışlarını ve embriyo rahim içine yerleştiği görmeden tam olarak tedavinin başarılı olduğunu düşünmektedirler. Bundan dolayı doktorlar bayanların gebelik hormonu artması ve bebeğin rahim içinde gözükmemesinden dolayı sürekli olarak da bu işlemi takip etmektedirler. Dış gebelik olmaması için bunu en erken şekilde teşhis ederek çözüm sürecine başlamaktadırlar. Bu çözüm süreci içerisinde yeniden transfer yapılır gibi dışarıda gelişen embriyo tekrar rahme taşınır ve bir daha bu riskin oluşmaması için yumurtalık yolları kapalı tutulmaya başlanır.

İlgili aramalar: tüp bebek tedavisinde dış gebelik olması, tüp bebekte dış gebelik nasıl olur?

Tüp bebekte sezaryen şart mı?

Tüp bebekte sezaryen şart mı?

Tüp bebek yöntemi ile gebe kalan bayanlar için gebelik dönemi ve sonrası çok değerli ve önemli olmaktadır. Kimse normal yollardan hamile kalabildiği halde tüp bebek yöntemine gitmeyecektir. Bundan dolayı tüp bebek yöntemi anne olma özlemi çeken, yıllarca normal yollardan çocuk sahibi olamayan insanlar için oldukça hassas ve önemli bir gebelik olmaktadır. Fakat insanlar arasında bilinen bir yanlış vardır. İster tüp bebek yöntemi isterse normal yollarla gebe kalınsın bebeğin doğması için en iyi ve doğru yol “normal doğum” olmaktadır. Tüp bebek yöntemi ile gebe kalan insanların hemen hemen hepsi sezaryen doğumu tercih etmektedirler. Tüp bebek yöntemi ile gebe kalan bir kişi illaki sezaryen doğum yapacak diye bir şey yoktur. Bu kişiler her sağlıklı insan gibi “normal doğum” yoluyla da bebek dünyaya getirebilmektedirler. Fakat tüp bebekler anne adayları için, çok daha değerli bebekler olmaktadır. Bundan dolayı tüp bebek yöntemi ile gebe kalan anne adayları en iyi bildikleri yolu, yani sezaryen doğumu seçmektedirler. Fakat uzmanlar tarafından tavsiye edilen, eğer normal doğum yapmanızı engelleyen bir sağlık sorununuz yoksa ve bebek normal doğum şartlarına elverişli ise, tüp bebek olsun normal bebek olsun en iyi yol normal doğumdur.

İlgili aramalar: tüp bebek tedavisinde sezaryenle doğum yapılır?

24 Kasım 2013 Pazar

Bamyanın faydaları

Bamyanın faydaları

Sofralarda pek sevilmeyen bitkilerden biri olan Bamya, aslında insan sağlığı açısından son derece önemli faydaları olan bir bitkidir ve uzmanlar tarafından aralıklarla mutlaka tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
bamyanın yararları

Kalsiyum, magnezyum ve manganez gibi mineraller açısından çok zengin bir bitki olan bamya, bağışıklık sistemi üzerinde onarıcı ve güçlendirici etkiye sahiptir. Özellikle halsizliğin giderilmesinde sıklıkla başvurulması gereken bir gıdadır. Yüksek oranda K ve C vitamini içeren bamya kemiklerin güçlendirilmesinde önemli görevler üstlenir.

Çözünebilir ve çözünmez lifler içeren bamya, vücuttan toksin atılması sırasında önemli bir ilaç niteliği taşır, sindirim sistemini rahatlatıcı etkilere sahiptir. Stres, depresyon ve sinir sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip olan bu gıda, aynı zamanda retinayı koruyan etkiler üretir ve kataraktın tedavisinde başvurulan gıda türlerinden biridir. Cinsel yönden kuvvet verir. Saymakla bitmeyecek denli yararları olan bamya, uzmanlar tarafından soframız mutlaka bulundurulması gereken bir bitkidir.

İlgili aramalar: bamyanın faydaları

Boğaz ağrısının tedavisi nedir?

Boğaz ağrısının tedavisi nedir?

Boğaz ağrıları, virüs veya bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlar sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Rahatsızlığa sebep olan virüs ve bakterilerin farklılıkları tedavi yöntemlerinin farklı türde olmasına sebep olmaktadır. Viral yani virüs kaynaklı rahatsızlıklarda ki tedavi yöntemleri genellikle bölgeyi rahatlatıcı pastil, gargara kullanımı, sıvı tüketiminin arttırılmasına dikkat edilmesi, bağışıklık sistemini destekleyen vitamin ilaçlarının kullanımı ve bazı özel durumlarda ileride rahatsızlığın başka etkiler yaratmasının önüne geçebilmek amacıyla düşük dozda geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanılması şeklinde olmaktadır.

Bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde ilk olarak neden olan bakterinin türünün tespit edilmesi ve ardından bu bakterinin türüne yönelik olarak bir tedavi süreci geçirilmesi planlanır. Boğaz bölgesinde enfeksiyonlara sebep olan bakteriler genel olarak bilindiğinden, genel olarak geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı, yüksek doz ve uzun süreli olarak uygulatılmaktadır. Genel olarak antibiyotik tedavisinin süresi yedi ile on gün arasında tutulmaktadır.

İlgili aramalar: boğaz ağrısının tedavisi nedir? boğaz ağrısı nasıl geçer? boğazda ağrı nasıl iyileşir?

Down sendromunun tedavisi var mı?

Down sendromunun tedavisi var mı?

Down sendromu diğer adıyla Trizomi 21, bildiğimiz üzere kromozom fazlalığından kaynaklanan ve insan vücuduna göre farklı yapılarda kalıtsal bozukluklara sebep olan bir hastalıktır. Kalıtsal bozukluk dediğimiz için bunun ne yazık ki tedavisi yoktur. Fakat artık günümüzde bunun tedavisi olmasa da rehabilitasyon merkezlerin down sendromu olan kişilerin yaşama tutunması adına çok önemli gelişmeler ve eğitimler yapılıyor. Bizzat milli eğitim bakanlığı tarafından yapılan eğitimler ile ailenin üzerinde ki yük alınıyor ve öğretmenlere de sorumluluk veriliyor. Böylece down sendromu olan kişilerin de eğitim hakkı ve öğrenme yeteneklerinin olduğu görülüyor. Zaten bazı down sendromu olan kişilerin aşırı zeki olduklarını ve filmler konu olduklarını biliyoruz. Bu zekiliğin en büyük belirtisi görsel ve sayısal zekalarının aşırı aktif olmasıdır.

İlgili aramalar: down sendromu geçer mi? down sendromu tedavi edilir mi? davn sendromu

23 Kasım 2013 Cumartesi

Lazerle göz çizdirme nasıl yapılır?

Lazerle göz çizdirme nasıl yapılır?

Lazerle göz çizdirme operasyonları, hastanın yüksek bir konfor içerisinde, tedavinin olumsuzluklarını en az şekilde hissederek yapılan bir tedavi türüdür. Var olan göz hastalığının tespit edilmesi için yapılan ayrıntılı bir muayene sonrasında, belirlenen hastalığın veya hastalıkların tedavisine göre, farklı lazer tedavi yöntemleri için gereken hazırlık aşaması yaklaşık 10 dakika sürmektedir. Bu süre içerisinde gözün uyuşması ve hastanın tedaviden kaynaklanacak, kaşınma, gözün bir süre açık kalması gibi durumlara tepki vermesini engellemek amacıyla çeşitli solüsyon ve damlalar kullanılmaktadır. On dakika sonra lazere gözün en rahat kilitleneceği konumda uzanarak yatan hastanın, bazı aletler yardımıyla göz kapakları açılmaktadır. Ardında lazerin göz bebeğine kilitlenmesiyle birlikte tedavi süreci başlamış oluyor. Hastalığını türüne göre yaklaşık olarak dört dakika kadar süren operasyon sırasında, hasta gözünü oynatsa bile, lazer kilitlenerek gözü takip ediyor ve yapması gereken işlemi tamamlıyor. Operasyon sonrasında yapılan muayenenin ardından hastalar günlük yaşamlarına devam edebiliyorlar.

İlgili aramalar: lazerle göz çizdirme nasıl yapılır? lazerle göz nasıl çizilir?

Lazerle göz çizdirme nedir?

Lazerle göz çizdirme

Lazerle göz çizdirme özellikle katarakt tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Hastalıklara göre farklı tedavi türleri bulunan lazerle göz tedavisi, minimum riske sahip ve herhangi bir cerrahi operasyon gerektirmeyen tedavi türleridir. Teknolojinin henüz yaygın olarak kullanılmadığı dönemlerden itibaren ülkemizde var olan lazerle göz tedavisi, bu süre zarfında yaşanan ileri teknolojik tüm özellikleri eşzamanlı olarak takip edebilmiş ve dünya üzerinde son derece başarılı sonuçlar almıştır. Bu nedenle günümüzde dünya üzerinden pek çok kişi, ülkemizin lazerle göz tedavisi tecrübelerinden faydalanmak için, Türkiye’ ye gelerek tedavi olmayı tercih etmektedir. Tedavi sonrasında çok kısa süre içerisinde günlük yaşamına dönebilen tüm hastalar, ileri teknolojinin sağladığı yararlar sayesinde, çeşitli cerrahi operasyonlarla yapılan, çizme, kesme, onarım ve alma gibi işlemleri, çok kısa süre içerisinde tamamen lazerle yapabilmektedir.

İlgili aramalar: lazerle göz çizdirme nedir? lazerle göz çizdirme nasıl olur?

Limon kabuğunun faydaları

Limon kabuğunun faydaları

Halk arasında da bilindiği üzere yemeklerimize, salatalarımıza ekşilik vererek büyük bir lezzet katan limonlar aslında muhteşem bir sağlık deposudur. C vitamini açısından oldukça yüksek bir potansiyeli olan limon, bunun yanı sıra diğer bazı vitaminlere de sahiptir. Limonun kabuğu en fazla vitaminin olduğu bölgesidir.

Limonların kabuklarının iç kısmında bulunan beyaz etli bölüm ise acı bir tada sahiptir ve bu kısım dikkatle temizlenerek, rendelenme veya kaynatma gibi çeşitli şekillerde kullanılabilir. Romatizmal ağrılar, baş dönmesi, adet düzensizliği, mide ve vücut ağrıları, damar tıkanıklığı, nezle, karaciğer ve safra kesesi temizlenmesi, kemiklerin güçlenmesi, çeşitli kanser tedavilerinde olumlu sonuçlar gibi sağlıksal olarak son derece önemli faydalar sağlamaktadır. Limon kabuğu içerisinde bulunan kalsiyum sayesinde kemiklerin güçlenmesi, kabukta bulunan bir şeker sayesinde yağ yakımını hızlandırması, ağza ferahlık vermesi gibi saymakla bitmeyecek faydalar sağlamaktadır.

İlgili aramalar: limon kabuğunun faydaları nelerdir? limon kabuğu faydalı mıdır? limonun kabuğu yenir mi?

22 Kasım 2013 Cuma

Tüp bebek tedavisinde ağrı duyulur mu?

Tüp bebek tedavisinde ağrı duyulur mu?

Öncelikle tüp bebek tedavisi genel olarak ağrılı bir tedavi yöntemi değildir. Ufak çaplı bazı ağrılar oluşmakta fakat bu ağrılar ağrı kesici ilaçlarla giderilebilmektedir. Tüp bebek tedavisi genel olarak 3 aşamada gerçekleşmektedir. Bu aşamalardan ilki yumurtalıkların geliştirilmesidir. Bu aşamada kullanılan ilaçlardan dolayı karın bölgesinde bazı ağrılar oluşabilmektedir. Bu ağrıların sebep ise yumurtalıkların çok fazla gelişmesi ve karın bölgesinde sıvı toplanmasıdır. Bu aşamada oluşan ağrılar adet dönemindeki ağrılara benzetilebilir.

Tüp bebek tedavisindeki ikinci aşama ise yumurta toplama işlemidir. Bu işlem sırasında da büyük ağrılar oluşması gibi bir durum söz konusudur. Fakat bu ağrıların hissedilmemesi için hastaya narkoz verilmektedir. Anestezi altında yapılmayan bir yumurta toplama işlemi hastanın şiddetli ağrılar duymasına neden olacaktır. Yumurta toplama işlemi yapıldıktan sonra hastanın o gün dinlenmesi önerilir. Gündelik işlerini yapması veya o gün için bir program yapmaması tavsiye edilir. Yumurta toplama işleminden sonra hastalarda hafif derecede kasık ağrıları oluşabilir fakat bu ağrılar ağrı kesici ilaçlarla giderilebilir.

Tüp bebek tedavisinde son aşama ise embriyo yerleştirilmesidir. Bu işlem sırasında ince, uzun bir plastik çubuk ile embriyo rahme yerleştirilir. Embriyo yerleştirme, diğer adıyla embriyo transferi hiç ağrı duyulmayan bir işlemdir. Hastaların hiç ağrı hissetmediği aşamadır. Bu üç aşama içerisinde en fazla ağrı yumurta toplama işleminde oluşmaktadır. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bu işlem sırasında hastaya anestezi uygulanmaktadır.

İlgili aramalar: tüp bebek tedavisinde ağrı olur mu? tüp bebek tedavisi acıtır mı? tüp bebek tedavisinin aşamaları nelerdir?

Hipoksi Nedir?

Hipoksi Nedir?

Hipoksi, dokularda yeteri kadar oksijen olmaması durumuna denilmektedir. Soluduğumuz havadaki oksijen azlığı, hastalık türüne bağlı olarak solum zorluğu çekmemiz, akciğere giren havanın azlığı, solunum problemleri, difüzyon oranının azalması, dolaşım yetersizliği, zehirlenmeler ve kansızlık gibi sorunlar hipoksi nedenlerindendir. Bu nedenlere göre acil müdahale şart olmaktadır.

Oksijen azlığına ve kişinin solunum rahatsızlığına göre müdahale çeşidi de değişmektedir. Oksijen yetersizliğinin insanlar üzerindeki ilk belirtisi, gece yani alacakaranlıkta görmenin önemli derecede azalmasıdır. Deniz seviyesinden yüksek yerlerde, havada bulunan oksijen oranında büyük ölçülerde azalma olmaktadır. Bu yüzden dağcılık, havacılık, paraşütle atlama ve dalgıçlık gibi spor türleri ile ilgilenen insanların hipoksi yaşamaması için daha dikkatli olması lazımdır. Sporcular için deniz seviyesinden yüksek yerlerde birkaç günlük veya 10 günlük kamp alanları oluşturulmalıdır. Diğer bir yandan insanlar yaylalara çıkarak yazın bunaltıcı sıcağından kaçmaktadırlar. Fakat özellikle sporcular için bu kamplar yararsız olmaktadır. Bunun nedeni ise, bu yüksek yerlerde oksijen oranının azalmasıyla vücudumuz duruma göre fizyolojik tepkiler vermeye başlamaktadır. İlk olarak hızlı nefes alıp vermeye başlanır. Bundan sonra ise oksijen azlığından kaynaklanan alyuvar sayısında azalmalar görülmektedir. Kanın hacmi önemli derecede artış göstermektedir ki normal bir insanda 2-3 haftada bir yaşanan bu kan hacminin artma olayı oksijenin azlığından dolayı anında görülebilmektedir. Oksijen azlığından dolayı bu ve bunun gibi birçok neden yüksek yerlerde uzun süre kalındığında insan vücudunu olumsuz etkilemeye başlamaktadır. Bu yüzden, havadaki oksijen oranının az olduğu yerlerde sporcuların kamp yapması sağlıklı olmayıp aksine sporcular için yararsız bir kamp olacaktır.

İlgili aramalar: hipoksi nedir? hipoksi ne demek?

IVF nedir?

IVF nedir?

IVF (in vitro fertilizasyon) denilince aslında bildiğimiz tüp bebek gelmelidir. Bu tedavi yöntemi erkek ve bayandan alınan sperm ve yumurta hücresinin dış ortamda yani bir laboratuvar ortamında bir araya getirilmesi ile oluşturulan döllenmiş yumurtaya denir. Bu tedavi bayanda ya da erkekte bir problem olması sonucu uygulanır. Normal yollar ile çocuk sahibi olamayan bireylerin başvurması gereken bir tedavidir. Normal yolla çocuk olmama nedeni ise genellikle sperm hücreleri ile yumurta hücresinin birleşememesi ya da yumurtanın daha önceki doğumda rahme ulaşmadan dış gebelikle sonuçlanmış olan hamileliklerde kullanılır. Bu laboratuvar ortamında döllenen yumurta dölleme işlemi tamamlandıktan sonra buradan alınarak annenin rahmine yerleştirilir. Bu operasyon sırasında çok dikkatli davranılmalıdır. Anne rahmine yerleştirilen embriyo burada büyür ve gelişir. Kısacası tüp bebek tedavisinin sadece döllenme kısmı dış ortamda olur büyüme ve gelişme normal döllenmede olduğu gibi yine anne rahminde gerçekleşir. Tüp bebek tedavisi demek halkımızda birçok yanlış anlamalara neden olmaktadır. Bu yanlışlıklar tüp bebek tedavisinde sanki başkalarından üreme hücresi alınacakmış gibi bilinmektedir.

İlgili aramalar: ivf nedir? tüp bebek tedavisi IVF tekniği nedir?

21 Kasım 2013 Perşembe

Protez bacak fiyatları

Protez bacak fiyatları

Protez bacak fiyatları, diz altı veya diz üstü olması, hangi malzemeden üretildiği, isteğe bağlı bazı artı özelliklerinin bulunup bulunmadığı, özel bir amaca yönelik olarak hazırlanmış farklı özellikler gösteren bir protez olup olmadığına bağlı olarak farklılıklar göstermektedir.

Kişinin hastalığının durumu ve istediği özelliklere bağlı olarak farklılaşan bu fiyatlar, günümüzde erişilemeyecek boyuttaki rakamlar değildir. Bununla birlikte genel sağlık sigortası ile özel sağlık sigortalarının poliçe kapsamında protez bacaklar bulunmaktadır. Buna göre tamamen ücretsiz ya da protezin belirli bir oranda fiyatını ödeyerek sahip olunabilir. SGK'lı hastalar bilhassa bu durumdan faydalanarak protez sahibi olabilirler.

Günümüzde standart olarak verilen protez bacak hizmetlerinde bile üst düzey bir kalite ve konfor oranı yakalanmış olmakla birlikte, bu türlü üretilmiş standart protezlerin ücretleri de oldukça düşük seviyelerdedir. Kişiye en uygun protez bacağın belirlenmesi, ancak hastanın sağlık durumunu en iyi şekilde bilen uzman doktorların önerileri sonucunda olmalıdır.

İlgili aramalar: protez bacak fiyatları nedir? protez bacak ne kadardır? protez bacak pahalı mı?

Protez bacak nereden alınır?

Protez bacak nereden alınır?

Konu üzerinde profesyonelleşmiş çeşitli özel şirketler ve hastanelere bağlı olarak çeşitli medikal ürünler üreten firmalarda bulunabilen protezler, hastanelerin hastayı yönlendirmesi suretiyle bulunabildiği gibi, hastaların çeşitli özel klinik veya medikal şirketlere başvurmaları sonucu da bulunabilir.

Standart olarak üretilmekte olan protez bacaklar, hastaneler tarafından alınan ölçülere göre, medikal kuruluşlara yaptırılarak hastaya takılmaktadır. Farklı teknoloji ve farklı malzemelerin kullanımı ile üretilmekte olan ve kişiye özel ölçülerde üretilebilen protez bacaklar, günümüzde birçok medikal kuruluş tarafından hazırlanmaktadır. Çok çeşitli özelliklere sahip olarak üretilebilen protez bacaklar sayesinde, artık hastalar istedikleri her alanda üstün başarılar gösterebilmektedir. Özellikle son yıllarda dünya üzerinde giderek daha fazla yaygınlaşan, çeşitli spor dallarında yüksek başarılar gösteren ampute sporcular bu durumun en belirgin kanıtlarından bir tanesidir.

İlgili aramalar: protez bacak nereden alınır? protez bacak nerelerde bulunur? protez organ nerden satın alınabilir?

Protez bacak nedir?

Protez bacak

Protez bacak, herhangi bir kaza sonucu veya hastalık sonucu, diz altı veya diz üzerinden kaybı olan hastalara, uzman doktorlar tarafından takılan protezlerdir. Ampute edilmiş bacağından dolayı hastanın günlük yaşamda karşılaşabileceği zorlukların önüne geçebilmek amacıyla kullanılan protez bacak teknolojisi, günümüzde her geçen gün çok daha fazla yükselmektedir.

Çeşitli sebeplere dayalı olarak diz altı veya üzeri şekilde ampute edilmiş olan hastaların bacaklarına, operasyon sonrasında, alçıyla alınan ölçünün ardından bir geçici protez takılmaktadır. Bu protezin amacı, hastanın günlük yaşamdaki aktivitelerinin bir bölümünü yerine getirebilmesi ve bağımsız olarak işlerini yapabilmesinin yanı sıra, proteze alışma evresi olarak takılmaktadır. Bir süre sonra uzmanın önerisi ve hastanın seçtiği protez türüne göre hazırlanmış olan asıl protez hazırlanarak hastanın kullanması sağlanmaktadır.

İlgili aramalar: protez bacak nedir?

20 Kasım 2013 Çarşamba

Lazerle göz ameliyatı riskli midir?

Lazerle göz ameliyatı riskli midir?

Lazerle yapılan göz tedavileri, tüm komplikasyonlar ve tedavi sonrası oluşabilecek tüm rahatsızlıkları en aza indirmekte olan göz tedavi türüdür. Ülkemizin dünya üzerinde sayılı göz tedavi merkezlerinden bir tanesi olması, teknolojinin ilk aşamalarından beri, bu tedavi türünü uygulaması ve pek çok konuda teknolojinin ilerlemesini sağlamış olmasına bağlıdır. Cerrahi operasyonlara göre ortaya çıkabilecek riskler yok denecek kadar az olan lazerle göz tedavisi uygulaması, son derece güvenli olduğu kanıtlamış bir teknolojidir. Tedaviler sonrasında ortaya çıkabilen bazı komplikasyonlar genellikle geçici olmakla birlikte, bazı hastaların bünyeleriyle alakalı olarak bir takım komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte bu komplikasyonların nedenleri genelde lazer tedavisine bağlı olarak değil, hastaların kendi bünyeleriyle alakalı olmaktadır ve bu komplikasyonlar için uygulanan ek tedaviler sonucu, göz hastalıklarından lazerle çok kısa süre içerisinde kurtulabiliniyor.

İlgili aramalar: lazerle göz ameliyatı olmanın riski var mı? lazer göz ameliyatı riskli midir?

Lazerle göz ameliyatı

Lazerle göz ameliyatı

Ülkemizde ve henüz daha dünyada da yeni bir teknoloji olarak kullanılmaya başlanan lazer ile göz hastalıkları tedavisi teknolojisi, ülkemizde de uygulanmaya başlamıştır. Bu sayede lazer ile göz tedavisi teknolojilerinde yaşanan gelişmeleri de eşzamanlı olarak izleme ve uygulama şansı bulan Türkiye, lazer ile göz tedavisi konusunda, dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır.

Çok detaylı bir göz muayenesinden geçen hasta, ardından tespit edilen göz hastalığına göre uygulanacak olan tedavi için hazırlık aşaması yaklaşık olarak 5 ile on dakika arsında değişmektedir. Hasta olan göz çeşitli solüsyon ve damlalar aracılığıyla uyuşturulduktan sonra, göz kenarları ve içi temizleniyor. Ardından hastalar uzanarak lazere, hastalığın durumu ve tedavinin şekline göre yaklaştırılıyor. Herhangi bir cerrahi operasyon olmadığı için, hastada herhangi bir rahatsızlık oluşmadan, rahat ve sakince uzanarak Lazere giriyor. Bu amaç doğrultusunda sakinleştirici bir hap verilen hastaya, tedavi öncesi tedavinin şekli ile ilgili detaylı bilgi verildiği için, hasta durumu sakince karşılıyor. Yaklaşık dört dakika kadar bir göz tedavisi, iki göze birden uygulanacaksa 8 dakika sürmektedir. Tedavi sonrasında hasta hemen evine gidebiliyor.

Kiraz sapı faydalı mıdır?

Kiraz sapı faydalı mıdır?

Kiraz sapının halk arasında da bilinen ve eski zamanlardan beri kullanılmasına sebep olan bir çok sağlıksal faydaları bulunmaktadır. İdrar söktürücü, zayıflamak amaçlı, canlandırıcı bir etkiye sahip olan kiraz sapı, artrit, gut, eklem iltihapları, sindirim bozuklukları gibi rahatsızlıkların tedavilerinde destek olarak kullanılabilen bir bitkidir.

Herhangi bir yan etkisi bulunmayan kiraz saplarının, çok yoğun ve sık tüketilmesi karın ağrıları oluşturabilmektedir, bu nedenle kontrollü olarak tüketilmesinde fayda vardır. Kiraz sapları kolay bir işlem sonucunda hazırlanabilen çay şeklinde tüketilerek, içerisinde bulunan magnezyum, fosfor ve albümin gibi çok değerli maddelerden faydalanılabilir. Bir tutam kiraz sapının bir çaydanlığa konulması ve üzerine dökülecek kaynar suyla birlikte beş dakika kadar demlendirilmesi sonucunda, sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde üç defa tüketilerek kullanılabilir.

Gölge bir alanda iyice kurutulmuş kiraz saplarının demlenmesiyle birlikte kullanılması gereken kiraz sapı çayı, günde üç defa dan fazla tüketilmemelidir.Bazı başka bitkilerle birlikte karıştırılarak demlenmiş olan çaylar ise, ayak şişkinlikleri ve hastalıklarında da rahatlatıcı etkileri nedeniyle kullanılmaktadır.

Binlerce yıldan beri sağlığa faydaları bilinen ve doğal bir ilaç olarak çeşitli hastalıkların tedavilerinde destek olarak kullanılmakta olan kiraz saplarının, gölgede ve iyice kurutulmasına dikkat ederek, demleme sırasında içerisine şeker ve benzeri başka maddeleri koymamak gerekmektedir. Doğal haliyle tüketilmesi daha yararlı olsa da, tadından kaynaklanan acılığı gidermek için az miktarda şeker katılarak ta tüketilebilir.

İlgili aramalar: kiraz sapı faydalı mıdır? kiraz sapının faydası var mıdır? kiraz sapı zayıflatır mı?

19 Kasım 2013 Salı

Hamilelikte küvete, havuza girmenin zararı var mı?

Hamilelikte küvete, havuza girmenin zararı var mı?

Hamilelikler için en uygun spor dallarından biri olan yüzmedir. Ancak yüzme sırasında gebelerin kramplara olan yatkınlığı göz önünde bulundurulmalı ve boğulma tehlikesinin olduğu unutulmamalıdır. Küvetler, havuzlar hamilelerin hazneye su girmesine olanak olmadığı için herhangi bir sakıncası olmayan araçlardır. Bununla birlikte bu tür toplu kullanılan alanların hijyeniyle ilgili sıkıntıların olabileceği ise yine unutulmaması gereken bir durumdur.

Düşme, çarpma, hijyen koşulları ve aniden ortaya çıkabilecek kramp risklerini göz önünde bulundurarak ve bu konular için azami özen göstererek, havuza girilmesinde zarardan çok yarar vardır. Özellikle hijyen koşullarına yüksek derecede önem göstererek, havuzlarda yapılan yüzme sporu, gebelik için en iyi egzersizlerden birini oluşturur. Küvetlerde de aynı koşullara azami derecede önem gösterilmelidir. Özellikle çarpma ve düşme risklerinin küvetlerde çok daha büyük oranda yaşandığı unutulmamalıdır.

İlgili aramalar: hamilelikte küvete girilir mi? hamileyken küvette banyo yapılır mı? gebeyken suya girilir mi?

Kontakt lens fiyatları nedir?

Kontakt lens fiyatları nedir?

Kontakt lensler, günümüzün ilerlemiş teknolojisinin sonucu olarak çok fazla çeşit ve türde üretilmektedir. Farklı kullanım koşulları ve kullanım alanlarına göre çeşitli konfor farkları ortaya koyabilen bu Kontakt lenslerin fiyatları da elbette çeşitlilik göstermektedir.

Günümüzde günlük olarak kullanılan ve atılan, aylık kullanım özelliklerine sahip, yıllık kullanım özelliklerine sahip kontakt lensler bulunmaktadır. Bunun üzerinde bir zaman diliminde kullanılması tavsiye edilmemekte ve bir yıldan sonra değiştirilmesi önerilmektedir.

Seçtiğiniz veya yaşam standartlarınıza uygun olarak doktorunuzun önerdiği kontakt lense göre fiyatlar değişiklikler göstermektedir. Bununla birlikte kontakt lens maliyetleri ile gözlük maliyetlerini aşağı yukarı aynıdır. Günlük kullanım özelliğine sahip, kullan at modelli kontakt lenslerin, bir otobüs biletinin maliyetinde olduğu, ancak marka ve özelliklerine göre değişiklik gösterdiğinin altını çizebiliriz. Yıllık ve aylık kullanım özelliklerine sahip kontakt lensler ise, bir gözlük fiyatından daha pahalı ürünler değildir.

18 Kasım 2013 Pazartesi

RSV aşısı yaptırmak zorunlu mu?

RSV aşısı yaptırmak zorunlu mu?

Respiratuar Sinsisyal Virüs anlamına gelen RSV, alt solunum yollarında enfeksiyon oluşturan, her yaştan insanı etkileyen ancak özellikle üç yaşın altındaki bebeklerin mutlaka geçirdiği ve şiddetli geçirdiği enfeksiyonlara neden olan bir virüstür.

RSV aşısı prematüre doğan bebeklere uygulanan bir aşıdır. Prematüre doğan bebeklerin akciğerlerinin tam gelişmemiş olması ve alt solunum yollarında yaşanan enfeksiyonların akciğerlere aşırı yük bindirmesine bağlı olarak yaşanabilecek büyük hasarların önüne geçmek amacıyla prematüre yolla doğmuş yeni doğan bebeklere yapılmaktadır. Prematüre bebeklerde zorunlu olan RSV aşısı, uzmanlar tarafından gerekli görüldüğü takdirde normal yollarla doğmuş olan bebeklere de uygulanabilmekte olup bir zorunluluk yoktur. RSV virüsüne karşı vücutta tam bir bağışıklık yaşanmaması ve farklı RSV virüslerinden kaynaklanan farklı enfeksiyonların aynı anda yaşanabilmesi riskinin bulunması, RSV aşısının yeterli bir aşı olmadığının kanıtıdır.

Soğuk algınlığına hangi içecekler iyi gelir?

Soğuk algınlığına hangi içecekler iyi gelir?

Soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyonlarında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle A, E ve C vitaminlerinin takviyesi önemli bir faktördür. Bu vitamin türlerinin bulunduğu sebze ve meyvelerin tüketilmesi, çeşitli içeceklerinin yapılarak içilmesi önemli bir destek sağlarlar.

Meyan kökü ve zencefil içecekler yoluyla ve diğer yollardan tüketilerek soğuk algınlığının tedavisinde son derece önemli destek sağlarlar. Zencefil ve meyan kökü içerisinde bulunan antibiyotikler soğuk algınlığına neden olan mikroplara karşıda savaşan bir özellik ortaya çıkarırlar, bunun yanı sıra içlerindeki vitaminlerle bağışıklık sistemini desteklerler. Ancak meyan kökü kullanımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Meyan kökü; tansiyon, şeker, kalp ve böbrek rahatsızlıkları olan kişilerde ağır etkiler ortaya çıkarabilirler ve bu sebeple mutlaka uzman görüşüne başvurarak kullanılması gerekmektedir.

İlgili aramalar: soğuk algınlığında hangi içecekler içilir? soğuk algınlığına hangi içecekler iyi gelir?

Bebeğin poposundaki kızarıklık nasıl geçer?

Bebeğin poposundaki kızarıklık nasıl geçer?

Öncelikle bebeğin poposun da oluşan kızarıklığın hangi sebeple meydana geldiği belirlenerek bu sebebin ortadan kaldırılması gereklidir. Genel olarak bu bölgede oluşan kızarıklıklar, yanlış temizlik malzemelerin kullanılması, temizlik sırasında oluşturulan tahrişler, bölgenin ıslak kalması, uzun süre altının değiştirmemeye bağlı dışkı ve idrara uzun süre maruz kalma gibi sebeplerle ortaya çıkmaktadır.

Oluşan kızarıklıkların önüne geçmek için bölgenin temiz ve kuru tutulmasının yanında, bölgeye uygulanacak pişik kremleri, zeytinyağı veya badem yağı gibi maddeler, kısa süre içerisinde kızarıklıkların yok olmasını sağlayacaktır. Ancak dışkı ve idrarla sürekli temas eden bu bölgelerde oluşan kızarıklıklar kısa süre içerisinde giderilmezse, daha büyük mantar enfeksiyonlarının oluşumu için ideal bir ortam yaratmaktadırlar.

İlgili aramalar: bebeğin poposunun kızarıklığı nasıl geçer?

17 Kasım 2013 Pazar

Tansiyon yükselince ne olur?

Tansiyon yükselince ne olur?

Damarlarda ki kan bir basınç ortaya çıkarır ve gün içerisindeki hareketliliğimiz, alınan gıdalar ve harcadığımız enerjiyle birlikte bu basınç oranları farklılıklar gösterirler. Yüksek tansiyon oldukça sinsi bir hastalıktır ve uzun süredir yaşanıyor olmasına rağmen fark edilmemiş olabilir. Tansiyonun yükselmesi sonucu uzun süreli ve dayanılmaz baş ağrıları, kulak çınlaması, görmede bozukluk gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu durumun sık tekrar ediyor olması daha başka ve ciddi bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, bir sonucu da olabilir. Sürekli yüksek tansiyon şikayeti olan kişilerin mutlaka bir doktora başvurarak nedenini belirlemeleri gerekmektedir.

Bazı besin grupları yoğun veya sıklıkla tüketildiğinde, sigara ve kahve gibi alışkanlıkların tiryakilik boyutunda olduğu kişilerde yüksek tansiyon sıklıkla görülebilen rahatsızlıklar arasındadır. Körlük, damar tıkanıklı, Beyin damarlarının çatlaması, çabuk yorulma, burun kanaması, böbrek hastalığı, kalp yetmezliği, felç, çarpıntı ve benzeri birçok sonuçlar doğurabilen yüksek tansiyon çok ciddiye alınması gereken bir rahatsızlıktır.

İlgili aramalar: tansiyon yükselirse ne olur? tansiyon yükseldiğinde nolur?

Tüp bebekte düşük riski var mı?

Tüp bebekte düşük riski var mı?

Doğal yollarla yaşanan gebelikler ile tüp bebek yöntemi ile yaşanan gebelikler arasında düşük konusunda bir fark yoktur. Doğal yollarla oluşan gebeliklerde ki düşük riski ne kadarsa, tüp bebek yöntemiyle oluşan gebeliklerdeki düşük riski de aynıdır.

Tüp bebek yöntemiyle oluşan gebelikler, sürekli ve uzun süreli kontrol altında tutulan gebelikler olduğu için, sürekli kontrol altında tutulan gebeliği düşük riskini biraz daha fazla azalttığı da bilinmektedir. Tüp bebek veya normal yollarla oluşan gebeliklerde her zaman düşük riski vardır. Çeşitli önlemler ve uzmanların yönlendirmeleri doğrultusunda uygulana destekler sonucu bu riski en aza indirme çalışmaları yapılmaktadır. Ancak normal veya Tüp bebek arasında düşük yapma riski oranında bir fark yoktur.

İlgili aramalar: tüp bebekte düşük riski çok mudur?

Vajinada şişlik neden olur?

Vajinada şişlik neden olur?

Vajinanın sağ veya sol tarafında ortaya çıkan şişlikler çok sık karşılaşılan şikayetlerden biridir. Özellikle Yirmili yaşlarda bulunan ve düzenli cinsel ilişki yaşayan bayanlarda sık karşılaşılan bu şişlikler, vajanın sağ ve sol tarafından bulunan ve Bartholin adı verilen bezlerden kaynaklanmaktadır. Bartholin salgı bezleri vajinanın kuru kalmaması ve özellikle cinsel ilişkiler sırasında kaygan olmasını sağlayan önemli bezlerdir.

Genellikle hijyen kuralarına tam uyulmamasıyla ortaya çıkan bu bezlerdeki çeşitli tıkanmalar, salgılanan sıvının bu kanallarda birikmesine neden olabilir ve bu durum şişkinlikleri oluşturur. Bu tür şişkinliklerle karşılaşılması durumunda, hijyen koşullarını acilen sağlamalı ve sıcak suyla ovmak şeklinde kanalın tekrar açılmasını sağlamalısınız. Ancak bu durumda başarılı olamıyorsanız ve şişlikler büyüyorsa mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.

Vajinada şişlik niçin olur? vajinanın sağında şişlik olmasının nedeni nedir? vajinanın sol tarafında şişme oluşunun nedenleri nelerdir?

15 Kasım 2013 Cuma

Lazer Epilasyonun Avantajları Nelerdir?

Lazer Epilasyonun Avantajları Nelerdir?

Lazer epilasyon şu an için kullanılan en güvenilir ve etkili tüylerden kurtulma yöntemidir. Kadınların daha çok yüz bölgesi, bacaklar, koltuk altı, bikini bölgesi için rağbet ettiği bu teknik, erkekler tarafından da genellikle ense, sırt, yüz bölgesindeki kıllardan kurtulmak için için tercih edilmektedir. Lazer epilasyonun bu kadar rağbet görmesinin nedeni ise lazer epilasyonun avantajlarıdır. Lazer epilasyonun avantajlarını maddeler halinde sıralayabiliriz.

- Güvenlik: Operasyon sadece tüylere odaklı olduğundan vücudun başka bölgelerine zarar vermez.

- Hız: Lazer epilasyon diğer kalıcı tüy dökücü yöntemlere oranla daha hızlıdır. Lazerin tek darbesiyle birden fazla kıl kökü tahrip edilebilir.

- Kalıcılık: Birçok epilasyon yönteminde başarı geçicidir ve tüyler kısa bir süre sonra aynı şekilde ve hatta bazen daha gür bir şekilde çıkar. Lazer epilasyon ile kalıcı bir şekilde tüylerinizden kurtulabilirsiniz. Tekrar çıkan tüyler olsa bile eskiye oranla daha zayıf ve açık renkte çıkar. Yönteme başvuranların %90'ı 3 ila 5 seans içerisinde tüylerinden tamamen kurtulmaktadır.

Kuru fasulyenin faydaları

Kuru fasulyenin faydaları

Tüm baklagillerde olduğu gibi kuru fasulyede lifli bir besindir. Yüksek protein özellikleriyle bir bitki olmasına rağmen ete rakip olan kuru fasulye, B vitaminleri açısından da çok zengin bir besin türüdür.

Kalp damar rahatsızlıklarının önlenmesinde oldukça büyük faydaları olan kuru fasulye, aynı zamanda kan şekerinin dengelenmesinde de önemli bir rol oynar. Bu nedenle şeker hastalarının kan şekerlerinin kontrol altında tutabilmesi amacıyla tüketilmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir.

kuru fasulyenin yararları


Yüksek kalsiyum oranına sahip olan kuru fasulye, bu özelliği ile kemik sağlığı açısından oldukça önemli bir besin türüdür. Sahip olduğu yüksek protein oranıyla sofralarımızdan eksik etmememiz gereken bir gıda türü olan kuru fasulye, protein kısıtlaması gerektiren hastalıklar açısından zararlar gösterebildiği için, uzmanların önerileri dikkate alınarak tüketilmelidir.

İlgili aramalar: kuru fasulyenin faydaları nelerdir?

14 Kasım 2013 Perşembe

Kulaktan kan gelmesinin nedenleri nelerdir?

Kulaktan kan gelmesinin nedenleri

Kulaktan kan gelmesi durumu çok ciddiye alınması ve acil bir şekilde bir uzmana başvurulması gereken bir durumdur. Genellikle çok hassas olan kulak zarının zedelenmesi, yırtılması hasar görmesi sonucu ortaya çıkan kulak kanamaları, kafaya alınan şiddetli travmalar sonucu, yüksek basınç altında kalma sonucu, sivri veya delici bir aletle kulakta oluşturulan yaralanmalar veya su kaçması, üst solunum yollarında yaşanan rahatsızlıklar sonucu kulak bölgesinde oluşan enfeksiyonlar sonucu olmaktadır.

Kulak zarının daha fazla hasar görmesi ve kullanılamaz hale gelmesi veya daha büyük enfeksiyonların ortaya çıkarak beyinde büyük hasarlara yol açması gibi sonuçlar doğurabilecek olan kulak kanamaları, hızlı ve acil şekilde cerrahi müdahaleler gerektirebilir. Bu nedenle kulak kanamaları yaşandığında mutlaka bir uzmana başvurmalısınız.

İlgili aramalar: kulaktan kan gelmesinin nedeni nedir? kulaktan kan neden gelir? kulağın içinden kan akması, kulağın kanaması

Hamilelikte bacakta ağrı

Hamilelikte bacakta ağrı

Hamilelikler sırasında görülen bacak ağrıları, gebeliklerin erken dönemlerinde gebelerin yüzde otuzunda, sonuna yaklaşmış gebeliklerde ise yüzde yetmiş seviyesinde görülmektedir. Hamile bayanların en fazla şikayet ettiği konulardan biri olan bacak ağrıları aslında oldukça tehlikeli sonuçlara da neden olabilirler.

Gebelikle birlikte vücutta bazı değişikliklerin olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Bu değişikliklerden biride normal kan dolaşımından yüzde yirmi oranında artmış kan dolaşımıdır. Gebelikle birlikte vücutta bazı değişikliklerin olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Bu değişikliklerden biride normal kan dolaşımından yüzde yirmi oranında daha fazla kan dolaşımının olması ve bebeğinde bu kanla beslenmesi durumudur.

Günde 1 litre civarında olan bu artış, dolayısıyla kalbin daha hızlı çalışması ve özellikle toplardamarların kanı kalbe çok daha fazla taşıması anlamına gelmektedir. Uzun süre ayakta durmak toplardamarların ayaklardaki kanı kalbe taşımakta daha da fazla zorlanması anlamına gelmektedir. Hamileliğin son dönemlerinde bebeğin kafasının kalçalara doğru oturması bu bölgedeki toplardamarların iyice sıkışmasına ve dolayısıyla daha fazla zorlanmaya sebep olmaktadır. Dolayısıyla ağrı oranı daha fazla artmaktadır. Özellikle varisler üzerinde etkili olan bu durum yüzünden, hamilelik sırasında varis çorabının kullanılmasını gerektirebilir. Potasyum oranı yüksek olan muz yemek ve bacaklarınızı olabildiğince kalbinizden yüksekte tutmanız bu durumu hafifletecek çözüm önerileridir. Bacak ağrılarının sürekli olarak kontrolde tutulması ve uzun süre ayakta kalınmaması ise diğer önlemlerdir.

İlgili aramalar: hamilelikte bacakta ağrı neden olur? gebelikte bacak ağrısı

Kontakt lens nasıl takılır?

Kontakt lens nasıl takılır?

Kontakt lens kullanımında en önemli nokta hijyen koşullarına yüksek önem gösterilmesidir. Bu sebeple Kontakt lens takılmadan önce mutlaka ellerimizi sabunlayarak bol suyla yıkamamız ve kağıt havlular ile kurulamamız gerekmektedir. Kontakt lenslerin takılması veya çıkarılması sırasında mutlaka eller yıkanmalı ve sadece kağıt havluyla kurulanmalıdır. Ardından solüsyonunun içerisinde bulunan lens, işaret parmağı ile alınarak diğer elinizin avuç içerisine konulmalı ve şekli düzeltildikten sonra, yeniden işaret parmağınız ile alınmalıdır. Ardından lensin işaret parmağında duran eliniz ile göz kapağınızın alt kısmını diğer elinizle de göz kapağının üst kısmını iyice açarak lensi gözünüze oturtmalısınız. Bu aşamadan sonra göz kapaklarınızı kapatıp açarak lensin yerine oturmasını sağlayabilirsiniz. Çok çeşitli enfeksiyonların gözünüzde önceleri anlaşılamayacak zararlar vermesini önlemek amacıyla, lens takıp çıkarma aşamalarında ve lensin gözde bulundurulma sürelerine çok dikkat etmelisiniz.

İlgili aramalar: kontak lens nasıl takılır? kontak lensin takılışı nasıldır?

13 Kasım 2013 Çarşamba

Hamilelikte lens takılır mı?

Hamilelikte lens takılır mı?

Hamilelik süreci dışında da oldukça hassas olunması gereken Lensler, kullanırken hijyene yüksek önem gösterilmesi gereken araçlardır. Hamilelik sırasında vücudun farklı bölgelerinde çeşitli değişiklikler, normal yaşam sırasında hiç yaşamadığınız bir takım sıra dışılıklar ortaya çıkar. Hormonal bir durum olan bu değişimlerin bir kısmı gözdede ortaya çıkabilirler. Zaten göz şikayeti bulunan hanımların hamilelik sırasında bu şikayetlerinin arttığı veya farklılaştığı gözlemlenmiştir.

Bununla birlikte hamilelik sırasında lens kullanmanın herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak lens kullanırken hijyen koşullarına azami özen gösterilmesi gereken bir konudur. Dolayısıyla hamilelik sırasında daha da fazla önem göstermeniz gereklidir. Bu nedenle kullanılması daha da zorlaşan lensler, uzmanlar tarafından hamilelik sırasında kullanılmasını tavsiye etmemektedirler. Bununla birlikte bu kararı doğrudan anneye bırakırlar.

İlgili aramalar: hamilelikte lens takılır mı? gebeyken lens takmanın sakıncası var mı?

RSV nedir?

RSV nedir?

Tıp dilinde Respiratuar Sinsisyal Virüs olarak adlandırılan virüsün kısaltması olan RSV, her yaştaki kişide alt rsv aşısı yaptırmak zorunlu mu? solunum yolları enfeksiyonu oluşturan son derece bulaşıcı bir virüs türüdür. Özellikle yeni doğan bebekler ve çocuklar üzerinde şiddetli enfeksiyonlara yol açan bir virüs olan RSV’den yeni doğan bebeklerinizi ve çocukları korumak için çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Yenidoğan bebekler en fazla iki veya üç yaşına kadar RSV virüsünden kaynaklanan bir üst solunum yolları enfeksiyonu geçirir, Rsv virüsüne karşı tam bir bağışıklık kazanılmadığı için aynı anda üst üste veya sonradan tekrarlayan şekilde enfeksiyonlar görülebilir. Üç yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde bu enfeksiyonlar, burun akıntısı, kırgınlık, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürük gibi sonuçlar ortaya koyarak kısa süre içerisinde hafif bir şekilde atlatılabilirken, özellikle üç yaşın altındaki çocuklarda çok şiddetli sonuçlar ortaya koyabilir.

RSV virüsü damlacık yolu ile bulaşan bir virüstür ve bu sebeple yeni doğan bebeklerin hasta olan, burun akıntısı yaşayan kişilerle temas ettirilmemesine ve bebeğe yaklaşan kişilerin hijyen koşullarına azami derecede önem göstermek gerekmektedir.

İlgili aramalar: rsv nedir? rsv'nin açılımı ne? rsv aşısı nedir? rsv aşısı niçin yapılır?

Hamilelikte tomografi çekilir mi?

Hamilelikte tomografi çekilir mi?

İyonizan radyasyon, biyolojik yapılara zarar veren radyasyon türüdür. Tomografi sırasında belirli oranlarda ancak insan sağlığına zarar vermeyecek ölçülerde radyasyon uygulanmaktadır. Bununla birlikte hamilelikler sırasında sürekli gelişen ve çoğal hücreler bu radyasyondan en fazla etkilenen biyolojik yapılardır.

Zorunlu olmadıkça hamilelik sırasında tomografi çektirilmesi tavsiye edilmemektedir. Bebeklere tomografinin verdiği veya verebileceği zararlar hamilelik dönemine göre farklılıklar gösterebilir. Gebeliğin erken dönemlerinde tomografiden alınan radyasyon, büyük zararlar ortaya çıkarabilir, ilerleyen dönemlerinde ise, bazı gelişimlerin durmasına veya farklılaşmasına sebep olabilir.

Bu sebeplerle çok zorunlu olduğu hallerde hamilelerin tomografisi çekilirken kurşun korumalıklar kullanılması, alınan radyasyon miktarının en doğru dozajda olması gibi önlemler alınarak, uzmanların gebelik özel durumunun bilincinde bir kontrol ile yapılması gerekmektedir.

İlgili aramalar: gebelikte tomografi çekilir mi? hamileyken tomografi yapılır mı?

Bebeğin poposunda kızarıklık neden olur?

Bebeğin poposunda kızarıklık neden olur?

Bebeklerin kalça bölgelerinde oluşan kızarıkların nedenleri arasında, uzun süre idrar ve dışkıya maruz kalma, sabun, ıslak mendil ve benzeri temizleyici ürünlerin yarattığı tahrişler, uzun süre ıslak kalma, iyi kurulanmama gibi etkenler vardır.

Özellikle dışkı sebebiyle fazla kirlenen bölgeler olan popo bölümünün temizliği sırasında mutlaka normal suyla ıslatılmış bezlerin kullanılması ve fazla bastırmadan her seferinde farklı bir bez kullanarak ve yukarıdan aşağıya olacak şekilde tek seferde temizlik yapılmasına dikkat edilmelidir.

Kullanılacak zeytinyağı, bademyağı veya pişik kremi kullanılması oluşacak kızarıklık ve pişiklerin önüne geçmek için etkili bir yöntemdir. Özellikle sıcak yaz günlerinde veya sıcak atmosferlerde terlemeye bağlı olarak bebeklerin kıvrım bölgelerinde kızarıklıklar ve pişikler oluşabilir. Bu nedenle bu bölgelerin pudralama veya sık temizleme yöntemleriyle pişiklerden korunması gereklidir.

İlgili aramalar: bebeğin poposunda kızarıklık niçin olur? bebeğin poposunun kızarmasının nedeni nedir?

12 Kasım 2013 Salı

Trakeostomi nedir?

Trakeostomi nedir?

Trakeostomi soluk borusunun yabancı bir cisimle veya biyolojik nedenlerle, travmalar sonucu tıkandığı durumlarda, cerrahi yöntemlerle boyun bölgesinden soluk borusuna delik açılması uygulamasıdır. Bu sayede nefes alınması sağlanmakta ve boğulmanın önüne geçilebilmektedir.

Bazı travmatik olaylar sonucunda ilk yardım amaçlı uygulanana bu yöntem, uzun süreli solunum makinesi kullanılmasının gerektiği durumlarda planlı olarak başvurulan bir yöntemdir. Soluk almanın önündeki engelin kaldırılmasından sonra işlem tersine çevrilerek, kişinin kendi kendine soluk alması sağlanır.

Trakeostomi ileri düzey cerrahi bilgi gerektiren ve yanlış yapılması sonucunda hayati tehlike oluşturabilecek bir işlemdir. Bu nedenle mutlaka uzmanlar tarafından yapılması gereken bir uygulamadır. Bazı acil durumlarda ise uzmanların yönlendirmesi ve önerileri doğrultusunda uygulanabilmektedir.

İlgili aramalar: trakeostomi nedir? tırakestomi ne demek?

Bacaklarda uyuşma neden olur?

Bacaklarda uyuşma neden olur?

Bacaklarda yaşanan uyuşmalar çok çeşitli şekillerde yaşanabilir ve yorulma veya uzun süre ayakta kalmaya bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi, süreklilik arz ediyorsa pek çok ciddi hastalığın ön bulguları olabilirler. Sürekli olarak yaşanan bacak ağrıları, gerilmeler, batmalar ve uyuşukluklar gibi durumlarda mutlaka en kısa süre içerisinde bir uzmana başvurmalısınız.

Bacak uyuşmaları; damar tıkanıklıkları, şeker hastalığı, beyin damarlarında yaşanan tıkanıklıklar, kalp ritm bozuklukları, omurilik kanal daralması, bel fıtığı, kanser, beyin tümörleri, multiple skleroz, beyin ve omurilik semptomları, huzursuz bacak sendromu gibi çok önemli ve yaşamsal risk taşıyan hastalıkların ortaya çıkardığı bacak ağrıları olabilirler.

Bununla birlikte uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işler ve uzun süre yürüme ve koşma durumlarında da bacak ağrıları ortaya çıkabilir ve bir süre devam edebilirler. Yine hamilelik dönemi de bacak uyuşmalarını tetikleyebilmektedir.

İlgili aramalar: bacakta uyuşmanın nedeni nedir? bacaklarda uyuşmanın sebepleri nelerdir?

Lens takmak zararlı mıdır?

Lens takmak zararlı mıdır?

Hijyen koşulları ve süre koşullarına uyulduğu sürece kontakt lens kullanmanın bir zararı yoktur. Yüksek dereceye sahip göz bozukluklarında önerilen bir araç olan lensler, çok uzun süreler boyunca kullanıldığında çeşitli zararlar ortaya çıkarabiliyorlar.

Gözde mümkün olduğunda kısa süreler tutulmalı ve hijyen koşulları ile uzmanınızın önerdiği hijyen kurallarına mutlaka riayet etmelisiniz. Özel hijyen kurallarının olması sebebiyle 15 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması tavsiye edilmeyen kontakt lensler, kirli ve tozlu çalışma koşullarına sahip olan kişiler tarafından da kullanılmalıdır. Estetik sebeplerle de kullanılmakta olan Kontakt lensler, bu sebeple kullanılacaksa mutlaka bir uzmanın görüşüne başvurulmalıdır. Uzmanların göz bozuklukları için öncelikle gözlüğü önerdiği, bazı özel durumlarda ise kontakt lens tavsiye ettikleri bilinmelidir.

İlgili aramalar: lens takmanın zararı var mı? lens takmak göze zararlı mıdır?

11 Kasım 2013 Pazartesi

Kontakt lens nedir?

Kontakt lens nedir?

Gözlük camının optik özelliklerine sahip olarak kontakt malzemelerden üretilerek gözün önüne takılması suretiyle kullanılan, göz bebeği boyutunda bir optik üründür. Çeşitli göz bozukluklarında gözlük kullanmak yerine kontakt lens kullanılabilir.

Kontakt lens kullanarak çeşitli göz bozukluklarına sahip olan kişiler, gözlük kullanıyormuş gibi, bozukluğun düzeltilmesini sağlayabilirler. Yaklaşık olarak kırk yıldır çeşitli lensler bu amaçla kullanılmaktadır. Günümüzde silikon ve benzeri malzemelerden üretilen ve çok yumuşak olan, dolayısıyla gözde herhangi bir rahatsızlık veya travma oluşturmayan kontakt lensler, göz bozukluklarının yanı sıra renkli olanlarının kullanımıyla gözlerin renkli olmasını da sağlarlar.

Kontakt lens kullanımında hijyen kurallarına özel bir önem vermek gerekmektedir. Sürekli olarak gözde tutulmaması gereken kontakt lensler, belirli süreler içerisinde özel solüsyonlarına konularak, arındırılmalıdırlar.

İlgili aramalar: kontak lens nedir? kontakt lens neye denir?

Hamilelikte cep telefonu kullanılır mı?

Hamilelikte cep telefonu kullanılır mı?

Cep telefonlarının kalp ritmi bozukluğu, radyasyon ve beyin kanseri yaptığına ilişkin çeşitli haberler ve raporlar ortaya sürekli atılıyor olmasına rağmen, henüz 20 yıllık bir teknoloji olan bu teknoloji ile ilgili kesin kanıtlar bulunmamaktadır. Çeşitli bilimsel kuruluşların sürdürdüğü araştırmaların sonuçları ancak ilerleyen zamanlar içerisinde tam sonuç vereceklerdir. Bugüne kadar toplanılan veriler ise bu teknolojiden vazgeçecek düzeydeki insan sağlığına zarar veren tehditler ölçülememiştir.

Ancak ülkemizin Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı araştırmalar sonucunda, hamilelerin cep telefonu kullanımında bazı kurallara mutlaka dikkat etmesi gerektiği yönündedir. Hamile bayanların, göbek kısmına ve kalplerine yakın bir konumda cep telefonu taşımamaları, uyurken cep telefonlarının kapalı tutulması veya aynı odada uyunmaması, uzun telefon görüşmeleri yapılmaması ve özellikle telefonların çalma ve açılma anında en yüksek sinyalleşme evresinde olduğunun unutulmayarak, bu aşamalarda telefonları göbek ve kafa bölgesinden olabildiğince uzun tutulması bu öneriler arasında. Sağlık bakanlığının yaptığı bu uyarılar, hamile bayanlar kadar için olduğu kadar normal yaşam sırasında da dikkat edilmesi gereken maddelerdir.

İlgili aramalar: hamileyken cep telefonu kullanılır mı? gebelik zamanında cep telefonu kullanmanın sakıncası var mı?

10 Kasım 2013 Pazar

Emziren anneler hangi ilaçları kullanamaz?

Emziren anneler hangi ilaçları kullanamaz?

Bayanların hamilelik dönemlerinde başlayan dikkatli ilaç kullanımlarına emzirme dönemleri içerisinde de dikkat etmesi, bebeğin sağlıklı gelişimi ve sağlığı konusunda oldukça büyük bir önem arz etmektedir. Emzirme döneminde ilaç kullanımı, öncelikle üzerinde çok fazla düşünülmesi ve hesap edilmesi gereken bir durumdur. Bu noktada annenin ilaçtan elde edeceği fayda ile bebeğin ilaçtan göreceği zararlar, güzel bir şekilde kıyaslanmalıdır. Bu noktada annenin elde edeceği yarar, bebeğin alacağı zarardan daha büyük ise onca o takdirde annenin ilaç kullanımına izin verilmektedir.

Karbamezepin, fenitoin ve valproat içeren epilepsi ilaçları genellikle emzirirken kullanılabilirken, uyuklama gibi yan etkiler açısından bebek izlenmelidir. Bu noktada Fenobarbital içeren Luminal yüksek oranda anne sütüne geçtiğinden kesinlikle kullanılmaması gerekli olan ilaçlar arasında yer almaktadır. Seretonin geri alım inhibitörü grubundan ilaçlar arasında Prozac ve Cipralex benzerleri emzirme döneminde kullanılmaması gerekmektedir.

İlgili aramalar: emziren anneler hangi ilaçları kullanamaz?

Nasıra ne sürülür?

Nasıra ne sürülür?

Çeşitli travmaların belirli bölgelere sık bir şekilde oluşması sonucu ortaya çıkan nasır, aslında derinin travmalara, baskılara karşı kendisini koruması sebebiyle ortaya çıkan ancak zamanla ağrılı bir durumun ortaya çıkmasına sebep olabilen bir rahatsızlıktır.

Yanlış ayakkabı seçiminden dolayı ayaklarda veya çeşitli iş aletlerinin ellerin bazı bölgelerinde oluşturduğu baskılar sonucu ellerde, boyunda veya kollarda ortaya çıkabilirler. Nasır tedavisi genellikle solüsyonlar veya salisilik asit içeren ilaçların nasırın bulunduğu bölgeye sürülmesi yoluyla yapılmaktadır. Bununla beraber ilerlemiş aşamadaki nasırların tedavilerinde daha radikal yöntemler veya cerrahi yöntemlerde kullanılmaktadır. Ancak nasır tedavilerinde öncelikle nedenin tespit edilerek ortadan kaldırılması gerekmektedir. Asi halde tedavi bir aşamaya kadar işe yarayabilir veya tedavi edildikten sonra tekrarlayabilir.

Halk arasında kabuğu soyulmuş domates veya limon kabuğunun rendelenmiş hali nasır tedavilerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Tıbbi bir dayanağı bulunmayan bu yöntemler, nasırın bulunduğu bölgenin sıcak suda bekletilerek yumuşatılmasının ardından kabuğu soyulmuş domates veya rendelenmiş limon kabuğu nasırlı bölgenin üzerine bastırılarak bir bez yardımıyla bağlanır ve gece boyunca sarılı durur. Bu işlem nasır yok oluncaya kadar her gece tekrar edilir.

İlgili aramalar: nasıl nasıl geçirilir? nasıra ne sürülür? nasır ne sürünce geçer? nasırı geçirmek için ne sürebiliriz?

Gribe ne iyi gelir?

Gribe ne iyi gelir?

Grip karşısında en etkili olan bitkiler arasında zencefil, arı poleni ve çörek otudur. Zencefil pastil veya çay olarak alınması durumunda lokal rahatlamalar sağladığı gibi bağışıklık sistemini güçlendirici ve hastalıkla savaşan bir nitelik gösterirler. Taze zencefiller, suları sıkılarak limonata veya çay gibi içeceklere karıştırılabilirler.

Arı poleni bağışıklık sistemini güçlendirme konusunda oldukça yüksek bir etkiye sahip olarak, gribe karşı çok önemli bir destek verir. Meyan kökü tüm bitkiler içerisin gribin tüm türlerine karşı en önemli desteği sağlayan bitkidir. Ancak meyan kökü kullanımı uzman kontrolünde olması gerekir. Tansiyon, şeker, kalp ve böbrek rahatsızlıkları olan kişilerin meyan kökü kullanmaları bir takım komplikasyonların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle uzman görüşüne başvurarak kullanılmalıdır.

Doğal antibiyotikler barındıran meyan kökü, günde üç fincan şeklinde tüketilirse boğazdaki ağrısal şikayetlerin azalmasını, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini aynı zamanda da mikroplara karşı savaşılmasını sağlarlar.İlaç olarak kullanılan antibiyotikler mikroplara karşı etkiliyken, virüslere karşı etkili değildir. Ancak meyan kökü içerisinde bulunan bazı antibiyotikler bazı virüslere de etki etmektedir.

İlgili aramalar: grip nasıl geçer? gribe iyi gelen içecekler nelerdir? gribe ne iyi gelir? gribi ne geçirir?

9 Kasım 2013 Cumartesi

Pişik olmanın nedenleri nelerdir?

Pişik olmanın nedenleri nelerdir?

Pişiğin oluşmasının nedenleri arasında, bölgenin iyi havalanmaması, temizlik ve benzeri travmalar sonucu oluşan tahrişler, bölgenin sürekli ıslak kalması, vücudun idrar ve dışkı gibi etkenlere uzun süreli olarak maruz bırakılması bulunmaktadır. Bununla birlikte sıcaktan kaynaklı olarak kıvrım bölgelerinde sürekli oluşan terlemeler de pişik oluşmasında önemli rol oynarlar.

Terlemeye, idrar ile dışkıya sürekli olarak maruz kalan bölgelerin bu etkilerden kurtarılması pişiğin oluşmasının önüne geçebilmek için gereklidir. Doğru bir bez seçimi ve bağlama yöntemi ile bebeklerin rahat etmelerinin yanı sıra altlarının havalanmasının sağlanması, pişiklerin önlenmesinde önemli detaylardır.

Temizlik malzemeleri, temizleme sırasında ovalama, dışkı ve idrara uzun süre maruz kalma gibi durumlar pişiklerin ortaya çıkmasında en etkili nedenlerdir. Bu aşamadaki pişiklerin kremler veya yağlar yardımıyla ve aynı zamanda sürekli bir bakımla altının sürekli temiz ve kuru tutulmasıyla geçirilmesi gerekir. Tedavi önlemlerinin hızlı bir şekilde alınmaması durumu, pişiklerin daha büyük komplikasyonlara, mantar enfeksiyonlarına dönüşmesine sebep olabilir.

İlgili aramalar: pişik olmanın nedenleri nelerdir? pişiğin sebebi nedir? pişik neden olur? bebek pişik niçin oluyor?

Yüzdeki tüylere lazer epilasyon yapılır mı?

Yüzdeki tüylere lazer epilasyon yapılır mı?

Lazer epilasyon geçici kızarıklıklar haricinde vücuda ve deri altındaki herhangi bir bölgeye zarar vermeyen bir uygulamadır. Bu nedenle göz kapağı haricindeki her bölgede kullanılabilmektedir. Herhangi bir yara, yanık, tahriş, kızarıklık, güneş yanması olmayan ve kıl yapısı ile vücut yapısı uyumlu olan herkes, yüzündeki tüylere lazer epilasyon yaptırabilmektedir.

Lazer epilasyon konusunda uzmanlaşmış olan kliniklere başvuran herkes, uzmanlar tarafından bir takım testlere tabii tutulmaktadır. Kıl ve cilt yapısının belirlenmesi amacıyla yapılmakta olan bu testlerin sonuçlarına göre yüzünüzdeki tüylere lazer epilasyon yaptırıp yaptıramayacağınızı net olarak öğrenebilirsiniz.

Lazer epilasyonlarda koyu renk tüy yapısı ve açık renkteki cilt yapısı en başarılı sonuçların alınmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte yapılacak olan test sonuçlarına göre, yapılacak uygulamanın ne oranda başarılı olacağı uzmanlar tarafından önceden kişilere belirtilmektedir.

İlgili aramalar: yüzdeki tüylere lazer yapılır mı? yüze lazer epilasyon olur mu? lazer epilasyon yüz bölgesine uygulanır mı?

8 Kasım 2013 Cuma

Sivilcenin en iyi tedavisi nedir?

Sivilcenin en iyi tedavisi nedir?

Toplumda en sık karşılaşılan cilt rahatsızlıklarından biri olan sivilce, özellikle ergenlik dönemlerinde çoğalan hormon salgılanması ciltte yağ birikmesine neden olur. Yağ ile beslenen bazı bakterilerin ciltte sivilcenin oluşması sonucunu ortaya çıkarır.

Cildin yağ dengesinin kontrol altında tutulması sivilcelerin önüne geçmenin en önemli yöntemidir. Kişiden kişiye değişmekte olan sivilcelerin tedavilerinde de farklı yöntemler ve ilaç tedavileri yapılmaktadır. Bununla birlikte cildin temiz ve kuru tutulması sivilcelerin önlenmesinde büyük rol oynarlar. Sadece su kullanarak sık şekilde yıkanmakta olan sivilceli cilt kısa sürede iyileşme sürecine girer. Ancak uzun süreli, iyileştikten sonra bile iz bırakmaya devam eden veya aşırı sivilce oluşması durumlarında uzman bir dermatologa başvurarak, sivilce oluşumuna neyin neden olduğunun tespit ettirilmesi ve uzmanın önerisi doğrultusunda tedavi sürecinin başlaması gereklidir.

İlgili aramalar: sivilcenin en iyi tedavisi nedir? sivilce en iyi neyle geçer? sivilce için ne yapmak gerekir?

Siğile ne sürülür?

Siğile ne sürülür?

Human popilloma virüs veya kısaca HPV olarak bilinene bir virüsün kişiye bulaşması sonucu ortaya çıkan siğil, vücudun farklı bölgelerinde et benine benzeyen dokuların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bulaşıcı bir özellik taşıyan siğil, bu nedenle tehlikeli hastalıklar arasında görülmektedir. Bununla birlikte yaşamsal bir risk oluşturmazlar. Genital bölgelerde ortaya çıkan siğiller ise, belirli bir aşamadan sonra kanser riski taşımaktadır.

Deride bulunan herhangi bir açıklık, yara gibi boşluklardan temas sonucu bulaşabilen HPV, bulaştığı bölgeye göre yüzde, ayakta, elde, parmaklarda, genital bölgelerde ortaya çıkabilmektedir. Sağlam deriden bulaşması oldukça güç olan HPV, insandan insana, hayvandan insana veya herhangi bir ortamda bulunuyorsa ortamdan insana temas yoluyla bulaşabilir. Siğilin farklı çeşitleri olması, tedavilerinde farklı türde olmasına sebep olmaktadır. Ancak tedaviler genelde siğilin olduğu bölgeye çeşitli asit içerikli ilaçların sürülmesi şeklinde, dondurarak veya yakarak tedavi edilmesi yönündedir. Cerrahi müdahale ile kesilerek çıkarılması başvurulan bir yöntem değildir. Lazerle yakılarak uygulanan bir tedavi yöntemi olmakla beraber en son başvurulan yöntemlerden biridir.

Eski zamanlardan beri, halk arasında siğil tedavisi için incir yaprağı ve sütleğen bitkisi kullanılmaktadır. İncir yaprağı ve sütleğen bitkisi koparıldığında, koparıldığı bölgeden akan süt, siğil oluşumunun üzerine sürülmesi şeklindeki bu uygulama siğil geçene kadar devam ettirilmekle birlikte, tıbbi bir dayanağı bulunmamaktadır. Siğil tedavi sonrasında tekrarlama riski bulunan ancak aynı zamanda kendiliğinden geçme olasılığı da bulunan bir rahatsızlıktır.

İlgili aramalar: siğile ne sürülür? siyili ne geçirir? siyil nasıl geçer? siğilin tedavisi nedir?

7 Kasım 2013 Perşembe

Bebeği hıçkırık tutunca ne yapmak gerekir?

Bebeği hıçkırık tutunca ne yapmak gerekir?

Hıçkırık bir yaşına kadar yeni doğan bebeklerde bir hastalık veya hastalık bulgusu değildir. Bebeklerde hıçkırık fizyolojik ve olağan hareketlerinden bir tanesi olarak görülen bir reflekstir. Hıçkırığın düzeyi bebeğin uyumasını, beslenmesini, emmesini etkilemiyorsa herhangi bir şey yapılmadan geçmesi beklenmelidir. Bebeklerin emzirildikten sonraki ilk yarım saat içerisinde dik tutulması, kucağa alınarak sırtının ovalanması, biriken gazını çıkarmasına yardımcı olacağı gibi, hıçkırığın da azalmasına sebep olur. Bebeklerin sık aralıklarla çok acıkmadan emzirilmesi, emmesinin daha az yoğunlukta olmasını sağlayarak, hava yutma olasılığını azaltarak hıçkırığın da daha az düzeyde olmasını sağlar.

Halk arasında sıklıkla kullanılan bir yöntem olan limon kullanımı hıçkırığı geçiren bir yöntemdir. Limonun ekşi oluşu bir anda bunu tatmış olan bebeğin nefesini tutmasını sağlar ve dolayısıyla hıçkırığın geçmesine sebep olur ancak limon pH değeri yüksek bir besin olarak bebeklerin almalarında sakınca olan besinlerdendir. Pişik yapma olasılığını arttırdığı gibi, bebeğin midesini irrite ederek kusma olasılığını güçlendirmektedir. Hıçkırığın bebeği çok rahatsız ettiği ve alınan önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda, birkaç çay kaşığı su verilmesi veya yeniden bebeği emzirmek hıçkırığın geçmesi için başvurulacak diğer önlemlerdir. Hıçkırığın geçirilmesi için kullanılan herhangi bir ilaç bulunmamaktadır, zira hıçkırık bebeklerde bir hastalık değildir. Hıçkırık bebekler için doğal bir olaydır. Bu sebeple aşırıya kaçmadığı sürece ve doktora danışmadan hıçkırığı durdurmaya çalışmak da doğru bir hareket olmayacaktır.

İlgili aramalar: bebeği hıçkırık tutarsa ne yapmak lazım? bebeğimi devamlı hıçkırık tutuyor ne yapmam gerek?

Kıl dönmesi ilaçla geçer mi?

Kıl dönmesi ilaçla geçer mi?

Kıl dönmeleri erkek veya bayan herkes de ancak erkeklerde daha sık rastlanılan bir rahatsızlıktır. Kıl dönmelerinin oluşması özellikle kuyruk sokumu bölgesinde oldukça rahatsız edici boyutlara ulaşabilirler. Acı, ağrı ve akıntı gibi sonuçların ortaya çıkması pek çok açıdan günlük yaşamı etkilemeye başlar.

Kıl dönmesi tedavileri arasında çeşitli ilaç ve solüsyonlarla bölgenin yıkanması veya enjektörle çeşitli ilaçların bölgeye enjekte edilmesi mevcut olmakla birlikte, maalesef kıl dönmesi tedavisinde hiçbir ilaç tam sonuç vermemektedir. Kıl dönmesinin erken aşamalarında bazı ilaçlar oluşan enfeksiyonların yok edilmesini sağlamakla birlikte, deri altında dönmeye başlamış olan kılın mutlaka bu bölgeden dışarıya çıkarılması ve kıl kökünün rahatlatılması gerekmektedir. Kıl dönmesi rahatsızlığı tekrarlama riski bulunan ve erken aşamalarında uzman müdahalesi gerektiren bir rahatsızlıktır.

İlgili aramalar: kıl dönmesi ilaçla geçer mi? kıl dönmesinin ilacı var mı? kıl dönmesini geçiren ilaç var mı?

6 Kasım 2013 Çarşamba

Tüp bebek tedavisinden önce hangi testler yapılır?

Tüp bebek tedavisinden önce hangi testler yapılır?

Tüp bebek tedavileri öncesinde öncelikle anne adayının hormonal dengesini belirleyecek ve aynı zamanda tüp bebek tedavisinin planlanmasında çok önemli bilgiler veren hormonal tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Bu testlerin yapılmasının ardından, bazı adaylarda rahim içerisinin düzgünlüğünü, tüplerde geçişin olup olmadığını ya da tüplerin durumunu gösteren bazı testler yapılması gerekli olabilen testler arasındadır. Erkekler için uygulanan spermiogram testi aracılığıyla spermlerin sayıları, canlılıkları, hareketleri ve yapılarıyla ilgili gerekli bilgiler alınmaktadır. Son olarak anne ve baba adaylarının tıp dilinde serolojik testler olarak adlandırılan bir takım testleri yaptırmaları, tüp bebek tedavisi öncesinde gereklidir. Zaten bir kısırlık tedavisi içerisinde olan ve tüp bebek yaptırılması uygun görülmüş olan ebeveyn adayları tüm bu testleri yaptırmış olarak tedaviye başvurmaktadır. Ancak uzmanların gerekli gördüğü ve hastadan hastaya değişebilecek başka bazı testlerin yapılması da mümkün olabilmektedir.

İlgili aramalar: tüp bebek tedavisine başlamadan önce hangi tetkikler yapılır? tüp bebek tedavisinde hangi testler yapılır?

5 Kasım 2013 Salı

Boğaz ağrısının nedenleri

Boğaz ağrısının nedenleri

Boğaz ağrılarının en önemli nedenleri arasında enfeksiyonlar yani mikrobik hastalıklar gelmektedir. Bunların içerisinde en sık karşılaşılanlar ise akut farenjit olarak tanımlanan rahatsızlıklardır. Farklı mikroplardan kaynaklanan bu rahatsızlıklar, genel olarak ve özellikle başlangıç aşamasında aynı türde şikayetlere sebep olabilirler. Ancak farklı türdeki mikropların oluşturduğu bu rahatsızlıklar farklı mikroplardan kaynaklanan rahatsızlıklar olduğu için, tedavilerinin de farklı türlerde olmasını gerektirebilirler. Virüsler veya bakterilerden kaynaklı oluşabilen bu rahatsızlıkların tedavileri, neden olan virüs veya bakteri türüne göre farklı tedavi yöntemlerine sahiptir. Virüslerden kaynaklanan rahatsızlıklar genel olarak bir hafta içerisinde bazı ilaç ve vitaminlerin desteğiyle kendi kendine geçebilen bir durumdayken, bakterilerden kaynaklanması halinde mutlaka antibiyotik tedavisi uygulanması gereken bir tedavi süreci geçirilmelidir.

İlgili aramalar: boğaz ağrısının nedenleri nelerdir? boğaz neden ağrır? boğazda ağrı neden olur?

Boğaz ağrısına ne iyi gelir?

Boğaz ağrısına ne iyi gelir?

Boğaz ağrılarında sıvı tüketiminin arttırılmasına önemle dikkat edilmelidir. Boğazı tahriş edici etkilere sahip olan sigara, kirli hava, tozlu ortamlardan uzak olabildiğince uzak durulması gerekir. Çeşitli gargara, sprey ve pastiller boğaz ağrısını rahatlatacak yararlar sağlamaktadır, ancak bunların kullanımının bir uzman görüşüne başvurarak onun kontrolünde yapılması daha doğru sonuçlara ulaşılmasını da sağlamaktadır.

Yutkunma güçlüğünün de yaşanıyor olması halinde, tüketilecek besinlerin boğazı daha fazla tahriş etmeyecek örneğin; püre, makarna, pilav ve lapa gibi yumuşak besin türleri arasından seçilmesi gerekmektedir. Yine tüketilen sıvıların çok sıcak veya çok soğuk olmamasına dikkat etmek gerekmektedir. Önemli bir diğer unsur ise bulunulan yaşam alanının, özellikle gece uyurken havasının kuru olmamasına ve eğer kuru bir ortam var ise çeşitli önlemlerle havanın nemlendirilmesidir.

İlgili aramalar: boğaz ağrısına ne iyi gelir? boğaz ağrısı için ne yapılır? boğaz ağrısına ne yapılabilir?

Tüp bebek denemesinin başarısız olmasının nedenleri

Tüp bebek denemesinin başarısız olmasının nedenleri

Her tedavi gibi tüp bebek tedavisinin de belli riskleri bulunmaktadır ve sonucu yüzde yüz garanti edememektedir. Bunun nedeni birden fazla ve çok değişken sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Anne adayının yaşı tüp bebek tedavilerinde en önemli etkenlerden biridir. Anne adayının yaşının 38 den daha yukarıda olması tedavinin sonucunun olumsuz olabilmesini kolaylaştıran bir faktördür. Bununla birlikte sağlıklı yumurta elde edilebilmesi için uygulanan protokoller de tedavinin sonuçları açısından etkili faktörlerdir. Spermlerin hareketi, DNA yapısı ve sayısı tüp bebek tedavilerinin sonuçlarının olumlu veya olumsuz olabilmesini etkileyen bir diğer faktördür. Tüp bebek tedavilerinin olumlu ve olumsuz sonuçlanmasını etkileyen faktör sayısı oldukça fazladır. Her olumsuz sonucun ardından, olumsuzluğunun nedeninin tespit edilir ve bu duruma göre farklı tedavi protokolleri uygulanarak tedavi tekrarlanır.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Pişik nasıl önlenir?

Pişik nasıl önlenir?

Bebeklerde oluşabilen pişiklerin önüne geçmek için öncelikli olarak doğru bebek bezi seçimi yapılması gereklidir. Bebeklerimizin boyutlarına en uygun ve aynı zamanda havalandırma iyi yapan bebek bezlerinin seçilmesi, pişiği önlemenin ilk kuralıdır.

Bebeklerimizin alt bakımlarının mutlaka sadece su yardımıyla yani ıslak bezler aracılığı ile yapılması gereklidir. Kullanılacak hazır olarak satılan bebek bezleri pişik oluşumunda önemli rol oynarlar. Temizliğin ardından bebeklerin kurulanmasına dikkat ederek, hiçbir bölgesinin ıslak kalmaması sağlanmalıdır. Bunun için her alt değişiminden sonra 10-15 dakika bebeğin altının açık kalarak havalanması sağlanmalıdır. Havalandırma yapılan ortamın soğuk olmamasına dikkat edin.

Son olarak yeniden altı bağlanmadan, pişik önleyici krem, zeytinyağı veya badem yağı gibi yağlarla pişiklerin oluşma ihtimali en yüksek olan kasık, kalçalar ve genital bölgelerinin yan kısımlarına sürülmesi gereklidir. Bebeklerin altlarının yaklaşık olarak 2-3 saatte bir olmak üzere değiştirilmesi, idrarla vücudunun daha az temas etmesini sağlayarak pişik önlemede gerekli bir önlemdir. Ancak dışkı kokusunun alındığı veya fark edildiği durumlarda bebeklerin altlarının en kısa sürede değiştirilmesi gereklidir. Dışkıların idrara göre pişik oluşturma olasılıkları çok daha yüksektir.

İlgili aramalar: pişik nasıl önlenir? pişiği önlemek için ne yapılır? bebeğin altının pişik olması nasıl engellenir?

Bebeğin altı nasıl değiştirilir?

Bebeğin altı nasıl değiştirilir?

Kız ve erkek bebeklerin alt bakımları beslenme öncesindeki yapılmalıdır. Beslenme öncesinde yapılan bakım sayesinde rahatlayan ve uyarılan bebekler, daha iyi şekilde beslenmektedirler. Kız ve erkek bebeklerin alt bakımları çok az fark bulunmaktadır. Önemli bir ayrıntı olarak, alkol ve tahriş edici diğer maddeleri içeren hazır ıslak mendilleri ve benzeri tarzdaki ürünleri temizlik esnasında kullanmamanız gerektiğidir. Bebeklerin alt bakımları ve temizliği önceden hazırlanmış ıslatılmış pamuk tamponlar veya benzeri yöntemlerle ancak mutlaka sadece normal suyla yapılmalıdır. pH derecesi cilde uygun ve bebek bakımı için özel olarak üretilmiş ıslak mendiller kullanılabilir.

Kirli bezin değiştirilmesi esnasında, bebekle kurulan göz teması ve konuşmak, bu durumun sıkıntılı bir hale dönüşmesinin önüne geçecek faydalı eylemlerdir. Kirli bez açıldıktan sonra ön tarafından tutularak ve bebeğin kalçalarını sıvazlayacak şekilde ve tek hamlede aşağıya doğru itilmelidir. Ters bir şekilde bebeğin üzerinde olacağı şekilde kapatılan bezin ardından, bebeğimizin kasık bölgeleri her biri farklı ıslak tamponlar aracılığıyla aşağıya doğru temizlenmelidir. Ardından erkek bebeklerde genital bölgenin yine tek bir seferde kökten uca doğru temizlenmesi gerekmektedir. Her silme işleminde farklı bir bezi kullanarak yaptığımız temizlik işlemine testisleri bir defada silerek devam ediyoruz. Silinen bölgenin tam olarak temizlendiği durumlarda farklı bir bez kullanarak işlemin tekrarlanması gereklidir. Son olarak bebeğimizin bacakları kaldırılarak, kalçaları ve makat bölgesi ayrı ayrı olmak üzere temiz bezler aracılığıyla yine tek seferde silinmelidir. Her silme işleminde farklı bir tampon bezin kullanılması, tahrişlerin önüne geçmek ve kirliliği daha bulaştırmamak için mutlaka dikkat edilmesi gereken bir detaydır.

Silme işleminin ardından, bir tülbent veya yumuşak bir havlu yardımıyla ıslak bölgelerin kurulanması çok önemlidir. Islak bölgelerin kurulanmasının ardından altındaki kirli bezi alarak yeni bezimizi sırt bölgesine doğru yerleştiriyoruz. Bu aşamada kasık bölgeleri ve kalça bölgelerine sürülecek bir pişik kreminin ardından bezi, bebeğimizin rahat hareket edebileceği şekilde ama aynı zamanda sızdırma yapmayacak şekilde orantılayarak kapatıyoruz. Göbek bağı düşmemiş olan yeni doğan bebeklerde mutlaka göbek kısmının dışarıda kalacağı şekilde bağlanması gereklidir.

İlgili aramalar: bebeğin altı nasıl değiştirilir? bebeğin alt değişimi nasıl yapılır?

Tüp bebek merkezi seçerken kriterler ne olmalı?

Tüp bebek merkezi seçerken kriterler ne olmalı?

Ülkemizde Sağlık bakanlığı tarafından yönetmeliklerle belirlenmiş kurallara riayet eden tüp bebek merkezleri, yine Sağlık bakanlığı tarafından verilen ruhsata sahiptir. Öncelikli olarak tüp bebek merkezinin gerekli ruhsata sahip olup olmadığının öğrenilmesi gereklidir. Sağlık bakanlığı ruhsatlandırdığı tüm tüp bebek merkezlerini aynı zamanda web sitesi üzerinde de yayınlamaktadır. Bunun dışında birçok kriterin ayrımını yapmak oldukça zor bir işlemdir. Genel olarak hastalar kalabalık olan tüp bebek merkezlerinden, yani kalabalıktan şikayet ederler ancak kalabalık olan tüp bebek merkezleri aslında, iyi tüp bebek merkezleri olduğu için daha kalabalıktır.

Diğer bir önemli kriter olan dondurulmuş embriyo yüzdesi, kliniğe sorularak öğrenilmelidir. Seçim yaparken tüp bebek merkezinin başarısı konusunda oldukça yüksek bilgi veren bir done olan dondurulmuş embriyo oranı, yüzde otuzlar seviyesinde veya buna yakınsa iyi bir tüp bebek merkezi olarak değerlendirilmelidir.

Sonuç değerlendirmenizde en önemli katkıyı sağlayacak olan ise kesinlikle doktorun yaptığı tespitlerdir. Tedaviyi uygulayacak olan uzman doktor ile görüşerek en doğru ve en gerçek bilgileri kendisinden alabilirsiniz. Doktorlar konunun uzmanları olarak en doğru bilgiyi hastalara aktaracaklardır.

İlgili aramalar: tüp bebek merkezi seçerken nelere dikkat etmeli? hangi tüp bebek merkezi daha iyi? tüp bebek merkezi seçerken kriterler nedir?

3 Kasım 2013 Pazar

Tüp bebek tedavisinin süreci nasıldır?

Tüp bebek tedavisinin süreci nasıldır?

Tüp bebek tedavi süreci, hastaya tedavinin uygulanmasının karar verilmesinin ardından, hangi protokolün uygulanacağının belirlenmesiyle birlikte başlar. Bu aşamada belirlenen protokolün türüne göre zamanlama konusunda değişiklikler yaşanabilir. Adetin 2. Veya 3. günü başlayan aktif tedavi dönemi olarak adlandırılan dönemden yaklaşık on gün kadar önce başlayan protokollerde, yapılan ultrasonografik değerlendirmelerde tedaviye engel herhangi bir durumun tespit edilmemesiyle birlikte tedavi süreci başlar ve aktif tedavi dönemine kadar günlük olarak yapılan iğnelerle devam eder. Ardından aktif tedavi dönemi başlar ve yaklaşık 10 ile 12 arsında süren bu dönem boyunca yumurtaların çoğaltılması amacıyla günlük yapılan iğnelerle tedavi süreci devam eder. Bu süre zarfında yumurtaların istenilen düzeye gelmesi gözlemlenir ve istenilen düzeye ulaşıldıktan sonra yumurta toplama işlemi planlanır. Planlanan işlemin gerçekleşmesinin ardından, aynı gün eşten alınan spermlerle, yumurtaların birleşmesi laboratuvar ortamında sağlanır. Ertesi gün yumurtaların döllenip döllenmediği kontrol edilerek, döllenerek embriyo ismini alan yumurtalar var ise bunlar anne rahmini taklit eden laboratuvar ortamında iki veya üç gün boyunca saklanır. Bu süre sonunda aralarında en iyi görünen, yaşa ve duruma göre uzmanlar tarafından değerlendirilen embriyoların iki tanesi transfer denilen işlemin gerçekleştirilmesiyle anne rahmine yerleştirilir. Transfer işleminin ardından on ya da 12 boyunca herhangi başka bir işlem yapılmaz ve gebelik testi aşamasına geçilir.

İlgili aramalar: tüp bebek tedavisinde süreç nasıl işler? tüp bebek tedavisinin işlem aşamaları nelerdir? tüp bebek tedavisinde sırayla neler yapılır?

Ses neden kalınlaşır?

Ses neden kalınlaşır?

Ses kalınlaşması oldukça ciddi sonuçlara neden olabilecek bir rahatsızlık türüdür. Özellikle bir haftayı aşan ses kalınlığı şikayetlerin de mutlaka bir uzmana başvurulması gerekmektedir. Ses kalınlaşması veya çatallaşması üst solunum yollarında yaşanmakta olan çeşitli enfeksiyonlar sebebiyle oluşabildiği gibi, ses tellerine aşırı yüklenme, ses tellerinin çeşitli nedenlerle tahriş olması ve çok sık rastlanılan bir şikayet türü olarak yoğun sigara kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır.

Ses kalınlığının tedavisi genellikle nedenin belirlenerek, bu nedene göre uygulanacak tedaviler süreçleri aracılığıyla yapılır. Ancak bir haftayı aşan ses kalınlaşması şikayetleri çok daha riskli rahatsızlıkların işareti olabilmektedir. Erken dönemde müdahale edildiğinde bu risklerin önüne geçebilmek mümkünken, geç müdahalelerde, cerrahi tedavi yöntemleri bile olumlu sonuç vermeyebilmektedir. Bu nedenle ses kalınlaşması son derece ciddiye alınması ve mutlaka bir uzmanın görüşüne başvurulması gereken bir rahatsızlık türüdür.

İlgili aramalar: ses neden kalınlaşır? sesin kalınlaşmasının nedeni nedir? seste kalınlaşma neden olur? konuşurken sesin kalın çıkması

Pişiğe ne sürülür?

Pişiğe ne sürülür?

Pişik tedavisi sırasında badem yağı, zeytinyağı ve pişik kremleri kullanılması gereklidir. Sudocran, popolin, sebamed, dalin, otacı, nivea vb. marka pişik kremleri pişiği önlemede oldukça başarılıdır. Sürüldüğü bölgedeki suyu toplaması sebebiyle, pişik tedavisinde eskiden beri kullanılmakta olan talk pudraları, önemli oranda işe yaramaktadır. Bununla birlikte günümüzde gerçek talk pudrasının bulunma güçlüğü ve talk pudrasının aynı zamanda vücutta ki suyu da emmesi ve dolayısıyla kuru bir cilt oluşturması sebepleriyle kullanılması tavsiye edilen ürünler arasında değildir. Elbette çeşitli yağlar ve kremler yardımıyla tedavi edilmeye çalışılan pişikler sırasında, bebeğimizin pişik olan bölgesinde bu durumu yaratan etkilerinde ortadan kaldırılması gereklidir. Düzgün havalanmayan, ıslak kalan, zamanında değiştirilmeyen bezlerden kaynaklı olarak ortaya çıkan pişiklerin, mutlaka kısa sürede tedavi edilmesi gereklidir. Bebek her alt değişiminde altı 10-15 dakika açık kalarak havalandırılmalıdır. Tedavisi hemen yapılmayan pişikler zamanla mantar enfeksiyonları haline dönüşebilirler.

İlgili aramalar: hangi pişik kremi iyidir? pişiğe ne sürülür? bebeğimin altı pişti ne sürebilirim?

2 Kasım 2013 Cumartesi

Tüp bebek tedavisinde IVM tekniği

Tüp bebek tedavisinde IVM tekniği

Tıp dilinde İn Vitro Maturasyon tekniği, tüp bebek tedavisi sırasında kullanılmakta olan ve vücut içerisinde yumurta hücrelerinin tam olarak olgunlaşmadan önce vücut dışına alınması ve laboratuar ortamında olgunlaştırılarak, mikro enjeksiyon işleminin yapıldığı yöntemidir. Halk arasında ilaçsız tüp bebek yöntemi olarak IVM tekniği, uzmanlar tarafından belirlenen sınırlı sayıda ki hasta grubuna uygulanan bir yöntemdir. Özellikle polikistik over ismiyle tanımlanan hastalığın bulunduğu kadınlar da tercih edilen bir yöntemdir. Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçların anne adayında oluşturabileceği bazı reaksiyonlara özel durumları olması, bu yöntemin tercih edilmesinde ki en önemli faktördür. İlaçla yapılan tüp bebek tedavilerine göre çok daha düşük başarı oranlarına sahip olan IVM tekniği, uzmanların görüşleriyle birlikte, çeşitli sağlık durumları sebepleriyle, tedavi sırasında uygulanacak olan ilaçları reaksiyon yaratabilmesi olasılığı bulunan hasta gruplarında kullanılmaktadır.

Kıl dönmesi için ameliyat şart mı?

Kıl dönmesi için ameliyat şart mı?

Kıl dönmesi, erken aşamalarında fark edilerek bazı ilaçların kullanımıyla tedavi edilse de tekrarlama riski oldukça yüksektir. Yüksek bir oranla kıl dönmesi tedavileri cerrahi müdahale şeklinde yapılmaktadır. Derinin altına doğru kılın uzaması ve bu durumun oluşturduğu apse ve enfeksiyonlardan kaynaklanan kıl dönmesi rahatsızlığının kesin tedavisi, deri altına doğru uzamakta olan kılın bulunduğu kökten çıkarılmasıyla ve yeniden uzarken normal yolla deri üstüne doğru uzamasının sağlanması şeklinde olabilmektedir. Bu doğrultuda deri altına doğru uzayan kılın, bu bölgeden çıkarılabilmesi ancak çeşitli çaptaki cerrahi müdahaleler sonucu olabilmektedir. Bununla birlikte erken aşamalarda fark edilen ve uzman tedavisine başvurulan kıl dönmelerinde, bölgeye deri altına enjekte edilen solüsyon ve ilaçların yanı sıra, enfeksiyonun kurutulması amaçlı kullanılan harici ve dahili yollarla alınan antibiyotik tedavileriyle de olumlu sonuçlar alınabilmektedir.

İlgili aramalar: kıl dönmesi ameliyatsız geçer mi? kıl dönmesi için ameliyat olmak şart mı?

Adıyaman Çiğ Köftecisi Iğdır Telefon Numarası

04762271888 Iğdır Çiğ Köfte, Çiğ köfteci öz adıyaman çiğ köftesi, adıyaman çiğ köftecisi, lezzetli ve hesaplı Iğdır Çiğ Köfte