A ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ABİDE: Anıt önemli ve değerli yapıt anlamındadır
ABAKAY : Bir Türk boyunun adı
ABAY: Hüner, beceri
ABBAS: Aslan, çatık kaşlı kimse
ABDULHAMİT: Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın kulu
ABDULKADİR: Her şeye gücü ve sözü yeten
ABDULLAH: Allah'ın kulu. Peygamber (s.a.s)'in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır
ABDULREZZAK: Yukarıdan gelen ilk kullardan biri
ABDURRAHMAN: Rahman'ın kulu
ABDÜLKADİR: Tükenmeyen kuvvete sahip olan
ABDÜLREZZAK: Soylu, gücüne güç katan
ABDÜRREZZAK: Rızkı bol olan insan
ABER: Hz. nuh'un erkek torununun adı
ABİDİN: Dua eden, duacı
ABREK: Yaşadığı toplumun düzenine karşı gelen, savaşçı
ABUZER: Altın suyu. Altın suyu misali parlak ve görkemli
ACAR: Becerikli, yetenekli
ACARALP: Cesur kişi, yiğit
ACARBAY: Zengin, kuvvetli
ACARBEY: Güçlü bey
ACARER: Gözüpek erkek, yiğit er
ACARKAN: Atılgan, güçlü, kuvvetli
ACARÖZ: Özü güçlü, yiğit kimse
ACARSOY: Yiğit soy, güçlü soy
ACARTÜRK: Yiğit Türk, güçlü Türk, gözüpek Türk
ACATAY: Güçlü tay
ACUN: Sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
ACUNAL: Evrenle, dünya ile ilgili, evrensel
ACUNALP: Dünya yiğidi
ACUNER: Dünya eri, dünya yiğidi
ACUNSEVEN: Evreni seven, dünyayı seven
AÇIKALIN: Alnı açık kimse, temiz kişi
AÇIKGÜN: Güneşli gün, bulutsuz gün
ADAHAN: Adanın hükümdarı, hakimi, yöneticisi
ADAL: İyi bir ün kazan, adın yayılsın
ADALAN: Adı bilinen, tanınan, iyi ünü olan
ADALIR: Adlanır, ad alır, bilinir
ADAR: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre zaman, omuzdaş
ADAŞ: Adları eş olanlar, aynı adı taşıyanlardan her biri, kardeş, edinilmiş olan, arkadaş
ADEM: İyi, temiz insan
ADIGÜN : Adı aydınlık, gün gibi olan
ADISÖNMEZ: Adı sürekli olarak yaşar, adı sürer gider, kuşaktan kuşağa sürer
ADIVAR: Adı yok değil adsız değil, adlandırılmış
ADİL: Adaletli
ADİN: Cennet
ADLIĞ: Adı var, adı sanı bilinen, tanınmış ünlü
ADNAN: Eski Türk isimlerinden, iki gökyüzü, iki cennet anlamında
ADSAY: Moğol hakanlarından biri
ADUŞAN: Ateş, alev
AFFAN: Kendini kötülüklerden uzak tutan
AFRİN: Suriye'de bir şehir
AFŞİN: Savaşlarda askerlerin kullandığı giysi
AGAH: Bilgili, uyanık
AĞA: Ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan Varlıklı kimse
AĞABAY: Ağa ve çok varsıl kimse
AĞAN: Geceleri gökte, ara sıra, hızla akıp gittiği görülen ışıklı nokta, göktaşı, akanyıldız
AĞANER: Akanyıldız gibi güzel er, akaner
AĞARANTAN: Sabahın erken vakti, tan vakti
AĞÇELİK: Çok iyi su verilmiş, çelik, ak çelik
AĞER: Temiz kişi, temiz erkek, ak er
AĞIRTAŞ: Ağırlığı çok olan taş, ağırbaşlı kimse
AHMED: Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur’an-ı Kerim’de Saf suresinin 2. ayetinde: Hz.İsa, İsrailoğulları'na: "adı Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" şeklinde geçen isimlendirme ile Peygamberimizin isimlerinden birisi
AHMET: Övgüye değer
AKA: Saygıdeğer kimse, ağa
AKABAY: Varlıklı kimse, ağa
AKABEY: Varlıklı kimse, ağa ve bey
AKAD: Doğru kişi
AKADLI: Adı ak, soyu temiz
AKAGÜNDÜZ: Asıl adı Enis Avni olan bir yazarımızın takma adı
AKAL: Akal
AKALAN: Ak alan, ak meydan, beyaz alan
AKALIN: Temiz alın, açık alın, ak alın
AKALP: Ak yiğit, temiz yiğit
AKAN: Akıp gitmekte olan
AKANER: Akıp giden yiğit
AKANSU : Akıp giden su
AKAR: Akmak eylemini yapar
AKARCA: Akıp giden su, akan su, akarsu
AKARÇAY : Akıp giden su, akıp giden çay
AKARSEL : Akıp giden sel
AKASOY: Ağa soylu, soyunda ağalık bulunan kimse ağa soyu
AKATA: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ata
AKATAY: Temiz ve herkesçe bilinen kimse
AKAYDIN: Aydınlık, temiz
AKBA: Sazlık, bataklık, ağba
AKBARAN: Ak güç
AKBAŞ: Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir av kuşu
AKBATU: Temiz ve güçlü
AKBATUR: Namuslu ve yiğit
AKBAY: Namuslu ve varsıl olan
AKBAYAR: Namuslu, temiz ve yüce
AKBEĞ: Namuslu ve varsıl, akbay, ak bey
AKBEK: Namuslu ve varsıl
AKBEL: Ak, beyaz, ile "bir dağın iki tepesi arasında geçit veren çukurca yer anlamına gelen "bel" sözcüğünden gelmektedir
AKBİLGE: Bilge, temiz bilge
AKBORA: Ak yel, ak fırtına
AKBUDAK: Ak renkli budak
AKBULUT : Beyaz bulut
AKBURÇ: Ak renkli kale burcu
AKBURÇAK: Bir metre boyu olabilen bir burçak türü
AKCEBE: Savaşlarda kullanılan beyaz zırh
AKÇAKAYA: Oldukça ak renkli kaya, beyazca kaya
AKÇAKIL: Ak renkte küçük taş, akarsu kıyılarındaki ak renkli küçük taş
AKÇAL: Ak renge yakın, beyaza yakın beyaza çalan
AKÇALI: Para ile ilgili, parası olan zengin
AKÇASU: Duru su, ak su
AKÇAY: Duru çay, ak su
AKÇIL: Beyaza yakın, beyazı çok, içinde ak renk bulunan, kırçıl
AKÇINAR: Bir çınar türü
AKÇİT: Aydınlık yüz, ışıklı yüz
AKDAL: Beyaz dal
AKDAMAR: Beyaz damar, akan damar
AKDEMİR: Pürüzsüz demir gibi
AKDENİZ: Ülkemizin güneyindeki deniz
AKDİK: Ak renkte ve dik
AKDİKEN: Gövemeriği ya da geyik dikeni de denilen bir bitki alıç
AKDİL: İyi, güzel konuşan
AKDOĞ: Doğ ve ak git
AKDOĞAN: Kıvrık ve kısa gagalı, yırtıcı bir kuş
AKDOĞDU: Tertemiz doğan
AKDOĞMUŞ: Akça pakça doğmuş, beyaz tenli doğmuş
AKDOĞU: Beyaz şafak, ak ışıklı doğu
AKDORA: Ak renkte dağ tepesi, ak doruk
AKDORUK: Beyaz renkte, ağaçsız dağ tepesi
AKDUMAN: Beyaz duman
AKDUR: Akıp git ve dur, akıp dur
AKEL: Güvenilir kişi anlamındadır bunun yanında doğru, dürüst işler yapan kişi
AKER: Dürüst
AKERGİN : Ak ve olgun
AKERMAN: Soylu kişi
AKERSAN: Yiğit sanlı
AKERSOY: Yiğit soylu, dürüst, namuslu
AKGİL: Soyu temiz olan
AKGİRAY : Temiz ve yaraşır
AKGÜÇ: Namuslu ve güçlü
AKGÜN: Sevinçli gün
AKGÜNDÜZ: Aydınlık gündüz
AKGÜNER: Aydınlık sabah vakti
AKHAN: Ak soylu han
AKI: Yiğit, ağa, kardeş, eli açık
AKIALP: Eli açık, yiğit, yiğitler yiğidi
AKIMAN: Eli açık, yiğit, yiğit kimse
AKINALP: Akın yiğidi
AKINER: Akın eri, akın yapan er
AKINERİ: Akın yapan yiğit, akıncı yiğit
AKINTAN : Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akın
AKIŞ: Akma eylemi
AKİF: 1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen
AKİL: Akıllı , rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının farkında olan
AKKAŞ: Beyaz renkli yeşim taşı
AKKÖZ: Ak renkte göz, ak kor
AKLAN: Hızlı akan derecik
AKMAN: Yaşlı
AKMANER: Lekesiz yiğit, ak alınlı kimse
AKÖZ: Özü ak, temiz
AKSAL: Birçok kalın direğin yan yana bağlanmasıyla yapılan, düz ve korkuluksuz deniz ya da ırmak taşıtı
AKSAN: Temiz, lekesiz ün
AKSAY: Ak renkte yassı taş, boz renkli kayalık yer
AKSOY: Temiz soy, lekesiz soy
AKSUNGUR: Atmacaya benzeyen bir kuş, akdoğan
AKŞIN: Teni ve kılları ak renkli kimse
AKŞİT: Uğurlu
AKTAN: Aydınlık sabah
AKTAŞ: Beyaz taş, kireçtaşı
AKTEKİN : Ak şehzade
AKTER: Beyaz ter
AKTİMUR: Dövme demir, akdemir
AKTOLGA : Ak kargı
AKTUĞ: Değerli, önemli
AKTÜN: Aydınlık gece, ışıklı gece
AKÜNAL: Temiz ün sahibi olan
AKYEL: Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi yerlerde) kuzeyden esen yel, poyraz
ALAADDİN: Din uğruna çalışan kimse
ALAATİN: Dini yükseltmek, yüceltmek için çalışan
ALANER: Alan eri, meydan yiğidi
ALANGU: Altın geyik
ALAZ: Ateş
ALCAN: Yürekli,cesur
ALÇIN: Kırmızıya çalan küçük bir kuş
ALDEMİR : Ateşte ısıtılıp kırmızı hale getirilen demir Al-Demir
ALDOĞAN: Bir tür doğan
ALEMDAR: Bayrak taşıyan, bayraktar
ALEN: Saygınlık başarı
ALGAN: Fetihler yapan
ALGIN: Sevdalı, tutkun, vurgun, aşık, güçlü, dolgun, keskin, iyi, güzel Algün kızıl gün, al renkli Güneş
ALHAN: Al renkli prens
ALİ: Yüce, üstün,yüksek
ALİCAN: Yüce insan
ALİM: Bilim adamı, bilgin ilim bilen,ilimle uğraşan kimse
ALİŞAH: Ulu hükümdar
ALİŞAN: Ünü büyük
ALİYAR: Yar, dost, sevgili anlamlarını taşır. Bunun yanında birleşik isimdir
ALKAN: kırmızı kan, soylu
ALKIN: Korkusuz, yiğit, kızıl kın
ALKOR: Kıpkırmızı ateş, kızıl köz
ALKUN: El gün, herkes
ALP: Yiğit, bir sıfat
ALPAGUT : Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğit
ALPAĞAN: Yiğit
ALPAN: Etrüsk mitolojisinde bir tanrıça. Aşk tanrıçası, yeraltı tanrısı
ALPAR: Yiğit, kahraman, yiğit er, alp er, yiğit kişi
ALPARSLAN: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamında
ALPARTUN: Yiğit ve onurlu
ALPAS: Kızıl pas al renkli pas
ALPASLAN: Aslan gib yiğit
ALPAT: Yiğit al
ALPAY: Güçlü, cesur
ALPAYDIN: Yiğit ve aydınlık, yiğit ve bilgili yiğit ve aydın
ALPÇETİN: Yiğit ve çetin kişi
ALPDEMİR: Yiğit ve demir gibi
ALPDOĞAN: Cesur doğan
ALPER: Yiğit kişi
ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi
ALPERGİN: Yiğit ve ergin, yiğit ve olgun
ALPERMİŞ: Yiğit ve ermiş kişi
ALPGİRAY: Kırım hanlarından,"Giray" Kırım hanlarına verilen bir ünvan
ALPHAN: Yiğit han
ALPKAN: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olan
ALPKUTLU: Yiğit ve uğurlu, uğurlu yiğit
ALPMAN: Yiğit kimse
ALPSÜ: Yiğit asker, yiğit subay, yiğit er
ALPTEKİN: Yalnız ve uğurlu cesur kişi
ALPTUĞ: Yiğit tuğu, yiğitlik simgesi
ALPTUĞRUL: Yiğit alıcı kuş, yiğit doğan
ALTANER: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafak
ALTAR: Tapınaklarda üzerinde dini törenler yapılan taş, masa
ALTAY: Asya'da Batı Sibirya ile Moğolistan'ı ayıran dağlık alan
ALTEMUR: Kırmızı demir
ALTINER: Altın gibi değerli kimse
ALTINÖZ: Özü altın gibi olan kimse
ALTINTUĞ: Çok değerli tuğ
ALTUĞ: Kırmızı tüy
ALTUNÇ: Kızıl tunç
ALTUNER : Çok değerli kimse, altın yiğit
AMİL: Faal olan
AMMAR: İlk Müslüman olanlardan
ANDAK: Ak ant, temiz yemin, diken, sellerin oyduğu yar
ANDARKAN: Ateşin efendisi, eski Kırgızlarda bir bitki tanrıçası
ANDAY: And içmek, yemin etmek
ANI: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu anımsatan şey, hatıra
ANYA: Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi
APA: Büyük kız kardeş, abla
APAYDIN: Işıklar içinde, çok aydınlık
ARABUL: Arabuluculuk yap, iki yanın arasını bul, ara ve bul
ARAF: Cennet ve cehennem arasındaki yer
ARAFAT: Mekke'de bir tepenin adı
ARAL: Büyük bir göl
ARAN: Ova, kuytu, yer, sıcak yer, kışlak
ARAS: Kalın yün, at kılı anlamında (Aras nehri)
ARAT: Yürekli cesur
ARAZ: İşaret, alamet
ARBAS: Çok güçlü erkek
ARBAŞ: Mavi gözlü ve sarı saçlı erkek, yaramaz
ARCA: Çam ağacı, temiz
ARCAN: Temiz saf, namuslu
ARDAKAN: Arda nehri civarındakilerin soyu
ARDIÇ: Güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen bir ağaç, dağ servisi, çamgillerden kokulu bir ot
ARDIL: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra doğan), öncekinden sonra, ardından gelen
AREF: Pek maruf, fazlaca bilinen, arif, anlayışlı ve bilgili
AREL: Dürüst ve temiz kimse
AREN: Kum tanesi
ARES: Mitolojide geçen savaş tanrısı
ARGIN: Yorgun, bitkin
ARGUN: İlhanlı hükümdarlarından biri
ARGÜN: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün
ARHAN: Temiz han, temiz yönetici, yiğit han
ARIBAL: Arının yaptığı bal, arı balı, tatlı kimse, hoş kimse, katışıksız, bal, temiz bal, saf bal
ARIBAŞ: Temiz kimse, çalışkan kimse, arı gibi çalışan baş
ARICA: Temizce arı gibi
ARICAN: Temiz kimse
ARIÇ: Dirlik, düzenlik, barış
ARIEL: Dürüst, temiz kimse, temiz elli
ARIER: Temiz er, katışıksız, er, temiz kimse
ARIĞ: Arı, temiz, saf, katışıksız, eti yağı erimiş, arık zayıf
ARIK: Eti yağı erimiş, zayıf
ARIKAL: Temiz kal
ARIKAN: Saf kan, temiz kan, soylu kan
ARIKER: Temiz kimse, çelimsiz erkek
ARIKUT: Temiz ve kutlu
ARIMAN: Dürüst ve temiz kişi
ARISAL: Arı gibi çalışkan
ARISAN: Adı, sanı temiz kimse
ARISOY: Temiz soy, soyu temiz kimse
ARIŞ: Kağnı otu
ARIT: Arınmasını sağla, temiz bir duruma getir, arılaştır
ARITAN: Temiz bir duruma getiren, temizleyen
ARITAŞ: Temiz taş
ARIYÜZ: Temiz yüz, temiz yüzlü
ARİF: Bilen, bilgili
ARKADAŞ: Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kişilerden her biri, bir işte birlikte bulunanlardan her biri
ARKAN: Arı kan, temiz kan, soylu kan
ARKIN: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dingin
ARKUT: Temiz ve uğurlu arı ve kutlu
ARMAN: İstek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan
ARMANÇ : Hedef.
AROL: Arı ol, çalışkan ol
ARPAĞ: Büyü sihir
ARSAN: Temiz adlı
ARSEN: Kurtuluş
ARSLAN: Güçlü, yırtıcı
ARSLANER: Aslaner
ARSOY: Arısoy
ARTAÇ: Utanma duygusunu baş tacı eden
ARTEMİS: Orman ve savaş tanrıçası
ARTUK: Artmış olan, artan,üstün, ünlü Selçuklu emiri
ARTUN: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı
ARTUNÇ: Arı tunç, katışıksız tunç
ARU: Arı, katışıksız
ARUKAN: Soylu kan, temiz kan, arı kan
ARYÜZ: Arı yüz, temiz yüzlü
ARZIK: Dine çok bağlı kimse, uysal, iyi huylu
ASAF: Vezir
ASAL: Bir şeyde öğe olan, temel
ASGAR: Küçük, ufak
ASIF: Çok şiddetli esen rüzgar
ASIL: Başlıca, başta gelen, bir şeyin kendisi, başkası değil, kök, köken, gerçeklik
ASIM: Temiz, namuslu, sağlam karakterli
ASİL: Soylu, soylu bir aileden gelen,seçkin insan
ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı
ASLANER: Yiğit erkek, yiğit kimse, aslan gibi kimse
ASUTAY: Yaramaz, huysuz tay, yaramaz çocuk
AŞAN: Öte yana geçip giden, yüksek bir yerin, ötesine geçen, Uygur yazıtlarında geçen bir ad
AŞAR: Aşıp gider, öte yana geçer
AŞİR: Samimi dost, arkadaş
AŞKAN: Renk, beniz
AŞKINER: Üstün er, üstün kimse
ATA: Soy
ATABAY: Saygıdeğer ve varsıl kimse, Seçuklu döneminde bir unvan, atabey
ATABERK: Selçuklu Devleti'nde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs
ATABEY: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen ünvan
ATACAN: Hoşgörüsü olan kimse, babacan
ATAÇ: Atalardan sürüp gelen
ATADAN: Atalardan sürüp gelen, ataç
ATAELİ: Ata yurdu, ataların doğup büyüdüğü, yaşadığı yer
ATAHAN: Büyük yönetici, ata durumundaki han
ATAK: Atılgan yiğit, yürekli
ATAKAN: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran
ATAKER: Atılgan yiğit, atılgan ve yiğit
ATAKOL: Atılgan ol
ATAKUL: Ataya kul, ataya kul olan, ata kulu, lala
ATALAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse
ATAMAN : Kazak lideri
ATAMER : Benim atam er kişidir, yiğit atam
ATANER: Senin atan er kişidir, yiğittir
ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan
ATAOL: Gelecek kuşaklara baba, ata olasın
ATAÖV: Atalar seni övsün
ATASAGUN: Hekimlerin babası, atası
ATASAY: Atayı say, ataya saygı göster
ATASEV: Atayı, ataları, babayı sev
ATASEVEN: Atasını, babasını seven
ATASEVER: Atalarını seven kimse
ATASEVİN: Atalarınla sevin
ATASOY: Ata soyu, atadan
ATASÜ: Asker babası, asker atası
ATAULLAH: Allah'ın hediye ettiği ilk erkek çocuk, Allah'ın bağışladığı, hediye ettiği, ihsanı, lütfü
ATAY: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü
ATIF: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan
ATIL: Fırla
ATILAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse
ATILGAN: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan, girişken, tez canlı
ATIM: Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık
ATINÇ: Atılgan, atak
ATİK: Çok hızlı davranan, çevik
ATİLLA: Hunların "Tanrının Kırbacı" denilen büyük hükümdarı
ATLAN: Ata bin, at sahibi ol
ATLAS: Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba, büyük harita
ATLI: Atı olan, iyi bir adı bulunan, ünlü, tanınmış, adlı
ATTİLA: Hun imparatoru
AVEDİS: İyi haber getiren kişi
AVNİ: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili
AYALP: Ay gibi güzel ve yiğit
AYANÇ: Saygı
AYAS: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, ayaz
AYATA: Eski Türklerin inanışına göre gökyüzünün ikinci katında oturan tanrı, Ay tanrısı
AYAYDIN: Çok aydınlık, ay gibi aydınlık, ay ışığı
AYAZ: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve ay ışıklı gecede çıkan soğuk
AYAZ Ada: Soğuk ve durgun hava
AYBAR: İnsanda saygı uyandıran görünüş, görkem
AYBARS: Ay gibi parlak ve güzel, pars gibi yırtıcı
AYBAY: Ay kadar güzel ve zengin
AYBERK: Güçlü
AYBEY: Ay gibi doğan erkek, bey
AYBORA: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, ay ve fırtına
AYCA: Yüzü ay gibi aydınlık ve güzel olan
AYÇETİN : Ay kadar güzel ve çetin
AYDEMİR: Demir kadar sert kimse
AYDIN: Bilge
AYDINALP: Aydınlık ve yiğit
AYDINER : Aydınlık yüzlü kimse
AYDINTAN: Işıklı sabah vakti, aydınlık sabah vakti
AYDOĞDU: Ay gibi doğmuş olan, ay gibi doğan
AYDOĞMUŞ: Ay gibi doğmuş, ay kadar güzel olan
AYHAN: Büyük hükümdar
AYIK: Anlayışlı, uyanık, açıkgöz, zeki
AYKAÇ: Güzel söz söyleyen, ozan
AYKAN: Kanı ay gibi parlak ve temiz
AYKUL: Ay gibi kutlu, ay kadar uğurlu
AYKUTLU : Ay gibi güzel ve uğurlu, uğurlu ay
AYMAN: Ay gibi güzel kimse
AYPAR: Görkem, saygı uyandıran görünüş, aybar
AYPARS: Ay gibi güzel ve pars gibi yırtıcı
AYPOLAT : Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam
AYSUNGUR: Ay gibi güzel, sungur, gibi, akdoğan gibi avlayıcı kimse
AYTAR: Olanları bildiren, haber veren
AYTEKİN : Ay gibi parlak ve biricik. Çok değerli
AYTEMUR: Ay gibi güzel ve demir gibi sağlam
AYTOK: Ay gibi güzel ve tok
AYTOP: Yuvarlak ay, nurtopu gibi
AYTUĞ: Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy
AYTUNA: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli
AYTUNCA: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemli
AYTUNÇ: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam
AYTÜN: Aylı gece
AYTÜRK: Ay gibi güzel ve Türk gibi güçlü
AYVAZ: Köroğlu destanında bir kahraman
AYYÜCE: Yücelerdeki Ay
AZAD: Kimseye bağlı olmayan,özgür,hür
AZAM: En büyük, ulu
AZAT: Hür, serbest. Kimseye bağımlı olmayan
AZEM: Büyüklük, ululuk
AZER: Ateş
AZİM: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, azmeden, azimli
AZİZ: Onur sahibi yüce, aaygıdeğer, manevi gücü çok üstün
AZMİ: Kemikli, kemikle ilgili, azim sahibi
AZRAK: Çok az bulunur, değerli
B ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
BABEK: Kafkas kökenli ayaklanma kahramanı
BABÜR: Hindistan aslanı
BABÜRŞAH: Moğol Devleti'ni kuran hükümdar
BADAK: Ufak tefek, ufak yapılı
BADAKALP: Ufak tefek yiğit
BADİ: Rüzgarla ilgili
BAGATUR : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır
BAĞDAÇ: Bağdaşan, uyuşan dost
BAHA: Değer, güzellik
BAHADIR : Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen
BAHATTİN: Dinin güzelliği
BAHİR: Derya, deniz
BAHRA: Eski bir sınır kalesi
BAHRİ: Denizci, denizle ilgili
BAHTİYAR: Mutlu,şanslı
BAKIR: Kızıl renkli maden
BAKİ: Kalıcı, sürekli
BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş, iri cins bir tür Doğan
BALAMİR: Tarihimizde bir kağan
BALATEKİN: Küçümen ve biricik, küçük şehzade
BALAY: Ay yüzlü
BALDAŞ: Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert
BALER: Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit
BALKIR: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
BALTAŞ: Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert
BANGU: Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı
BARAK: Akıllı kişi, şaşkın
BARAN: Ulu, yüce, yüksek, iri
BARAN EGE: yağmur mevsimi, büyük ulu
BARANALP: Güçlü yiğit
BARANSEL: Güce, kuvvete ait
BARAY: Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz
BARBAROS: Büyük denizci, kırmızı sakal
BARÇA: Hükümdar
BARIN: Güç, kuvvet
BARIŞKAN: Barışçıl
BARIŞTA: Barış zamanı doğmuş olan
BARKA: Büyük bir çeşit sandal
BARKAN: Arap çöllerindeki kumul yapısı
BARKEV: Hediye
BARLAS: İyi savaşçı
BARTU: Eski bir hükümdar
BARTUNÇ : Güçlü tunç
BARUT: Yanıcı, yakıcı madde
BASKI: Kuvvet uygulamak
BASKIN: Beklenmeyen ani saldırı
BASRİ: Gören, görme ile ilgili, görebilmek
BAŞAĞA: Ağaların başı, kıdemli
BAŞAT: Hepsinden üstün, benzerlerinden üstün, egemen, en başta gelen
BAŞBAY: Çok varsıl kimse, baş zengin
BAŞDOĞAN: İlk doğan
BAŞEĞMEZ: Güçlü, baş eğmeyen, yenilmez
BAŞER: Başta gelen kimse, başta gelen er
BAŞHAN: Hanların başı
BAŞKAL: Her zaman baş kalasın
BAŞKAN: Baş olan kimse, bir topluluğun başı, önder
BAŞKUT: Şanslı, talihli
BAŞMAN : İleri gelen, sözü geçen kimse, bir topluluğun ileri gelen başı
BAŞOL: Lider ol, başa geç
BATI: Bir yön
BATIHAN: Batının sultanı, hanı
BATIKAN : Batı'nın Hanı ya da Batı'nın Kanı anlamında
BATIN: Allah’ın 99 isminden biri
BATIRAY: Yiğit Ay, hem yiğit hem ay gibi
BATIRHAN: Yiğit han
BATTAL: Büyük,iri
BATU: Güçlü
BATUĞ: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön, batı
BATUĞHAN: Güçlü han, yiğit, yönetici
BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han, Altınordu devletinin kurucusu Batuhan
BATUK: Güçlü, alp, yiğit
BATUR: Kahraman
BATURALP: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
BATURAY: Hem yiğit hem Ay gibi olan
BAVER: güvenmek, inanmak
BAYAR: Büyük, yüce
BAYBARS: Bir cins kaplan
BAYBORA: Zengin
Baycan: Zengin kimse
BAYDAR: Zengin
BAYDOĞAN: Çok zengin doğmuş olan kimse, varsıl doğan
BAYDUHAN: Kutluk Devleti şehzadelerinden
BAYDUR: Zengin ve ölümsüz olan
BAYDURALP: Zengin ve ölümsüz yiğit
BAYEZİT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortak adı
BAYFUN: Çok yorulmuş,yorgun
BAYGÜÇ: Zengin ve güçlü
BAYHAN: Zengin han
BAYINDIR: İmar edilmiş, onarılmış
BAYIR: Bir tepenin eğilimli yeri, yokuş
BAYKAL: Büyük bir göl
BAYKAM: Sağlığa kavuşturan kimse
BAYKAN: Soylu kimse, zengin ve soylu
BAYKARA: Doğan türünden yırtıcı bir kuş
BAYKURT : Malı mülkü çok olan kurt, zengin ve kurt gibi olan
BAYKUT: Kale muhafızı, zengin
BAYKUTAY: Zengin, kutlu ve Ay gibi güzel kimse
BAYMAN: Zengin kimse
BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan
BAYRAM : Toplumsal özel kutlama günleri
BAYRAV: Çok yeğin, şiddetli
BAYRUK: Eskimiş
BAYSAL: Barış ortamı
BAYSAN: Varlıklı ve ünlü
BAYSU: Varlıklı ve su gibi değerli
BAYTAL: Yokuş
BAYTAŞ: Bir beye hizmet eden kimse
BAYTEKİN: Zengin ve biricik, varlıklı şehzade
BAYTOK: Zengin ve gönlü tok, bir kırgız oymağının kurucusunun adı
BAYTÜZÜN: Varlıklı ve adaletli
BAYÜLKEN: Eski türk inanışına göre göğün on altıncı katında oturan barış
BEDİR: Ayın ondördü, dolunay
BEDİRHAN:Han gibi Bedir
BEDRETTİN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
BEDRİ: Ay gibi, aya benzeyen, aya ait
BEHÇET: Sevinç , güzellik
BEHİÇ: Gürleryüzlü, şen
BEHLÜL: Çok gülen, hayır sahibi, güler yüzlü
BEHRAM: Merih Yıldızı
BEHZAT: Doğuştan iyi, soylu kişi
BEKA: Kalıcı, ölümsüz
BEKİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEkir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen, çalışkan ve cömert kimse
BEKRİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEKTAŞ: Çok sağlam
BELEK: Armağan, hediye
BELGER: Benzerlerinin içinde seçilen, farklı olan
BENGİALP: Yiğitliği ve kahramanlığıyla sonsuza dek anılacak olan kişi
BERA: İlim ve irfan sahibi üstün erdemli kişi, fazilet
BERAN: Kötülükten uzak, erdemli
BERAT: Ödül belgesi
BERAY: Ayın en ışıltılı en parlak hali
BERDAN: Terk etmek, özgür bırakmak
BEREN: Güçlü
BERGE: İz, eser
BERHAN: Han soyundan, hanla ilgili, han üzerine
BERK: Sağlam, şimşek
BERKAN: Parıltı,parıldama
BERKANT: Sağlam ant
BERKAY: Işığı güçlü ay
BERKEL: Yiğit, güçlü
BERKER: Güçlü, sağlam kişilikli kimse
BERKİN: Sağlam güçlü
BERKOL: Sağlam ol, güçlü ol
BERKSU: Sert su
BERKTAN: Günün aniden ağarması
BERKTUĞ : Berk sağlam sancak, tuğ Osmanlı’da bir nişan demektir
BERSU: Suyun berrak hali
BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse
BERTAN: Sabahın en erken meyvesi, şafak yemişi
BERTER: Yetenekli, üstün, değerli
BERTUĞ: Engel tanımayan, güçlükleri aşan
BERZAH: İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer
BERZAN: Yol gösteren
BESİM: Güler yüzlü
BEŞİR: Müjde getiren müjdeci
BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı
BEYBORA: Bora gibi fırtınalı
BEYDOĞAN: Zengin doğan
BEYREK: Çok nazik olan kimse, beyefendi
BEYTULLAH: Allah'ın evi, Kabe
BEYZAT: Bey olarak doğmuş olan
BİLAL: Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık
BİLGEALP: Bilgili ve cesur kişi
BİLGETÜRK: En bilgili Türk
BİLKAN: Bilgili
BİNALİ: Ali'nin oğlu
BİRHAN: Tek hükümdar
BİRKAN: Soylu
BİROL: Tek ol, anlamında
BİRTAN: Tek, eşsiz
BİŞAR: Altın, gümüş işlemeli değerli eşya
BOĞAÇ: Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Küçük yaşta boğa tarafından öldürüldüğü için kendisine bu isim verilmiştir
BOĞAÇHAN: İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan
BORA: Şiddetli fırtına
BORAHAN: Hükümdar, yönetici
BORAN: Ardından yağış getiren şiddetli rüzgar
BORANALP: Sert yiğit
BORANSÜ: Fırtına gibi olan er, asker
BORGA: Hüküm veren kişi
BOTAN: Dicle Nehri'nin bir kolu
BOZKURT: Türklerin Orta asyadan çıkışında yol gösterdiğine inanılan efsanevi kurt
BÖRTEÇİN: Yoğun sevgi,tapınma
BUGRA: Büyük erkek deve,Turna kuşu,Harizm hükümdarlarından birinin lakabı,Orta Asya’daki İlk Türk-İslam Devletlerinin hükümdarlarına verilen bir unvan.
BUĞRA: Erkek deve
BUĞRAHAN: Yürekli hükümdar, korkusuz hakan
BULUT: Havadaki su buharı kütlesi
BUMİN: Baykuş, puhu kuşu
BURAK: Hz. Muhammedin Miraç'ta bindiği efsanevi ata verilen isim
BURÇ: Kale kulesi
BURHAN: Delil, kanıt
BURHANETTİN: Dinin kanıtı, dinin delili, isbatı
BURKAY: İncinmiş kimse
BURLA: Ay gibi beyaz yüzlü siyah anlamındadır
BÜLENT: Yüksek, ulu
BÜNYAMİN: Hz. Yakup'un oğlu
C ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
CABBAR: Güç ve kuvvet sahibi kimse
CABİR: Cebreden, zorlayan, galip gelen, aziz ve kuvvetli olan, Allah'ın hükümlerini uygulamada güç kullanan
CAFER: Çay dere küçük akarsu
CAHİT: Çok çalışan
CALP: Güçlü
CANALP: Can yiğit
CANBEK: Özü pek, güçlü kişilikli kimse
CANBER: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam
CANBERK: Sağlam, canlı, metin
CANBEY: İçten davranan
CANDAŞ: Dost, yakın
CANDEMİR: Canı demir gibi sağlam, demir gibi kimse, demir canlı
CANDOĞAN: Doğuştan sevimli ve içten olan
CANER: Yürekten sevilecek kimse
CANFER: Aydın bilgili, güçlü saygın
CANGÜR: Yaşam dolu, canlı
CANOL: yaşamım ol, canım ol, bana can ol
CANPOLAT: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse
CANSER: Yaşama gücü
CANSOY: Candan bir soydan
CANSUNAY: Yaşam sun ve Ay gibi güzel ol
CANTEKİN: Dost, huzur dolu
CANTEZ: Aceleci, yerinde duramayan
CANTÜRK: Yaşam sevinci veren Türk
CARULLAH: Allah'a yakın olan
CAVİT: Ebedi, sonsuz
CAYMAZ: Sözünden dönmez, verdiği sözü tutar, vazgeçmez
CEBRAİL: Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri
CELAL: Öfke, kızgınlık
CELALETTİN: Büyüklük ululuk, hışım
CELASUN: Kahraman, cesur
CELAYİR: Moğolların kollarından birinin adı
CELİL: Ulu, yüce, manevi değeri yüksek olan
CEM: Hükümdar
CEMAL: Güzellik
CEMALETTİN: Güzellik taşıyan
CEMİL: Güzel
CENAN: Yürek, gönül kalp
CENAP: Şeref, onur
CENGİZ: Gözüpek, cesur
CENGİZHAN: Eski Moğollar'da Moğol hükümdarı
CENK: Savaş
CENKER: Savaşçı
CESUR: Cesaretli, yürekli
CEVAHİR : Kıymetli taş, cevher
CEVAN: Farsça'da genç, delikanlı anlamına gelir
CEVAT: Eliaçık
CEVDET: İyilik, güzellik, olgunluk, büyüklük,tazelik,kusursuzluk
CEVHER: Maden kaynağı
CEYHUN: Eski Türk isimlerinden, yiğit, güçlü kişi
CEZMİ: Kesin karar veren
CİHAN: Dünya
CİHANER: Dünyaya bedel
CİHANGİR: Cihanı ele geçiren
CİHANŞAH: Cihan'ın şah'ı
CİHAT: Din uğruna savaşmak
CİNDORUK: Bir dağın en yüksek noktası, doruğu
CİVAN: Yeni yetme, körpe, genç
COŞAR: Heyecan dolu, kabına sığmayan
COŞKUN: Yerinde durmayan
COŞKUNER: Kabına sığmayan kimse, coşkun yiğit, coşkun erkek
COŞKUNSU: Taşmış olan akarsu
CÖMERT: Pinti olmayan, eliaçık, gönlü yüce
CUMA: Müslümanlar için haftanın kutsal günü
CUMALİ: Cuma günü doğan
CUMHUR: Halk topluluğu
CÜNEYT: Binici
Ç ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÇAĞA: Küçük çocuk, yavru, küçük kuş yavrusu
ÇAĞACAN: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
ÇAĞACAR: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
ÇAĞAKAN: Çağ, yani zaman gibi akan
ÇAĞAN: Mutlu gün, bayram
ÇAĞATAY: Yavru at, tay.
ÇAĞDA: Çağın içinde
ÇAĞDAN: Çağın içinden
ÇAĞDAŞ: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
ÇAĞER: Bir çağda yaşayan yiğit.
ÇAĞLAYANTÜRK: Coşkulu Türk.
ÇAĞMAN: Çağdaş kimse, çağın insanı
ÇAKA: Savaş baltası
ÇAKIL: Deniz ya da akarsu kıyılarındaki yuvarlak küçük taşlar
ÇAKIR: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
ÇAKIRER: Çakır kuşuna benzeyen kimse, ela gözlü kimse
ÇAKMAN: Açık süt mavisi renk.
ÇAKMUR : Eli sıkı kimse
ÇALIŞKAN: İşten yılmayıp çok çalışan
ÇAMER: Çam ağacı gibi güzel ve yiğit
ÇANGA: İyi bir soydan gelen, soylu
ÇAPAR: Durmadan koşan yiğit, atlı ulak
ÇAPIN: Çok hızlı koşabilen
ÇAVLAN: Bir akarsuyun yüksekten köpürerek döküldüğü yer, çağlayan
ÇAVLI: Tanınmış, ünlü, Selçukluların devlet adamlarından birkaçının adı
ÇELEBİ: Bey, ağa, görgülü ve ince kimse
ÇELİK: Su verilip sertleştirilen demir, polat
ÇELİKEL: Eli çelik gibi olan, çelik elli
ÇELİKER: Çelik gibi sağlam kimse
ÇELİKHAN: Güçlü ve kuvvetli hükümdar.
ÇELİKKAN: Sağlam kan
ÇELİKÖZ: Özü çelik gibi sağlam olan kimse, çelik özlü
ÇELİKTÜRK: Çelik gibi kuvvetli, sağlam, güçlü Türk.
ÇERİ: Asker, yeniçeri
ÇETİN: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp
ÇETİNALP: Zorlu ve yiğit, sert yiğit
ÇETİNEL: Zorlu el, güçlü el
ÇETİNER: Sağlam ve güçlü kimse, çetin kimse
ÇETİNKAYA: Sağlam kaya, kaya gibi çetin
ÇETİNÖZ : Özü çetin kimse, çetin özlü
ÇETİNSOY: Kolayca yenilmeyen soy
ÇETİNSU: Çok hızlı, güçlü akan su.
ÇEVİK: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı
ÇEVİKBİR: Çeviklikte üstüne olmayan.
ÇEVİKEL: Eli hızlı olan kimse.
ÇEVİKER: Hızlı yiğit
ÇEVİKÖZ: Özü çevik olan, çevik kimse
ÇEVREN: Gökyüzünün yerle birleşmiş gibi olduğu yer, göz erimi, ufuk
ÇIDAM: Güçlü olma,dayanıklılık.
ÇINAR: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç
ÇINAY: Gerçek Ay
ÇIRAĞ: Işık, meşale.
ÇIRAY: İnsan yüzü
ÇOĞAŞ: Isı ve ışık kaynağı olan gökcismi, Güneş
ÇOKAN: Dağın en yüce yeri doruk
ÇOKER: Çok yiğit
D ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
DAĞARDI: Dağın sırt kısmı,arkası
DAĞAŞAN: Dağları aşıp giden, engel tanımayan
DAĞHAN: Oğuz tanrılarından biri
DAĞISTAN: Türk kökenli Kafkasya ülkesi
DAĞLI: Dağlık yerleşim yerlerinde yaşayan kimse
DAĞTEKİN: Yalnız ıssız dağ
DALAN: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
DALAY: Deniz, dal gibi ince, ay gibi güzel
DALOKAY: Çokça beğenilen
DALSAR: Saldır ve sar, saldır ve kuşat
DAMRA: Peygamber efendimizin süt kardeşinin adı
DANIŞ: Bilgi, bilme, danışma
DARCAN: Sıkıntılı, sabırsız kimse, serçe büyüklüğünde boz renkli kuş
DARDOĞAN: Zamanını beklemeden doğan, sabırsız doğan
DARE: Yoldaş, arkadaş
DAVRAN: Hamle yap, atak yap
DAVUT: Sevgili, bir Peygamber adı
DAYANÇ: Katlanma gücü, dayanma gücü, dayanış
DAYANÇ: Sabretme gücü
DEĞER: Bir şeyin önemi,ederi
DEHA: Dahi
DELAL: Sevgiden üstün tutulan, hoş, sevimli, naz, cilve
DELİCE: Deli gibi taşkın
DELİKAN: Coşkulu, yerinde duramayan, çocukluk çağından ergenliğe eren kimse
DEMİR: Çok sağlam bir metal
DEMİRALP: Demir gibi sağlam yiğit
DEMİRAY: Demir gibi sağlam ve ay gibi güzel
DEMİRBİLEK: Sağlam bilekli, güçlü kimse
DEMİRBÜKEN: Demiri bükebilecek denli yiğit kimse
DEMİRCAN: Çok canlı, sağlam
DEMİRDELEN: Demiri delebilecek güçte olan
DEMİREL: Güçlü el
DEMİRER: Demir gibi sağlam kimse, güçlü kimse
DEMİRGÜÇ: Sağlam ve güçlü kimse
DEMİRHAN: Güçlü hükümdar
DEMİRKAN: Sağlam ve güçlü kan
DEMİRKAYA: Demir ve kaya gibi sağlam kimse
DEMİRKIRAN: Güçlü kimse, babayiğit
DEMİROK: Sağlam ok, demirden yapılmış ok
DEMİROL: Demir gibi güçlü ol
DEMİRÖZ: Özü demir gibi sağlam olan
DEMİRSU: Demir gibi sağlam ve su kadar berrak olan
DEMİRTAŞ: Demir ve taş gibi kimse, güçlü kimse, demir gülle
DEMİRTİKEN: Demir gibi sağlam biricik olan, demir şehzade
DEMİRTUĞ: Demirden yapılmış sorguç
DEMİRTÜRK: Demir gibi Türk
DEMİRYÜREK: Yürekli, yiğit, korkusuz, güçlü kimse
DEMREN: Okun ucuna geçirilmiş demir parçası
DENGİZ: Deniz
DENGİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı
DENİZALP: Denizler yiğidi
DENİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı
DENİZMAN: Denizci, deniz adamı
DENK: Uygunluk, eşitlik durumu
DENKER: Uygun er
DENKTAŞ: Yük yüklemeye yarayan, taş, denk taşı, aynı yaşta bulunan, yaşıt, akran, eşit özdeş
DERAN: Güzellik
DERİNÖZ : Özü derin olan kimse, derin özlü
DERLEN: Başkaları seni toplasın, derleme işine konu ol, toparlasınlar, toplan
DERVİŞ: Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi
DEVAN: Koşmak, hızla gitmek
DEVRAN: Çağ, zaman
DEVRİMER: Devrimci, devrim yapan kimse, devrimin yiğidi
DİJDAR: Kale bekçisi
DİKALP: Dik başlı yiğit
DİKER: Başı dik kimse, dik başlı yiğit
DİKRAN: Bir kral ismi
DİKTAŞ: Eğik olmayan taş
DİLAVER: Yiğit, yürekli
DİLERCAN: Dileyen can, dileyen kimse
DİLMAÇ: Dili çok iyi bilen, dil ustası
DİLSAFA: Derdi olmayan, rahat
DİLŞAD: Gönlü hoş
DİNCEL: Dinç bir duruma gel, dinçleş, dinç el güçlü el
DİNÇ: Güçlü, kuvvetli, dayanıklı
DİNÇALP: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
DİNÇAY: Güçlü ve ay gibi
DİNÇER: Güçlü yiğit kişi
DİNÇERK: Güçlü kuvvetli kişi
DİNÇKAL: Hep dinç ol
DİNÇKAYA: Güçlü kaya, kaya gibi sağlam güçlü
DİNÇMEN: Sağlam, güçlü, kimse, güçlü erkek
DİNÇOK: Sağlam ok, güçlü ok
DİNÇOL: Gücü kuvveti yerinde biri ol, güçlü ol
DİNÇÖZ: Dinç kimse, dinç özlü, güçlü kimse
DİNÇSAN : Dinç ve ünlü
DİNÇSEL: Güçlü sel
DİNÇTAŞ: Güçlü taş
DİNÇTÜRK: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
DİRENÇ: Karşı koyma
DİRİCAN: Sağlıklı güçlü kimse
DİRİMTEKİN: Hayat dolu şehzade
DİRİSOY: Güçlü soy, canlı soy
DİRLİK: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
DİZDAR: Kale komutanı
DOĞAL: Olağan olarak ortaya çıkmış olan, doğaya uygun, yapay olmayan, yapmacıksız
DOĞAN: Yırtıcı bir kuş
DOĞANALP: Şahin ve yiğit, yiğit kimse
DOĞANER: Şahin gibi kimse, şahin gibi yiğit
DOĞANTAN: Tan gibi doğmuş olan, yeni tan
DOĞAR: Doğmazlık etmez
DOĞRUER: Yalan söylemeyen, haksızlık yapmayan kimse, içi dışı bir kimse
DOĞRUL: Herhangi bir yöne doğru yönlen, toparlan, dik duruma gel doğru ol
DOĞRUOL: Eğrilikten kaçın, haksızlık etme, içi dışı bir ol
DOĞRUÖZ: İçi dışı bir kimse, özü doğru
DOĞUER: Doğu yiğidi
DOĞUHAN: Doğunun hükümdarı
DOĞUKAN: Doğunun hakanı
DOĞUŞ: Hayata geliş
DOLUN: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
DORUKHAN: Yüksekteki hükümdar
DORUKTEKİN: Yüce ve biricik, yüce şehzade
DOST: Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş, gönüldeş
DÖNMEZ: İnandığından geri dönmeyen kişi
DÖNMEZER: İnandığını yapan kimse, inandığı yolda giden kimse, sözünde duran yiğit
DÖNMEZSOY: Sözünden dönmeyen soy
DUHA: Kuşluk vakti, tan yeri
DUHAN: Kıyamet gününde çıkacak duman
DUMRUL: Dedem Korkut öykülerinde geçen bir ad
DURAN: Yerinde kalan, bekleyen
DURANER: Duran yiğit
DURCAN: Sen cansın, sevgilisin ve yaşamalısın anlamında
DURGUNER: Sakin kimse
DURHAN: Turhan
DURKAN: Soyu tükenmeyen
DURMUŞ/Dursun: Çocukların sık ölümleri karşısında konulan dilek ifadesi
DURSUN: Kalsın, yaşasın
DURUALP: Temiz ve yiğit kimse
DURUKAL : Temiz kal, berrak kal
DURUKAN: Soylu kan sahibi
DURUL: Suyun durulması, aklanması
DURUÖZ: Temiz özlü kimse
DURUSAN: Adı sanı temiz kimse
DURUSOY: Temiz soylu, saf kanlı
DURUTEKİN: Temiz ve biricik, pırıl pırıl ve bir tane olan kimse, temiz şehzade
DUYAL: Duygulu duyarlı çabuk duygulanan
DÜZGÜN: Yamuk olmayan,doğru
E ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
EBRAR: Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar
EBUBEKİR: İlk halife
ECEBAY: Varlıklı ve ulu kişi
ECEVİT: Açıkgöz, çevik, çalışkan
ECİR: Güzel işler karşılığında alınan mükafat
EDEBALİ: Osman Gazi'nin hocası
EDGÜ: İyi
EDGÜALP: İyi ve yiğit
EDGÜER: İyi kimse, iyi er
EDİP: Edepli terbiyeli, edebiyatla ilgilenen kişi
EDİS: Yüce, yüksek
EDRA: Vücudu beyaz, başı siyah at
EFDAL: En değerli en yüksek
EFE: Ege yiğidi, ağabey
EFECAN: Afacan, hareketli, ele avuca sığmaz anlamlarını taşır
EFECAN / Afacan : Hareketli, ele avuca sığmaz, akıllı
EFEKAN: Yiğit bir soydan gelen
EFGAN: Ağlamak, feryat etmek
EFKAN: Çığlıklar, inlemeler
EFLAH: Feraha kavuşan, kurtulan
EFLAL: meyveleri yerde, kökleri gökyüzündeki bir cennet meyvesi
EFLATUN: Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası / Bilgin, bilgili, herşeyi bilerek doğan çocuk
EFRAHİM : Hz Yusuf'un oğlu
EFRAN: Sevinçli, mesut
EFSANE: Kulaktan kulağa yayılan öykü
EFTAL: En değerli en yüksek
EGEHAN: Engin denizlerin hükümdarı
EGEMEN: Sözünü geçiren
EĞİLMEZ: Boyun bükmeyen
EĞMEN: Talihli, uğurlu,kısmetli
EJDER: Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü
EKBER: Kebir kelimesinden, en büyük
EKE: Usta, bilgili, deneyli, yetişkin, açıkgöz, zeki
EKEMEN: Açıkgöz kimse, zeki kimse, bilgili, görgülü, deneyli kimse, eke
EKEN: Tarım ile uğraşan
EKENER: Toprağa tohum serpen kimse
EKİNER: Tarımla uğraşan kimse
EKMEL: En olgun olan
EKREM: Pek cömert, iyiliksever
ELBEK: İl beyi, ellerin beyi
ELBER: İyiligi ve ihsani bol olan demek
Elbir: Uzlaştırıcı, arabulucu, bir işi birlikte yapan
Elbruz: Boyu uzun yakışıklı
Elfida: Feda etme, gözden çıkarma
ELGÜN: Kamu, herkes
ELİT: Seçkin, üstün
ELYESA: Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber
EMAN: Güvence
EMBİYA: Peygamberler, Evliya
EMİN: Güvenilir, kararlı
EMİR: Buyruk
EMİR EFE: '''Emir''', Müslüman Ortadoğu ülkelerinde bey, askeri komutan, vali ya da yüksek rütbeli subay
EMİR KAAN: Peygamberin soyundan gelen, kükreyen
EMİR TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure
EMİRAY: Emir ve ay isimlerinden oluşmuş
EMİRBEY: Yöneten saygın kişi
EMİRCAN: Peygamberin soyundan gelen
EMİRHAN: Emir veren
EMİRKAN: Bir kavmin, bir şehrin başı
EMRAH: Saz çalan oynayan
EMRAN: Kürkler, hayvan derileri.
EMRE: Aşık, halk ozanı, arkadaş
EMRULLAH: Tanrı buyruğu
ENBİYA: Peygamberler
ENÇ: Güvenilir kimse, erinçli kişi
ENDAM: Gül boylu, ince uzun, güzel endamlı
ENER: En yiğit, en er kişi
ENES: Peygamber efendimizin komutanı, insan
ENEZ: Secereli arap atı
ENFAL: Ganimet
ENGİNALP: Engin yiğit
ENGİNER : Engin yiğit, engin er, engin kimse
ENGİNSOY: Geniş soy
ENGİNTÜRK: Her yanı sarmış olan Türk - Derin bilgiye sahip Türk
ENGİZ: Ağaç filizi
ENGÜR: Hepsinden gür olan
ENİS: Arkadaş, dost
ENİS / Enes: Sevimli, dost canayakın
ENSAR: Koruyup gözeten, yardımcı olan
ENSARİ: Ensar kişilerden biri
ENVER: En ışıklı, en parlaki
ER: Erkek, yiğit, kahraman, yürekli, yetenekli, rütbesiz asker
ERACAR: Güçlü er gürbüz kimse
ERAKALIN: Alnı açık yiğit, ak alınlı kimse
ERAKINCI : Akıncı yiğit, akıncı asker
ERALKAN: Al kanlı yiğit
ERALP: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi
ERALTAY: Altay dağlarından gelmiş yiğit
ERAN: Yiğit diye anılacak kişi; anmakta geç kalma
ERANDAÇ: Başkasından anı kalmış yiğit
ERANIL: Yiğit olarak anılasın
ERASLAN: Aslan gibi korkusuz ve güçlü olan kişi
ERAY: Yiğit kişi
ERAYDIN: Aydın yiğit aydınlık yiğit
ERBAŞAT: Egemen olan yiğit
ERBATUR: Yiğitler yiğidi, er yiğit, bahadır
ERBAY: Saygın, yiğit
ERBERK: Cesur ve şimşek gibi hızlı
ERBEY: Yiğit bey
ERBİL: Yiğitliği ile bilinen
ERBİLEK: Yiğit bilekli, bükülmez bilekli
ERBİLEN: Bilgili, yiğit, bilen er
ERBİLİR: Bilen kimse, bilgili ve yiğit
ERBUĞ: Yiğitler başı, komutan
ERBUĞA: Boğa gibi yiğit kimse, yiğit boğa
ERCAN: Yiğit, korkusuz
ERCE: Yiğitçe, yiğide benzer bir biçimde
ERCENK: Savaşçı erkek
ERCÜMENT: Saygın, onurlu
ERÇELİK: Çelik gibi yiğit, çelik er
ERÇETİN: Sağlam yiğit çetin er, güç er, zorlu er
ERÇEVİK: Canlı, hareketli yiğit
ERDAĞ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
ERDAL: Yeni dal, taze dal
ERDEMALP: Erdemli yiğit
ERDEMER: Erdemli yiğit
ERDEMİR: Demir kadar güçlü
ERDENER: El değmemiş yiğit
ERDENİZ: Denizci yiğit kişi
ERDİ: Ulaştı, yetişti, olgunlaştı, büyüdü, başakları olgunlaşmış ekin
ERDİK: Ulaştık, yetiştik, kavuştuk, eriştik
ERDİL: Gönül eri
ERDİLEK: Erken dilenen şey
ERDİM: Tanrı yolunda ermiş durumuna geldim" "eriştim" "olgunlaştım" anlamında
ERDİN: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin
ERDİNÇ: sağlam, güçlü esen
ERDOĞ: Erken doğ, yiğit doğ
ERDOĞAN: Yiğit doğan kişi
ERDOĞDU: Yiğit olarak doğdu, erken doğdu
ERDÖL: Erkek çocuk
ERDÖLEK: Ağırbaşlı, yiğit, uslu yiğit
ERDUR: Yiğit kal
ERDURAN: Duran, yaşayan yiğit
ERDURU: Katışıksız er, duru er
EREK: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek İstenen sonuç
EREKEN: Vaktinden önce eken, erken eken
EREL: Yiğit el
ERENALP : Ermiş yiğit
ERENCAN: Ermiş kimse, ermiş can
ERENEL: Ermiş el, yiğit el
ERENER: Ermiş yiğit
ERENGÜÇ: Ermiş ve güçlü kimse
ERENÖZ: Özü ermiş kimse
ERENSOY: Ermiş soy, yiğit soy
ERENSÜ: Ermiş asker, yiğit subay
ERENTÜRK: Her şeyi bilen Türk
ERENULUĞ: Ermiş ve ulu kimse
ERER: Yiğit er, yiğit erkek
EREZ: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
ERGENEKON: Dağın zirvesi
ERGENER : Henüz evlenmemiş evlenecek çağa girmiş yiğit
ERGİCAN: İstenilen iyi ve güzel şeye erişmiş kimse, erişilmş can Kendisine kavuşulmuş can
ERGİL: Er ile ilgili
ERGİNALP: Yetişkin yiğit
ERGİNBAY: Erişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış ve zengin
ERGİNCAN: Olgunlaşmış kimse
ERGİNER: Yetişmiş, olgunlaşmış er
ERGİNSOY: Ergin bir hale gelmiş soy
ERGİSOY: İstediğine ulaşmış soydan olan kimse
ERGÖKMEN: Gök yüzlü ve sarışın erkek
ERGÖR: Erken gör
ERGUN: Hızlı , atak
ERGUN / ERGÜN: Sert başlı oynak hızlı at / Sulu serpken kar
ERGÜÇ: Güçlü er, erkek ve güçlü
ERGÜDER : Başka erleri güdecek denli yiğit
ERGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, güleç yiğit
ERGÜN: Yumuşak huylu
ERGÜNEŞ: Erken doğan güneş
ERGÜVENÇ: Güvenç olan kimse, güvenilir er
ERHAN: Yiğit hükümdar
ERHUN: Hun yiğiti
ERIŞIK: Yiğit ışık
ERİKER: Ermiş ve yiğit, yetişkin yiğit
ERİMER: Sevilen kimse, muştu olan er
ERİNÇER: Mutluluk içinde yaşayan kimse, dirlik düzenlik içinde yaşayan erkek
ERİS: Uyanık, zeki
ERİŞEN: Olgunlaşan, erginleşen, ulaşan, yetişen
ERİŞKEN: Erişkin
ERİZGİ: Akıllı kimse zeki erkek
ERK: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
ERKAL: Yiğit kal
ERKAM: Rakam, sayı
ERKAN: Erkek kanlı
ERKAYA: Kaya gibi güçlü
ERKE: İşe çevrilebilen güç
ERKEL: Güçle ilgili, güçsel
ERKER: Güçlü erkek, güç sahibi kimse
ERKINAY: Çalışkan kimse
ERKIŞ: Erken gelen kış
ERKİN: Tekbaşına iş gören, serbest
ERKİNER: İstediği gibi davranabilen erkek, özgür kimse, özgür yiğit
ERKMEN : Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
ERKOÇ: Yiğit koç, koç gibi erkek
ERKOÇAK : Eliaçık erkek, cömert kimse, yiğit er, koçak er
ERKOL: Güçlü ol, güç sahibi ol, yiğit ol
ERKSAL: Güç Sal, güç gönder
ERKSAN: Güç sahibi ün, güçlü ad
ERKSOY: Güçlü soy
ERKSUN: Güç ver güç sun
ERKTİN: Güçlü ruh
ERKUL: Yiğit kul, yiğit kimse
ERKUNT: Sağlam er, dayanıklı er
ERKURT: Yiğit kurt
ERKUT: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
ERKUTAY: Yiğit, uğurlu ve ay gibi kimse
ERKUTLU: Uğurlu yiğit, kutlu yiğit
ERLAÇİN: Sarp er, yalçın kaya gibi erkek, şahin gibi erkek
ERMAN: Erdemli yiğit
ERMİŞ: İstediğine kavuşmuş , dini inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, evliya
ERMUTLU: Mutluluk içinde yaşayan er
EROĞAN: Yiğit barış tanrısı, güçlü er
EROĞLU: Yiğit kişinin oğlu
EROĞUL: Yiğit oğul
EROĞUZ: İyi ve doğru erkek, iyi erkek arkadaş, tosun gibi erkek
EROL: Erkek ol sözünde dur anlamında
EROLAN: Yiğit olan, erkek olan, er olan
ERONAT: Güvenilir kimse
EROZAN: Yiğit ve şair kimse, yiğit şair
ERÖZ: Özü yiğit, yiğit özlü, yiğit kimse
ERSAL: Erkenden gönder, erken salıver
ERSAN: Yiğit ünlü, er sanlı
ERSAY: Yiğit olarak saygı göster
ERSAYIN: Saygıdeğer yiğit, saygı gösterilmesi gereken kimse
ERSEL: Yiğit sel
ERSEN: Kolay, zor olmayan
ERSEV: Erkek ol ve sev, erken sev
ERSEVEN: Erken seven kimse, yiğit kimse
ERSEVİN: Erkenden, vaktinden önce sevinç duy, vaktinden önce sevin
ERSEZEN : Vaktinden önce sezen kimse
ERSEZER: Erken sezer, vaktinden önce sezer
ERSON: son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad
ERSOY: Erkek soy, yiğit soy
ERSÖZ: Yiğit sözü
ERSUN: Erken sun, vaktinden önce sun
ERSUNGUR: Yiğit ve doğan gibi yırtıcı
ERSÜ: Yiğit asker, yiğit subay
ERŞAN: Yiğit, ünlü, yiğit şanlı
ERŞAT: Doğru yolu bulan
ERŞEN: Şen, yiğit, şen erkek
ERTAÇ: Erkekliği taç gibi taşıyan
ERTAN: Tan gibi ateş renkli er
ERTAŞ: Yiğit ve taş gibi sağlam kimse
ERTAY: Yiğit tay
ERTAYLAN: Yiğit ve uzun boylu kimse
ERTE: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
ERTEK: Yiğit, ve tek er
ERTEKİN: Yiğit ve tek, yiğit prens
ERTEM: Erdem, fazilet
ERTEN: Sabah, gündoğumu anı
ERTÖZ: Yiğit ve cevherli kimse
ERTUGAY : Yiğitler topluluğu anlamında
ERTUĞ: Sorguçlu yiğit, tuğlu yiğit
ERTUĞRUL: Temiz yürekli doğru yiğit
ERTUNA: Yiğit, Tuna ırmağı
ERTUNCA : Yiğit, Tunca ırmağı
ERTUNCAY: Yiğit ve tunçtan yapılmış ay
ERTUNÇ: Tunçtan yapılmış, sağlam, yiğit erkek
ERTUNGA : Yiğit, hükmeden
ERTÜN: Akşamın ilk saatleri, gecenin başlangıç saatleri
ERTÜRK: Yiğit Türk, erkek Türk
ERTÜZ: Yiğit ve adaletli
ERTÜZÜN : Düzgün er, yiğit ve düzgün kimse
ERÜLGEN: Ulu yiğit, yüce yiğit, metin yiğit
ERÜN: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
ERÜNAL: Yiğit olarak tanın, yiğit olarak ün al
ERÜSTÜN: Üstün yiğit
ERVAN: Yiğit, cesur
ERYALÇIN: Çıplak, yalçın kaya gibi yiğit kimse
ERYAMAN: Her bakımdan alışılmışın üstünde olan yiğit
ERYAVUZ : Çok sert yiğit, yavuz erkek
ERYETİŞ: Çabuk gel
ERYILMAZ: Hiçbir şeyden korkusu olmayan yiğit, gözü korkusuz yiğit
ERYİĞİT: Yiğit erkek
ERZAN: Uygun, münasip, layık
ESAD: Çok uğurlu ve mutlu
ESAT: Çok uğurlu ve mutlu
ESENALP : Sağlıklı yiğit
ESENDEMİR: Sağlıklı ve demir gibi
ESENER: Sağlıklı yiğit
ESENTÜRK: Sağlıklı Türk
ESERALP: Yiğitliği dilden dile rüzgar gibi dolanan
ESERBEY : Çok yakışıklı ve beyefendi kişi
ESİNER: Sabah yeli gibi tatlı ve yiğit kimse, esin veren kimse
ESKİN: Yel, sert esen yel
ESKİNALP: Sert esen yel gibi yiğit
EŞREF: Şerefli, şeref sahibi, uğurlu
ETEM: Eksiksiz, tam
ETHEM: Kara, yağız at
ETİKA: Günah işlemeyen
ETİZ: Yüce, yüksek, değerli
ETKA: Takvayla yaşayan,Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen
ETKİN: Etkileyici, yaptırıcı
EVGİN: Gecikmemesi gereken.
EVLİYA: Ermişler, koruyup gözetenler, Allah'a yakın olanlar
EVRE: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
EVREN: Kainat
EVRENSEL: Dünya ölçüsünde olan
EVSAD: Ahlak, huy
EYMEN: Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı, kutlu
EYMÜR: Varlıklı, iyi durumda olan oğuzlarda boy adı
EYÜP: Sabırın simgesi olmuş bir peygamber
EZDİ: Ezmek eylemini yaptı, ezip geçti, yendi
EZGÜTEKİN: İyi şehzade
F ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
FADIL: Erdemli, üstün, parlak
FAHİR: Onurlu, övülecek
FAHRETTİN: Karşılıksız kabul edilen görev, iş
FAHRİ: Gönüllü, onuru için o işi yapan
FAİK: Başkalarından daha ileri, üstün
FAKİR: Yoksul
FALAZ: Toz savuran rüzgar
FARİS: Binici, ata binmekte maharetli olan kişi, anlayışlı
FARUK: Adaletli, hukuklu, keskin kararlı
FATİH: Ülkeleri ele geçiren, fetheden
FATİH MERT: Özü, sözü doğru yiğit, fetheden ve hüküm veren, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarından biri
FAYSAL: Keskin kılıç, hakim
FAZIL: Erdemli, manevi değerce üstün
FAZLI: Fazilet sahibi
FEDAİ: Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen korkusuz kimse
FEHAMETTİN: Büyüklük, ululuk gösteren kişi
FEHİM: Anlayışlı, çabuk kavrayan
FEHMİ: Anlayışlı kişi
FELEYTUN: Lider
FERAMUZ: Kale muhafızı, koruyucu
FERDANE: Tek, yalnız
FERDİ: Bireysel, tek başına
FERHAN: Sevinçli, mutlu
FERHAT: Zorluklarla savaşan
FERİD: Bir tane, eşsiz
FERİDUN: Tek, eşsiz, benzeri olmayan
FERİT: Eşsiz benzersiz
FERMAN: Buyruk, emir
FERRAN: İki isimin baş ve son parçalarından oluşturulmuş
FERRUH: Uğurlu, kutlu, aydınlık yüzlü kişi
FERYAT: Çığlık, haykırış
FETHİ: Fetih ile ilgili
FETHULLAH: Tanrının fethi
FETİH: Açılış, zafer
FETTAH: Zafer kazanmış, üstün gelen, kullarının kapalı işlerini açan, Cenab-ı hakk'ın isimlerinden
FEVZİ: Üstünlük, başarı, zafer ile ilgili
FEYYAZ: Bereketli, gür, bol
FEYZİ: Bereket, bolluk ile ilgili
FEYZULLAH: Allah'ın feyzi, bereketi
FEZA: Gökyüzü, uzay
FIRAT: Geçit veren; ilk gelene ait olan; bir akarsuyumuz
FİKRET: Düşünen, düşünce ile ilgi
FİKRETTİN: Dini düşünce
FİKRİ: Düşüncesel
FİRAS: Yiğit, mert, binici, at yetiştirici
FUAT: Yürek, kalp, gönül
FURKAN: Yanlış ile doğruyu ayırt eden
FÜRKAN: Hakkı, batıldan, doğruyu yanlıştan ayırma, tefrik
G ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
GAFFAR: Acıyan, bağışlayan
GAFFUR: Bağışlayan, acıyan
GAFUR: Bağışlayıcı, günahları affedici
GALİP: Kazanan, üstün
GANİ: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen
GARABED: Liderlik yapan, öncü
GARİP: Kimsesiz, yalnız, yabancı, tuhaf
GAYRET: Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği, koruma, kayırma, esirgeme duygusu
GAZANFER: Yüreği ve bileği sağlam olan
GAZİ: Savaşta yara alan
GENCALP: Genç, yiğit
GENCAY: Genç, güçlü kişi
GENCER: Delikanlı, genç yiğit
GENCO: Genç o anlamına
GENÇ: Dinç, güçlü, sağlıklı
GENÇKAL: Hiç yaşlanma, her zaman genç kal
GENÇSOY: Yaşlı olmayan soydan, dinç kimse, soylu genç
GERAY: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
GERÇEK: Doğru, hakikat, var olan
GERÇEKER: Aslına uygun nitelikler taşıyan yiğit, gerçek yiğit
GERMAN: Hisar, kale
GEZEGEN: Uzay boşluğundaki ışığı yansıtan cisimlerin ortak adı
GEZGİN: Yeni yerler görmek ereğiyle geziye çıkan kimse
GIYASEDDİN: Dinin yaratılmasına yardımcı olan
GİRAN: Ağırbaşlı, sakin
GİRAY: Kırım hanı
GİRGİN: Girişken, sokulgan
GİZAY: Gizlenmiş ay, saklı ay
GİZER: Giz gibi saklanan yiğit
GİZMEN: Giz saklayan kimse, sırdaş
GOKAY: Gök ve ay gibi güzel olan
GÖĞEN: Gök, mavi, yeşillik
GÖĞÜŞ: Sarı saçlı ve mavi gözlü kimse, gökmen
GÖKALP: Gök gibi, yiğit, kuvvetli
GÖKBARAN: Gökteki güç; gök gücü
GÖKBAY: Gök yüzlü ve zengin kimse
GÖKBEL: Yeşil bir dağın geçit veren yeri
GÖKBELEN: Yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe
GÖKBERK: Yeşil yaprak
GÖKBEY: Mavi gözlü bey
GÖKBORA: Fırtınalı gökyüzü
GÖKCAN: Yeşermiş, taze can, özlemle dolu can
GÖKÇEBEY: Mavi gözlü yiğit bey
GÖKÇEER: Mavi gözlü yiğit, sevimli yiğit
GÖKÇEL: Gök ile ilgili, gök rengini andıran
GÖKÇEM: Mavi gözlüm
GÖKDAL: Yeşil dal
GÖKDEMİR: Demir rengi, yeşil-mavi renk
GÖKDENİZ: Büyük mavi deniz
GÖKER: Çok yiğit
GÖKHAN: Göklerin hükümdarı
GÖKHUN: Eski Türk isimlerinden
GÖKMENALP: Mavi gözlü ve sarışın yiğit
GÖKMENER: Mavi gözlü sarışın yiğit
GÖKSAGUN: Mavi gözlü hekim
GÖKSAN: Şanı yüksek kimse
GÖKSEKİN: Gökyüzü senindir anlamında
GÖKSEVEN: Mavi seven, gökyüzünü seven
GÖKSEVER: Mavi sever, göğü sever, gökyüzünü sever
GÖKSOY: Gökyüzünden gelen
GÖKTAN: Mavi şafak, mavi tan
GÖKTAŞ: Mavi taş, uğur
GÖKTEKİN: Gökyüzlü ve biricik, mavi gözlü şehzade
GÖKTUĞ: Gök renkli Tuğ sahibi
GÖKTUNA: Mavi Tuna
GÖKTUNÇ: Mavi gözlü ve tunç gibi
GÖKTÜRK: Bir Türk boyu
GÖNEN: Mutlu, sevinçli
GÖRGÜN: Görme yetisi olan, gören, görmüş olan, iyi gören
GÖRKAY: Güzel Ay, görkemli ay
GÖRKER: Güzel ve yiğit kimse
GÖRKMEN: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
GÖZEN: Albenisi olan, göze güzel görünen, çekici, pınar, kaynak, göze
GUBBETTİN: Allah’ın adamı, mübarek insan
GUJAN: Atik, güçlü
GURUR: Öz saygı
GÜCÜM: Dayandığım şey, dayanağım, güç aldığım
GÜCÜMER: Benim dayanağım olan yiğit, gücüm olan yiğit
GÜÇAL: Güç al
GÜÇHAN: Çetin han, güçlü han
GÜÇKAN: Güçlü soydan olan kimse
GÜÇLÜ: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
GÜÇLÜER: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
GÜÇLÜHAN: Kuvvetli hükümdar
GÜÇLÜTÜRK: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
GÜÇSEL: Çetin sel, zorlu sel, güçle ilgili, enerjik
GÜÇYENER: Yenici güç, zorlu güç
GÜÇYETER: Yeter güç
GÜLBAY: Gül gibi zarif ve saygın kişi
GÜLEÇER: Güler yüzlü yiğit
GÜLENER: Güler yüzlü yiğit, güleç er
GÜLERTAN: Gülümseyen sabah vakti
GÜLHAN: Gül gibi güzel hakan
GÜLMEN: Güler yüzlü kimse, güleç
GÜLTAN: Sabah vaktinin gülü, tan gülü
GÜLTEKİN: Güvenilir kişi
GÜNAL: Kırmızı güneş
GÜNALP: Güzel gün
GÜNALTAN: Kızıl sabah vakti ve güneş
GÜNAYDIN: Sabahları söylenen bir esenleme sözü, "gününüz aydın olsun"
GÜNBERK: Güneş gibi yakıcı ve sert
GÜNDAŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, gündeş
GÜNDEMİR: Çok iyi bir gün, sağlam gün
GÜNDENİZ: Güneş ve deniz
GÜNDEŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, aynı günde olan
GÜNDOĞAN: Doğan Güneş, doğan gün
GÜNDÜZ: Günün aydınlık zamanı
GÜNHAN: Aydınlıklar hükümdarı
GÜNŞİRAY: Aydınlık yüzlü
GÜNTÜRK: Işık saçan Türk
GÜR: Çok, bol, fazla
GÜRAL: Çok al, çok yaşa
GÜRAN: Bol bol hatırla
GÜRAY: Bereketli, bolluk içinde olan ay
GÜRBÜZ: Sağlıklı, sağlam
GÜRDAL: Güçlü dal
GÜRDEMİR: Güçlü sağlam demir
GÜRE: Güçlü, dinç, ürkek
GÜRHAN: Güçlü, gürbüz hükümdar
GÜRKAL: Güçlü kal
GÜRKAN: Güçlü kanlı, kuvvetli
GÜRKAYA: Güçlü ve de kaya gibi sert
GÜRMAN: Güçlü, gürbüz
GÜROL: Güçlü ol
GÜRSEL: Güçlü sel, çok güçlü
GÜRSES: Güçlü ses
GÜRSOY: Güçlü soy
GÜRTAN: Çok koyu şafak
GÜRTEKİN: Uğurlu, çok şanslı kişi
GÜRTUNA: Gürül gürül akan Tuna
GÜRTÜRK: Güçlü Türk
GÜVENÇ: İnanç, inanış
GÜYER: Su yolu
H ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
HABİB: Sevgili, dost
HABİP: Sevilen kişi, yaren, dost
HACI: Kabe’yi ziyaret eden kişi
HADES: Birisini yenmek, kötülük
HADİ: Yol gösterici
HADRA: Yeşillik
HAFIZ: Ezberleyen, özellikle Kuran-ı Kerimi ezbere okuyan
HAKAN: Kağan, eski Türk imparatoru
HAKİM: Akıllı, becerikli, hekim
HAKKI: Doğruluk, adaletli
HAKTAN: Allah'tan gelen, Allah'ın verdiği
HALDUN: Kalp, yürek, yüreklilik
HALİL: İçten dost, yakın arkadaş
HALİM: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
HALİME: Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden
HALİS: Saf, katkısız, duru
HALİT: Süregelen, sürekli
HALUK: İyi ahlaklı, uyumlu
HAMDİ: Hamd eden, şükreden
HAMDULLAH: Allah övgüsü
HAMİ: Koruyan, arka çıkan, koruyucu
HAMİT: Şükreden, övgüye değer
HAMZA: Aslan
HANİFİ: Mezhep adı
HANSOY: Han soylu, bey soyundan gelen
HANZALA: Uhud Savaşı şehitlerinden biri
HARUN: Huysuz at, postacı, inatçı
HASAN: Güzellik, iyilik
HASBİ: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
HASİP: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
HAŞİM: Ezen, kıran, parçalayan
HAŞMET : İhtişam, büyüklük, görkemlilik
HATEM: Sonuncu en son olan, mühürcü
HAYATİ: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan
HAYDAR: Aslan, cesur, korkusuz kişi
HAYRETTİN: Hayır eden, hayır sahibi
HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili
HAYYAM: Çadırcı
HAZAR: Barış, bir yerde oturma hali
HAZIM: Hezimete uğratan
HAZİN: Hüzünlü, üzüntülü, acıklı
HAZRA: Türk musikisinde bir makam
HEBUN: Varlık, yaratılmış olan
HEJA: Kıymetli, değerli
HEPER: Her zaman yiğit
HEPYENER: Her zaman yener, hiç yenilmez
HEVİN: Aşk, sevda
HIDIR: Perde, mani
HIFZI: Saklamak, korumak, hafızaya almak
HINCAL: İntikamını al
HIZIR: Darda kalanların yardımına koşan
HIZLAN: Elini çabuk tut, hızını artır
HİCRİ: Göç eden, hicrete ait, hicretle ilgili
HİDAYET : Doğru yolu arama, bulma
HİDİV: Vezir
HİKMET: Gizine erişilmeyen
HİLMİ: Yumuşak huylu, sabırlı
HİMMET: Çalışma, çaba
HİRA NUR: Işık saçan güzel huylu
HİŞAM: Eski bir Endülüs hükümdarının adı
HUDAVENDİGAR: Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse anlamına gelir
HULKİ: İyi ahlaklı iyi huylu
HULUSİ: Saflık, doğruluk, içtenlik
HURŞİT: Güneş
HUZEYFE: Peygamber efendimizin sır katibinin adı
HÜDAVENDİGAR: Hükümdar
HÜDAVERDİ:Allah verdi, çocuk özlemi çeken aileler ilk çocuklarına genellikle bu adı verirler
HÜDAYİ: Allah’ın yarattığı
HÜR: Özgür, bağımsız
HÜRKAL: Hep özgür ol
HÜRKAN: Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen
HÜSAMETTİN: Keskin kılıç, dinin keskin kılıcı
HÜSEYİN: Güzellik, iyilik
HÜSNÜ: Güzel, güzellik ile ilgili
HÜSREV: Büyük padişah, hükümdar
HÜZEYFE: Peygamberimizin sırdaşı
I ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ILBEYİ: Eski Osmanlı ileri gelenler için kullanılan ünvan
ILCAN: Ağacın gövdesi, ılımlı
ILGAR: Akın
ILGAZER: Ilgaz dağlarının yiğidi
ILGI: Soy, köken
ILICAN: Yumuşak, ılımlı kimse
IRHAN: Rehin koyma ya da başkaları tarafından rehin koyulma
IRIZ: Cesur, yiğit
IRŞA: Doğru yolu gösterme, uyarma
ISRA: Hz. Peygamberin miraç gecesi
IŞIKALP: Işıklı yiğit
IŞIKER: Aydınlık yiğit, ışıklı yiğit
IŞINBAY: Aydınlık ve zengin
IŞINER: Işın saçan yiğit
IŞINKAN: Aydın soydan gelen
IŞINSOY: Aydınlık bir soydan gelen
IŞIT: Işık ver, aydınlat
IŞITAN: Aydınlatan, ışık veren
ITRİ: Korkuya ait
İ ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
İBİŞ: Soytarı, palyaço
İBRAHİM: İnananların babası, hakların babası
İÇÖZ: İçi özü olan
İDRİS: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi
İĞDEMİR : Araba okunun demiri, dülgerlerin ve heykelcilerin ağaç yontma aracı
İHSAN: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek
İKRAM: Sunma
İLBAŞ: Ülke lideri
İLBAY: Bir ilin, bir obanın yöneticisi
İLBEY: Egemen olan
İLBİLGE: Yurdun bilgesi
İLÇİ: Elçi
İLDEMİR: Sağlam, kuvvetli kişi
İLDENİZ: Ülkenin denizi
İLHAMİ: İçine doğmakla ilgili
İLKAN: İran'da devlet kuran bir Türk hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk günlerindeki hali
İLKEM: Temel kanı
İLKER: İlkle ilgili, ilk erkek çocuk
İLKİ: İlk çocuk
İLKUT: Kutlu ülke, kutlu yurt
İLSAVAŞ: Ülke için savaş
İLSAVUN: Ülkeyi savun
İLSEV: Ülkeyi sev
İLSEVEN: Ülkeyi seven
İLSEVER: Ülkeyi sever, ülke sever
İLSU: Sularla kaplı ülke
İLTAN: Ülkenin ışığı
İLTAY: Ülkenin yavrusu, çocuğu
İLTEBER: Vali, kumandan
İLTEKİN: Ülkenin şehzadesi
İLTERİŞ: Ülkeyi derleyip toparlayan
İLTÜZER: Ülkeyi düzene sokan, derleyip toplayan
İLYAS: Mersin ağacı
İMAN: İnanç
İMAR: Şekillendirme, şekil verme
İMDAT: Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek
İMRAN: Bayındırlık, mutluluk, bolluk, bereket
İMRE: Dost, arkadaş, ağabey
İNALKUT: İnanılır ve uğurlu kimse, uğurlu şehzade
İNALTEKİN: Güvenilir ve biricik olan, şehzade, prens
İNAN: İdare etmek gücü, yürütme
İNANÇ: Kabullenme, bağlanma
İNANIR: İnanan kişi, inanan ve güvenen kimse
İNANÖZ: İnanan kimse, özüyle inanan kişi
İNAYET: İyilik, lütuf
İNCEBEY: İnce yapılı ve soylu kişi, incelikli bey kişi
İNSEL: İnden, mağaradan çıkan sel
İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun güzel kokulu sarımtrak çiçeği
İRADE: Emir, buyruk
İRFAN: Bilme, anlama sezme gücü
İRŞAD: Doğru yolu gösteren, uyaran
İRTEK: Erken doğan, er doğmuş
İSA: Hristiyanlığın kurucusu peygamber
İSFENDİYAR: İran mitolojisinde adı geçen hükümdar
İSHAK: Hüzünlü öten bir tür kuş
İSKENDER: Tarihte fetihleriyle ünlü bir hükümdar
İSMAİL: Kutsal kitaplarda adı geçen kişi
İSMET: Haramdan ve günahtan çekinen
İSRAFİL: Dört büyük melekten biri
İSTEMİ: Göktürkler’in ünlü hakanı
İZGÜTAY: İyi yavru, iyi tay
İZZET: Değer, kıymet, ululuk, yücelik
J ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
JANBEK: Kuvvetli lider
JARİN: Yakınmak, haykırmak
JEFİ: Güçlü, deneyimli
JEHAT: Becerikli yetenekli
JENİN: Vurmak anlamında
JEYAN: Kükreyen ve kızmış olan
JİYAN: Kızgın
K ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
KAAN: Hükümdar, han
KABİL: Kabul eden, olabilir mümkün, önde ve ileride olan
KADİM: Ayak basan, ulaşan, varan
KADİR: Değer, onur
KADRİ: İtibar, değerle ilgili
KAĞAN: Hükümdar, hanların hanı
KAHHAR: Kahreden, üzen
KAHRA: Yeraltı
KAHRAMAN: Yiğit, cesur
KALENDER: Gösterişsiz, sade, tokgözlü
KAMBER: Sadık dost, köle
KAMER: Ay ışığı
KAMİL: Olgun, eksiksiz
KANDEMİR: Çok güçlü olan
KANER: Kanlı yiğit
KANİ: İnanan, inanmış
KANSU: Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti
KANUNİ: Kanuna ait kararla ilgili
KAPKIN: Ansızın yakalayıp alabilen, ısırıp parçalayan, hemen kapan
KAPLAN: Hindistan ve Afrika ormanlarında yaşayan, aslan büyüklüğünde, postu çizgili, kedigillerden yırtıcı
KARAALP: Karaalp yiğit
KARACABEY: Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk beyi
KARACAN: Yağız, bir ağaçcık, Dedem Korkut öykülerinde bir yiğit
KARAGÖZ: Gözü açık, çalışkan bir kimse
KARAHAN: Tarihte bazı hanlara verilen ad, Anadolu'da bir devlet
KARAMAN: Esmer, kara yağız insan
KARAN: Karanlık
KARANALP: Kara yağız yiğit
KARANİ: Orta Anadolu’da bulunan, Veysel Karani'nin doğduğu köy
KARATAY: Anadolu Selçuklu devlet adamı
KARAYAĞIZ: Yağız, ünlü halk ozanı Karacaoğlan'ın adından
KARER: Yağız yiğit
KARGIN: Kabarmış su
KARHAN: Karların hükümdarı anlamında
KARTAL: Yırtıcı bir tür kuş
KARTAY: Kar gibi beyaz tay
KARTEKİN: Kar gibi beyaz ve de uğurlu kişi
KASIM: Bölen, kısımlara ayıran
KAŞİF: Bulan, meydana çıkaran kişi
KATİP: Değerli çalışkan
KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi
KAYAALP: Kaya gibi sert yiğit
KAYAER: Kaya gibi sert ve sağlam yiğit
KAYAHAN: Kaya gibi sert hakan
KAYARAK: Giden akarsu, sel, çığ
KAYATEKİN: Kaya gibi sağlam şehzade
KAYATİMUR: Kaya demir, sert demir
KAYATÜRK: Kaya gibi sağlam ve sert Türk
KAYHAN: Güçlü hükümdar
KAYI: Osmanlıların kökeni olan Oğuz boylarından birinin adı, sağlam, sert, güçlü, sağanak, bora
KAYIHAN: Güçlü kağan, sert han, sağlam han
KAZIM: Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen
KEMAL: Olgunluk, erdem
KEMALETTİN: Bilgi ve erdem sahibi
KEMALLETTİN: Dinin olgunluğu, eksiksizliği ve değeri
KENAN: Vaat edilmiş ülke, cennet Filistin
KENTER: Kentli
KERAMETTİN: Bağış, ihsan ağırlama
KEREM: Soyluluk, eli açıklık
KERİM: Kerem sahibi, cömert
KERİMHAN: Cömert hükümdar
KESKİN: Kesici, kararlı, kesin
KESKİNER: Sert yiğit, keskin erkek
KESKİNTÜRK: Sert Türk
KEYAN: Büyük hükümdar
KEZER: Kahraman
KILIÇ: Uzun keskin bir bıçak, silah
KILIÇALP: Kılıç gibi keskin yiğit
KILIÇER: Kılıç gibi keskin yiğit
KINAY: Çok çalışkan
KIRAÇ: Su bulunmayan toprak, kurak toprak, verimsiz toprak
KIRALP: Rengi kırçıl olan yiğit, kırçıl renkli yiğit, kır yiğit
KIRAN: Çevre, ufuk
KIRANER: Vurup ezerek parçalayan yiğit
KIRAT: Değer, düzey, kır renkli at
KIRCA: Kırçıla yakın, kıra benzer, kır gibi
KIRHAN: Kırçıl han
KIRTAY: Kır renkli at yavrusu, kır renkli tay
KIRTEKİN: Kırçıl şehzade
KIVANÇER: Sevinç olan yiğit, övünç olan yiğit, sevindiren kimse
KIZILTAN: Şafak vaktinin kızıllığı
KIZILTUĞ: Kızıl renkli tuğ
KİPER: Canlı, yiğit
KOÇER: Koç yiğit, yiğitler yiğidi
KOÇHAN: Yiğit kağan
KONUR: Gururlu, inatçı, şık
KONURALP: Yiğitler yiğidi, onurlu yiğit
KONURATA: Yiğit ata, onurlu ata
KONURBAY: Onurlu ve varsıl, onurlu bey
KOR: İyice yanarak içine, özüne değin ateş olmuş kömür ya da odun parçası, (mecaz olarak) kıpkırmızı
KORAL: Sınırları bekleyen
KORALP: Kor gibi, kor ateş gibi yiğit
KORAY: Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler
KORCAN: Kanı sıcak, kanı kaynayan
KOREL: Kor ateş durumuna gelmiş el
KORER: Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek
KORGÜN: Kızıl Güneş, kor durumdaki Güneş
KORHAN: Çok güçlü hükümdar
KORKMAZ: Korku bilmeyen
KORKUT: Büyük dolu tanesi
KORKUTALP: Korkusuzluğuyla başkalarına korku salan yiğit kişi
KOŞAL: Koşarak git ve al
KÖKEN: Temel, soy, çıktığı yer
KÖKER: Soyca yiğit olan kimse, kökü yiğit
KÖKNAR: Çam türünden, yatay dallı, kerestelik bir orman ve süs ağacı
KÖKSAL: Köksal, iyice yerleş, uzun yaşa
KÖKSALAN: Kökleşmiş olan, kök salmış olan
KÖKSAN: Köklü ün, köklü ad
KÖKSOY: Kökü derinlere giden soydan olan
KÖKTEN: Soylu
KÖROĞLU: Türk halk hikayesinin kahramanı
KUBAN: Kafkasya'da bir uygarlık
KUBAT: Kaba, biçimsiz
KUBİLAY: Moğol İmparatoru
KUDRET: Güç, kuvvet
KUNT: Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert
KUNTER: Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit
KUNTMAN: Sağlam ve iri yapıl erkek
KURANER: Kurucu kişi
KURT: Sürülere saldıran, köpek türünden yırtıcı, yabanıl hayvan (mecaz olarak) işini iyi bilen, aldanmaz
KURTALP: Kurt gibi yiğit
KURTER: Aldanmaz yiğit, işini iyi bilen yiğit, kurt yiğit
KURTUL: Güç bir durumdan kendini kurtar
KURU: Suyu, nemi olmayan, çelimsiz, sıska
KUSAY: Hz Muhammed'in bir akrabası
KUT: Uğur, talih, şans
KUTAL: Uğur al, uğurla ilgili, uğursal
KUTALP: İyilik getiren yiğit, uğurlu yiğit
KUTAN: Saka kuşu
KUTBAY: Uğurlu bey
KUTBERK: Uğurlu ve sağlam
KUTBETTİN: Arapçada dinin yücesi anlamına gelir
KUTCAN: İyilik getiren kimse, kutlu kimse
KUTEN: Adaletli
KUTER: İyilik getiren yiğit, kutlu yiğit
KUTHAN: Uğurlu kağan, kutlu kağan
KUTKAN: Uğurlu kan, kutlu kan
KUTLUAD: Adı uğurlu
KUTLUALP: Uğurlu yiğit
KUTLUAY: Uğurlu, kutlu ay
KUTLUBAY: İyilik ve zenginlik getiren
KUTLUBEY: Uğurlu bey
KUTLUCAN: Uğurlu ve can kimse
KUTLUEL: Uğur getiren el
KUTLUER: Uğurlu yiğit
KUTLUĞ: İyilik ve uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, kutlu
KUTLUHAN: Uğur getiren kağan
KUTLUTEKİN: Uğurlu ve biricik, uğur getiren şehzade, uğurlu prens
KUTLUTİN: Kutsal ruh
KUTLUTÜRK: Uğurlu Türk, kutsal Türk
KUTMAN: Uğur getiren, uğurlu kimse
KUTSAY: Uğurlu say
KUTSİ: Kutlanan, kutluluk sahibi
KUTSOY: Kutlu soydan gelen, soyu kutlu
KUTYAR: Uğurlu kimse
KUZGUN: Bir tür karga
KÜLTİGİN: Göktürk komutanı
KÜNTAY: Sağlam yapılı
KÜREN: Sarı ile dolu arası bir at rengi
KÜRŞAD: Eski Türklerde yiğit, alp
KÜRŞAT: Eski bir Türk adı
L ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
LACİN: Bir cins şahin, sarp, yalçın
LADEN: Pembe çiçekler açan, hekimlikte kullanılan bir ağaççık
LAMİ: Sert, çatık kaslı veya aslan
LAMİ: Parıldayan, parlak, ışık veren
LAŞA: Bir Gürcü kralının adı
LATİF: Yumuşak, hoş, nazik
LEBİB: Akıllı, zeki
LEFTER: Özgürlük
LEMA: Her şeye gücü yeten
LEMİ: Parlak, parıldayan
LEVENT: Eski deniz erlerine verilen ad
LEZGİ: Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir halk
LİDER: Önder, şef
LİVA: Bayrak
LOKMAN : Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim)
LUTFİ: Cennette ölümsüzlüge kavuşan
LUTFULLAH: Tanrı’nın lutfu
LÜTFİ: Cenneti gören, Cennet'te ölümsüzlüğe kavuşan kişi
LÜTFÜ: İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili
M ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
MACİT: Ünlü, isim sahibi
MAĞRUR: Gururlu
MAHFİ: Gizli, saklı, örtülü
MAHİR: Usta, yetenekli, becerili
MAHMUT: Övgüye değer
MAHSUN: Güçlü
MAHZUN: Kederli, dertli
MAKBUL: Alınan kabul olunan
MALİK: Sahip, efendi
MALKOÇ: Osmanlıda akıncılar ocağının komutanı
MANAS: Kırgızların ulusal destanı
MANÇO: Manda yavrusu
MANSUR: Türk musikisinde bir düzen
MANUK: Delikanlı, küçük
MARUF: Herkesçe bilinen ve tanınan kişi, ünlü
MAŞİDE: Şan ve şeref sahibi anlamındadır
MAZHAR: Bir şeyin göründüğü ortaya çıktığı yer
MAZHAR: Erimiş, erişen
MAZLUM: Yumuşak, sessiz, zülüm görmüş
MECİT: Osmanlı döneminde kullanılan gümüş sikkeye verilen mecidiye sözcüğünden
MECNUN: Deli, aklı başında olmayan
MEDET: Yardım eden
MEFTUN: Gönül vermiş, tutkun
MEHAY: Sevgini ölümsüzlüğü
MEHDİ: Doğru yolda giden
MEHMET: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında
MEKİN: Nüfuz sahibi, oturup yerleşen
MELEN: Kıraç toprak
MELİH: Güzel, şirin
MELİK: Hükümdar, han
MELİKHAN: Hükümdar
MELİKŞAH: Selçuk sultanı
MEMATİ: Ölüm
MEMDUH: Övülmüş, övülmeye değer
MEMET: Mehmet'in farklı söylenişi
MENDERES: Akarsuların kıvrımları
MENGİ: Ölümsüz, sonsuz
MENGÜALP: Ölümsüz yiğit
MENGÜÇ: Güçlü ben
MENGÜER: Ölümsüz yiğit
MENGÜHAN: Ölümsüz kağan
MENGÜTAŞ: Ölümsüz taş, bengi taş
MENGÜTEKİN: Ölümsüz şehzade
MENGÜTİMUR: Ölümsüz ve demir gibi sağlam, ölümsüz demir
MENNAN: İhsan eden, verici
MERDAN: Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler
MERGEN: Usta nişancı
MERKÜR: Güneşe en yakın gezegen olarak bilinir
MERT: Cesur, yiğit, korkusuz
MERTCAN: Yiğit kimse, can
MERTEL: Eliaçık, cömert
MERTER: Sözünün eri, yiğit
MERTKAL: Her zaman mert olarak yaşa
MERTKAN: Mert soydan gelen, mert
MERTOL: Sözünün eri ol, yiğit ol
MERVAN: Emevi sülalesinin Mervan kolu
MESTAN: Savruk, cüret sahibi
MESUT: Mutlu, sevinçli
METAAN: Huzur, mutluluk
METE: Hun Türklerinin büyük hakanı
METEHAN: Büyük Hun İmparatoru
METİN: Dayanıklı , sağlam, soğuk kanlı
MEVLÜT: Dünya'ya geliş, doğuş
MİHAN: Sıkıntı
MİKAİL: Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı
MİLİS: Halk gücü
MİRAN: Beyler
MİRKELAM: Hatiplik yeteneği olan kimse
MİRSAD: Durak
MİRZA: Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen, Doğu Türk devletlerinde asalet unvanı, Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız
MİRZAH: Üzüm çubuğunu bağladıkları ağaç
MİSBAH: Aydınlatma, ışık
MİTHAT: Övüş
MİZAN: Denge, terazi
MİZGİN: Müjde, müjdeli haber
MORAN: Dereden büyük akarsu, ırmak, müren
MUAMMER: Yaşayan
MUAZ: Aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, çok kıymetli, muhterem
MUCİP: Gerektiren, gerektirici
MUHAMMED: İslamiyet peygamberinin ismi
MUHAMMET: Birçok defalar hamdu sena olunmuş, tekrar tekrar övülmüş, birçok güzel huylara sahip, Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden
MUHARREM: Din tarafından yasaklanan
MUHİP: Seven, sevişen
MUHİTTİN: Dini güçlendiren
MUHLİS: İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan
MUHSİN: İyilik yapan
MUHTAR: Dilediği şekilde hareket edebilen
MUHTEŞEM: Görkemli, göz kamaştırıcı
MUKTEDİR: Bir şeyi yapmaya gücü yeten
MUNGAN: Cömert, eli açık
MUNİS: Sıcakkanlı sevimli
MURAT: İstek, arzu
MURTAZA: Seçkin seçilmiş
MUSA: Sudan gelmek anlamındadır, bir peygamber adı
MUSAB: İsabet etmiş olan, dayanıklı, güçlü
MUSTAFA: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş
MUSTAN: Tarihi güzellikleri dolu olan ilimiz
MUTİ: İyi kalpli, yumuşak başlı
MUTLUALP: Özlem ve isteğine kavuşmuş yiğit
MUTLUAY: Mutlu ve ay gibi olan
MUTLUCAN: Dertsiz, kedersiz
MUTLUHAN: İsteklerine kavuşmuş kağan
MUTLUTEKİN: Özlem ve isteklerine kavuşmuş ve biricik kimse, mutlu şehzade
MUTTAKİ: Sakınan, çekinen. Allah'tan korkan
MUTVER: Mutluluk ver, mutlu et
MÜCAHİT: Savaşçı, cihada katılan
MÜÇTEBA: Seçkin, seçilmiş
MÜFİT: Faydalı, yararlı
MÜJDAT: Müjdeler, muştular, sevinçli haber
MÜKERREM: Yardımsever, ikram sever
MÜKREMİN: Konuksever, ikram sever
MÜMİN: İnanan, iman eden
MÜMTAZ: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan
MÜNİR: Aydınlatan, ışık veren
MÜRSEL: Yollanmış, gönderilmiş olan
MÜRŞİT: İrşad eden, doğru yolu gösteren
MÜSLİM: Din bilgisi olan
MÜSLÜM: İslam dininden olan
MÜŞFİK: Acıyan, şefkat gösteren
MÜŞTAK: Özleyen, göreceği gelen
MÜZAHİR: Yardım eden, koruyan, kollayan
N ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
NABİ: Yüksek, yüce, haber veren
NACİ: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
NADİ: Bağıran, haykıran
NADİR: Ender, az bulunur, seyrek
NAFİ: Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen
NAFİZ: İşleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen
NAHİT: Venüs, Zühre yıldızı
NAİL: Ele geçiren, muradına eren
NAİM: Uyuyan, uykuda olan
NAKİ: Temiz, çok ince ve zarif
NAMAL: Ün al, adını duyur
NAMIK: Yazar, yazan kişi
NAMİ: Tanınmış, ünlü şöhretli
NARA: Haykırma, söylenme
NART: Yürekli, yiğit
NARTER: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
NASİP: Birinin önceden alnına yazıldığına inanılan şey
NASREDDİN: Yardımcı, imdada yetişen
NASUH: Öğüt veren
NAŞİT: Şiir söyleyen, şiir okuyan
NAYIR: Arkadaş, dost
NAZIM: Düzenleyen, tanzim eden
NAZİF: Temiz, güzel
NAZMİ: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili
NEBİ: Mesaj ileten, haberci
NEBİ BERZAH: Ölümden sonra kıyamete beklenen yer
NECAT: Kurtuluş, selamet
NECATİ: Kurtuluşa ermek
NECDET: Güçlü ve korkusuz
NECİP: Soyu temiz, cömert
NECMEDDİN: Dinin yıldızı
NECMİ: Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait
NEDİM: Yakın dost, samimi arkadaş
NEDRET: Az bulunurluk, seyreklik
NEHAR: Gündüz
NEJAT: Soy, asıl, hesap
NERGİZ: Sarı beyaz açan soğanlı bir çiçek
NERİM: Cesur, yiğit, pehlivan
NESİM: Hoşa giden hafif rüzgar
NESİM: Hafif esinti
NESİME: Hafif esen rüzgar
NESREN: Nart Destanı'nda geçen mitolojik bir ad
NEŞAT: Sevinç, neşe, şenlik, keyif
NEŞET: Yetişme, meydana gelme
NEVŞAH: Dal anlamındadır bunun yanında yeni bitmiş geyik boynuzu olarak da bilinir
NEVZAT: Yeni doğmuş çocuk
NEZİH: Temiz, pak, seçkin
NİHAD: Yaradılış, kişilik
NİHAT: Tabiat, huy
NİYAZİ: Yalvarma, yakarma
Nizam: Sıra, dizi, düzen, kural
NİZAMETTİN: Düzenli, tertipli
NİZAMİ: Kurallara uygun, düzenle ilgili
NOGAY: Bugün Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyunun adı
NOVA: Bir yıldız grubunun adı
NOYAN: Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi
NUH: Eski metinlerde rahat anlamında, bir peygamber adı
NUMAN: Gelincik
NURAL: Işık alan
NURALP: Aydınlık saçan yiğit
NURBAY: Aydınlık saçan erkek
NURER: Aydınlık saçan yiğit
NURETTİN: Aydınlatın, dinin getirdiği nur
NURİ: Işıklı, ışıktan gelen
NURSEZA: Nura, ışığa ve aydınlığa layık
NURŞAT: Nura boğulmuş
NURTAÇ: Nurlu taç taşıyan
NURULLAH: Allah'ın nuru anlamında
NUSRET: Tanrı yardımı
NUYAN: Soylu kişi
NÜVİT: İyi haber
NÜZHET: Zevk, keyif, istek
NÜZHET: Eğlence, sevinç
O ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
OBEN: Erkek deve, o benim
OBUZ: Su gözesi, göze kaynak
ODHAN: Ateş kağan, ateş han
ODKAN: Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan
OGAN: Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş, güçlü, yiğit
OGANALP: Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
OGANER: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
OGANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
OGÜN: O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün
OĞANALP: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü
OĞULBAL: Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal
OĞULCAN: Can oğul
OĞULTAN: Tan vakti
OĞULTEKİN: Biricik oğul, şehzade
OĞULTÜRK: Türk oğlu
OĞUR: İçten dost, samimi
OĞUZ: Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru
OĞUZALP: Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit
OĞUZER: Sağlam yiğit, dost yiğit
OĞUZHAN: Oğuzların başı
OĞUZKAN: Hükümdar soyundan gelen
OĞUZMAN: Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse
OKAN: Akıllı, anlayışlı, öğrenen
OKANAY: Güçlü Ay, yiğit, Güneş ve Ay
OKANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
OKAY: Beğeni, Satürn gezegeni
OKAYER: Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit
OKAYGÜN: Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse
OKBAY: Ok gibi doğru ve varsıl kimse
OKCAN: Ok gibi doğru can
OKDEMİR: Demirden yapılmış ok
OKGÜÇ: Ok gibi doğru ve güçlü
OKMAN: Okçu, ok atan kimse
OKSAL: Okla ilgili, hızlı
OKSU: Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su
OKTAN: Ok kadar hızlı
OKTAR: Ok taşıyıcı
OKTAY: Çok hiddetli, kızgın
OKTUNÇ: Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok
OKTÜRK: Ok gibi Türk
OKYAR: Oku parçala
OLCAN: Canlı, hareketli
OLCAYTO: Şanslı
OLÇA: Savaş ganimeti
OLÇUN: Becerikli
OLGU: Gerçekte var ol
OLGUNAY: Dolunay durumundaki ay
OLGUNER: Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek
OLGUNSOY: Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy
OLSAN: Ad ol, san ol
OLTAN: Şafak ol, tan ol
OLTUN: Saygı gösterilen ol, saygın ol
OLTUNÇ: Tunç ol, tunç gibi sağlam ol
ONAN: Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna eren, iyileşen
ONAR: Eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir, mutlu olur
ONARAN: Düzelten, tamir eden
ONATKUT: İyi ve uğurlu
ONER: On kişiye bedel yiğit
ONGAN: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu
ONGANER: Mutlu yiğit
ONGUN: Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş, gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse
ONGUNER: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
ONUK: Sevgili, dürüst
ONURAL: Onur sahibi ol
ONURALP: Saygıdeğer, aziz, yiğit
ONURSAL: Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için verilen
ORAL: Türkler’in ilk yurtlarından
ORAN: Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında ya da parça ile bütün arasında bulunan fark
ORANSAL: Oranla ilgili
ORBAY: Ordu komutanı
ORCAN: Üstün, kıdemli kişi
ORÇUM: Sağlam adam
ORÇUN: Arkadan gelenler, ahlak
ORHAN: Kentin hükümdarı; Osmanlı padişahı
ORHON: Eski bir Türk alfabesi
ORHUN: Asya da bir nehir
ORKAN: Orhan adının bir başka biçimi
ORKUN: Kentin hanı
ORKUT: Kutlu kent
ORMAN: Ağaçlarla örtülü geniş alan
ORSA: Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
ORTAÇ: Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına Geçecek kimse, veliaht
ORTUN: Ortanca kardeş
ORTUNÇ: Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale
ORUÇ: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet
ORUN: En büyük makam
ORUNBAY: Büyük görevi olan kimse, makam sahibi
OSMAN: Toy denilen, kazdan büyük bir kuşun yavrusu
OTAĞ: Yüksek direkli, süslü, büyük çadır
OYMAK: Aşiret, küçük izci birliği
OZAN: Şair, halk şairi
OZANALP: Şair ve yiğit kimse
OZANAY: Şair ve Ay gibi kimse
OZANER: Şair ve yiğit
OZANKAN: Ozan soyundan gelen
Ö ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÖCAL: Öç almaktan, intikal alan
ÖGEDAY: Çok akıllı, bilgili, Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın oğlu
ÖKKEŞ: Erkek örümcek, bir dağ adı
ÖKMEN: Akıllı, zeki
ÖKMENER: Akıllı, yiğit
ÖKSEL: Akılla ilgili, zeka ile ilgili, ussal, akılsal
ÖKTEM: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü
ÖKTEMER: Yürekli yiğit, güçlü yiğit, görkemli yiğit, ünlü yiğit
ÖKTEN: Güçlü, yiğit
ÖMER: Dirlik, canlılık yaşam gücü
ÖMÜRCAN: Yaşam boyu süren dostluk
ÖNAL: Daima önde olmak
ÖNALAN: Önce davranan, önde giden, başa geçen
ÖNCEL: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
ÖNCÜ: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
ÖNCÜER: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
ÖNDER: Lider, yönetici, şef
ÖNDERSARP: Ulaşılması zor lider
ÖNEL: Bir işin yapılması için verilen süre
ÖNEM: Bir şeyin nitelik ya da nicelik yönünden değeri olma durumu, değer
ÖNER: Önde gelen yiğit, önde giden erkek
ÖNGÖR: Önceden gör, ilerde olacakları sez
ÖNGÖREN: Önceden gören, önceden kestiren
ÖNGÜN: Önemli bir günün ya da bir bayramın öncesindeki gün, arife
ÖNOL: Önderlik et
ÖNSEL: Hiçbir denemeye dayanmadan, yalnızca akıl yordamıyla
ÖNSOY: Önde gelen soy
ÖNUMUT: Önde gelen umut, ilk umut
ÖRSAL: Örsü al
ÖRSAN: Örsü an
ÖRSEL: Örs gibi sağlam el
ÖRSKAN: Sağlam kan, örs gibi sağlam kan
ÖVER: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun değerini belirtir
ÖVÜŞ: Birinin iyiliklerini söyleyerek beğenildiğini belirtme, Övme biçimi, övme yolu
ÖYMEN: Uğurlu, talihli
ÖZ: Bir kimsenin benliği, içsel varlığı; bir şeyin temel öğesi (mecaz olarak) ana nokta, can alıcı nokta
ÖZAK: Özü ak, özü beyaz, ak öz, beyaz öz
ÖZAKAY: Özü ak ay, özü beyaz ay
ÖZALP: Özü yiğit, öz yiğit
ÖZBAY: Özü zengin
ÖZBERK: Özü sert, özü sağlam
ÖZBEY: Özü bey
ÖZBİLGİN: Bilgin kimse, özce bilgili kimse
ÖZBİR: Özü sözü bir, doğru özlü
ÖZÇELİK: Özü çelik olan kimse, sağlam özlü
ÖZÇETİN: Özü çetin olan kimse, çetin kimse
ÖZÇEVİK: Hemen durum alabilen kimse, çevik kimse
ÖZDEĞER: Değerli kimse, özü değerli
ÖZDEM: içsel varlığım olan özü demir olan, demir özlü
ÖZDEMİR: Gerçek, özlü demir
ÖZDİLEK: İçten dilenen şey, içsel dilek
ÖZDİLP: Özü dilli, tatlı dilli
ÖZDİNÇ: Dinç kimse, özü dinç
ÖZDOĞA: Özce doğaya benzeyen kimse
ÖZDOĞAL: Özce doğaya uygun, doğal kimse
ÖZDOĞAN: Özce şahin gibi olan kimse
ÖZDOĞRU: Doğru kimse, özü doğru
ÖZDURU: İçsel varlığı duru kimse, temiz kimse
ÖZDURUL: İçsel varlıkça durulaş, özünü durulaştır, duru özlü ol
ÖZEK: Ağacın, bitkinin içi, özü, çalışkan, güç, soluk, nefes, okla Boyunduruğu birbirine bağlayan demir
ÖZEL: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan
ÖZER: Özü er olan
ÖZERCAN: Özce erkek olan sevgili kimse, yiğit ve sevgil kimse
ÖZERDAL: Özce yiğit ve dal gibi kimse
ÖZERDEM: Özce erdemli kimse, özce iyilikçi, alçak gönüllü kimse
ÖZERK: Kendi kendini yöneten
ÖZERKİN: Özgür kimse, özerk kimse
ÖZEROL: Özce yiğit ol
ÖZERTAN: Özce şafak vakti gibi olan
ÖZERTEM: Özce erdemli kimse, iyilikçi, alçak gönüllü
ÖZGEBAY: Yaradılışça başka ve zengin kimse
ÖZGEER: Yaradılışça başka olan yiğit
ÖZGENALP: Özgür yiğit
ÖZGENÇ: Genç kimse, özce genç
ÖZGENER: Özgür yiğit
ÖZGER: Özge er, başka er, özge yiğit
ÖZGÜÇ: Özü güçlü
ÖZGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, özü güleç
ÖZGÜNER: Hiç kimseye benzemeyen yiğit
ÖZGÜNEŞ: Güneş gibi kimse, özü güneş
ÖZGÜRCAN: Özgür kimse, başkasının kölesi olmayan can, hür can
ÖZGÜREL: Özgürce iş gören el
ÖZGÜVEN: İnsanın kendine inanma duygusu, insanın kendi özüne duyduğu güven
ÖZHAN: Han soyundan gelen
ÖZİLTER: Özü yurdu savunan
ÖZİNAL: Özü inanç verici
ÖZİNAN: Özü inandırıcı
ÖZKAN: Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen
ÖZKAYA: Özü kaya, özü sağlam
ÖZKER: Sağlam, sağlıklı, er; temiz yürekli yiğit, yardımsever
ÖZKUT: Uğurlu kimse, özü kutlu
ÖZKUTAY: Uğurlu ay gibi kimse, özü uğurlu
ÖZKUTLU: Özü uğurlu, kutlu kimse
ÖZLEK: Toprağın özlü, verimli yeri; zaman; doğaüstü güç
ÖZLÜ: Özü olan, öz bölümü çokça olan; özleşmiş olan; içten gerçek
ÖZLÜER: Özü olan yiğit
ÖZMEN: Özlü kimse, içten kimse
ÖZMUŞTU: Özü müjde olan kimse
ÖZMUT: Mutluluk veren
ÖZOĞUZ: Tam Oğuz olan
ÖZOK: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse
ÖZOL: Bir şeyin en güçlü bölümü ol
ÖZOZAN: Özü olan kimse, şair kimse
ÖZÖNDER: Gerçek önder olan kimse
ÖZPEKER: Özü sağlam yiğit
ÖZPOLAT: Özü çelik gibi yiğit
ÖZSOY: Özü temiz, soylu kimse
ÖZTAN: Gerçek şafak
ÖZTAŞ: Özü taş, taş gibi sağlam kimse
ÖZTEK: Eşi benzeri olmayan kimse, özü tek olan
ÖZTEKİN: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir şehzade
ÖZTİMUR: Özü demir olan, öz demir
ÖZTİN: Gerçek ruh, öz ruh
ÖZTİNER: Gerçek ruh olan yiğit
ÖZTOK: Her şeye doymuş kimse, özü tok
ÖZTUNA: Gerçek Tuna Irmağı
ÖZTUNÇ: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç
ÖZTÜRK: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk
ÖZÜAK: Temiz özlü kimse
ÖZÜDOĞRU: Doğru kimse, doğru özlü
ÖZÜPEK: Sağlam kimse
ÖZÜTOK: Her şeye doymuş kimse
ÖZVEREN: Kendi özünden veren kimse, özverili
P ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
PAKALIN: Temiz, şerefli
PALA: Kısa, geniş kılıç
PAMİR: Yüksek dağlık külle
PAR: Çeşme, bahçe, gül bahçesi, alev
PARS: Yırtıcı bir hayvan
PASİN: Eski bir Türk oymağının adı
PAŞA: Bir askeri ünvan
PAYDAŞ: Eşit pay alanlarından her biri
PEHLİVAN: Güreşçi
PEKAK: Çok beyaz
PEKALP: Güçlü yiğit, sert yiğit, pek yiğit
PEKCAN: Dayanıklı
PEKÇETİN: Çok çetin; çok güç
PEKDEĞER: Çok değer, değeri çok
PEKDEMİR: Sağlam, dayanıklı, demir
PEKEL: Güçlü el
PEKER: Güçlü kişi
PEKİN: Kesin bilinen
PEKİNER: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit
PEKİNTÜRK: Kuşkuya yer olmayacak denli Türk, kesinlikle Türk
PEKKAN: Güçlü kan, sağlam kan, dayanıklı kan, sert kan
PEKOL: Sağlam ol, dayanıklı ol, sert ol, pek ol
PEKTAŞ: Sağlam taş
PEKTÜRK: Sağlam Türk, dayanıklı Türk
PEKÜN: Sağlam san, sağlam ün
PERK: Güçlü, sert
PEYAMİ : Haberle ilgili, haber veren
PEYDA: Hemen, acil
PEYMAN: Yemin etmek
PİRHAN: Yaşlı hükümdar
PİVAN: Ölçü, ölçülü
POLAT: Sertleştirilmiş, su verilmiş demir
POLATALP: Çelik yiğit
POLATHAN: Çelik gibi sert han, çelik kağan
POLATKAN: Çelik kan, sağlam kan
POYRAZ: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar
PUSAT: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah
R ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
RABBANİ: Allah ile ilgili, kendini bütün varlığıyla Allah'a teslim eden
RACİ: Rica eden, dileyen
RAFET: Çok acıma
RAFİ: Kaldıran, yücelten, yükselten. Allah'ın isimlerinden
RAGIP: İçtenlikle isteyen, özleyen
RAHİLE: Sakin, rahat
RAHİM: Esirgeyen, acıyan
RAHMAN: Acıması bol olan
RAHMİ: Koruyan, esirgeyen
RAİF: Acıyan, esirgeyen
RAKİM: Yazan
RAMAZAN: Kameri yılın 9. ayı
RAMİ: Atıcı, mermi atan
RAMİN: Tropikal bir ağaç
RAMİS: Gerçekleri söylemeyen
RAMİZ: Remz eden, işaretleyen
RASİM: Resmeden, resim çizen
RASİN: Beyaz ay, dolunay
RASİT: Dürüst, güvenilir
RAŞİT: Doğru yola giden
RAUF: Çok acıyan, esirgeyen
REBER: Rehber
RECAİ: Umma, dileme
RECEP: Heybetli, azametli, saygı değer
REFET: Çok acıma
REFİG: Din uğruna çalışan
REFİK: Arkadaş, yoldaş, ortaklık
REHA: Kurtulma
REMZİ: İşaret ve gizliliğe ait
RENAN: Kizil kan
RENAS: Yol bilen
RESAT: Kahraman, cesur, savaşçı
RESİT: Yiğit, cesur
RESUL: Haber getiren
REŞAT: Aklın gerektirdiğini yapan
REŞİT: Akıllı, iyi davranan
REZZAK: Bütün canlıların rızkını veren
RIDVAN: Cennetin kapıcısı olan melek
RIFAT: Yükseklik, yüksek rütbeli
RIFKI: Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili
RIZA: Hoşnutluk, memnunluk
RİDA: Razı olan erkek
RIDVAN: Aslan gibi cesur, savaşçı beyi
RIFAT: Cesur, yiğit
RIFKI: Cesur, yiğit
RİHEM: Yağmur yağdığında toprağın kokusu
RIZA: Yiğit, hükümdar
RIZVAN: Cennetin kapıcısı
ROBİN: Güneşi görmek
RODİN: Işığın müjdecisi
ROHAT: Güneşin doğuşu
RONAY: Ayın hallerinden biri
ROZA: Pembe elmas
RUHİ: Ruhla İlgili
RUSEN: Sabah güneş doğarken ki zaman
RUSTU: Armağan, hediye
RUŞEN: Aydın, parlak
RÜKNETTİN: Bir şeyin temeli, dinin temeli
RÜMET: Değerli, şerefli
RÜSTEM: Ünlü Fars pehlivanının adı
RÜŞTÜ: Ergin, olgun
RÜZGAR: Yel, esinti, hava akımı
S ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
SABAHATTİN: Güzellik
SABİH: Güzel, şirin
SABİT: Yerinde duran kımıldamayan
SABRİ: Sabırla ilgili, sabırlı
SACİT: Secdeye varan, ibadet eden
SADAK: Sabah rüzgarı; ok kılıfı
SADETTİN: Saadete erme, mübarek olma
SADIK: Gerçek dost, yürekten bağlı
SADİ: Baht açıklığı
SADİCAN: Bahtı açık, candan, iyi insan
SADRİ: Anaya göre çocuk
SADULLAH: Tanrı kulu
SADUN: Yıldız bilimine göre, uğurlu olan
SAFA: Saflık berraklık, gönül rahatlığı
SAFFET: Saflık, temizlik
SAFİ: Katıksız, ayırt edilmiş
SAĞAY: Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı
SAĞCAN: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
SAĞHAN: İyi kağan, saygın saygıdeğer, kutsal kimse; hekim
SAĞLAM: Dayanıklı, güçlü
SAĞLAMER: Dayanıklı yiğit, yıkılmaz yiğit, güvenilir yiğit
SAĞLAR: Sağ olan; bulan, buluşturan
SAĞNAK: Kısa süreli şiddetli yağmur
SAHABİ: Hz. Muhammed'i görmüş, birlikte bulunmuş kimse
SAHİH: Makbul olan
SAİD: Kutlu, cennetlik
SAİM: Oruç tutan, oruçlu
SAİT: Kutlu, cennetlik
SAKIP: Parlak, aydınlık, delip geçen
SAKİN: Uslu, kendi halinde
SAKMAN: Akıllı
SALGIR: Akarsu
SALİH: İyi, yararlı, yetkili
SALİM: Eksiksiz, sağ, sağlam
SALMAN: Özgür, hür
SALTI: Gezgin, seyahat eden
SALTUK: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan
SALUR: Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi
SAMET: Sonsuz, ebedi
SAMİ: İşiten, dinleyen
SAMİM: Bir şeyin merkezi
SAMİR: Meyve veren ağaç
SANALP: Ünlü yiğit
SANBERK: Gücü ile anılan
SANCAK: Kutsal bayrak, çok değerli
SANCAR: Eski Türk adlarından; kısa kama
SANLI: Ünlü, meşhur
SANVER: Ününü ver
SARAÇ: At binim takımları yapan kişi
SARAL: Sararak al
SARAN: Kuşatan, örten, çevreleyen
SARGUT: Eski adlardan; açık saman rengi
SARP: Çetin, dik, ulaşılması zor
SARPER: Güçlü, dayanıklı kişi
SARPHAN: Sarp kağan
SARUHAN: Eski bir Türk beyi
SARVAN: Önde giden, deve süren
SATUK: Satı, satılmış
SAVA: Haber, müjde
SAVAŞ: Barışın olmadığı ortam, çatışma hali
SAVAŞER: Savaşçı yiğit
SAVAŞKAN: İyi savaşan
SAVTUNÇ: Sağlam tunç
SAYAN: Saygı gösteren, saymak eylemini yapan
SAYAR: Saygı gösterir, saygılı
SAYGI: Dikkatli, ölçülü, sevgi dolu davranma, hürmet
SAYGIM: Saydığım kimse, benim saygım
SAYGIN: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
SAYGUT: Sayılan ve uğurlu, kutlu sayılan
SAYGUTER: Sayılan ve kutlu bilinen yiğit
SAYHAN: Saygı gösteren kağan
SAYIL: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
SAYINER: Seçkin yiğit, değerli yiğit, saygı gösterilen yiğit
SAYKUT: Sayılan ve kutsal kimse
SAYRAÇ: Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü
SAYTEKİN: Sayılan ve biricik, sayılan şehzade
SAZAK: Soğuk rüzgar; sazlık; kaynak
SEBÜK: Hızlı, çabuk; sevgili
SEBÜKALP: Hızlı, yiğit, çabuk yiğit, çevik yiğit
SEBÜKTEKİN: Hızlı ve biricik; hızlı şehzade, hızlı prens
SECCAD: Secde eden
SECEM: Yağan ilk yağmur
SEÇİM: Seçme işi; seçim günü doğmuş çocuğa verilen ad
SEÇKİNER: Herkesçe beğenilen yiğit
SEÇMEER: Seçilerek alınmış yiğit
SEDAT: Doğruluk, haklılık
SEFA: Saflık berraklık
SEFER: Yolculuk, savaş hali
SEFFAH: Cömert, eli açık
SEHA: Eli açık, cömert
SELAHADDİN: Dinine bağlı kişi
SELAHATTİN: Dinine bağlı kimse
SELAHATTİN Efe: Dinine bağlı
SELAMİ: Huzurla, selametle ilgili
SELÇUKER: Tezcanlı yiğit, hızlı yiğit, evecen yiğit
SELER: Taşkın yiğit, sel gibi yiğit
SELİM: Yumuşak huylu, sağlam
SELMAN: Özgür, hür
SEMAVİ: Sema ile ilgili anlamının yanında, semaya mensup diye de bilinir
SEMİ: İşiten, işitme kuvveti olan
SEMİH: Bol, cömert gönüllü
SEMİN: Değeri çok olan
SEMİR: Dost, arkadaş
SENAD: Övgü
SENAN: Parlak
SENCER: Kale
SENER: Sen yiğitsin
SENİH: Yüce, yüksek
SERBAY : Komutan, lider
SERBÜLENT: Baş savaşçı, lider
SERCAN: Canların özü, canın başı
SERDAL: Önde olan, lider
SERDAR: Komutan, önde giden asker
SERGEN: Raf, vitrin, yorgun
SERHAD: Sınır boyu
SERHAN: Hanların başı
SERHAT: Sınır boyu
SERİM: Başlangıç, sabırlı
SERKAN: Baş han
SERKUT: Mutlu, şanslı insan
SERMET: Öncesiz ve sonrasız
SEROL: Önder ol, başa geç
SERT: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan, katı
SERTAÇ: Baş tacı edilen kimse
SERTAN: Gecenin en karanlık en anında dünyaya gelen ilk ışıklar
SERTER: Sert erkek
SERVER: Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis
SERVET: Varlık, zenginlik
SETTAR: Günahları örten
SEVÜK: Sevi, sevgi; sevilmiş, sevilen, sevgili; dost, arkadaş
SEYFEDDİN: Dini koruyan
SEYFETTİN: Dinin kılıcı
SEYFİ: Kılıç şeklinde olan
SEYHUN: Bir akarsu
SEYİT: İleri gelen
SEYMEN: Yiğit
SEYYİD: Lider, ileri gelen kişi
SEZA: Uygun olan, yakışır olan
SEZAİ: Uygun, yaraşır
SEZGİNER: Sezme yeteneği olan yiğit
SEZİ: Duyu, algılama
SIDAL: Biraz olgunlaşmış, erginleşmeye başlamış
SIDAR: Dayanıklı, güçlü
SIDDIK: Çok içten ve doğru kimse
SIĞANAY: Alageyik ve Ay gibi güzel
SIRAÇ: Nur saçan, ışıklı.
SIRAT: Yol
SIRRI: Gizemle, sırla ilgili olan
SITKI: Yalan söylemeyen, dürüst
SİDAR: Ağaç gölgesi
SİNA: İlaç yapılan bir tür bitki
SİNAN: Mızrak, süngü
SİPAHİ: Tımar sahibi asker
SİRAÇ: Işık, lamba, fener, mum, kandil
SOMER: Katışıksız yiğit, tam yiğit
SONA: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
SONDAL: Artık ondan sonrası olmayan dal; (mecaz olarak) son çocuk
SONDER: Son diyen; (mecaz olarak) son çocuk
SONEL: Artık ondan sonrası olmayan el; (mecaz olarak)son erkek çocuk,
SONER: Sonuncu yiğit
SONSUZ: Sonsuzluk
SORAL: Sorduktan sonra al
SORKUN: Bir tür söğüt
SOYALP: Soyu yiğit, soylu yiğit
SOYDANER: Soylu yiğit, iyi soydan gelen yiğit
SOYDİNÇ: Soyu dinç
SOYDİNÇER: Soyu dinç yiğit
SOYER: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
SOYHAN: Soyu han olan, kağan soylu
SOYKAN: Soylu kan
SOYKURT: Soylu kurt, kurt gibi bir soydan gelen
SOYKUT: Soyu uğurlu kimse, soyca kutlu
SOYLU: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
SOYSAL: Uygar
SOYTEKİN: Soyu biricik, soylu ve tek olan kimse; soylu şehzade
SOYUER: Yiğit bir soydan gelen, yiğit soylu
SÖKMEN: Yiğit
SÖNMEZER: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin yaşayacak yiğit
SÖZER: İyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
SÖZMEN: İyi ve güzel konuşan kimse
SUAD: Mutlu, mutlulukla ilgili
SUAVİ: Zorluklara dayanan
SUAY: Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı
SUBUTAY: Cengiz Han'ın ünlü Moğol generalinin adı
SUDEYSİ: Kabe imamlarından Abdurrahman Es Sudeysi ’nin soyadı
SUFİ: Tasavvuf erbabı
SUNGU: Sunulan şey, birine sunulan şey, bağış, armağan, sunu
SUNGUN: Yetenek; eğilim; armağan edilebilecek nitelikte
SUNGUR: Doğana benzeyen bir alıcı kuş, atmaca, şahin akdoğan
SUNGURALP: Atmaca gibi ve yiğit, şahin yiğit
SUPHİ: Sabahla, aydınlıkla ilgili
SÜALP: Asker yiğit
SÜER: Yiğit asker
SÜHA: Büyükayı takım yıldızının en küçük yıldızı
SÜHAN: Söz
SÜHEYL: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak
SÜKAN: Yiğit, yürekli, asker kan
SÜLEYMAN: Davud peygamberin oğlu
SÜMBÜL: Zambakgillerden, salkım çiçekli, keskin kokulu, soğanlı otsu bitki
SÜMER: Mezopotamya'da eski zamanlarda yaşamış olan bir kavim
SÜNER: Esneyebilir, esnek, uzayabilir, uzar
SÜNTER: Kızıl renkli, çavdara benzer sert buğday
SÜPHAN: Sönmüş volkan
SÜREL: Süreyle, zamanla ilgili, süreye değgin
SÜREYYA: Ülker yıldız takımı
SÜRSOY: Soyu sürdür; süren soy
SÜRURİ: Sevinçli, sevinçle ilgili
Ş ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ŞABAN: Kameri yılın 8. ayı
ŞADİ: Sevinç, neşe, mutluluk
ŞAFAK: Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık
ŞAHAB: Ateş, alev parçası
ŞAHAN: Şahin
ŞAHAP: Ateş, alev parçası
ŞAHİN: Bir tür yırtıcı kuş
ŞAHİNALP: Şahin gibi yiğit
ŞAHİNER: Şahin gibi yiğit
ŞAKİR: Şükreden, nankörlük etmeyen
ŞAMİL: Kapsayan, içine alan
ŞAN: İyi tanınma, ün
ŞANALP: Ünlü yiğit
ŞANLIBAY: İyi ün sahibi ve varsıl kimse
ŞANSIN: Yiğit
ŞANVER: Ünün, şanın her yana yayılsın
ŞAVLI: Bilgili, bilgisini iyi kullanan, bilim adamı, bilgin
ŞAYLAN: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik
ŞAYLANER: Neşeli yiğit; incelikli erkek
ŞECAATTİN: Yüreklilik, yiğitlik
ŞEFİK: Şefkatli
ŞEHMUZ: Şah soyundan gelen
ŞEHRİBAN: Şehrin büyüğü, ileri geleni
ŞEMAŞİ: Davranışlar, alışkanlıklar
ŞEMS: Güneş
ŞEMSİ: Güneşe ait, güneşle ilgili
ŞENALP: Neşeli yiğit, şen yiğit
ŞENALTAN: Neşeli ve zengin kimse
ŞENCAN: Neşeli ve cana yakın
ŞENDOĞAN: Neşeli doğmuş kimse
ŞENKAYA: Neşeli ve kaya gibi kimse
ŞENTÜRK: Neşeli Türk
ŞENYAŞAR: Yaşamı şenlik, mutluluk içinde geçer, şen bir yaşam sürer
ŞERAFETTİN: Dinin şereflisi, büyüğü
ŞEREF: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak
ŞERİF: Kutsal, mübarek
ŞERZAN: Savaşı bilen
ŞEVKET: Ululuk, yücelik, kudret ve kuvvetlilik
ŞEVKİ: Şevk, keyif, istekle ilgili
ŞEYHMUS: Peygamber soyundan gelen, düzgün, dürüst, hayırsever
ŞİMŞEK: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda oluşan kırık çizgi
ŞİMŞEKER: Şimşek gibi yiğit
ŞİNASİ: Tanıyış, tanımakla ilgili
ŞİRAZ: Türk müziğinde eski bir makam
ŞİRVAN: Aslan yuvası
ŞİYAR: Duyarlı, hisleri güçlü olan
ŞUAYİP: Cemaat, topluluk
ŞÜKRÜ: Şükretme, hoşnut olma
T ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
TACETTİN: Taca ait
TACİ: Taç ile ilgili
TAÇKIN: Gurur
TAĞALP: Dağ gibi yiğit
TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure
TAHİR: Pak, temiz
TAHSİN: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam
TALAS: Rüzgarın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga
TALAT: Yüz, surat, çehre
TALAY: Büyük deniz, büyük nehir
TALAYER: Çok yiğit, deniz eri denizci
TALAYHAN: Dal gibi kağan
TALAZ: Dalga, kasırga
TALHA: İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir
TALİP: İstekli, isteyen, talep eden
TALU: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin
TAMER: Her şeyi ile yiğit olan
TAMERK: Tam güçlü, özerk
TAMKAN: Soylu kimse
TAMTÜRK: Tümüyle Türk, herşeyi ile Türk
TANAÇAN: Şafak gibi açılan, aydınlatan
TANAÇAR: Şafak vaktinde açar
TANAĞAR: Şafak vaktinin kızıllığı
TANAL: Şafak vaktinin al rengi
TANALP: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
TANBERK: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse
TANBEY: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi
TANCAN: Şafak vakti doğan can
TANDOĞAN: Ağaran şafak; şafakta doğan
TANDOĞDU: Şafak vakti doğmuş olan
TANEL: Eli ile ışık getiren
TANER: Şafak gibi parlayan
TANERCAN: Şafak gibi güzel ve can yiğit
TANERK: Şafak gücü; güçlü şafak
TANFER: Tan vakti
TANGÜÇ: Şafak gücü
TANHAN: Şafak kağan
TANIL: Herkesçe bilinme, tanınma
TANJU: Çince imparator, tanrı
TANKUT: Şafak sevinci
TANKUTLU: Uğurlu şafak, kutlu şafak
TANSEV: Şafağı seven kimse
TANSOY: Şafak gibi güzel soydan kimse
TANTÜRK: Şafak gibi Türk
TANUĞUR: Şafak vaktinin uğuru
TANVER: Işık saç
TANYER: Şafağın doğduğu yer
TANYU: Hakan, kağan, hükümdar; Çinliler’in eskiden Türk hakanlarına verdiği unvan
TANYUALP: Yiğit kağan
TANYUTEKİN: Biricik kağan, yiğit şehzade
TANYÜCEL: Şafak vakti yüce ol
TANZER: Altın rengindeki şafak
TARAN: Tarla, geniş toprak, geniş yer
TARCAN: Ayrıcalıklı dost
TARDU: Armağan, hediye
TARHAN: Soylu kimse, bey varsıl kimse
TARIK: Sabah yıldızı
TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın
TAŞAR: Kabına sığmaz, coşar, coşkun
TAŞCAN: Taş gibi
TAŞDEMİR: Taş ve demir gibi kimse
TAŞEL: Sert elli
TAŞER: Taş gibi sert yiğit
TAŞKAN: Taş gibi sağlam bir kandan gelen
TAŞKIN: Çoşun sular gibi hareketli kişi
TAŞKINER: Kabına sığmayan yiğit, coşkun yiğit
TAŞTAN: Taş gibi, taştan yapılmış gibi sağlam, taştan yapılmış
TAŞTEKİN: Taştan yapılmış ve biricik olan; taş gibi sağlam şehzade
TATAR: Bir Türk kavmi
TAYANÇ: Dayanma gücü; sırdaş
TAYBARS: Yavru pars
TAYCAN: Genç ve güçlü kimse, tay canlı
TAYFUN: Şiddetli rüzgar
TAYFUR: Bir küçük kuş cinsi
TAYGAN: Eşsiz, biricik
TAYGUN: Çocuk genç
TAYGUNER: Genç yiğit
TAYİP: İyi, hoş, güzel
TAYKUT: Genç ve kutlu, uğurlu
TAYLAN: İnce, kibar, uzun boylu
TAYLANER: Uzun boylu ve yakışıklı yiğit
TAYMAN: Genç
TAYTİMUR: Genç demir
TAYYAR: Uçan, uçucu
TAYYİB: İyi, hoş çok temiz
TECER: Becerikli
TEKALP: Biricik yiğit, tek yiğit
TEKANT: Biricik yemin, tek yemin
TEKCAN: Biricik sevgili
TEKİN: Uslu, uğurlu, tek
TEKİN ALP: Şehzade, yiğit
TEKİNALP: Biricik yiğit; yiğit, şehzade
TEKİNER: Biricik yiğit
TEZKİNSOY: Biricik soydan, biricik soy
TEKİZ: Bir tek iz; ikiden azız, biriz
TEKOK: Bir ok
TEKOL: Biricik olasın
TEKSOY: Biricik soy
TEMEL: Asıl olan, önemli
TEOMAN: Duman
TERİM: Kavram
TEVFİK: Başarıya ulaştırma
TEVHİT: Allah’ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma
TEYFİK: Uygun duruma getirme, Tanrı’nın yardımına kavuşma
TEZALP: Aceleci yiğit, tez canlı yiğit
TEZEREN: Çabuk yetişen
TEZOK: Çabuk giden ok
TEZOL: Elini çabuk tut
TINAZ: Ot, saman; savrulmaya hazır ekin
TİBET: Çin'in batısında özerk bir bölge
TİMUÇİN: Sağlam, demir gibi
TİMUR: Türk- Moğol imparatoru
TİMURCAN: Demir can
TİMURHAN: Demir han, sert kağan
TİMURKAN: Demir kan
TİMURLENK: Timurlar hanedanının kurucusu ve ilk hükümdar.
TİMURTAŞ: Demir taş
TOKCAN: Doymuş kimse
TOKER: Gözü gönlü tok yiğit
TOKTAMIŞ: Bir yerde yerleşik oturan
TOKTAŞ: Tok gözlü ve taş gibi
TOKTİMUR: Tok gözlü ve demir gibi; sağlam demir
TOKYAY: Tok gözlü ve yay gibi çevik
TOLAY: Topluluk cemiyet
TOLGAHAN: Güçlü lider
TOLGAY: Etraf, çevre
TOLUN: Dolgun, dolun, bedir
TOLUNAY: Dolunay, tam ay
TOLUNBAY: Dolgun ve zengin
TONGUÇ: İlk çocuk; çocuk
TORALP: Eğitilmemiş, toy yiğit
TORAMAN: Sonradan ortaya çıkan, sonradan türeyen; tombul, iri yapılı
TOROS: Güneydeki dağ sırası
TORUN: Bir kimseye göre çocuğun çocuğu
TOYCAN: Deneysiz genç, toy kimse, genç insan
TOYGAR: Çayır kuşu
TÖREHAN: Görgülü er, mert, yiğit
TUAL: Resim yapmak için kullanılan çerçeveli bez zemin
TUFAN: Çok ağır yağmur
TUGAY: Bir askeri birlik
TUGBERK: Göklerin hakimi
TUĞ: Tepe tüyü
TUĞALP: Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit
TUĞBAY: tugay idare eden general anlamında
TUĞBERK: Göklerin hakimi
TUĞER: Tuğlu yiğit
TUĞFAN: Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
TUĞKAN: Türkçe kökenli bir erkek ismi olup, "Soyu savaşçı olan kimse." manasına gelmektedir
TUĞLAN: Sorguç sahibi ol
TUĞLU: Şımarık
TUĞRA: Padişah mühürü
TUĞRAB: Topraktan gelen kişi
TUĞRUL: Yırtıcı bir kuş
TUĞSAN: Tuğuyla ünlü olmuş kimse
TUĞTEKİN: Tuğlu şehzade
TUNAHAN: Tuna nehri kenarında yaşayan son Osmanlı hükümdarına erilen son ad
TUNCA: Bir nehir adı
TUNCAL: Al renkli tunç
TUNCALP: Tunç gibi yiğit, tunç yiğit
TUNCEL: Tunç gibi el
TUNCER: Tunç gibi er
TUNÇ: Bir metal karışımı
TUNÇASLAN: Tunçtan yapılmış aslan, tunç gibi sağlam, aslan gibi güçlü
TUNÇAY: Tunç renkli ay
TUNÇBAY: Tunç gibi sağlam ve zengin kimse
TUNÇBİLEK: Tunçtan yapılmış bilek
TUNÇOK: Tunçtan yapılmış ok
TUNÇSOY: Sağlam soy, güçlü soy, tunç gibi soy
TUNÇTÜRK: Tunç gibi Türk
TUNGA: Güçlü, yiğit, rütbe
TURA: Tuğra, Kalkan, siper
TURAB: Hz Ali'nin lakaplarından biri
TURAÇ: Keklik türünden, eti yenen bir av kuşu
TURAL: Yaşamak
TURAN: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke
TURAY: Tur ay
TURGUT: Konut
TURHAN: Onurlu kişi
TURNA: Göçmen bir kuş
TUTUNÇ: Tutunulacak şey
TUYAN: Zengin, besili
TUYGAN: Duyumsayan, duygulu, duyan
TUYGUN: Duyumsayan, duygulu
TÜKEL: Bütün
TÜMER: Her şeyi ile yiğit kişi
TÜMHAN: Tam bir kağan gibi olan kimse
TÜMKAN: Soylu kan, tam kan
TÜMTÜRK: Her şeyiyle Türk, tam Türk
TÜRKALP: Yiğit Türk
TÜRKASLAN: Aslan Türk
TÜRKAY: Ay gibi parlayan Türk
TÜRKCAN: Can Türk, sevgili Türk
TÜRKDOĞAN: Türk doğmuş olan
TÜRKDOĞDU: Türk olarak doğmuş olan
TÜRKER: Türk erkeği
TÜRKEŞ: Orhun yazıtlarında söz konusu edilen bir kahraman adı
TÜRKKAN: Türk soylu
TÜRKMEN: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse
TÜRKNOYAN: Türk başkomutanı
TÜRKÖZ: Özü Türk olan
TÜRKSAN: Sanı Türk olan, Türk sanlı
TÜZÜNALP: Düzgün yiğit, doğru yiğit
U ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
UBEYDULLAH: Allah'ın kulu, kölesi
UCA: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez
UCAER: Yüce, yiğit, erişilmez yiğit
UCATEKİN: Erişilmez ve tek olan, yüce ve tek; yüce şehzade
UÇAN: Kanatlarını açarak yükselen, havada yol alan
UÇANAY: Gökte uçan Ay gibi olan kimse
UÇANOK: Uçarak giden ok
UÇANTEKİN: Kanatlı şehzade
UÇANTÜRK: Havada yükselen Türk
UÇARER: Kanatlarını açarak havada yol alan yiğit, uçar gibi giden yiğit
UÇHAN: Uç ilde hüküm süren han
UÇKUN: Uçmaya düşkün, uçmayı çok seven; anasınca uçmaya alıştırılan yavru kuş
UÇMAN: Uçucu, yerinde duramayan
UFUKAY: Ufuktaki ay
UĞURAL: Uğur sahibi ol
UĞURALP: Uğurlu yiğit
UĞURATA: Uğurlu baba, uğur getiren ata
UĞURCAN: Uğur getiren, uğurlu kimse
UĞUREL: Uğurlu el, uğurlu kimse
UĞUROL: Kut getir, uğurlu ol
UĞURTAY: Uğur getiren, uğurlu genç
UĞUT: Baygın, kuru, solgun; bol buğday
ULAÇ: Bağlayıcı, bağlayan
ULAM: Sürekli, kesintisiz
ULAŞ: Amacına, hedefin erişme
ULU: Yüce, büyük
ULUALP: Yüce yiğit, ulu yiğit
ULUANT: Kutsal ant, büyük yemin
ULUBAY: Yüce ve zengin kimse
ULUBERK: Sağlam, kuvvetli ve yüce kişi
ULUBEY: Saygın, değerli
ULUÇ: Büyük Türk denizcisi
ULUÇHAN: Altınordu Devleti hanlarından biri
ULUER: Yüce yiğit, seçkin yiğit
ULUĞ: Büyük, yüksek, gururlu
ULUĞTEKİN: Yüce şehzade
ULUHAN: Yüce kağan
ULUKUT: Büyük ve kutsal kimse
ULUM: Büyük , gösterişli
ULUNAY: Yüce ay, büyük ay
ULUÖZ: Yüce kimse, seçkin kimse
ULUSOY: Yüce bir soydan gelen kimse, yüce soylu ya da soy
ULUŞAHİN: Seçkin, erişilmez yücelikte ve şahin gibi kişi
ULUŞAN: Yüce, seçkin ad; yüce ün
ULUTAN: Yüce tan
ULUTEKİN: Yüce ve tek; yüce şehzade
ULUTÜRK: Seçkin Türk, yüce Türk
ULVİ: Yüce, yüksek
UMAÇ: Amaç, umut
UMAN: Olması istenilen bir şeyin olmasını dileyen, bekleyen
UMMAN: Engin deniz, okyanus
UMUR: Görgü, tecrübe
UMURALP: Görgülü, bilgili yiğit
UMUTLU: Umudu olan kimse
UNGAN: Doğru yolda olan
URAL: Asya'da bir sıra dağ
URAM: Büyük cadde, mahalle
URAS: Saadet, mutluluk
USAME: Bir arslan cinsinin adı, sahabe ismi
USLUER: Akıllı yiğit
USMAN: Uslu, akıllı kişi
USSAL: Akla uygun olan, akla yatan
UTKAN: Ateşli kan, od kan
UYANIŞ: Uykunun bitmesi, yeni bir hayat
UYAR: Uysal
UYARALP: İsteğe göre davranan yiğit, uysal yiğit
UYGUNER: Yakışır, yaraşır, yiğit; yararlı, işe yarar kimse
UYGURALP: Uygur yiğidi
UYTUN: Kutlu, kutsal
UZ: Usta, işe yatkın, becerikli
UZALP: Becerikli yiğit
UZBAY: Becerikli ve zengin
UZCAN: Becerikli kimse
UZEL: Usta el, becerikli el, işe yatkın el
UZER: Becerikli yiğit
UZGÖR: Geleceği görme, uzağı görme
UZGÖREN: Uzağı gören, geleceği gören
UZHAN: Becerikli kağan, Oğuzhan
UZMAN: Belli bir işte veya konuda beceri, görüş ve bilgisi olan kimse
UZMEN: Usta kişi, becerikli kişi
UZTEKİN: Becerikli ve tek; becerikli şehzade
UZTÜRK: Becerikli Türk
Ü ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÜÇER: Üç yiğit
ÜLGENER: Yüce, yiğit, sağlam yiğit
ÜLKÜMEN: Amaç sahibi kişi, ülkücü
ÜMİT: Umut, umma, bekleme
ÜMİTALP: Umutlu yiğit
ÜMİTAY: Umutlu ay
ÜMİTCAN: Umutlu, hayırlı dost
ÜMİTHAN: Umut bekleyen hükümdar
ÜMİTKAN: Umut bağlanan
ÜMMET: Toplum, topluluk
ÜNAL: Ün almakla ilgili
ÜNALAN: Ünlenmiş kişi, iyi ad sahibi
ÜNALP: Ünlü yiğit
ÜNDOĞAN: Ünlü doğmuş kimse
ÜNER: Ünlü yiğit
ÜNKAYA: Tanınmış ve kaya gibi kimse
ÜNLEN: Herkesçe tanınma dileği
ÜNLER: Yüksek sesle bağıran
ÜNLÜER: Tanınmış, ünlü
ÜNOL: Ünlü olma
ÜNSAÇ: Her yana ününü duyurma
ÜNSAN: Ünlü ve sanlı
ÜNSAY: Tanınıp sayılma
ÜNSEVER: Ünlü olmayı seven
ÜNSOY: Tanınmış soy, ünlü soy
ÜNTÜRK: Tanınmış Türk, ünlü Türk
ÜNÜGÖR: Çok tanınmış, ünlenmiş, ünü yaygın ve çok
ÜNÜVAR: Herkesçe tanınır, ünlü
ÜRKMEZ: Korkmaz
ÜSTER: Baş olan yiğit
ÜSTOL: Üstün olma
ÜSTÜNEL: Güçlü el, iyi nitelikli el
ÜSTÜNER: Güçlü yiğit, iyi nitelikli yiğit
ÜVEYS: Arzu eden, isteyen
ÜZEYİR: Kuran-ı Kerim'de geçen bir isim
V ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
VAHA: Çöl ortasında sulak ve yeşillik yer
VAHAN: Kalkan, siper
VAHAP: Çok bağışlayan, ihsan edici
VAHDET: Bir ve tek olma
VAHDİ: Bir ve tek olmayla ilgili
VAHİD: Yalnız, tek
VAHİT: Tek, bir
VAKKAS: Okçu, savaşçı
VARAN: Giden, varan
VARGIN: Giden, varan
VARLIK: Zenginlik
VAROL: Varlığını sürdürme
VASIF: Ayırıcı özellik
VECDET: Zenginlik, coşku
VECDİ: Coşkunlukla, vecd ile ilgili
VECİHİ: Soylu, asil
VEDAT: Sevgi, dostluk
VEFA: Sözünde durma
VEFİK: Arkadaş, yoldaş
VEHBİ: Allah vergisi, doğuştan olan
VELİ: Sahip, sorumlu
VERGİN: Verici, özverili, sevgi dolu
VEYİS: Yoksul, muhtaç
VEYSEL: Garibanlık
VEYSİ: Fakir, muhtaç
VOLKAN: Yanardağ
VURAL: Vurup almakla ilgili
VURGUN: Tutkun, aşık; dip sarhoşluğu
Y ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
YAFES: Hz. Nuh'un üçüncü oğludur
YAĞIZ: Yiğit; esmer
YAĞIZALP: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
YAĞIZER: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
YAĞIZTAY: Esmer, yiğit genç
YAĞIZTEKİN: Esmer ve biricik
YAHYA: 'Allah lütufkardır" anlamında
YAKIN: Uzak olmayan
YAKUP: Bir Peygamber adı
YALAZALP: Yalım gibi yiğit
YALÇIN: Sarp, sert, düz olmayan
YALÇINER: Sarp yiğit
YALÇINKAYA: Çıkılması güç, dik, büyük ve kaygan kaya
YALGI: Büyü, sihir; yalnız
YALGIN: Serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
YALIM: Alev, ateş
YALIN: Sade, çıplak, katışıksız
YALINALP: Gösterişsiz kahraman
YALINAY: Bulutsuz gecedeki ay
YALINÇ: İçine başka bir şey karıştırılmamış, saf
YALKIN: Yalnız, tek başına; ince, zayıf
YALMAN: Dik, sert, eğik; kesici alet ucu
YALTIRAY: Parlak ışık saçan ay
YALVAÇ: Peygamber gibi
YAMAN: Şiddetli, öfkeli, cesur, korkutan
YAMANER: İşbilir yiğit, becerikli yiğit
YAMANÖZ: Becerikli kimse, işbilir kimse, yaman kimse
YAMANSOY: İşbilir bir soydan gelen
YASER: Varlık, zenginlik
YASİN: Kuran-ı Kerimde bir surenin adı
YASİR: Sol tarafa giden
YAVER: Emir subayı
YAVUZ: İyi, güzel, iyi huylu
YAVUZALP: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
YAVUZCAN: Yürekli, korkusuz kimse
YAVUZER: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
YAVUZHAN: Güçlü, kuvvetli, cesur hükümdar
YAVUZSOY: Korkusuz soydan gelen kimse
YAZGAN: Yazar, yazan
YEKBUN: Tek olmak, birleşmek
YELER: Rüzgar gibi yiğit
YELTEKİN: Rüzgar gibi ve tek olan
YENAL: Galip gelme
YENGİ: Üstün gelme, yenme, utku, zafer
YETİŞ: Zor zamanların insanı
YETKİN: Becerili, olgun
YETKİNER: Yetişkin yiğit, olgunlaşmış yiğit
YILDIR: Işıklı , parlak
YILDIRALP: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
YILDIRAY: Parlayan ay
YILDIRER: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
YILDIRIM: Işıklı ve sesli bir doğa olayı
YILMAZ: Vazgeçmeyen kişi, kararlı
YİĞİT: Cesur, savaşçı
YİĞİTALP: Yiğitler yiğidi, erler eri
YİĞİTCAN: Güçlü ve yürekli kimse
YİĞİTEFE: Cesur, yürekli
YİĞİTER: Güçlü ve yürekli erkek
YİĞİTHAN: Yiğit, cesur hakan
YOLAÇ: Çığır açma
YOLDAŞ: Aynı yoldan giden, arkadaş
YÖNDER: Yön gösteren, önder
YÖRÜK: Göçebe bir Türkmen oymağı ve bu oymaktan olan kimse
YULA: Meşale, ışık
YUNUS: Bir peygamber adı; bir memeli canlı
YURDAER: Yurtsever, kahraman
YURDAHAN: Yurda kağan olan kimse
YURDAIŞIK: Yurda ışık olan kimse
YURDAL: Kendine yurt edinme
YURDUN: Yurda ait olan
YUSUF: Yakışıklı, güzel
YUSUF Efdal: Yakışıklı, güzel, daha üstün, erdemli
YUŞA: Bir peygamber adı, Hz. Musa'nın yeğeni
YÜCEALP: Büyük, ulaşılmaz ve ulu yiğit
YÜCEER: Ulu yiğit, ulaşılmaz yiğit
YÜCESAN: Ulaşılmaz soy, ulu isim
YÜCESOY: Ulaşılmaz soy, ulu soy
YÜCETEKİN: Ulu ve biricik, ulu şehzade
YÜŞA: Tarihte, Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa
Z ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ZABİT: Deniz subayı
ZAFER: Başarı, utku, galip
ZAHİD: Dinen yasak olan şeylerden sakınan
ZAHİR: Parlak
ZAHİT: Dini yasaklardan kaçan
ZAKİR: Zikreden, dua eden
ZAL: Mitolojik bir savaşçı
ZEKAİ: Zeka ile ilgili
ZEKERİYA: Erkek
ZEKİ: Akıllı, anlayışlı
ZEYNEL: Süslü, dikkat çeken
ZEYNİ: Süslü
ZEYREK: Akıllı, uyanık, anlayışlı
Zeytun: Arapça zeytin
ZİHNİ: Akılla ilgili
ZİKRİ: Zikirle ilgili, zikreden
ZİNAR: Kaya
ZİYA: Işık, aydınlık
ZOBU: İriyarı, delikanlı, hovarda
ZORLU: Dayanıklı, yenilmez
ZUHURİ: Orta oyununda bir karakter
ZÜBEYİR: Yazılı olan
ZÜBEYR: Yazılı küçük kitap
ZÜLFİKAR: Hz. Alinin kılıcı
ZÜLFÜ: Zülfikarla ilgili
ZÜLFÜKAR: Hz. Alinin kılıcı
ZÜLKÜF: Makam sahibi
ZÜMER: Kuran-ı Kerim'in 39. suresi
ZÜRAP: Toprağa atılan tohumun yeşermesi
ABİDE: Anıt önemli ve değerli yapıt anlamındadır
ABAKAY : Bir Türk boyunun adı
ABAY: Hüner, beceri
ABBAS: Aslan, çatık kaşlı kimse
ABDULHAMİT: Hamdolunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın kulu
ABDULKADİR: Her şeye gücü ve sözü yeten
ABDULLAH: Allah'ın kulu. Peygamber (s.a.s)'in en sevdiği isimlerden aynı zamanda babasının adıdır
ABDULREZZAK: Yukarıdan gelen ilk kullardan biri
ABDURRAHMAN: Rahman'ın kulu
ABDÜLKADİR: Tükenmeyen kuvvete sahip olan
ABDÜLREZZAK: Soylu, gücüne güç katan
ABDÜRREZZAK: Rızkı bol olan insan
ABER: Hz. nuh'un erkek torununun adı
ABİDİN: Dua eden, duacı
ABREK: Yaşadığı toplumun düzenine karşı gelen, savaşçı
ABUZER: Altın suyu. Altın suyu misali parlak ve görkemli
ACAR: Becerikli, yetenekli
ACARALP: Cesur kişi, yiğit
ACARBAY: Zengin, kuvvetli
ACARBEY: Güçlü bey
ACARER: Gözüpek erkek, yiğit er
ACARKAN: Atılgan, güçlü, kuvvetli
ACARÖZ: Özü güçlü, yiğit kimse
ACARSOY: Yiğit soy, güçlü soy
ACARTÜRK: Yiğit Türk, güçlü Türk, gözüpek Türk
ACATAY: Güçlü tay
ACUN: Sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
ACUNAL: Evrenle, dünya ile ilgili, evrensel
ACUNALP: Dünya yiğidi
ACUNER: Dünya eri, dünya yiğidi
ACUNSEVEN: Evreni seven, dünyayı seven
AÇIKALIN: Alnı açık kimse, temiz kişi
AÇIKGÜN: Güneşli gün, bulutsuz gün
ADAHAN: Adanın hükümdarı, hakimi, yöneticisi
ADAL: İyi bir ün kazan, adın yayılsın
ADALAN: Adı bilinen, tanınan, iyi ünü olan
ADALIR: Adlanır, ad alır, bilinir
ADAR: Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre zaman, omuzdaş
ADAŞ: Adları eş olanlar, aynı adı taşıyanlardan her biri, kardeş, edinilmiş olan, arkadaş
ADEM: İyi, temiz insan
ADIGÜN : Adı aydınlık, gün gibi olan
ADISÖNMEZ: Adı sürekli olarak yaşar, adı sürer gider, kuşaktan kuşağa sürer
ADIVAR: Adı yok değil adsız değil, adlandırılmış
ADİL: Adaletli
ADİN: Cennet
ADLIĞ: Adı var, adı sanı bilinen, tanınmış ünlü
ADNAN: Eski Türk isimlerinden, iki gökyüzü, iki cennet anlamında
ADSAY: Moğol hakanlarından biri
ADUŞAN: Ateş, alev
AFFAN: Kendini kötülüklerden uzak tutan
AFRİN: Suriye'de bir şehir
AFŞİN: Savaşlarda askerlerin kullandığı giysi
AGAH: Bilgili, uyanık
AĞA: Ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan Varlıklı kimse
AĞABAY: Ağa ve çok varsıl kimse
AĞAN: Geceleri gökte, ara sıra, hızla akıp gittiği görülen ışıklı nokta, göktaşı, akanyıldız
AĞANER: Akanyıldız gibi güzel er, akaner
AĞARANTAN: Sabahın erken vakti, tan vakti
AĞÇELİK: Çok iyi su verilmiş, çelik, ak çelik
AĞER: Temiz kişi, temiz erkek, ak er
AĞIRTAŞ: Ağırlığı çok olan taş, ağırbaşlı kimse
AHMED: Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur’an-ı Kerim’de Saf suresinin 2. ayetinde: Hz.İsa, İsrailoğulları'na: "adı Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" şeklinde geçen isimlendirme ile Peygamberimizin isimlerinden birisi
AHMET: Övgüye değer
AKA: Saygıdeğer kimse, ağa
AKABAY: Varlıklı kimse, ağa
AKABEY: Varlıklı kimse, ağa ve bey
AKAD: Doğru kişi
AKADLI: Adı ak, soyu temiz
AKAGÜNDÜZ: Asıl adı Enis Avni olan bir yazarımızın takma adı
AKAL: Akal
AKALAN: Ak alan, ak meydan, beyaz alan
AKALIN: Temiz alın, açık alın, ak alın
AKALP: Ak yiğit, temiz yiğit
AKAN: Akıp gitmekte olan
AKANER: Akıp giden yiğit
AKANSU : Akıp giden su
AKAR: Akmak eylemini yapar
AKARCA: Akıp giden su, akan su, akarsu
AKARÇAY : Akıp giden su, akıp giden çay
AKARSEL : Akıp giden sel
AKASOY: Ağa soylu, soyunda ağalık bulunan kimse ağa soyu
AKATA: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ata
AKATAY: Temiz ve herkesçe bilinen kimse
AKAYDIN: Aydınlık, temiz
AKBA: Sazlık, bataklık, ağba
AKBARAN: Ak güç
AKBAŞ: Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir av kuşu
AKBATU: Temiz ve güçlü
AKBATUR: Namuslu ve yiğit
AKBAY: Namuslu ve varsıl olan
AKBAYAR: Namuslu, temiz ve yüce
AKBEĞ: Namuslu ve varsıl, akbay, ak bey
AKBEK: Namuslu ve varsıl
AKBEL: Ak, beyaz, ile "bir dağın iki tepesi arasında geçit veren çukurca yer anlamına gelen "bel" sözcüğünden gelmektedir
AKBİLGE: Bilge, temiz bilge
AKBORA: Ak yel, ak fırtına
AKBUDAK: Ak renkli budak
AKBULUT : Beyaz bulut
AKBURÇ: Ak renkli kale burcu
AKBURÇAK: Bir metre boyu olabilen bir burçak türü
AKCEBE: Savaşlarda kullanılan beyaz zırh
AKÇAKAYA: Oldukça ak renkli kaya, beyazca kaya
AKÇAKIL: Ak renkte küçük taş, akarsu kıyılarındaki ak renkli küçük taş
AKÇAL: Ak renge yakın, beyaza yakın beyaza çalan
AKÇALI: Para ile ilgili, parası olan zengin
AKÇASU: Duru su, ak su
AKÇAY: Duru çay, ak su
AKÇIL: Beyaza yakın, beyazı çok, içinde ak renk bulunan, kırçıl
AKÇINAR: Bir çınar türü
AKÇİT: Aydınlık yüz, ışıklı yüz
AKDAL: Beyaz dal
AKDAMAR: Beyaz damar, akan damar
AKDEMİR: Pürüzsüz demir gibi
AKDENİZ: Ülkemizin güneyindeki deniz
AKDİK: Ak renkte ve dik
AKDİKEN: Gövemeriği ya da geyik dikeni de denilen bir bitki alıç
AKDİL: İyi, güzel konuşan
AKDOĞ: Doğ ve ak git
AKDOĞAN: Kıvrık ve kısa gagalı, yırtıcı bir kuş
AKDOĞDU: Tertemiz doğan
AKDOĞMUŞ: Akça pakça doğmuş, beyaz tenli doğmuş
AKDOĞU: Beyaz şafak, ak ışıklı doğu
AKDORA: Ak renkte dağ tepesi, ak doruk
AKDORUK: Beyaz renkte, ağaçsız dağ tepesi
AKDUMAN: Beyaz duman
AKDUR: Akıp git ve dur, akıp dur
AKEL: Güvenilir kişi anlamındadır bunun yanında doğru, dürüst işler yapan kişi
AKER: Dürüst
AKERGİN : Ak ve olgun
AKERMAN: Soylu kişi
AKERSAN: Yiğit sanlı
AKERSOY: Yiğit soylu, dürüst, namuslu
AKGİL: Soyu temiz olan
AKGİRAY : Temiz ve yaraşır
AKGÜÇ: Namuslu ve güçlü
AKGÜN: Sevinçli gün
AKGÜNDÜZ: Aydınlık gündüz
AKGÜNER: Aydınlık sabah vakti
AKHAN: Ak soylu han
AKI: Yiğit, ağa, kardeş, eli açık
AKIALP: Eli açık, yiğit, yiğitler yiğidi
AKIMAN: Eli açık, yiğit, yiğit kimse
AKINALP: Akın yiğidi
AKINER: Akın eri, akın yapan er
AKINERİ: Akın yapan yiğit, akıncı yiğit
AKINTAN : Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akın
AKIŞ: Akma eylemi
AKİF: 1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen
AKİL: Akıllı , rüştünü kanıtlama konumuna gelmiş , yaptıklarının farkında olan
AKKAŞ: Beyaz renkli yeşim taşı
AKKÖZ: Ak renkte göz, ak kor
AKLAN: Hızlı akan derecik
AKMAN: Yaşlı
AKMANER: Lekesiz yiğit, ak alınlı kimse
AKÖZ: Özü ak, temiz
AKSAL: Birçok kalın direğin yan yana bağlanmasıyla yapılan, düz ve korkuluksuz deniz ya da ırmak taşıtı
AKSAN: Temiz, lekesiz ün
AKSAY: Ak renkte yassı taş, boz renkli kayalık yer
AKSOY: Temiz soy, lekesiz soy
AKSUNGUR: Atmacaya benzeyen bir kuş, akdoğan
AKŞIN: Teni ve kılları ak renkli kimse
AKŞİT: Uğurlu
AKTAN: Aydınlık sabah
AKTAŞ: Beyaz taş, kireçtaşı
AKTEKİN : Ak şehzade
AKTER: Beyaz ter
AKTİMUR: Dövme demir, akdemir
AKTOLGA : Ak kargı
AKTUĞ: Değerli, önemli
AKTÜN: Aydınlık gece, ışıklı gece
AKÜNAL: Temiz ün sahibi olan
AKYEL: Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi yerlerde) kuzeyden esen yel, poyraz
ALAADDİN: Din uğruna çalışan kimse
ALAATİN: Dini yükseltmek, yüceltmek için çalışan
ALANER: Alan eri, meydan yiğidi
ALANGU: Altın geyik
ALAZ: Ateş
ALCAN: Yürekli,cesur
ALÇIN: Kırmızıya çalan küçük bir kuş
ALDEMİR : Ateşte ısıtılıp kırmızı hale getirilen demir Al-Demir
ALDOĞAN: Bir tür doğan
ALEMDAR: Bayrak taşıyan, bayraktar
ALEN: Saygınlık başarı
ALGAN: Fetihler yapan
ALGIN: Sevdalı, tutkun, vurgun, aşık, güçlü, dolgun, keskin, iyi, güzel Algün kızıl gün, al renkli Güneş
ALHAN: Al renkli prens
ALİ: Yüce, üstün,yüksek
ALİCAN: Yüce insan
ALİM: Bilim adamı, bilgin ilim bilen,ilimle uğraşan kimse
ALİŞAH: Ulu hükümdar
ALİŞAN: Ünü büyük
ALİYAR: Yar, dost, sevgili anlamlarını taşır. Bunun yanında birleşik isimdir
ALKAN: kırmızı kan, soylu
ALKIN: Korkusuz, yiğit, kızıl kın
ALKOR: Kıpkırmızı ateş, kızıl köz
ALKUN: El gün, herkes
ALP: Yiğit, bir sıfat
ALPAGUT : Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğit
ALPAĞAN: Yiğit
ALPAN: Etrüsk mitolojisinde bir tanrıça. Aşk tanrıçası, yeraltı tanrısı
ALPAR: Yiğit, kahraman, yiğit er, alp er, yiğit kişi
ALPARSLAN: Korkusuz, yiğit, Soylu, aslan gibi anlamında
ALPARTUN: Yiğit ve onurlu
ALPAS: Kızıl pas al renkli pas
ALPASLAN: Aslan gib yiğit
ALPAT: Yiğit al
ALPAY: Güçlü, cesur
ALPAYDIN: Yiğit ve aydınlık, yiğit ve bilgili yiğit ve aydın
ALPÇETİN: Yiğit ve çetin kişi
ALPDEMİR: Yiğit ve demir gibi
ALPDOĞAN: Cesur doğan
ALPER: Yiğit kişi
ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi
ALPERGİN: Yiğit ve ergin, yiğit ve olgun
ALPERMİŞ: Yiğit ve ermiş kişi
ALPGİRAY: Kırım hanlarından,"Giray" Kırım hanlarına verilen bir ünvan
ALPHAN: Yiğit han
ALPKAN: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olan
ALPKUTLU: Yiğit ve uğurlu, uğurlu yiğit
ALPMAN: Yiğit kimse
ALPSÜ: Yiğit asker, yiğit subay, yiğit er
ALPTEKİN: Yalnız ve uğurlu cesur kişi
ALPTUĞ: Yiğit tuğu, yiğitlik simgesi
ALPTUĞRUL: Yiğit alıcı kuş, yiğit doğan
ALTANER: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafak
ALTAR: Tapınaklarda üzerinde dini törenler yapılan taş, masa
ALTAY: Asya'da Batı Sibirya ile Moğolistan'ı ayıran dağlık alan
ALTEMUR: Kırmızı demir
ALTINER: Altın gibi değerli kimse
ALTINÖZ: Özü altın gibi olan kimse
ALTINTUĞ: Çok değerli tuğ
ALTUĞ: Kırmızı tüy
ALTUNÇ: Kızıl tunç
ALTUNER : Çok değerli kimse, altın yiğit
AMİL: Faal olan
AMMAR: İlk Müslüman olanlardan
ANDAK: Ak ant, temiz yemin, diken, sellerin oyduğu yar
ANDARKAN: Ateşin efendisi, eski Kırgızlarda bir bitki tanrıçası
ANDAY: And içmek, yemin etmek
ANI: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu anımsatan şey, hatıra
ANYA: Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi
APA: Büyük kız kardeş, abla
APAYDIN: Işıklar içinde, çok aydınlık
ARABUL: Arabuluculuk yap, iki yanın arasını bul, ara ve bul
ARAF: Cennet ve cehennem arasındaki yer
ARAFAT: Mekke'de bir tepenin adı
ARAL: Büyük bir göl
ARAN: Ova, kuytu, yer, sıcak yer, kışlak
ARAS: Kalın yün, at kılı anlamında (Aras nehri)
ARAT: Yürekli cesur
ARAZ: İşaret, alamet
ARBAS: Çok güçlü erkek
ARBAŞ: Mavi gözlü ve sarı saçlı erkek, yaramaz
ARCA: Çam ağacı, temiz
ARCAN: Temiz saf, namuslu
ARDAKAN: Arda nehri civarındakilerin soyu
ARDIÇ: Güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen bir ağaç, dağ servisi, çamgillerden kokulu bir ot
ARDIL: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra doğan), öncekinden sonra, ardından gelen
AREF: Pek maruf, fazlaca bilinen, arif, anlayışlı ve bilgili
AREL: Dürüst ve temiz kimse
AREN: Kum tanesi
ARES: Mitolojide geçen savaş tanrısı
ARGIN: Yorgun, bitkin
ARGUN: İlhanlı hükümdarlarından biri
ARGÜN: Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün
ARHAN: Temiz han, temiz yönetici, yiğit han
ARIBAL: Arının yaptığı bal, arı balı, tatlı kimse, hoş kimse, katışıksız, bal, temiz bal, saf bal
ARIBAŞ: Temiz kimse, çalışkan kimse, arı gibi çalışan baş
ARICA: Temizce arı gibi
ARICAN: Temiz kimse
ARIÇ: Dirlik, düzenlik, barış
ARIEL: Dürüst, temiz kimse, temiz elli
ARIER: Temiz er, katışıksız, er, temiz kimse
ARIĞ: Arı, temiz, saf, katışıksız, eti yağı erimiş, arık zayıf
ARIK: Eti yağı erimiş, zayıf
ARIKAL: Temiz kal
ARIKAN: Saf kan, temiz kan, soylu kan
ARIKER: Temiz kimse, çelimsiz erkek
ARIKUT: Temiz ve kutlu
ARIMAN: Dürüst ve temiz kişi
ARISAL: Arı gibi çalışkan
ARISAN: Adı, sanı temiz kimse
ARISOY: Temiz soy, soyu temiz kimse
ARIŞ: Kağnı otu
ARIT: Arınmasını sağla, temiz bir duruma getir, arılaştır
ARITAN: Temiz bir duruma getiren, temizleyen
ARITAŞ: Temiz taş
ARIYÜZ: Temiz yüz, temiz yüzlü
ARİF: Bilen, bilgili
ARKADAŞ: Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kişilerden her biri, bir işte birlikte bulunanlardan her biri
ARKAN: Arı kan, temiz kan, soylu kan
ARKIN: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dingin
ARKUT: Temiz ve uğurlu arı ve kutlu
ARMAN: İstek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan
ARMANÇ : Hedef.
AROL: Arı ol, çalışkan ol
ARPAĞ: Büyü sihir
ARSAN: Temiz adlı
ARSEN: Kurtuluş
ARSLAN: Güçlü, yırtıcı
ARSLANER: Aslaner
ARSOY: Arısoy
ARTAÇ: Utanma duygusunu baş tacı eden
ARTEMİS: Orman ve savaş tanrıçası
ARTUK: Artmış olan, artan,üstün, ünlü Selçuklu emiri
ARTUN: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı
ARTUNÇ: Arı tunç, katışıksız tunç
ARU: Arı, katışıksız
ARUKAN: Soylu kan, temiz kan, arı kan
ARYÜZ: Arı yüz, temiz yüzlü
ARZIK: Dine çok bağlı kimse, uysal, iyi huylu
ASAF: Vezir
ASAL: Bir şeyde öğe olan, temel
ASGAR: Küçük, ufak
ASIF: Çok şiddetli esen rüzgar
ASIL: Başlıca, başta gelen, bir şeyin kendisi, başkası değil, kök, köken, gerçeklik
ASIM: Temiz, namuslu, sağlam karakterli
ASİL: Soylu, soylu bir aileden gelen,seçkin insan
ASLAN: Türklerin, güçlü insan tanımlarında genellikle seçtikleri ormanlar kralı
ASLANER: Yiğit erkek, yiğit kimse, aslan gibi kimse
ASUTAY: Yaramaz, huysuz tay, yaramaz çocuk
AŞAN: Öte yana geçip giden, yüksek bir yerin, ötesine geçen, Uygur yazıtlarında geçen bir ad
AŞAR: Aşıp gider, öte yana geçer
AŞİR: Samimi dost, arkadaş
AŞKAN: Renk, beniz
AŞKINER: Üstün er, üstün kimse
ATA: Soy
ATABAY: Saygıdeğer ve varsıl kimse, Seçuklu döneminde bir unvan, atabey
ATABERK: Selçuklu Devleti'nde şehzadelerin terbiyesiyle vazifeli şahıs
ATABEY: Selçuklularda şehzadeleri eğitmekle görevli kişilere verilen ünvan
ATACAN: Hoşgörüsü olan kimse, babacan
ATAÇ: Atalardan sürüp gelen
ATADAN: Atalardan sürüp gelen, ataç
ATAELİ: Ata yurdu, ataların doğup büyüdüğü, yaşadığı yer
ATAHAN: Büyük yönetici, ata durumundaki han
ATAK: Atılgan yiğit, yürekli
ATAKAN: Atasının kanını taşıyan, atasının kanından gelen gücü barındıran
ATAKER: Atılgan yiğit, atılgan ve yiğit
ATAKOL: Atılgan ol
ATAKUL: Ataya kul, ataya kul olan, ata kulu, lala
ATALAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse
ATAMAN : Kazak lideri
ATAMER : Benim atam er kişidir, yiğit atam
ATANER: Senin atan er kişidir, yiğittir
ATANUR: Atasından aldığı nuru taşıyan
ATAOL: Gelecek kuşaklara baba, ata olasın
ATAÖV: Atalar seni övsün
ATASAGUN: Hekimlerin babası, atası
ATASAY: Atayı say, ataya saygı göster
ATASEV: Atayı, ataları, babayı sev
ATASEVEN: Atasını, babasını seven
ATASEVER: Atalarını seven kimse
ATASEVİN: Atalarınla sevin
ATASOY: Ata soyu, atadan
ATASÜ: Asker babası, asker atası
ATAULLAH: Allah'ın hediye ettiği ilk erkek çocuk, Allah'ın bağışladığı, hediye ettiği, ihsanı, lütfü
ATAY: Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü
ATIF: Eğilimli, birine şefkatle eğilen, sevgi duyan
ATIL: Fırla
ATILAY: Kolaylıkla ileri atılabilen, cesur kimse
ATILGAN: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan, girişken, tez canlı
ATIM: Atılan bir şeyin gidebildiği uzaklık
ATINÇ: Atılgan, atak
ATİK: Çok hızlı davranan, çevik
ATİLLA: Hunların "Tanrının Kırbacı" denilen büyük hükümdarı
ATLAN: Ata bin, at sahibi ol
ATLAS: Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba, büyük harita
ATLI: Atı olan, iyi bir adı bulunan, ünlü, tanınmış, adlı
ATTİLA: Hun imparatoru
AVEDİS: İyi haber getiren kişi
AVNİ: Yardım etmek, yardımda bulunmak, yardımla ilgili
AYALP: Ay gibi güzel ve yiğit
AYANÇ: Saygı
AYAS: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, ayaz
AYATA: Eski Türklerin inanışına göre gökyüzünün ikinci katında oturan tanrı, Ay tanrısı
AYAYDIN: Çok aydınlık, ay gibi aydınlık, ay ışığı
AYAZ: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve ay ışıklı gecede çıkan soğuk
AYAZ Ada: Soğuk ve durgun hava
AYBAR: İnsanda saygı uyandıran görünüş, görkem
AYBARS: Ay gibi parlak ve güzel, pars gibi yırtıcı
AYBAY: Ay kadar güzel ve zengin
AYBERK: Güçlü
AYBEY: Ay gibi doğan erkek, bey
AYBORA: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, ay ve fırtına
AYCA: Yüzü ay gibi aydınlık ve güzel olan
AYÇETİN : Ay kadar güzel ve çetin
AYDEMİR: Demir kadar sert kimse
AYDIN: Bilge
AYDINALP: Aydınlık ve yiğit
AYDINER : Aydınlık yüzlü kimse
AYDINTAN: Işıklı sabah vakti, aydınlık sabah vakti
AYDOĞDU: Ay gibi doğmuş olan, ay gibi doğan
AYDOĞMUŞ: Ay gibi doğmuş, ay kadar güzel olan
AYHAN: Büyük hükümdar
AYIK: Anlayışlı, uyanık, açıkgöz, zeki
AYKAÇ: Güzel söz söyleyen, ozan
AYKAN: Kanı ay gibi parlak ve temiz
AYKUL: Ay gibi kutlu, ay kadar uğurlu
AYKUTLU : Ay gibi güzel ve uğurlu, uğurlu ay
AYMAN: Ay gibi güzel kimse
AYPAR: Görkem, saygı uyandıran görünüş, aybar
AYPARS: Ay gibi güzel ve pars gibi yırtıcı
AYPOLAT : Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam
AYSUNGUR: Ay gibi güzel, sungur, gibi, akdoğan gibi avlayıcı kimse
AYTAR: Olanları bildiren, haber veren
AYTEKİN : Ay gibi parlak ve biricik. Çok değerli
AYTEMUR: Ay gibi güzel ve demir gibi sağlam
AYTOK: Ay gibi güzel ve tok
AYTOP: Yuvarlak ay, nurtopu gibi
AYTUĞ: Mızrağın ucuna yapılmış ayın üstüne yapılan tüy
AYTUNA: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli
AYTUNCA: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemli
AYTUNÇ: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam
AYTÜN: Aylı gece
AYTÜRK: Ay gibi güzel ve Türk gibi güçlü
AYVAZ: Köroğlu destanında bir kahraman
AYYÜCE: Yücelerdeki Ay
AZAD: Kimseye bağlı olmayan,özgür,hür
AZAM: En büyük, ulu
AZAT: Hür, serbest. Kimseye bağımlı olmayan
AZEM: Büyüklük, ululuk
AZER: Ateş
AZİM: Bir şeyler yapmak için kararlı kişi, azmeden, azimli
AZİZ: Onur sahibi yüce, aaygıdeğer, manevi gücü çok üstün
AZMİ: Kemikli, kemikle ilgili, azim sahibi
AZRAK: Çok az bulunur, değerli
B ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
BABEK: Kafkas kökenli ayaklanma kahramanı
BABÜR: Hindistan aslanı
BABÜRŞAH: Moğol Devleti'ni kuran hükümdar
BADAK: Ufak tefek, ufak yapılı
BADAKALP: Ufak tefek yiğit
BADİ: Rüzgarla ilgili
BAGATUR : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır
BAĞDAÇ: Bağdaşan, uyuşan dost
BAHA: Değer, güzellik
BAHADIR : Yiğit , kahraman, atak, gözünü daldan budaktan esirgemeyen
BAHATTİN: Dinin güzelliği
BAHİR: Derya, deniz
BAHRA: Eski bir sınır kalesi
BAHRİ: Denizci, denizle ilgili
BAHTİYAR: Mutlu,şanslı
BAKIR: Kızıl renkli maden
BAKİ: Kalıcı, sürekli
BALABAN: Bir tür yırtıcı kuş, iri cins bir tür Doğan
BALAMİR: Tarihimizde bir kağan
BALATEKİN: Küçümen ve biricik, küçük şehzade
BALAY: Ay yüzlü
BALDAŞ: Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert
BALER: Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit
BALKIR: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
BALTAŞ: Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert
BANGU: Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı
BARAK: Akıllı kişi, şaşkın
BARAN: Ulu, yüce, yüksek, iri
BARAN EGE: yağmur mevsimi, büyük ulu
BARANALP: Güçlü yiğit
BARANSEL: Güce, kuvvete ait
BARAY: Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz
BARBAROS: Büyük denizci, kırmızı sakal
BARÇA: Hükümdar
BARIN: Güç, kuvvet
BARIŞKAN: Barışçıl
BARIŞTA: Barış zamanı doğmuş olan
BARKA: Büyük bir çeşit sandal
BARKAN: Arap çöllerindeki kumul yapısı
BARKEV: Hediye
BARLAS: İyi savaşçı
BARTU: Eski bir hükümdar
BARTUNÇ : Güçlü tunç
BARUT: Yanıcı, yakıcı madde
BASKI: Kuvvet uygulamak
BASKIN: Beklenmeyen ani saldırı
BASRİ: Gören, görme ile ilgili, görebilmek
BAŞAĞA: Ağaların başı, kıdemli
BAŞAT: Hepsinden üstün, benzerlerinden üstün, egemen, en başta gelen
BAŞBAY: Çok varsıl kimse, baş zengin
BAŞDOĞAN: İlk doğan
BAŞEĞMEZ: Güçlü, baş eğmeyen, yenilmez
BAŞER: Başta gelen kimse, başta gelen er
BAŞHAN: Hanların başı
BAŞKAL: Her zaman baş kalasın
BAŞKAN: Baş olan kimse, bir topluluğun başı, önder
BAŞKUT: Şanslı, talihli
BAŞMAN : İleri gelen, sözü geçen kimse, bir topluluğun ileri gelen başı
BAŞOL: Lider ol, başa geç
BATI: Bir yön
BATIHAN: Batının sultanı, hanı
BATIKAN : Batı'nın Hanı ya da Batı'nın Kanı anlamında
BATIN: Allah’ın 99 isminden biri
BATIRAY: Yiğit Ay, hem yiğit hem ay gibi
BATIRHAN: Yiğit han
BATTAL: Büyük,iri
BATU: Güçlü
BATUĞ: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön, batı
BATUĞHAN: Güçlü han, yiğit, yönetici
BATUHAN: Güçlü Kuvvetli Han, Altınordu devletinin kurucusu Batuhan
BATUK: Güçlü, alp, yiğit
BATUR: Kahraman
BATURALP: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
BATURAY: Hem yiğit hem Ay gibi olan
BAVER: güvenmek, inanmak
BAYAR: Büyük, yüce
BAYBARS: Bir cins kaplan
BAYBORA: Zengin
Baycan: Zengin kimse
BAYDAR: Zengin
BAYDOĞAN: Çok zengin doğmuş olan kimse, varsıl doğan
BAYDUHAN: Kutluk Devleti şehzadelerinden
BAYDUR: Zengin ve ölümsüz olan
BAYDURALP: Zengin ve ölümsüz yiğit
BAYEZİT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortak adı
BAYFUN: Çok yorulmuş,yorgun
BAYGÜÇ: Zengin ve güçlü
BAYHAN: Zengin han
BAYINDIR: İmar edilmiş, onarılmış
BAYIR: Bir tepenin eğilimli yeri, yokuş
BAYKAL: Büyük bir göl
BAYKAM: Sağlığa kavuşturan kimse
BAYKAN: Soylu kimse, zengin ve soylu
BAYKARA: Doğan türünden yırtıcı bir kuş
BAYKURT : Malı mülkü çok olan kurt, zengin ve kurt gibi olan
BAYKUT: Kale muhafızı, zengin
BAYKUTAY: Zengin, kutlu ve Ay gibi güzel kimse
BAYMAN: Zengin kimse
BAYRAKTAR: Bayrak taşıyan
BAYRAM : Toplumsal özel kutlama günleri
BAYRAV: Çok yeğin, şiddetli
BAYRUK: Eskimiş
BAYSAL: Barış ortamı
BAYSAN: Varlıklı ve ünlü
BAYSU: Varlıklı ve su gibi değerli
BAYTAL: Yokuş
BAYTAŞ: Bir beye hizmet eden kimse
BAYTEKİN: Zengin ve biricik, varlıklı şehzade
BAYTOK: Zengin ve gönlü tok, bir kırgız oymağının kurucusunun adı
BAYTÜZÜN: Varlıklı ve adaletli
BAYÜLKEN: Eski türk inanışına göre göğün on altıncı katında oturan barış
BEDİR: Ayın ondördü, dolunay
BEDİRHAN:Han gibi Bedir
BEDRETTİN: Ayın ondördü gibi ışık saçan, temiz ve yüce
BEDRİ: Ay gibi, aya benzeyen, aya ait
BEHÇET: Sevinç , güzellik
BEHİÇ: Gürleryüzlü, şen
BEHLÜL: Çok gülen, hayır sahibi, güler yüzlü
BEHRAM: Merih Yıldızı
BEHZAT: Doğuştan iyi, soylu kişi
BEKA: Kalıcı, ölümsüz
BEKİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEkir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen, çalışkan ve cömert kimse
BEKRİ: El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış
BEKTAŞ: Çok sağlam
BELEK: Armağan, hediye
BELGER: Benzerlerinin içinde seçilen, farklı olan
BENGİALP: Yiğitliği ve kahramanlığıyla sonsuza dek anılacak olan kişi
BERA: İlim ve irfan sahibi üstün erdemli kişi, fazilet
BERAN: Kötülükten uzak, erdemli
BERAT: Ödül belgesi
BERAY: Ayın en ışıltılı en parlak hali
BERDAN: Terk etmek, özgür bırakmak
BEREN: Güçlü
BERGE: İz, eser
BERHAN: Han soyundan, hanla ilgili, han üzerine
BERK: Sağlam, şimşek
BERKAN: Parıltı,parıldama
BERKANT: Sağlam ant
BERKAY: Işığı güçlü ay
BERKEL: Yiğit, güçlü
BERKER: Güçlü, sağlam kişilikli kimse
BERKİN: Sağlam güçlü
BERKOL: Sağlam ol, güçlü ol
BERKSU: Sert su
BERKTAN: Günün aniden ağarması
BERKTUĞ : Berk sağlam sancak, tuğ Osmanlı’da bir nişan demektir
BERSU: Suyun berrak hali
BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse
BERTAN: Sabahın en erken meyvesi, şafak yemişi
BERTER: Yetenekli, üstün, değerli
BERTUĞ: Engel tanımayan, güçlükleri aşan
BERZAH: İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer
BERZAN: Yol gösteren
BESİM: Güler yüzlü
BEŞİR: Müjde getiren müjdeci
BEYAZIT: Birçok Osmanlı şehzadesinin ortakadı
BEYBORA: Bora gibi fırtınalı
BEYDOĞAN: Zengin doğan
BEYREK: Çok nazik olan kimse, beyefendi
BEYTULLAH: Allah'ın evi, Kabe
BEYZAT: Bey olarak doğmuş olan
BİLAL: Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık
BİLGEALP: Bilgili ve cesur kişi
BİLGETÜRK: En bilgili Türk
BİLKAN: Bilgili
BİNALİ: Ali'nin oğlu
BİRHAN: Tek hükümdar
BİRKAN: Soylu
BİROL: Tek ol, anlamında
BİRTAN: Tek, eşsiz
BİŞAR: Altın, gümüş işlemeli değerli eşya
BOĞAÇ: Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Küçük yaşta boğa tarafından öldürüldüğü için kendisine bu isim verilmiştir
BOĞAÇHAN: İnanılmaz derecede güçlü , insanüstü gücü olan
BORA: Şiddetli fırtına
BORAHAN: Hükümdar, yönetici
BORAN: Ardından yağış getiren şiddetli rüzgar
BORANALP: Sert yiğit
BORANSÜ: Fırtına gibi olan er, asker
BORGA: Hüküm veren kişi
BOTAN: Dicle Nehri'nin bir kolu
BOZKURT: Türklerin Orta asyadan çıkışında yol gösterdiğine inanılan efsanevi kurt
BÖRTEÇİN: Yoğun sevgi,tapınma
BUGRA: Büyük erkek deve,Turna kuşu,Harizm hükümdarlarından birinin lakabı,Orta Asya’daki İlk Türk-İslam Devletlerinin hükümdarlarına verilen bir unvan.
BUĞRA: Erkek deve
BUĞRAHAN: Yürekli hükümdar, korkusuz hakan
BULUT: Havadaki su buharı kütlesi
BUMİN: Baykuş, puhu kuşu
BURAK: Hz. Muhammedin Miraç'ta bindiği efsanevi ata verilen isim
BURÇ: Kale kulesi
BURHAN: Delil, kanıt
BURHANETTİN: Dinin kanıtı, dinin delili, isbatı
BURKAY: İncinmiş kimse
BURLA: Ay gibi beyaz yüzlü siyah anlamındadır
BÜLENT: Yüksek, ulu
BÜNYAMİN: Hz. Yakup'un oğlu
C ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
CABBAR: Güç ve kuvvet sahibi kimse
CABİR: Cebreden, zorlayan, galip gelen, aziz ve kuvvetli olan, Allah'ın hükümlerini uygulamada güç kullanan
CAFER: Çay dere küçük akarsu
CAHİT: Çok çalışan
CALP: Güçlü
CANALP: Can yiğit
CANBEK: Özü pek, güçlü kişilikli kimse
CANBER: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam
CANBERK: Sağlam, canlı, metin
CANBEY: İçten davranan
CANDAŞ: Dost, yakın
CANDEMİR: Canı demir gibi sağlam, demir gibi kimse, demir canlı
CANDOĞAN: Doğuştan sevimli ve içten olan
CANER: Yürekten sevilecek kimse
CANFER: Aydın bilgili, güçlü saygın
CANGÜR: Yaşam dolu, canlı
CANOL: yaşamım ol, canım ol, bana can ol
CANPOLAT: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimse
CANSER: Yaşama gücü
CANSOY: Candan bir soydan
CANSUNAY: Yaşam sun ve Ay gibi güzel ol
CANTEKİN: Dost, huzur dolu
CANTEZ: Aceleci, yerinde duramayan
CANTÜRK: Yaşam sevinci veren Türk
CARULLAH: Allah'a yakın olan
CAVİT: Ebedi, sonsuz
CAYMAZ: Sözünden dönmez, verdiği sözü tutar, vazgeçmez
CEBRAİL: Peygamberlere vahiy getiren dört büyük melekten biri
CELAL: Öfke, kızgınlık
CELALETTİN: Büyüklük ululuk, hışım
CELASUN: Kahraman, cesur
CELAYİR: Moğolların kollarından birinin adı
CELİL: Ulu, yüce, manevi değeri yüksek olan
CEM: Hükümdar
CEMAL: Güzellik
CEMALETTİN: Güzellik taşıyan
CEMİL: Güzel
CENAN: Yürek, gönül kalp
CENAP: Şeref, onur
CENGİZ: Gözüpek, cesur
CENGİZHAN: Eski Moğollar'da Moğol hükümdarı
CENK: Savaş
CENKER: Savaşçı
CESUR: Cesaretli, yürekli
CEVAHİR : Kıymetli taş, cevher
CEVAN: Farsça'da genç, delikanlı anlamına gelir
CEVAT: Eliaçık
CEVDET: İyilik, güzellik, olgunluk, büyüklük,tazelik,kusursuzluk
CEVHER: Maden kaynağı
CEYHUN: Eski Türk isimlerinden, yiğit, güçlü kişi
CEZMİ: Kesin karar veren
CİHAN: Dünya
CİHANER: Dünyaya bedel
CİHANGİR: Cihanı ele geçiren
CİHANŞAH: Cihan'ın şah'ı
CİHAT: Din uğruna savaşmak
CİNDORUK: Bir dağın en yüksek noktası, doruğu
CİVAN: Yeni yetme, körpe, genç
COŞAR: Heyecan dolu, kabına sığmayan
COŞKUN: Yerinde durmayan
COŞKUNER: Kabına sığmayan kimse, coşkun yiğit, coşkun erkek
COŞKUNSU: Taşmış olan akarsu
CÖMERT: Pinti olmayan, eliaçık, gönlü yüce
CUMA: Müslümanlar için haftanın kutsal günü
CUMALİ: Cuma günü doğan
CUMHUR: Halk topluluğu
CÜNEYT: Binici
Ç ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÇAĞA: Küçük çocuk, yavru, küçük kuş yavrusu
ÇAĞACAN: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
ÇAĞACAR: Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan
ÇAĞAKAN: Çağ, yani zaman gibi akan
ÇAĞAN: Mutlu gün, bayram
ÇAĞATAY: Yavru at, tay.
ÇAĞDA: Çağın içinde
ÇAĞDAN: Çağın içinden
ÇAĞDAŞ: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
ÇAĞER: Bir çağda yaşayan yiğit.
ÇAĞLAYANTÜRK: Coşkulu Türk.
ÇAĞMAN: Çağdaş kimse, çağın insanı
ÇAKA: Savaş baltası
ÇAKIL: Deniz ya da akarsu kıyılarındaki yuvarlak küçük taşlar
ÇAKIR: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
ÇAKIRER: Çakır kuşuna benzeyen kimse, ela gözlü kimse
ÇAKMAN: Açık süt mavisi renk.
ÇAKMUR : Eli sıkı kimse
ÇALIŞKAN: İşten yılmayıp çok çalışan
ÇAMER: Çam ağacı gibi güzel ve yiğit
ÇANGA: İyi bir soydan gelen, soylu
ÇAPAR: Durmadan koşan yiğit, atlı ulak
ÇAPIN: Çok hızlı koşabilen
ÇAVLAN: Bir akarsuyun yüksekten köpürerek döküldüğü yer, çağlayan
ÇAVLI: Tanınmış, ünlü, Selçukluların devlet adamlarından birkaçının adı
ÇELEBİ: Bey, ağa, görgülü ve ince kimse
ÇELİK: Su verilip sertleştirilen demir, polat
ÇELİKEL: Eli çelik gibi olan, çelik elli
ÇELİKER: Çelik gibi sağlam kimse
ÇELİKHAN: Güçlü ve kuvvetli hükümdar.
ÇELİKKAN: Sağlam kan
ÇELİKÖZ: Özü çelik gibi sağlam olan kimse, çelik özlü
ÇELİKTÜRK: Çelik gibi kuvvetli, sağlam, güçlü Türk.
ÇERİ: Asker, yeniçeri
ÇETİN: İstenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp
ÇETİNALP: Zorlu ve yiğit, sert yiğit
ÇETİNEL: Zorlu el, güçlü el
ÇETİNER: Sağlam ve güçlü kimse, çetin kimse
ÇETİNKAYA: Sağlam kaya, kaya gibi çetin
ÇETİNÖZ : Özü çetin kimse, çetin özlü
ÇETİNSOY: Kolayca yenilmeyen soy
ÇETİNSU: Çok hızlı, güçlü akan su.
ÇEVİK: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı
ÇEVİKBİR: Çeviklikte üstüne olmayan.
ÇEVİKEL: Eli hızlı olan kimse.
ÇEVİKER: Hızlı yiğit
ÇEVİKÖZ: Özü çevik olan, çevik kimse
ÇEVREN: Gökyüzünün yerle birleşmiş gibi olduğu yer, göz erimi, ufuk
ÇIDAM: Güçlü olma,dayanıklılık.
ÇINAR: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç
ÇINAY: Gerçek Ay
ÇIRAĞ: Işık, meşale.
ÇIRAY: İnsan yüzü
ÇOĞAŞ: Isı ve ışık kaynağı olan gökcismi, Güneş
ÇOKAN: Dağın en yüce yeri doruk
ÇOKER: Çok yiğit
D ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
DAĞARDI: Dağın sırt kısmı,arkası
DAĞAŞAN: Dağları aşıp giden, engel tanımayan
DAĞHAN: Oğuz tanrılarından biri
DAĞISTAN: Türk kökenli Kafkasya ülkesi
DAĞLI: Dağlık yerleşim yerlerinde yaşayan kimse
DAĞTEKİN: Yalnız ıssız dağ
DALAN: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
DALAY: Deniz, dal gibi ince, ay gibi güzel
DALOKAY: Çokça beğenilen
DALSAR: Saldır ve sar, saldır ve kuşat
DAMRA: Peygamber efendimizin süt kardeşinin adı
DANIŞ: Bilgi, bilme, danışma
DARCAN: Sıkıntılı, sabırsız kimse, serçe büyüklüğünde boz renkli kuş
DARDOĞAN: Zamanını beklemeden doğan, sabırsız doğan
DARE: Yoldaş, arkadaş
DAVRAN: Hamle yap, atak yap
DAVUT: Sevgili, bir Peygamber adı
DAYANÇ: Katlanma gücü, dayanma gücü, dayanış
DAYANÇ: Sabretme gücü
DEĞER: Bir şeyin önemi,ederi
DEHA: Dahi
DELAL: Sevgiden üstün tutulan, hoş, sevimli, naz, cilve
DELİCE: Deli gibi taşkın
DELİKAN: Coşkulu, yerinde duramayan, çocukluk çağından ergenliğe eren kimse
DEMİR: Çok sağlam bir metal
DEMİRALP: Demir gibi sağlam yiğit
DEMİRAY: Demir gibi sağlam ve ay gibi güzel
DEMİRBİLEK: Sağlam bilekli, güçlü kimse
DEMİRBÜKEN: Demiri bükebilecek denli yiğit kimse
DEMİRCAN: Çok canlı, sağlam
DEMİRDELEN: Demiri delebilecek güçte olan
DEMİREL: Güçlü el
DEMİRER: Demir gibi sağlam kimse, güçlü kimse
DEMİRGÜÇ: Sağlam ve güçlü kimse
DEMİRHAN: Güçlü hükümdar
DEMİRKAN: Sağlam ve güçlü kan
DEMİRKAYA: Demir ve kaya gibi sağlam kimse
DEMİRKIRAN: Güçlü kimse, babayiğit
DEMİROK: Sağlam ok, demirden yapılmış ok
DEMİROL: Demir gibi güçlü ol
DEMİRÖZ: Özü demir gibi sağlam olan
DEMİRSU: Demir gibi sağlam ve su kadar berrak olan
DEMİRTAŞ: Demir ve taş gibi kimse, güçlü kimse, demir gülle
DEMİRTİKEN: Demir gibi sağlam biricik olan, demir şehzade
DEMİRTUĞ: Demirden yapılmış sorguç
DEMİRTÜRK: Demir gibi Türk
DEMİRYÜREK: Yürekli, yiğit, korkusuz, güçlü kimse
DEMREN: Okun ucuna geçirilmiş demir parçası
DENGİZ: Deniz
DENGİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı
DENİZALP: Denizler yiğidi
DENİZER: Denizci, deniz eri, deniz adamı
DENİZMAN: Denizci, deniz adamı
DENK: Uygunluk, eşitlik durumu
DENKER: Uygun er
DENKTAŞ: Yük yüklemeye yarayan, taş, denk taşı, aynı yaşta bulunan, yaşıt, akran, eşit özdeş
DERAN: Güzellik
DERİNÖZ : Özü derin olan kimse, derin özlü
DERLEN: Başkaları seni toplasın, derleme işine konu ol, toparlasınlar, toplan
DERVİŞ: Alçak gönüllü, hoşgörü sahibi
DEVAN: Koşmak, hızla gitmek
DEVRAN: Çağ, zaman
DEVRİMER: Devrimci, devrim yapan kimse, devrimin yiğidi
DİJDAR: Kale bekçisi
DİKALP: Dik başlı yiğit
DİKER: Başı dik kimse, dik başlı yiğit
DİKRAN: Bir kral ismi
DİKTAŞ: Eğik olmayan taş
DİLAVER: Yiğit, yürekli
DİLERCAN: Dileyen can, dileyen kimse
DİLMAÇ: Dili çok iyi bilen, dil ustası
DİLSAFA: Derdi olmayan, rahat
DİLŞAD: Gönlü hoş
DİNCEL: Dinç bir duruma gel, dinçleş, dinç el güçlü el
DİNÇ: Güçlü, kuvvetli, dayanıklı
DİNÇALP: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
DİNÇAY: Güçlü ve ay gibi
DİNÇER: Güçlü yiğit kişi
DİNÇERK: Güçlü kuvvetli kişi
DİNÇKAL: Hep dinç ol
DİNÇKAYA: Güçlü kaya, kaya gibi sağlam güçlü
DİNÇMEN: Sağlam, güçlü, kimse, güçlü erkek
DİNÇOK: Sağlam ok, güçlü ok
DİNÇOL: Gücü kuvveti yerinde biri ol, güçlü ol
DİNÇÖZ: Dinç kimse, dinç özlü, güçlü kimse
DİNÇSAN : Dinç ve ünlü
DİNÇSEL: Güçlü sel
DİNÇTAŞ: Güçlü taş
DİNÇTÜRK: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
DİRENÇ: Karşı koyma
DİRİCAN: Sağlıklı güçlü kimse
DİRİMTEKİN: Hayat dolu şehzade
DİRİSOY: Güçlü soy, canlı soy
DİRLİK: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
DİZDAR: Kale komutanı
DOĞAL: Olağan olarak ortaya çıkmış olan, doğaya uygun, yapay olmayan, yapmacıksız
DOĞAN: Yırtıcı bir kuş
DOĞANALP: Şahin ve yiğit, yiğit kimse
DOĞANER: Şahin gibi kimse, şahin gibi yiğit
DOĞANTAN: Tan gibi doğmuş olan, yeni tan
DOĞAR: Doğmazlık etmez
DOĞRUER: Yalan söylemeyen, haksızlık yapmayan kimse, içi dışı bir kimse
DOĞRUL: Herhangi bir yöne doğru yönlen, toparlan, dik duruma gel doğru ol
DOĞRUOL: Eğrilikten kaçın, haksızlık etme, içi dışı bir ol
DOĞRUÖZ: İçi dışı bir kimse, özü doğru
DOĞUER: Doğu yiğidi
DOĞUHAN: Doğunun hükümdarı
DOĞUKAN: Doğunun hakanı
DOĞUŞ: Hayata geliş
DOLUN: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
DORUKHAN: Yüksekteki hükümdar
DORUKTEKİN: Yüce ve biricik, yüce şehzade
DOST: Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş, gönüldeş
DÖNMEZ: İnandığından geri dönmeyen kişi
DÖNMEZER: İnandığını yapan kimse, inandığı yolda giden kimse, sözünde duran yiğit
DÖNMEZSOY: Sözünden dönmeyen soy
DUHA: Kuşluk vakti, tan yeri
DUHAN: Kıyamet gününde çıkacak duman
DUMRUL: Dedem Korkut öykülerinde geçen bir ad
DURAN: Yerinde kalan, bekleyen
DURANER: Duran yiğit
DURCAN: Sen cansın, sevgilisin ve yaşamalısın anlamında
DURGUNER: Sakin kimse
DURHAN: Turhan
DURKAN: Soyu tükenmeyen
DURMUŞ/Dursun: Çocukların sık ölümleri karşısında konulan dilek ifadesi
DURSUN: Kalsın, yaşasın
DURUALP: Temiz ve yiğit kimse
DURUKAL : Temiz kal, berrak kal
DURUKAN: Soylu kan sahibi
DURUL: Suyun durulması, aklanması
DURUÖZ: Temiz özlü kimse
DURUSAN: Adı sanı temiz kimse
DURUSOY: Temiz soylu, saf kanlı
DURUTEKİN: Temiz ve biricik, pırıl pırıl ve bir tane olan kimse, temiz şehzade
DUYAL: Duygulu duyarlı çabuk duygulanan
DÜZGÜN: Yamuk olmayan,doğru
E ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
EBRAR: Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar
EBUBEKİR: İlk halife
ECEBAY: Varlıklı ve ulu kişi
ECEVİT: Açıkgöz, çevik, çalışkan
ECİR: Güzel işler karşılığında alınan mükafat
EDEBALİ: Osman Gazi'nin hocası
EDGÜ: İyi
EDGÜALP: İyi ve yiğit
EDGÜER: İyi kimse, iyi er
EDİP: Edepli terbiyeli, edebiyatla ilgilenen kişi
EDİS: Yüce, yüksek
EDRA: Vücudu beyaz, başı siyah at
EFDAL: En değerli en yüksek
EFE: Ege yiğidi, ağabey
EFECAN: Afacan, hareketli, ele avuca sığmaz anlamlarını taşır
EFECAN / Afacan : Hareketli, ele avuca sığmaz, akıllı
EFEKAN: Yiğit bir soydan gelen
EFGAN: Ağlamak, feryat etmek
EFKAN: Çığlıklar, inlemeler
EFLAH: Feraha kavuşan, kurtulan
EFLAL: meyveleri yerde, kökleri gökyüzündeki bir cennet meyvesi
EFLATUN: Açık mor, leylak rengi ile erguvan arası / Bilgin, bilgili, herşeyi bilerek doğan çocuk
EFRAHİM : Hz Yusuf'un oğlu
EFRAN: Sevinçli, mesut
EFSANE: Kulaktan kulağa yayılan öykü
EFTAL: En değerli en yüksek
EGEHAN: Engin denizlerin hükümdarı
EGEMEN: Sözünü geçiren
EĞİLMEZ: Boyun bükmeyen
EĞMEN: Talihli, uğurlu,kısmetli
EJDER: Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü
EKBER: Kebir kelimesinden, en büyük
EKE: Usta, bilgili, deneyli, yetişkin, açıkgöz, zeki
EKEMEN: Açıkgöz kimse, zeki kimse, bilgili, görgülü, deneyli kimse, eke
EKEN: Tarım ile uğraşan
EKENER: Toprağa tohum serpen kimse
EKİNER: Tarımla uğraşan kimse
EKMEL: En olgun olan
EKREM: Pek cömert, iyiliksever
ELBEK: İl beyi, ellerin beyi
ELBER: İyiligi ve ihsani bol olan demek
Elbir: Uzlaştırıcı, arabulucu, bir işi birlikte yapan
Elbruz: Boyu uzun yakışıklı
Elfida: Feda etme, gözden çıkarma
ELGÜN: Kamu, herkes
ELİT: Seçkin, üstün
ELYESA: Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bir peygamber
EMAN: Güvence
EMBİYA: Peygamberler, Evliya
EMİN: Güvenilir, kararlı
EMİR: Buyruk
EMİR EFE: '''Emir''', Müslüman Ortadoğu ülkelerinde bey, askeri komutan, vali ya da yüksek rütbeli subay
EMİR KAAN: Peygamberin soyundan gelen, kükreyen
EMİR TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure
EMİRAY: Emir ve ay isimlerinden oluşmuş
EMİRBEY: Yöneten saygın kişi
EMİRCAN: Peygamberin soyundan gelen
EMİRHAN: Emir veren
EMİRKAN: Bir kavmin, bir şehrin başı
EMRAH: Saz çalan oynayan
EMRAN: Kürkler, hayvan derileri.
EMRE: Aşık, halk ozanı, arkadaş
EMRULLAH: Tanrı buyruğu
ENBİYA: Peygamberler
ENÇ: Güvenilir kimse, erinçli kişi
ENDAM: Gül boylu, ince uzun, güzel endamlı
ENER: En yiğit, en er kişi
ENES: Peygamber efendimizin komutanı, insan
ENEZ: Secereli arap atı
ENFAL: Ganimet
ENGİNALP: Engin yiğit
ENGİNER : Engin yiğit, engin er, engin kimse
ENGİNSOY: Geniş soy
ENGİNTÜRK: Her yanı sarmış olan Türk - Derin bilgiye sahip Türk
ENGİZ: Ağaç filizi
ENGÜR: Hepsinden gür olan
ENİS: Arkadaş, dost
ENİS / Enes: Sevimli, dost canayakın
ENSAR: Koruyup gözeten, yardımcı olan
ENSARİ: Ensar kişilerden biri
ENVER: En ışıklı, en parlaki
ER: Erkek, yiğit, kahraman, yürekli, yetenekli, rütbesiz asker
ERACAR: Güçlü er gürbüz kimse
ERAKALIN: Alnı açık yiğit, ak alınlı kimse
ERAKINCI : Akıncı yiğit, akıncı asker
ERALKAN: Al kanlı yiğit
ERALP: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi
ERALTAY: Altay dağlarından gelmiş yiğit
ERAN: Yiğit diye anılacak kişi; anmakta geç kalma
ERANDAÇ: Başkasından anı kalmış yiğit
ERANIL: Yiğit olarak anılasın
ERASLAN: Aslan gibi korkusuz ve güçlü olan kişi
ERAY: Yiğit kişi
ERAYDIN: Aydın yiğit aydınlık yiğit
ERBAŞAT: Egemen olan yiğit
ERBATUR: Yiğitler yiğidi, er yiğit, bahadır
ERBAY: Saygın, yiğit
ERBERK: Cesur ve şimşek gibi hızlı
ERBEY: Yiğit bey
ERBİL: Yiğitliği ile bilinen
ERBİLEK: Yiğit bilekli, bükülmez bilekli
ERBİLEN: Bilgili, yiğit, bilen er
ERBİLİR: Bilen kimse, bilgili ve yiğit
ERBUĞ: Yiğitler başı, komutan
ERBUĞA: Boğa gibi yiğit kimse, yiğit boğa
ERCAN: Yiğit, korkusuz
ERCE: Yiğitçe, yiğide benzer bir biçimde
ERCENK: Savaşçı erkek
ERCÜMENT: Saygın, onurlu
ERÇELİK: Çelik gibi yiğit, çelik er
ERÇETİN: Sağlam yiğit çetin er, güç er, zorlu er
ERÇEVİK: Canlı, hareketli yiğit
ERDAĞ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
ERDAL: Yeni dal, taze dal
ERDEMALP: Erdemli yiğit
ERDEMER: Erdemli yiğit
ERDEMİR: Demir kadar güçlü
ERDENER: El değmemiş yiğit
ERDENİZ: Denizci yiğit kişi
ERDİ: Ulaştı, yetişti, olgunlaştı, büyüdü, başakları olgunlaşmış ekin
ERDİK: Ulaştık, yetiştik, kavuştuk, eriştik
ERDİL: Gönül eri
ERDİLEK: Erken dilenen şey
ERDİM: Tanrı yolunda ermiş durumuna geldim" "eriştim" "olgunlaştım" anlamında
ERDİN: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin
ERDİNÇ: sağlam, güçlü esen
ERDOĞ: Erken doğ, yiğit doğ
ERDOĞAN: Yiğit doğan kişi
ERDOĞDU: Yiğit olarak doğdu, erken doğdu
ERDÖL: Erkek çocuk
ERDÖLEK: Ağırbaşlı, yiğit, uslu yiğit
ERDUR: Yiğit kal
ERDURAN: Duran, yaşayan yiğit
ERDURU: Katışıksız er, duru er
EREK: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek İstenen sonuç
EREKEN: Vaktinden önce eken, erken eken
EREL: Yiğit el
ERENALP : Ermiş yiğit
ERENCAN: Ermiş kimse, ermiş can
ERENEL: Ermiş el, yiğit el
ERENER: Ermiş yiğit
ERENGÜÇ: Ermiş ve güçlü kimse
ERENÖZ: Özü ermiş kimse
ERENSOY: Ermiş soy, yiğit soy
ERENSÜ: Ermiş asker, yiğit subay
ERENTÜRK: Her şeyi bilen Türk
ERENULUĞ: Ermiş ve ulu kimse
ERER: Yiğit er, yiğit erkek
EREZ: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
ERGENEKON: Dağın zirvesi
ERGENER : Henüz evlenmemiş evlenecek çağa girmiş yiğit
ERGİCAN: İstenilen iyi ve güzel şeye erişmiş kimse, erişilmş can Kendisine kavuşulmuş can
ERGİL: Er ile ilgili
ERGİNALP: Yetişkin yiğit
ERGİNBAY: Erişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış ve zengin
ERGİNCAN: Olgunlaşmış kimse
ERGİNER: Yetişmiş, olgunlaşmış er
ERGİNSOY: Ergin bir hale gelmiş soy
ERGİSOY: İstediğine ulaşmış soydan olan kimse
ERGÖKMEN: Gök yüzlü ve sarışın erkek
ERGÖR: Erken gör
ERGUN: Hızlı , atak
ERGUN / ERGÜN: Sert başlı oynak hızlı at / Sulu serpken kar
ERGÜÇ: Güçlü er, erkek ve güçlü
ERGÜDER : Başka erleri güdecek denli yiğit
ERGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, güleç yiğit
ERGÜN: Yumuşak huylu
ERGÜNEŞ: Erken doğan güneş
ERGÜVENÇ: Güvenç olan kimse, güvenilir er
ERHAN: Yiğit hükümdar
ERHUN: Hun yiğiti
ERIŞIK: Yiğit ışık
ERİKER: Ermiş ve yiğit, yetişkin yiğit
ERİMER: Sevilen kimse, muştu olan er
ERİNÇER: Mutluluk içinde yaşayan kimse, dirlik düzenlik içinde yaşayan erkek
ERİS: Uyanık, zeki
ERİŞEN: Olgunlaşan, erginleşen, ulaşan, yetişen
ERİŞKEN: Erişkin
ERİZGİ: Akıllı kimse zeki erkek
ERK: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
ERKAL: Yiğit kal
ERKAM: Rakam, sayı
ERKAN: Erkek kanlı
ERKAYA: Kaya gibi güçlü
ERKE: İşe çevrilebilen güç
ERKEL: Güçle ilgili, güçsel
ERKER: Güçlü erkek, güç sahibi kimse
ERKINAY: Çalışkan kimse
ERKIŞ: Erken gelen kış
ERKİN: Tekbaşına iş gören, serbest
ERKİNER: İstediği gibi davranabilen erkek, özgür kimse, özgür yiğit
ERKMEN : Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
ERKOÇ: Yiğit koç, koç gibi erkek
ERKOÇAK : Eliaçık erkek, cömert kimse, yiğit er, koçak er
ERKOL: Güçlü ol, güç sahibi ol, yiğit ol
ERKSAL: Güç Sal, güç gönder
ERKSAN: Güç sahibi ün, güçlü ad
ERKSOY: Güçlü soy
ERKSUN: Güç ver güç sun
ERKTİN: Güçlü ruh
ERKUL: Yiğit kul, yiğit kimse
ERKUNT: Sağlam er, dayanıklı er
ERKURT: Yiğit kurt
ERKUT: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
ERKUTAY: Yiğit, uğurlu ve ay gibi kimse
ERKUTLU: Uğurlu yiğit, kutlu yiğit
ERLAÇİN: Sarp er, yalçın kaya gibi erkek, şahin gibi erkek
ERMAN: Erdemli yiğit
ERMİŞ: İstediğine kavuşmuş , dini inançlara göre kendisinde olağanüstü manevi güç bulunan kişi, evliya
ERMUTLU: Mutluluk içinde yaşayan er
EROĞAN: Yiğit barış tanrısı, güçlü er
EROĞLU: Yiğit kişinin oğlu
EROĞUL: Yiğit oğul
EROĞUZ: İyi ve doğru erkek, iyi erkek arkadaş, tosun gibi erkek
EROL: Erkek ol sözünde dur anlamında
EROLAN: Yiğit olan, erkek olan, er olan
ERONAT: Güvenilir kimse
EROZAN: Yiğit ve şair kimse, yiğit şair
ERÖZ: Özü yiğit, yiğit özlü, yiğit kimse
ERSAL: Erkenden gönder, erken salıver
ERSAN: Yiğit ünlü, er sanlı
ERSAY: Yiğit olarak saygı göster
ERSAYIN: Saygıdeğer yiğit, saygı gösterilmesi gereken kimse
ERSEL: Yiğit sel
ERSEN: Kolay, zor olmayan
ERSEV: Erkek ol ve sev, erken sev
ERSEVEN: Erken seven kimse, yiğit kimse
ERSEVİN: Erkenden, vaktinden önce sevinç duy, vaktinden önce sevin
ERSEZEN : Vaktinden önce sezen kimse
ERSEZER: Erken sezer, vaktinden önce sezer
ERSON: son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad
ERSOY: Erkek soy, yiğit soy
ERSÖZ: Yiğit sözü
ERSUN: Erken sun, vaktinden önce sun
ERSUNGUR: Yiğit ve doğan gibi yırtıcı
ERSÜ: Yiğit asker, yiğit subay
ERŞAN: Yiğit, ünlü, yiğit şanlı
ERŞAT: Doğru yolu bulan
ERŞEN: Şen, yiğit, şen erkek
ERTAÇ: Erkekliği taç gibi taşıyan
ERTAN: Tan gibi ateş renkli er
ERTAŞ: Yiğit ve taş gibi sağlam kimse
ERTAY: Yiğit tay
ERTAYLAN: Yiğit ve uzun boylu kimse
ERTE: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
ERTEK: Yiğit, ve tek er
ERTEKİN: Yiğit ve tek, yiğit prens
ERTEM: Erdem, fazilet
ERTEN: Sabah, gündoğumu anı
ERTÖZ: Yiğit ve cevherli kimse
ERTUGAY : Yiğitler topluluğu anlamında
ERTUĞ: Sorguçlu yiğit, tuğlu yiğit
ERTUĞRUL: Temiz yürekli doğru yiğit
ERTUNA: Yiğit, Tuna ırmağı
ERTUNCA : Yiğit, Tunca ırmağı
ERTUNCAY: Yiğit ve tunçtan yapılmış ay
ERTUNÇ: Tunçtan yapılmış, sağlam, yiğit erkek
ERTUNGA : Yiğit, hükmeden
ERTÜN: Akşamın ilk saatleri, gecenin başlangıç saatleri
ERTÜRK: Yiğit Türk, erkek Türk
ERTÜZ: Yiğit ve adaletli
ERTÜZÜN : Düzgün er, yiğit ve düzgün kimse
ERÜLGEN: Ulu yiğit, yüce yiğit, metin yiğit
ERÜN: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
ERÜNAL: Yiğit olarak tanın, yiğit olarak ün al
ERÜSTÜN: Üstün yiğit
ERVAN: Yiğit, cesur
ERYALÇIN: Çıplak, yalçın kaya gibi yiğit kimse
ERYAMAN: Her bakımdan alışılmışın üstünde olan yiğit
ERYAVUZ : Çok sert yiğit, yavuz erkek
ERYETİŞ: Çabuk gel
ERYILMAZ: Hiçbir şeyden korkusu olmayan yiğit, gözü korkusuz yiğit
ERYİĞİT: Yiğit erkek
ERZAN: Uygun, münasip, layık
ESAD: Çok uğurlu ve mutlu
ESAT: Çok uğurlu ve mutlu
ESENALP : Sağlıklı yiğit
ESENDEMİR: Sağlıklı ve demir gibi
ESENER: Sağlıklı yiğit
ESENTÜRK: Sağlıklı Türk
ESERALP: Yiğitliği dilden dile rüzgar gibi dolanan
ESERBEY : Çok yakışıklı ve beyefendi kişi
ESİNER: Sabah yeli gibi tatlı ve yiğit kimse, esin veren kimse
ESKİN: Yel, sert esen yel
ESKİNALP: Sert esen yel gibi yiğit
EŞREF: Şerefli, şeref sahibi, uğurlu
ETEM: Eksiksiz, tam
ETHEM: Kara, yağız at
ETİKA: Günah işlemeyen
ETİZ: Yüce, yüksek, değerli
ETKA: Takvayla yaşayan,Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen
ETKİN: Etkileyici, yaptırıcı
EVGİN: Gecikmemesi gereken.
EVLİYA: Ermişler, koruyup gözetenler, Allah'a yakın olanlar
EVRE: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
EVREN: Kainat
EVRENSEL: Dünya ölçüsünde olan
EVSAD: Ahlak, huy
EYMEN: Daha uğurlu, çok talihli, hayırlı, kutlu
EYMÜR: Varlıklı, iyi durumda olan oğuzlarda boy adı
EYÜP: Sabırın simgesi olmuş bir peygamber
EZDİ: Ezmek eylemini yaptı, ezip geçti, yendi
EZGÜTEKİN: İyi şehzade
F ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
FADIL: Erdemli, üstün, parlak
FAHİR: Onurlu, övülecek
FAHRETTİN: Karşılıksız kabul edilen görev, iş
FAHRİ: Gönüllü, onuru için o işi yapan
FAİK: Başkalarından daha ileri, üstün
FAKİR: Yoksul
FALAZ: Toz savuran rüzgar
FARİS: Binici, ata binmekte maharetli olan kişi, anlayışlı
FARUK: Adaletli, hukuklu, keskin kararlı
FATİH: Ülkeleri ele geçiren, fetheden
FATİH MERT: Özü, sözü doğru yiğit, fetheden ve hüküm veren, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarından biri
FAYSAL: Keskin kılıç, hakim
FAZIL: Erdemli, manevi değerce üstün
FAZLI: Fazilet sahibi
FEDAİ: Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen korkusuz kimse
FEHAMETTİN: Büyüklük, ululuk gösteren kişi
FEHİM: Anlayışlı, çabuk kavrayan
FEHMİ: Anlayışlı kişi
FELEYTUN: Lider
FERAMUZ: Kale muhafızı, koruyucu
FERDANE: Tek, yalnız
FERDİ: Bireysel, tek başına
FERHAN: Sevinçli, mutlu
FERHAT: Zorluklarla savaşan
FERİD: Bir tane, eşsiz
FERİDUN: Tek, eşsiz, benzeri olmayan
FERİT: Eşsiz benzersiz
FERMAN: Buyruk, emir
FERRAN: İki isimin baş ve son parçalarından oluşturulmuş
FERRUH: Uğurlu, kutlu, aydınlık yüzlü kişi
FERYAT: Çığlık, haykırış
FETHİ: Fetih ile ilgili
FETHULLAH: Tanrının fethi
FETİH: Açılış, zafer
FETTAH: Zafer kazanmış, üstün gelen, kullarının kapalı işlerini açan, Cenab-ı hakk'ın isimlerinden
FEVZİ: Üstünlük, başarı, zafer ile ilgili
FEYYAZ: Bereketli, gür, bol
FEYZİ: Bereket, bolluk ile ilgili
FEYZULLAH: Allah'ın feyzi, bereketi
FEZA: Gökyüzü, uzay
FIRAT: Geçit veren; ilk gelene ait olan; bir akarsuyumuz
FİKRET: Düşünen, düşünce ile ilgi
FİKRETTİN: Dini düşünce
FİKRİ: Düşüncesel
FİRAS: Yiğit, mert, binici, at yetiştirici
FUAT: Yürek, kalp, gönül
FURKAN: Yanlış ile doğruyu ayırt eden
FÜRKAN: Hakkı, batıldan, doğruyu yanlıştan ayırma, tefrik
G ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
GAFFAR: Acıyan, bağışlayan
GAFFUR: Bağışlayan, acıyan
GAFUR: Bağışlayıcı, günahları affedici
GALİP: Kazanan, üstün
GANİ: Zengin, cömert, bol çok, elindekiyle yetinen
GARABED: Liderlik yapan, öncü
GARİP: Kimsesiz, yalnız, yabancı, tuhaf
GAYRET: Olağanüstü çalışma, çaba, çalışma isteği, koruma, kayırma, esirgeme duygusu
GAZANFER: Yüreği ve bileği sağlam olan
GAZİ: Savaşta yara alan
GENCALP: Genç, yiğit
GENCAY: Genç, güçlü kişi
GENCER: Delikanlı, genç yiğit
GENCO: Genç o anlamına
GENÇ: Dinç, güçlü, sağlıklı
GENÇKAL: Hiç yaşlanma, her zaman genç kal
GENÇSOY: Yaşlı olmayan soydan, dinç kimse, soylu genç
GERAY: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
GERÇEK: Doğru, hakikat, var olan
GERÇEKER: Aslına uygun nitelikler taşıyan yiğit, gerçek yiğit
GERMAN: Hisar, kale
GEZEGEN: Uzay boşluğundaki ışığı yansıtan cisimlerin ortak adı
GEZGİN: Yeni yerler görmek ereğiyle geziye çıkan kimse
GIYASEDDİN: Dinin yaratılmasına yardımcı olan
GİRAN: Ağırbaşlı, sakin
GİRAY: Kırım hanı
GİRGİN: Girişken, sokulgan
GİZAY: Gizlenmiş ay, saklı ay
GİZER: Giz gibi saklanan yiğit
GİZMEN: Giz saklayan kimse, sırdaş
GOKAY: Gök ve ay gibi güzel olan
GÖĞEN: Gök, mavi, yeşillik
GÖĞÜŞ: Sarı saçlı ve mavi gözlü kimse, gökmen
GÖKALP: Gök gibi, yiğit, kuvvetli
GÖKBARAN: Gökteki güç; gök gücü
GÖKBAY: Gök yüzlü ve zengin kimse
GÖKBEL: Yeşil bir dağın geçit veren yeri
GÖKBELEN: Yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe
GÖKBERK: Yeşil yaprak
GÖKBEY: Mavi gözlü bey
GÖKBORA: Fırtınalı gökyüzü
GÖKCAN: Yeşermiş, taze can, özlemle dolu can
GÖKÇEBEY: Mavi gözlü yiğit bey
GÖKÇEER: Mavi gözlü yiğit, sevimli yiğit
GÖKÇEL: Gök ile ilgili, gök rengini andıran
GÖKÇEM: Mavi gözlüm
GÖKDAL: Yeşil dal
GÖKDEMİR: Demir rengi, yeşil-mavi renk
GÖKDENİZ: Büyük mavi deniz
GÖKER: Çok yiğit
GÖKHAN: Göklerin hükümdarı
GÖKHUN: Eski Türk isimlerinden
GÖKMENALP: Mavi gözlü ve sarışın yiğit
GÖKMENER: Mavi gözlü sarışın yiğit
GÖKSAGUN: Mavi gözlü hekim
GÖKSAN: Şanı yüksek kimse
GÖKSEKİN: Gökyüzü senindir anlamında
GÖKSEVEN: Mavi seven, gökyüzünü seven
GÖKSEVER: Mavi sever, göğü sever, gökyüzünü sever
GÖKSOY: Gökyüzünden gelen
GÖKTAN: Mavi şafak, mavi tan
GÖKTAŞ: Mavi taş, uğur
GÖKTEKİN: Gökyüzlü ve biricik, mavi gözlü şehzade
GÖKTUĞ: Gök renkli Tuğ sahibi
GÖKTUNA: Mavi Tuna
GÖKTUNÇ: Mavi gözlü ve tunç gibi
GÖKTÜRK: Bir Türk boyu
GÖNEN: Mutlu, sevinçli
GÖRGÜN: Görme yetisi olan, gören, görmüş olan, iyi gören
GÖRKAY: Güzel Ay, görkemli ay
GÖRKER: Güzel ve yiğit kimse
GÖRKMEN: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
GÖZEN: Albenisi olan, göze güzel görünen, çekici, pınar, kaynak, göze
GUBBETTİN: Allah’ın adamı, mübarek insan
GUJAN: Atik, güçlü
GURUR: Öz saygı
GÜCÜM: Dayandığım şey, dayanağım, güç aldığım
GÜCÜMER: Benim dayanağım olan yiğit, gücüm olan yiğit
GÜÇAL: Güç al
GÜÇHAN: Çetin han, güçlü han
GÜÇKAN: Güçlü soydan olan kimse
GÜÇLÜ: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
GÜÇLÜER: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
GÜÇLÜHAN: Kuvvetli hükümdar
GÜÇLÜTÜRK: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
GÜÇSEL: Çetin sel, zorlu sel, güçle ilgili, enerjik
GÜÇYENER: Yenici güç, zorlu güç
GÜÇYETER: Yeter güç
GÜLBAY: Gül gibi zarif ve saygın kişi
GÜLEÇER: Güler yüzlü yiğit
GÜLENER: Güler yüzlü yiğit, güleç er
GÜLERTAN: Gülümseyen sabah vakti
GÜLHAN: Gül gibi güzel hakan
GÜLMEN: Güler yüzlü kimse, güleç
GÜLTAN: Sabah vaktinin gülü, tan gülü
GÜLTEKİN: Güvenilir kişi
GÜNAL: Kırmızı güneş
GÜNALP: Güzel gün
GÜNALTAN: Kızıl sabah vakti ve güneş
GÜNAYDIN: Sabahları söylenen bir esenleme sözü, "gününüz aydın olsun"
GÜNBERK: Güneş gibi yakıcı ve sert
GÜNDAŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, gündeş
GÜNDEMİR: Çok iyi bir gün, sağlam gün
GÜNDENİZ: Güneş ve deniz
GÜNDEŞ: Aynı günde doğanlardan her biri, aynı günde olan
GÜNDOĞAN: Doğan Güneş, doğan gün
GÜNDÜZ: Günün aydınlık zamanı
GÜNHAN: Aydınlıklar hükümdarı
GÜNŞİRAY: Aydınlık yüzlü
GÜNTÜRK: Işık saçan Türk
GÜR: Çok, bol, fazla
GÜRAL: Çok al, çok yaşa
GÜRAN: Bol bol hatırla
GÜRAY: Bereketli, bolluk içinde olan ay
GÜRBÜZ: Sağlıklı, sağlam
GÜRDAL: Güçlü dal
GÜRDEMİR: Güçlü sağlam demir
GÜRE: Güçlü, dinç, ürkek
GÜRHAN: Güçlü, gürbüz hükümdar
GÜRKAL: Güçlü kal
GÜRKAN: Güçlü kanlı, kuvvetli
GÜRKAYA: Güçlü ve de kaya gibi sert
GÜRMAN: Güçlü, gürbüz
GÜROL: Güçlü ol
GÜRSEL: Güçlü sel, çok güçlü
GÜRSES: Güçlü ses
GÜRSOY: Güçlü soy
GÜRTAN: Çok koyu şafak
GÜRTEKİN: Uğurlu, çok şanslı kişi
GÜRTUNA: Gürül gürül akan Tuna
GÜRTÜRK: Güçlü Türk
GÜVENÇ: İnanç, inanış
GÜYER: Su yolu
H ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
HABİB: Sevgili, dost
HABİP: Sevilen kişi, yaren, dost
HACI: Kabe’yi ziyaret eden kişi
HADES: Birisini yenmek, kötülük
HADİ: Yol gösterici
HADRA: Yeşillik
HAFIZ: Ezberleyen, özellikle Kuran-ı Kerimi ezbere okuyan
HAKAN: Kağan, eski Türk imparatoru
HAKİM: Akıllı, becerikli, hekim
HAKKI: Doğruluk, adaletli
HAKTAN: Allah'tan gelen, Allah'ın verdiği
HALDUN: Kalp, yürek, yüreklilik
HALİL: İçten dost, yakın arkadaş
HALİM: Yumuşak huylu, sakin yaradılışlı
HALİME: Peygamberimizin (s.a.s) süt annelerinden
HALİS: Saf, katkısız, duru
HALİT: Süregelen, sürekli
HALUK: İyi ahlaklı, uyumlu
HAMDİ: Hamd eden, şükreden
HAMDULLAH: Allah övgüsü
HAMİ: Koruyan, arka çıkan, koruyucu
HAMİT: Şükreden, övgüye değer
HAMZA: Aslan
HANİFİ: Mezhep adı
HANSOY: Han soylu, bey soyundan gelen
HANZALA: Uhud Savaşı şehitlerinden biri
HARUN: Huysuz at, postacı, inatçı
HASAN: Güzellik, iyilik
HASBİ: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
HASİP: Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen
HAŞİM: Ezen, kıran, parçalayan
HAŞMET : İhtişam, büyüklük, görkemlilik
HATEM: Sonuncu en son olan, mühürcü
HAYATİ: Yaşamsal, yaşamla ilgili önemli olan
HAYDAR: Aslan, cesur, korkusuz kişi
HAYRETTİN: Hayır eden, hayır sahibi
HAYRİ: Hayırla, iyilikle ilgili
HAYYAM: Çadırcı
HAZAR: Barış, bir yerde oturma hali
HAZIM: Hezimete uğratan
HAZİN: Hüzünlü, üzüntülü, acıklı
HAZRA: Türk musikisinde bir makam
HEBUN: Varlık, yaratılmış olan
HEJA: Kıymetli, değerli
HEPER: Her zaman yiğit
HEPYENER: Her zaman yener, hiç yenilmez
HEVİN: Aşk, sevda
HIDIR: Perde, mani
HIFZI: Saklamak, korumak, hafızaya almak
HINCAL: İntikamını al
HIZIR: Darda kalanların yardımına koşan
HIZLAN: Elini çabuk tut, hızını artır
HİCRİ: Göç eden, hicrete ait, hicretle ilgili
HİDAYET : Doğru yolu arama, bulma
HİDİV: Vezir
HİKMET: Gizine erişilmeyen
HİLMİ: Yumuşak huylu, sabırlı
HİMMET: Çalışma, çaba
HİRA NUR: Işık saçan güzel huylu
HİŞAM: Eski bir Endülüs hükümdarının adı
HUDAVENDİGAR: Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse anlamına gelir
HULKİ: İyi ahlaklı iyi huylu
HULUSİ: Saflık, doğruluk, içtenlik
HURŞİT: Güneş
HUZEYFE: Peygamber efendimizin sır katibinin adı
HÜDAVENDİGAR: Hükümdar
HÜDAVERDİ:Allah verdi, çocuk özlemi çeken aileler ilk çocuklarına genellikle bu adı verirler
HÜDAYİ: Allah’ın yarattığı
HÜR: Özgür, bağımsız
HÜRKAL: Hep özgür ol
HÜRKAN: Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen
HÜSAMETTİN: Keskin kılıç, dinin keskin kılıcı
HÜSEYİN: Güzellik, iyilik
HÜSNÜ: Güzel, güzellik ile ilgili
HÜSREV: Büyük padişah, hükümdar
HÜZEYFE: Peygamberimizin sırdaşı
I ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ILBEYİ: Eski Osmanlı ileri gelenler için kullanılan ünvan
ILCAN: Ağacın gövdesi, ılımlı
ILGAR: Akın
ILGAZER: Ilgaz dağlarının yiğidi
ILGI: Soy, köken
ILICAN: Yumuşak, ılımlı kimse
IRHAN: Rehin koyma ya da başkaları tarafından rehin koyulma
IRIZ: Cesur, yiğit
IRŞA: Doğru yolu gösterme, uyarma
ISRA: Hz. Peygamberin miraç gecesi
IŞIKALP: Işıklı yiğit
IŞIKER: Aydınlık yiğit, ışıklı yiğit
IŞINBAY: Aydınlık ve zengin
IŞINER: Işın saçan yiğit
IŞINKAN: Aydın soydan gelen
IŞINSOY: Aydınlık bir soydan gelen
IŞIT: Işık ver, aydınlat
IŞITAN: Aydınlatan, ışık veren
ITRİ: Korkuya ait
İ ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
İBİŞ: Soytarı, palyaço
İBRAHİM: İnananların babası, hakların babası
İÇÖZ: İçi özü olan
İDRİS: Beyaz renkli çiçek açan bir ağaç cinsi
İĞDEMİR : Araba okunun demiri, dülgerlerin ve heykelcilerin ağaç yontma aracı
İHSAN: Bağışlamak, yardım etmek, iyilik etmek
İKRAM: Sunma
İLBAŞ: Ülke lideri
İLBAY: Bir ilin, bir obanın yöneticisi
İLBEY: Egemen olan
İLBİLGE: Yurdun bilgesi
İLÇİ: Elçi
İLDEMİR: Sağlam, kuvvetli kişi
İLDENİZ: Ülkenin denizi
İLHAMİ: İçine doğmakla ilgili
İLKAN: İran'da devlet kuran bir Türk hükümdarı
İLKAY: Ayın ilk günlerindeki hali
İLKEM: Temel kanı
İLKER: İlkle ilgili, ilk erkek çocuk
İLKİ: İlk çocuk
İLKUT: Kutlu ülke, kutlu yurt
İLSAVAŞ: Ülke için savaş
İLSAVUN: Ülkeyi savun
İLSEV: Ülkeyi sev
İLSEVEN: Ülkeyi seven
İLSEVER: Ülkeyi sever, ülke sever
İLSU: Sularla kaplı ülke
İLTAN: Ülkenin ışığı
İLTAY: Ülkenin yavrusu, çocuğu
İLTEBER: Vali, kumandan
İLTEKİN: Ülkenin şehzadesi
İLTERİŞ: Ülkeyi derleyip toparlayan
İLTÜZER: Ülkeyi düzene sokan, derleyip toplayan
İLYAS: Mersin ağacı
İMAN: İnanç
İMAR: Şekillendirme, şekil verme
İMDAT: Yardım dilemek, yardım istemek , yardım beklemek
İMRAN: Bayındırlık, mutluluk, bolluk, bereket
İMRE: Dost, arkadaş, ağabey
İNALKUT: İnanılır ve uğurlu kimse, uğurlu şehzade
İNALTEKİN: Güvenilir ve biricik olan, şehzade, prens
İNAN: İdare etmek gücü, yürütme
İNANÇ: Kabullenme, bağlanma
İNANIR: İnanan kişi, inanan ve güvenen kimse
İNANÖZ: İnanan kimse, özüyle inanan kişi
İNAYET: İyilik, lütuf
İNCEBEY: İnce yapılı ve soylu kişi, incelikli bey kişi
İNSEL: İnden, mağaradan çıkan sel
İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun güzel kokulu sarımtrak çiçeği
İRADE: Emir, buyruk
İRFAN: Bilme, anlama sezme gücü
İRŞAD: Doğru yolu gösteren, uyaran
İRTEK: Erken doğan, er doğmuş
İSA: Hristiyanlığın kurucusu peygamber
İSFENDİYAR: İran mitolojisinde adı geçen hükümdar
İSHAK: Hüzünlü öten bir tür kuş
İSKENDER: Tarihte fetihleriyle ünlü bir hükümdar
İSMAİL: Kutsal kitaplarda adı geçen kişi
İSMET: Haramdan ve günahtan çekinen
İSRAFİL: Dört büyük melekten biri
İSTEMİ: Göktürkler’in ünlü hakanı
İZGÜTAY: İyi yavru, iyi tay
İZZET: Değer, kıymet, ululuk, yücelik
J ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
JANBEK: Kuvvetli lider
JARİN: Yakınmak, haykırmak
JEFİ: Güçlü, deneyimli
JEHAT: Becerikli yetenekli
JENİN: Vurmak anlamında
JEYAN: Kükreyen ve kızmış olan
JİYAN: Kızgın
K ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
KAAN: Hükümdar, han
KABİL: Kabul eden, olabilir mümkün, önde ve ileride olan
KADİM: Ayak basan, ulaşan, varan
KADİR: Değer, onur
KADRİ: İtibar, değerle ilgili
KAĞAN: Hükümdar, hanların hanı
KAHHAR: Kahreden, üzen
KAHRA: Yeraltı
KAHRAMAN: Yiğit, cesur
KALENDER: Gösterişsiz, sade, tokgözlü
KAMBER: Sadık dost, köle
KAMER: Ay ışığı
KAMİL: Olgun, eksiksiz
KANDEMİR: Çok güçlü olan
KANER: Kanlı yiğit
KANİ: İnanan, inanmış
KANSU: Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti
KANUNİ: Kanuna ait kararla ilgili
KAPKIN: Ansızın yakalayıp alabilen, ısırıp parçalayan, hemen kapan
KAPLAN: Hindistan ve Afrika ormanlarında yaşayan, aslan büyüklüğünde, postu çizgili, kedigillerden yırtıcı
KARAALP: Karaalp yiğit
KARACABEY: Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk beyi
KARACAN: Yağız, bir ağaçcık, Dedem Korkut öykülerinde bir yiğit
KARAGÖZ: Gözü açık, çalışkan bir kimse
KARAHAN: Tarihte bazı hanlara verilen ad, Anadolu'da bir devlet
KARAMAN: Esmer, kara yağız insan
KARAN: Karanlık
KARANALP: Kara yağız yiğit
KARANİ: Orta Anadolu’da bulunan, Veysel Karani'nin doğduğu köy
KARATAY: Anadolu Selçuklu devlet adamı
KARAYAĞIZ: Yağız, ünlü halk ozanı Karacaoğlan'ın adından
KARER: Yağız yiğit
KARGIN: Kabarmış su
KARHAN: Karların hükümdarı anlamında
KARTAL: Yırtıcı bir tür kuş
KARTAY: Kar gibi beyaz tay
KARTEKİN: Kar gibi beyaz ve de uğurlu kişi
KASIM: Bölen, kısımlara ayıran
KAŞİF: Bulan, meydana çıkaran kişi
KATİP: Değerli çalışkan
KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi
KAYAALP: Kaya gibi sert yiğit
KAYAER: Kaya gibi sert ve sağlam yiğit
KAYAHAN: Kaya gibi sert hakan
KAYARAK: Giden akarsu, sel, çığ
KAYATEKİN: Kaya gibi sağlam şehzade
KAYATİMUR: Kaya demir, sert demir
KAYATÜRK: Kaya gibi sağlam ve sert Türk
KAYHAN: Güçlü hükümdar
KAYI: Osmanlıların kökeni olan Oğuz boylarından birinin adı, sağlam, sert, güçlü, sağanak, bora
KAYIHAN: Güçlü kağan, sert han, sağlam han
KAZIM: Kızgınlığını, öfkesini belli etmeyen
KEMAL: Olgunluk, erdem
KEMALETTİN: Bilgi ve erdem sahibi
KEMALLETTİN: Dinin olgunluğu, eksiksizliği ve değeri
KENAN: Vaat edilmiş ülke, cennet Filistin
KENTER: Kentli
KERAMETTİN: Bağış, ihsan ağırlama
KEREM: Soyluluk, eli açıklık
KERİM: Kerem sahibi, cömert
KERİMHAN: Cömert hükümdar
KESKİN: Kesici, kararlı, kesin
KESKİNER: Sert yiğit, keskin erkek
KESKİNTÜRK: Sert Türk
KEYAN: Büyük hükümdar
KEZER: Kahraman
KILIÇ: Uzun keskin bir bıçak, silah
KILIÇALP: Kılıç gibi keskin yiğit
KILIÇER: Kılıç gibi keskin yiğit
KINAY: Çok çalışkan
KIRAÇ: Su bulunmayan toprak, kurak toprak, verimsiz toprak
KIRALP: Rengi kırçıl olan yiğit, kırçıl renkli yiğit, kır yiğit
KIRAN: Çevre, ufuk
KIRANER: Vurup ezerek parçalayan yiğit
KIRAT: Değer, düzey, kır renkli at
KIRCA: Kırçıla yakın, kıra benzer, kır gibi
KIRHAN: Kırçıl han
KIRTAY: Kır renkli at yavrusu, kır renkli tay
KIRTEKİN: Kırçıl şehzade
KIVANÇER: Sevinç olan yiğit, övünç olan yiğit, sevindiren kimse
KIZILTAN: Şafak vaktinin kızıllığı
KIZILTUĞ: Kızıl renkli tuğ
KİPER: Canlı, yiğit
KOÇER: Koç yiğit, yiğitler yiğidi
KOÇHAN: Yiğit kağan
KONUR: Gururlu, inatçı, şık
KONURALP: Yiğitler yiğidi, onurlu yiğit
KONURATA: Yiğit ata, onurlu ata
KONURBAY: Onurlu ve varsıl, onurlu bey
KOR: İyice yanarak içine, özüne değin ateş olmuş kömür ya da odun parçası, (mecaz olarak) kıpkırmızı
KORAL: Sınırları bekleyen
KORALP: Kor gibi, kor ateş gibi yiğit
KORAY: Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler
KORCAN: Kanı sıcak, kanı kaynayan
KOREL: Kor ateş durumuna gelmiş el
KORER: Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek
KORGÜN: Kızıl Güneş, kor durumdaki Güneş
KORHAN: Çok güçlü hükümdar
KORKMAZ: Korku bilmeyen
KORKUT: Büyük dolu tanesi
KORKUTALP: Korkusuzluğuyla başkalarına korku salan yiğit kişi
KOŞAL: Koşarak git ve al
KÖKEN: Temel, soy, çıktığı yer
KÖKER: Soyca yiğit olan kimse, kökü yiğit
KÖKNAR: Çam türünden, yatay dallı, kerestelik bir orman ve süs ağacı
KÖKSAL: Köksal, iyice yerleş, uzun yaşa
KÖKSALAN: Kökleşmiş olan, kök salmış olan
KÖKSAN: Köklü ün, köklü ad
KÖKSOY: Kökü derinlere giden soydan olan
KÖKTEN: Soylu
KÖROĞLU: Türk halk hikayesinin kahramanı
KUBAN: Kafkasya'da bir uygarlık
KUBAT: Kaba, biçimsiz
KUBİLAY: Moğol İmparatoru
KUDRET: Güç, kuvvet
KUNT: Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert
KUNTER: Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit
KUNTMAN: Sağlam ve iri yapıl erkek
KURANER: Kurucu kişi
KURT: Sürülere saldıran, köpek türünden yırtıcı, yabanıl hayvan (mecaz olarak) işini iyi bilen, aldanmaz
KURTALP: Kurt gibi yiğit
KURTER: Aldanmaz yiğit, işini iyi bilen yiğit, kurt yiğit
KURTUL: Güç bir durumdan kendini kurtar
KURU: Suyu, nemi olmayan, çelimsiz, sıska
KUSAY: Hz Muhammed'in bir akrabası
KUT: Uğur, talih, şans
KUTAL: Uğur al, uğurla ilgili, uğursal
KUTALP: İyilik getiren yiğit, uğurlu yiğit
KUTAN: Saka kuşu
KUTBAY: Uğurlu bey
KUTBERK: Uğurlu ve sağlam
KUTBETTİN: Arapçada dinin yücesi anlamına gelir
KUTCAN: İyilik getiren kimse, kutlu kimse
KUTEN: Adaletli
KUTER: İyilik getiren yiğit, kutlu yiğit
KUTHAN: Uğurlu kağan, kutlu kağan
KUTKAN: Uğurlu kan, kutlu kan
KUTLUAD: Adı uğurlu
KUTLUALP: Uğurlu yiğit
KUTLUAY: Uğurlu, kutlu ay
KUTLUBAY: İyilik ve zenginlik getiren
KUTLUBEY: Uğurlu bey
KUTLUCAN: Uğurlu ve can kimse
KUTLUEL: Uğur getiren el
KUTLUER: Uğurlu yiğit
KUTLUĞ: İyilik ve uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, kutlu
KUTLUHAN: Uğur getiren kağan
KUTLUTEKİN: Uğurlu ve biricik, uğur getiren şehzade, uğurlu prens
KUTLUTİN: Kutsal ruh
KUTLUTÜRK: Uğurlu Türk, kutsal Türk
KUTMAN: Uğur getiren, uğurlu kimse
KUTSAY: Uğurlu say
KUTSİ: Kutlanan, kutluluk sahibi
KUTSOY: Kutlu soydan gelen, soyu kutlu
KUTYAR: Uğurlu kimse
KUZGUN: Bir tür karga
KÜLTİGİN: Göktürk komutanı
KÜNTAY: Sağlam yapılı
KÜREN: Sarı ile dolu arası bir at rengi
KÜRŞAD: Eski Türklerde yiğit, alp
KÜRŞAT: Eski bir Türk adı
L ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
LACİN: Bir cins şahin, sarp, yalçın
LADEN: Pembe çiçekler açan, hekimlikte kullanılan bir ağaççık
LAMİ: Sert, çatık kaslı veya aslan
LAMİ: Parıldayan, parlak, ışık veren
LAŞA: Bir Gürcü kralının adı
LATİF: Yumuşak, hoş, nazik
LEBİB: Akıllı, zeki
LEFTER: Özgürlük
LEMA: Her şeye gücü yeten
LEMİ: Parlak, parıldayan
LEVENT: Eski deniz erlerine verilen ad
LEZGİ: Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir halk
LİDER: Önder, şef
LİVA: Bayrak
LOKMAN : Tarihteki en ünlü tabibin adı (Lokman Hekim)
LUTFİ: Cennette ölümsüzlüge kavuşan
LUTFULLAH: Tanrı’nın lutfu
LÜTFİ: Cenneti gören, Cennet'te ölümsüzlüğe kavuşan kişi
LÜTFÜ: İyi muamele, güzellikle hoşlukla ilgili
M ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
MACİT: Ünlü, isim sahibi
MAĞRUR: Gururlu
MAHFİ: Gizli, saklı, örtülü
MAHİR: Usta, yetenekli, becerili
MAHMUT: Övgüye değer
MAHSUN: Güçlü
MAHZUN: Kederli, dertli
MAKBUL: Alınan kabul olunan
MALİK: Sahip, efendi
MALKOÇ: Osmanlıda akıncılar ocağının komutanı
MANAS: Kırgızların ulusal destanı
MANÇO: Manda yavrusu
MANSUR: Türk musikisinde bir düzen
MANUK: Delikanlı, küçük
MARUF: Herkesçe bilinen ve tanınan kişi, ünlü
MAŞİDE: Şan ve şeref sahibi anlamındadır
MAZHAR: Bir şeyin göründüğü ortaya çıktığı yer
MAZHAR: Erimiş, erişen
MAZLUM: Yumuşak, sessiz, zülüm görmüş
MECİT: Osmanlı döneminde kullanılan gümüş sikkeye verilen mecidiye sözcüğünden
MECNUN: Deli, aklı başında olmayan
MEDET: Yardım eden
MEFTUN: Gönül vermiş, tutkun
MEHAY: Sevgini ölümsüzlüğü
MEHDİ: Doğru yolda giden
MEHMET: Aslı Arapçada Muhammed, çok övülmüş anlamında
MEKİN: Nüfuz sahibi, oturup yerleşen
MELEN: Kıraç toprak
MELİH: Güzel, şirin
MELİK: Hükümdar, han
MELİKHAN: Hükümdar
MELİKŞAH: Selçuk sultanı
MEMATİ: Ölüm
MEMDUH: Övülmüş, övülmeye değer
MEMET: Mehmet'in farklı söylenişi
MENDERES: Akarsuların kıvrımları
MENGİ: Ölümsüz, sonsuz
MENGÜALP: Ölümsüz yiğit
MENGÜÇ: Güçlü ben
MENGÜER: Ölümsüz yiğit
MENGÜHAN: Ölümsüz kağan
MENGÜTAŞ: Ölümsüz taş, bengi taş
MENGÜTEKİN: Ölümsüz şehzade
MENGÜTİMUR: Ölümsüz ve demir gibi sağlam, ölümsüz demir
MENNAN: İhsan eden, verici
MERDAN: Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler
MERGEN: Usta nişancı
MERKÜR: Güneşe en yakın gezegen olarak bilinir
MERT: Cesur, yiğit, korkusuz
MERTCAN: Yiğit kimse, can
MERTEL: Eliaçık, cömert
MERTER: Sözünün eri, yiğit
MERTKAL: Her zaman mert olarak yaşa
MERTKAN: Mert soydan gelen, mert
MERTOL: Sözünün eri ol, yiğit ol
MERVAN: Emevi sülalesinin Mervan kolu
MESTAN: Savruk, cüret sahibi
MESUT: Mutlu, sevinçli
METAAN: Huzur, mutluluk
METE: Hun Türklerinin büyük hakanı
METEHAN: Büyük Hun İmparatoru
METİN: Dayanıklı , sağlam, soğuk kanlı
MEVLÜT: Dünya'ya geliş, doğuş
MİHAN: Sıkıntı
MİKAİL: Allaha en yakın olduğuna inanılan dört melekten birinin adı
MİLİS: Halk gücü
MİRAN: Beyler
MİRKELAM: Hatiplik yeteneği olan kimse
MİRSAD: Durak
MİRZA: Emiroğlu beyi, hükümdar soyundan gelen, Doğu Türk devletlerinde asalet unvanı, Dubb-i Ekber yıldız kümesindeki parlak yıldız
MİRZAH: Üzüm çubuğunu bağladıkları ağaç
MİSBAH: Aydınlatma, ışık
MİTHAT: Övüş
MİZAN: Denge, terazi
MİZGİN: Müjde, müjdeli haber
MORAN: Dereden büyük akarsu, ırmak, müren
MUAMMER: Yaşayan
MUAZ: Aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, çok kıymetli, muhterem
MUCİP: Gerektiren, gerektirici
MUHAMMED: İslamiyet peygamberinin ismi
MUHAMMET: Birçok defalar hamdu sena olunmuş, tekrar tekrar övülmüş, birçok güzel huylara sahip, Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden
MUHARREM: Din tarafından yasaklanan
MUHİP: Seven, sevişen
MUHİTTİN: Dini güçlendiren
MUHLİS: İnanç ve eylemlerinde içtenlikle davranan
MUHSİN: İyilik yapan
MUHTAR: Dilediği şekilde hareket edebilen
MUHTEŞEM: Görkemli, göz kamaştırıcı
MUKTEDİR: Bir şeyi yapmaya gücü yeten
MUNGAN: Cömert, eli açık
MUNİS: Sıcakkanlı sevimli
MURAT: İstek, arzu
MURTAZA: Seçkin seçilmiş
MUSA: Sudan gelmek anlamındadır, bir peygamber adı
MUSAB: İsabet etmiş olan, dayanıklı, güçlü
MUSTAFA: Temizlenmiş, saf hale getirilmiş
MUSTAN: Tarihi güzellikleri dolu olan ilimiz
MUTİ: İyi kalpli, yumuşak başlı
MUTLUALP: Özlem ve isteğine kavuşmuş yiğit
MUTLUAY: Mutlu ve ay gibi olan
MUTLUCAN: Dertsiz, kedersiz
MUTLUHAN: İsteklerine kavuşmuş kağan
MUTLUTEKİN: Özlem ve isteklerine kavuşmuş ve biricik kimse, mutlu şehzade
MUTTAKİ: Sakınan, çekinen. Allah'tan korkan
MUTVER: Mutluluk ver, mutlu et
MÜCAHİT: Savaşçı, cihada katılan
MÜÇTEBA: Seçkin, seçilmiş
MÜFİT: Faydalı, yararlı
MÜJDAT: Müjdeler, muştular, sevinçli haber
MÜKERREM: Yardımsever, ikram sever
MÜKREMİN: Konuksever, ikram sever
MÜMİN: İnanan, iman eden
MÜMTAZ: Seçkin, başkalarından ayrı tutulan
MÜNİR: Aydınlatan, ışık veren
MÜRSEL: Yollanmış, gönderilmiş olan
MÜRŞİT: İrşad eden, doğru yolu gösteren
MÜSLİM: Din bilgisi olan
MÜSLÜM: İslam dininden olan
MÜŞFİK: Acıyan, şefkat gösteren
MÜŞTAK: Özleyen, göreceği gelen
MÜZAHİR: Yardım eden, koruyan, kollayan
N ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
NABİ: Yüksek, yüce, haber veren
NACİ: Kurtulmuş, selamete kavuşmuş
NADİ: Bağıran, haykıran
NADİR: Ender, az bulunur, seyrek
NAFİ: Gelip geçen, etkili, sözü dinlenen
NAFİZ: İşleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen
NAHİT: Venüs, Zühre yıldızı
NAİL: Ele geçiren, muradına eren
NAİM: Uyuyan, uykuda olan
NAKİ: Temiz, çok ince ve zarif
NAMAL: Ün al, adını duyur
NAMIK: Yazar, yazan kişi
NAMİ: Tanınmış, ünlü şöhretli
NARA: Haykırma, söylenme
NART: Yürekli, yiğit
NARTER: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
NASİP: Birinin önceden alnına yazıldığına inanılan şey
NASREDDİN: Yardımcı, imdada yetişen
NASUH: Öğüt veren
NAŞİT: Şiir söyleyen, şiir okuyan
NAYIR: Arkadaş, dost
NAZIM: Düzenleyen, tanzim eden
NAZİF: Temiz, güzel
NAZMİ: Vezinli, kafiyeli sözle ilgili
NEBİ: Mesaj ileten, haberci
NEBİ BERZAH: Ölümden sonra kıyamete beklenen yer
NECAT: Kurtuluş, selamet
NECATİ: Kurtuluşa ermek
NECDET: Güçlü ve korkusuz
NECİP: Soyu temiz, cömert
NECMEDDİN: Dinin yıldızı
NECMİ: Yıldızlarla ilgili , yıldızlara ait
NEDİM: Yakın dost, samimi arkadaş
NEDRET: Az bulunurluk, seyreklik
NEHAR: Gündüz
NEJAT: Soy, asıl, hesap
NERGİZ: Sarı beyaz açan soğanlı bir çiçek
NERİM: Cesur, yiğit, pehlivan
NESİM: Hoşa giden hafif rüzgar
NESİM: Hafif esinti
NESİME: Hafif esen rüzgar
NESREN: Nart Destanı'nda geçen mitolojik bir ad
NEŞAT: Sevinç, neşe, şenlik, keyif
NEŞET: Yetişme, meydana gelme
NEVŞAH: Dal anlamındadır bunun yanında yeni bitmiş geyik boynuzu olarak da bilinir
NEVZAT: Yeni doğmuş çocuk
NEZİH: Temiz, pak, seçkin
NİHAD: Yaradılış, kişilik
NİHAT: Tabiat, huy
NİYAZİ: Yalvarma, yakarma
Nizam: Sıra, dizi, düzen, kural
NİZAMETTİN: Düzenli, tertipli
NİZAMİ: Kurallara uygun, düzenle ilgili
NOGAY: Bugün Kuzey Kafkasya'da yaşayan bir Türk boyunun adı
NOVA: Bir yıldız grubunun adı
NOYAN: Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi
NUH: Eski metinlerde rahat anlamında, bir peygamber adı
NUMAN: Gelincik
NURAL: Işık alan
NURALP: Aydınlık saçan yiğit
NURBAY: Aydınlık saçan erkek
NURER: Aydınlık saçan yiğit
NURETTİN: Aydınlatın, dinin getirdiği nur
NURİ: Işıklı, ışıktan gelen
NURSEZA: Nura, ışığa ve aydınlığa layık
NURŞAT: Nura boğulmuş
NURTAÇ: Nurlu taç taşıyan
NURULLAH: Allah'ın nuru anlamında
NUSRET: Tanrı yardımı
NUYAN: Soylu kişi
NÜVİT: İyi haber
NÜZHET: Zevk, keyif, istek
NÜZHET: Eğlence, sevinç
O ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
OBEN: Erkek deve, o benim
OBUZ: Su gözesi, göze kaynak
ODHAN: Ateş kağan, ateş han
ODKAN: Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan
OGAN: Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş, güçlü, yiğit
OGANALP: Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
OGANER: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit
OGANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
OGÜN: O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün
OĞANALP: Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü
OĞULBAL: Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal
OĞULCAN: Can oğul
OĞULTAN: Tan vakti
OĞULTEKİN: Biricik oğul, şehzade
OĞULTÜRK: Türk oğlu
OĞUR: İçten dost, samimi
OĞUZ: Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru
OĞUZALP: Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit
OĞUZER: Sağlam yiğit, dost yiğit
OĞUZHAN: Oğuzların başı
OĞUZKAN: Hükümdar soyundan gelen
OĞUZMAN: Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse
OKAN: Akıllı, anlayışlı, öğrenen
OKANAY: Güçlü Ay, yiğit, Güneş ve Ay
OKANSOY: Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu
OKAY: Beğeni, Satürn gezegeni
OKAYER: Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit
OKAYGÜN: Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse
OKBAY: Ok gibi doğru ve varsıl kimse
OKCAN: Ok gibi doğru can
OKDEMİR: Demirden yapılmış ok
OKGÜÇ: Ok gibi doğru ve güçlü
OKMAN: Okçu, ok atan kimse
OKSAL: Okla ilgili, hızlı
OKSU: Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su
OKTAN: Ok kadar hızlı
OKTAR: Ok taşıyıcı
OKTAY: Çok hiddetli, kızgın
OKTUNÇ: Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok
OKTÜRK: Ok gibi Türk
OKYAR: Oku parçala
OLCAN: Canlı, hareketli
OLCAYTO: Şanslı
OLÇA: Savaş ganimeti
OLÇUN: Becerikli
OLGU: Gerçekte var ol
OLGUNAY: Dolunay durumundaki ay
OLGUNER: Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek
OLGUNSOY: Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy
OLSAN: Ad ol, san ol
OLTAN: Şafak ol, tan ol
OLTUN: Saygı gösterilen ol, saygın ol
OLTUNÇ: Tunç ol, tunç gibi sağlam ol
ONAN: Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna eren, iyileşen
ONAR: Eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir, mutlu olur
ONARAN: Düzelten, tamir eden
ONATKUT: İyi ve uğurlu
ONER: On kişiye bedel yiğit
ONGAN: Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu
ONGANER: Mutlu yiğit
ONGUN: Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş, gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse
ONGUNER: Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit
ONUK: Sevgili, dürüst
ONURAL: Onur sahibi ol
ONURALP: Saygıdeğer, aziz, yiğit
ONURSAL: Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için verilen
ORAL: Türkler’in ilk yurtlarından
ORAN: Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında ya da parça ile bütün arasında bulunan fark
ORANSAL: Oranla ilgili
ORBAY: Ordu komutanı
ORCAN: Üstün, kıdemli kişi
ORÇUM: Sağlam adam
ORÇUN: Arkadan gelenler, ahlak
ORHAN: Kentin hükümdarı; Osmanlı padişahı
ORHON: Eski bir Türk alfabesi
ORHUN: Asya da bir nehir
ORKAN: Orhan adının bir başka biçimi
ORKUN: Kentin hanı
ORKUT: Kutlu kent
ORMAN: Ağaçlarla örtülü geniş alan
ORSA: Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi
ORTAÇ: Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına Geçecek kimse, veliaht
ORTUN: Ortanca kardeş
ORTUNÇ: Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale
ORUÇ: Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet
ORUN: En büyük makam
ORUNBAY: Büyük görevi olan kimse, makam sahibi
OSMAN: Toy denilen, kazdan büyük bir kuşun yavrusu
OTAĞ: Yüksek direkli, süslü, büyük çadır
OYMAK: Aşiret, küçük izci birliği
OZAN: Şair, halk şairi
OZANALP: Şair ve yiğit kimse
OZANAY: Şair ve Ay gibi kimse
OZANER: Şair ve yiğit
OZANKAN: Ozan soyundan gelen
Ö ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÖCAL: Öç almaktan, intikal alan
ÖGEDAY: Çok akıllı, bilgili, Moğol hükümdarı Cengiz Han'ın oğlu
ÖKKEŞ: Erkek örümcek, bir dağ adı
ÖKMEN: Akıllı, zeki
ÖKMENER: Akıllı, yiğit
ÖKSEL: Akılla ilgili, zeka ile ilgili, ussal, akılsal
ÖKTEM: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü
ÖKTEMER: Yürekli yiğit, güçlü yiğit, görkemli yiğit, ünlü yiğit
ÖKTEN: Güçlü, yiğit
ÖMER: Dirlik, canlılık yaşam gücü
ÖMÜRCAN: Yaşam boyu süren dostluk
ÖNAL: Daima önde olmak
ÖNALAN: Önce davranan, önde giden, başa geçen
ÖNCEL: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
ÖNCÜ: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
ÖNCÜER: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
ÖNDER: Lider, yönetici, şef
ÖNDERSARP: Ulaşılması zor lider
ÖNEL: Bir işin yapılması için verilen süre
ÖNEM: Bir şeyin nitelik ya da nicelik yönünden değeri olma durumu, değer
ÖNER: Önde gelen yiğit, önde giden erkek
ÖNGÖR: Önceden gör, ilerde olacakları sez
ÖNGÖREN: Önceden gören, önceden kestiren
ÖNGÜN: Önemli bir günün ya da bir bayramın öncesindeki gün, arife
ÖNOL: Önderlik et
ÖNSEL: Hiçbir denemeye dayanmadan, yalnızca akıl yordamıyla
ÖNSOY: Önde gelen soy
ÖNUMUT: Önde gelen umut, ilk umut
ÖRSAL: Örsü al
ÖRSAN: Örsü an
ÖRSEL: Örs gibi sağlam el
ÖRSKAN: Sağlam kan, örs gibi sağlam kan
ÖVER: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun değerini belirtir
ÖVÜŞ: Birinin iyiliklerini söyleyerek beğenildiğini belirtme, Övme biçimi, övme yolu
ÖYMEN: Uğurlu, talihli
ÖZ: Bir kimsenin benliği, içsel varlığı; bir şeyin temel öğesi (mecaz olarak) ana nokta, can alıcı nokta
ÖZAK: Özü ak, özü beyaz, ak öz, beyaz öz
ÖZAKAY: Özü ak ay, özü beyaz ay
ÖZALP: Özü yiğit, öz yiğit
ÖZBAY: Özü zengin
ÖZBERK: Özü sert, özü sağlam
ÖZBEY: Özü bey
ÖZBİLGİN: Bilgin kimse, özce bilgili kimse
ÖZBİR: Özü sözü bir, doğru özlü
ÖZÇELİK: Özü çelik olan kimse, sağlam özlü
ÖZÇETİN: Özü çetin olan kimse, çetin kimse
ÖZÇEVİK: Hemen durum alabilen kimse, çevik kimse
ÖZDEĞER: Değerli kimse, özü değerli
ÖZDEM: içsel varlığım olan özü demir olan, demir özlü
ÖZDEMİR: Gerçek, özlü demir
ÖZDİLEK: İçten dilenen şey, içsel dilek
ÖZDİLP: Özü dilli, tatlı dilli
ÖZDİNÇ: Dinç kimse, özü dinç
ÖZDOĞA: Özce doğaya benzeyen kimse
ÖZDOĞAL: Özce doğaya uygun, doğal kimse
ÖZDOĞAN: Özce şahin gibi olan kimse
ÖZDOĞRU: Doğru kimse, özü doğru
ÖZDURU: İçsel varlığı duru kimse, temiz kimse
ÖZDURUL: İçsel varlıkça durulaş, özünü durulaştır, duru özlü ol
ÖZEK: Ağacın, bitkinin içi, özü, çalışkan, güç, soluk, nefes, okla Boyunduruğu birbirine bağlayan demir
ÖZEL: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan
ÖZER: Özü er olan
ÖZERCAN: Özce erkek olan sevgili kimse, yiğit ve sevgil kimse
ÖZERDAL: Özce yiğit ve dal gibi kimse
ÖZERDEM: Özce erdemli kimse, özce iyilikçi, alçak gönüllü kimse
ÖZERK: Kendi kendini yöneten
ÖZERKİN: Özgür kimse, özerk kimse
ÖZEROL: Özce yiğit ol
ÖZERTAN: Özce şafak vakti gibi olan
ÖZERTEM: Özce erdemli kimse, iyilikçi, alçak gönüllü
ÖZGEBAY: Yaradılışça başka ve zengin kimse
ÖZGEER: Yaradılışça başka olan yiğit
ÖZGENALP: Özgür yiğit
ÖZGENÇ: Genç kimse, özce genç
ÖZGENER: Özgür yiğit
ÖZGER: Özge er, başka er, özge yiğit
ÖZGÜÇ: Özü güçlü
ÖZGÜLEÇ: Güler yüzlü kimse, özü güleç
ÖZGÜNER: Hiç kimseye benzemeyen yiğit
ÖZGÜNEŞ: Güneş gibi kimse, özü güneş
ÖZGÜRCAN: Özgür kimse, başkasının kölesi olmayan can, hür can
ÖZGÜREL: Özgürce iş gören el
ÖZGÜVEN: İnsanın kendine inanma duygusu, insanın kendi özüne duyduğu güven
ÖZHAN: Han soyundan gelen
ÖZİLTER: Özü yurdu savunan
ÖZİNAL: Özü inanç verici
ÖZİNAN: Özü inandırıcı
ÖZKAN: Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen
ÖZKAYA: Özü kaya, özü sağlam
ÖZKER: Sağlam, sağlıklı, er; temiz yürekli yiğit, yardımsever
ÖZKUT: Uğurlu kimse, özü kutlu
ÖZKUTAY: Uğurlu ay gibi kimse, özü uğurlu
ÖZKUTLU: Özü uğurlu, kutlu kimse
ÖZLEK: Toprağın özlü, verimli yeri; zaman; doğaüstü güç
ÖZLÜ: Özü olan, öz bölümü çokça olan; özleşmiş olan; içten gerçek
ÖZLÜER: Özü olan yiğit
ÖZMEN: Özlü kimse, içten kimse
ÖZMUŞTU: Özü müjde olan kimse
ÖZMUT: Mutluluk veren
ÖZOĞUZ: Tam Oğuz olan
ÖZOK: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse
ÖZOL: Bir şeyin en güçlü bölümü ol
ÖZOZAN: Özü olan kimse, şair kimse
ÖZÖNDER: Gerçek önder olan kimse
ÖZPEKER: Özü sağlam yiğit
ÖZPOLAT: Özü çelik gibi yiğit
ÖZSOY: Özü temiz, soylu kimse
ÖZTAN: Gerçek şafak
ÖZTAŞ: Özü taş, taş gibi sağlam kimse
ÖZTEK: Eşi benzeri olmayan kimse, özü tek olan
ÖZTEKİN: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir şehzade
ÖZTİMUR: Özü demir olan, öz demir
ÖZTİN: Gerçek ruh, öz ruh
ÖZTİNER: Gerçek ruh olan yiğit
ÖZTOK: Her şeye doymuş kimse, özü tok
ÖZTUNA: Gerçek Tuna Irmağı
ÖZTUNÇ: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç
ÖZTÜRK: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk
ÖZÜAK: Temiz özlü kimse
ÖZÜDOĞRU: Doğru kimse, doğru özlü
ÖZÜPEK: Sağlam kimse
ÖZÜTOK: Her şeye doymuş kimse
ÖZVEREN: Kendi özünden veren kimse, özverili
P ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
PAKALIN: Temiz, şerefli
PALA: Kısa, geniş kılıç
PAMİR: Yüksek dağlık külle
PAR: Çeşme, bahçe, gül bahçesi, alev
PARS: Yırtıcı bir hayvan
PASİN: Eski bir Türk oymağının adı
PAŞA: Bir askeri ünvan
PAYDAŞ: Eşit pay alanlarından her biri
PEHLİVAN: Güreşçi
PEKAK: Çok beyaz
PEKALP: Güçlü yiğit, sert yiğit, pek yiğit
PEKCAN: Dayanıklı
PEKÇETİN: Çok çetin; çok güç
PEKDEĞER: Çok değer, değeri çok
PEKDEMİR: Sağlam, dayanıklı, demir
PEKEL: Güçlü el
PEKER: Güçlü kişi
PEKİN: Kesin bilinen
PEKİNER: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit
PEKİNTÜRK: Kuşkuya yer olmayacak denli Türk, kesinlikle Türk
PEKKAN: Güçlü kan, sağlam kan, dayanıklı kan, sert kan
PEKOL: Sağlam ol, dayanıklı ol, sert ol, pek ol
PEKTAŞ: Sağlam taş
PEKTÜRK: Sağlam Türk, dayanıklı Türk
PEKÜN: Sağlam san, sağlam ün
PERK: Güçlü, sert
PEYAMİ : Haberle ilgili, haber veren
PEYDA: Hemen, acil
PEYMAN: Yemin etmek
PİRHAN: Yaşlı hükümdar
PİVAN: Ölçü, ölçülü
POLAT: Sertleştirilmiş, su verilmiş demir
POLATALP: Çelik yiğit
POLATHAN: Çelik gibi sert han, çelik kağan
POLATKAN: Çelik kan, sağlam kan
POYRAZ: Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar
PUSAT: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah
R ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
RABBANİ: Allah ile ilgili, kendini bütün varlığıyla Allah'a teslim eden
RACİ: Rica eden, dileyen
RAFET: Çok acıma
RAFİ: Kaldıran, yücelten, yükselten. Allah'ın isimlerinden
RAGIP: İçtenlikle isteyen, özleyen
RAHİLE: Sakin, rahat
RAHİM: Esirgeyen, acıyan
RAHMAN: Acıması bol olan
RAHMİ: Koruyan, esirgeyen
RAİF: Acıyan, esirgeyen
RAKİM: Yazan
RAMAZAN: Kameri yılın 9. ayı
RAMİ: Atıcı, mermi atan
RAMİN: Tropikal bir ağaç
RAMİS: Gerçekleri söylemeyen
RAMİZ: Remz eden, işaretleyen
RASİM: Resmeden, resim çizen
RASİN: Beyaz ay, dolunay
RASİT: Dürüst, güvenilir
RAŞİT: Doğru yola giden
RAUF: Çok acıyan, esirgeyen
REBER: Rehber
RECAİ: Umma, dileme
RECEP: Heybetli, azametli, saygı değer
REFET: Çok acıma
REFİG: Din uğruna çalışan
REFİK: Arkadaş, yoldaş, ortaklık
REHA: Kurtulma
REMZİ: İşaret ve gizliliğe ait
RENAN: Kizil kan
RENAS: Yol bilen
RESAT: Kahraman, cesur, savaşçı
RESİT: Yiğit, cesur
RESUL: Haber getiren
REŞAT: Aklın gerektirdiğini yapan
REŞİT: Akıllı, iyi davranan
REZZAK: Bütün canlıların rızkını veren
RIDVAN: Cennetin kapıcısı olan melek
RIFAT: Yükseklik, yüksek rütbeli
RIFKI: Yumuşaklıkla, sükunetle ilgili
RIZA: Hoşnutluk, memnunluk
RİDA: Razı olan erkek
RIDVAN: Aslan gibi cesur, savaşçı beyi
RIFAT: Cesur, yiğit
RIFKI: Cesur, yiğit
RİHEM: Yağmur yağdığında toprağın kokusu
RIZA: Yiğit, hükümdar
RIZVAN: Cennetin kapıcısı
ROBİN: Güneşi görmek
RODİN: Işığın müjdecisi
ROHAT: Güneşin doğuşu
RONAY: Ayın hallerinden biri
ROZA: Pembe elmas
RUHİ: Ruhla İlgili
RUSEN: Sabah güneş doğarken ki zaman
RUSTU: Armağan, hediye
RUŞEN: Aydın, parlak
RÜKNETTİN: Bir şeyin temeli, dinin temeli
RÜMET: Değerli, şerefli
RÜSTEM: Ünlü Fars pehlivanının adı
RÜŞTÜ: Ergin, olgun
RÜZGAR: Yel, esinti, hava akımı
S ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
SABAHATTİN: Güzellik
SABİH: Güzel, şirin
SABİT: Yerinde duran kımıldamayan
SABRİ: Sabırla ilgili, sabırlı
SACİT: Secdeye varan, ibadet eden
SADAK: Sabah rüzgarı; ok kılıfı
SADETTİN: Saadete erme, mübarek olma
SADIK: Gerçek dost, yürekten bağlı
SADİ: Baht açıklığı
SADİCAN: Bahtı açık, candan, iyi insan
SADRİ: Anaya göre çocuk
SADULLAH: Tanrı kulu
SADUN: Yıldız bilimine göre, uğurlu olan
SAFA: Saflık berraklık, gönül rahatlığı
SAFFET: Saflık, temizlik
SAFİ: Katıksız, ayırt edilmiş
SAĞAY: Yenisey Türklerine bağlı bir Türk boyunun adı
SAĞCAN: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
SAĞHAN: İyi kağan, saygın saygıdeğer, kutsal kimse; hekim
SAĞLAM: Dayanıklı, güçlü
SAĞLAMER: Dayanıklı yiğit, yıkılmaz yiğit, güvenilir yiğit
SAĞLAR: Sağ olan; bulan, buluşturan
SAĞNAK: Kısa süreli şiddetli yağmur
SAHABİ: Hz. Muhammed'i görmüş, birlikte bulunmuş kimse
SAHİH: Makbul olan
SAİD: Kutlu, cennetlik
SAİM: Oruç tutan, oruçlu
SAİT: Kutlu, cennetlik
SAKIP: Parlak, aydınlık, delip geçen
SAKİN: Uslu, kendi halinde
SAKMAN: Akıllı
SALGIR: Akarsu
SALİH: İyi, yararlı, yetkili
SALİM: Eksiksiz, sağ, sağlam
SALMAN: Özgür, hür
SALTI: Gezgin, seyahat eden
SALTUK: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan
SALUR: Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi
SAMET: Sonsuz, ebedi
SAMİ: İşiten, dinleyen
SAMİM: Bir şeyin merkezi
SAMİR: Meyve veren ağaç
SANALP: Ünlü yiğit
SANBERK: Gücü ile anılan
SANCAK: Kutsal bayrak, çok değerli
SANCAR: Eski Türk adlarından; kısa kama
SANLI: Ünlü, meşhur
SANVER: Ününü ver
SARAÇ: At binim takımları yapan kişi
SARAL: Sararak al
SARAN: Kuşatan, örten, çevreleyen
SARGUT: Eski adlardan; açık saman rengi
SARP: Çetin, dik, ulaşılması zor
SARPER: Güçlü, dayanıklı kişi
SARPHAN: Sarp kağan
SARUHAN: Eski bir Türk beyi
SARVAN: Önde giden, deve süren
SATUK: Satı, satılmış
SAVA: Haber, müjde
SAVAŞ: Barışın olmadığı ortam, çatışma hali
SAVAŞER: Savaşçı yiğit
SAVAŞKAN: İyi savaşan
SAVTUNÇ: Sağlam tunç
SAYAN: Saygı gösteren, saymak eylemini yapan
SAYAR: Saygı gösterir, saygılı
SAYGI: Dikkatli, ölçülü, sevgi dolu davranma, hürmet
SAYGIM: Saydığım kimse, benim saygım
SAYGIN: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
SAYGUT: Sayılan ve uğurlu, kutlu sayılan
SAYGUTER: Sayılan ve kutlu bilinen yiğit
SAYHAN: Saygı gösteren kağan
SAYIL: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
SAYINER: Seçkin yiğit, değerli yiğit, saygı gösterilen yiğit
SAYKUT: Sayılan ve kutsal kimse
SAYRAÇ: Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü
SAYTEKİN: Sayılan ve biricik, sayılan şehzade
SAZAK: Soğuk rüzgar; sazlık; kaynak
SEBÜK: Hızlı, çabuk; sevgili
SEBÜKALP: Hızlı, yiğit, çabuk yiğit, çevik yiğit
SEBÜKTEKİN: Hızlı ve biricik; hızlı şehzade, hızlı prens
SECCAD: Secde eden
SECEM: Yağan ilk yağmur
SEÇİM: Seçme işi; seçim günü doğmuş çocuğa verilen ad
SEÇKİNER: Herkesçe beğenilen yiğit
SEÇMEER: Seçilerek alınmış yiğit
SEDAT: Doğruluk, haklılık
SEFA: Saflık berraklık
SEFER: Yolculuk, savaş hali
SEFFAH: Cömert, eli açık
SEHA: Eli açık, cömert
SELAHADDİN: Dinine bağlı kişi
SELAHATTİN: Dinine bağlı kimse
SELAHATTİN Efe: Dinine bağlı
SELAMİ: Huzurla, selametle ilgili
SELÇUKER: Tezcanlı yiğit, hızlı yiğit, evecen yiğit
SELER: Taşkın yiğit, sel gibi yiğit
SELİM: Yumuşak huylu, sağlam
SELMAN: Özgür, hür
SEMAVİ: Sema ile ilgili anlamının yanında, semaya mensup diye de bilinir
SEMİ: İşiten, işitme kuvveti olan
SEMİH: Bol, cömert gönüllü
SEMİN: Değeri çok olan
SEMİR: Dost, arkadaş
SENAD: Övgü
SENAN: Parlak
SENCER: Kale
SENER: Sen yiğitsin
SENİH: Yüce, yüksek
SERBAY : Komutan, lider
SERBÜLENT: Baş savaşçı, lider
SERCAN: Canların özü, canın başı
SERDAL: Önde olan, lider
SERDAR: Komutan, önde giden asker
SERGEN: Raf, vitrin, yorgun
SERHAD: Sınır boyu
SERHAN: Hanların başı
SERHAT: Sınır boyu
SERİM: Başlangıç, sabırlı
SERKAN: Baş han
SERKUT: Mutlu, şanslı insan
SERMET: Öncesiz ve sonrasız
SEROL: Önder ol, başa geç
SERT: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan, katı
SERTAÇ: Baş tacı edilen kimse
SERTAN: Gecenin en karanlık en anında dünyaya gelen ilk ışıklar
SERTER: Sert erkek
SERVER: Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis
SERVET: Varlık, zenginlik
SETTAR: Günahları örten
SEVÜK: Sevi, sevgi; sevilmiş, sevilen, sevgili; dost, arkadaş
SEYFEDDİN: Dini koruyan
SEYFETTİN: Dinin kılıcı
SEYFİ: Kılıç şeklinde olan
SEYHUN: Bir akarsu
SEYİT: İleri gelen
SEYMEN: Yiğit
SEYYİD: Lider, ileri gelen kişi
SEZA: Uygun olan, yakışır olan
SEZAİ: Uygun, yaraşır
SEZGİNER: Sezme yeteneği olan yiğit
SEZİ: Duyu, algılama
SIDAL: Biraz olgunlaşmış, erginleşmeye başlamış
SIDAR: Dayanıklı, güçlü
SIDDIK: Çok içten ve doğru kimse
SIĞANAY: Alageyik ve Ay gibi güzel
SIRAÇ: Nur saçan, ışıklı.
SIRAT: Yol
SIRRI: Gizemle, sırla ilgili olan
SITKI: Yalan söylemeyen, dürüst
SİDAR: Ağaç gölgesi
SİNA: İlaç yapılan bir tür bitki
SİNAN: Mızrak, süngü
SİPAHİ: Tımar sahibi asker
SİRAÇ: Işık, lamba, fener, mum, kandil
SOMER: Katışıksız yiğit, tam yiğit
SONA: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
SONDAL: Artık ondan sonrası olmayan dal; (mecaz olarak) son çocuk
SONDER: Son diyen; (mecaz olarak) son çocuk
SONEL: Artık ondan sonrası olmayan el; (mecaz olarak)son erkek çocuk,
SONER: Sonuncu yiğit
SONSUZ: Sonsuzluk
SORAL: Sorduktan sonra al
SORKUN: Bir tür söğüt
SOYALP: Soyu yiğit, soylu yiğit
SOYDANER: Soylu yiğit, iyi soydan gelen yiğit
SOYDİNÇ: Soyu dinç
SOYDİNÇER: Soyu dinç yiğit
SOYER: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
SOYHAN: Soyu han olan, kağan soylu
SOYKAN: Soylu kan
SOYKURT: Soylu kurt, kurt gibi bir soydan gelen
SOYKUT: Soyu uğurlu kimse, soyca kutlu
SOYLU: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
SOYSAL: Uygar
SOYTEKİN: Soyu biricik, soylu ve tek olan kimse; soylu şehzade
SOYUER: Yiğit bir soydan gelen, yiğit soylu
SÖKMEN: Yiğit
SÖNMEZER: Hiç sönmeden yanar yiğit; (mecaz olarak) sonsuza değin yaşayacak yiğit
SÖZER: İyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
SÖZMEN: İyi ve güzel konuşan kimse
SUAD: Mutlu, mutlulukla ilgili
SUAVİ: Zorluklara dayanan
SUAY: Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı
SUBUTAY: Cengiz Han'ın ünlü Moğol generalinin adı
SUDEYSİ: Kabe imamlarından Abdurrahman Es Sudeysi ’nin soyadı
SUFİ: Tasavvuf erbabı
SUNGU: Sunulan şey, birine sunulan şey, bağış, armağan, sunu
SUNGUN: Yetenek; eğilim; armağan edilebilecek nitelikte
SUNGUR: Doğana benzeyen bir alıcı kuş, atmaca, şahin akdoğan
SUNGURALP: Atmaca gibi ve yiğit, şahin yiğit
SUPHİ: Sabahla, aydınlıkla ilgili
SÜALP: Asker yiğit
SÜER: Yiğit asker
SÜHA: Büyükayı takım yıldızının en küçük yıldızı
SÜHAN: Söz
SÜHEYL: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak
SÜKAN: Yiğit, yürekli, asker kan
SÜLEYMAN: Davud peygamberin oğlu
SÜMBÜL: Zambakgillerden, salkım çiçekli, keskin kokulu, soğanlı otsu bitki
SÜMER: Mezopotamya'da eski zamanlarda yaşamış olan bir kavim
SÜNER: Esneyebilir, esnek, uzayabilir, uzar
SÜNTER: Kızıl renkli, çavdara benzer sert buğday
SÜPHAN: Sönmüş volkan
SÜREL: Süreyle, zamanla ilgili, süreye değgin
SÜREYYA: Ülker yıldız takımı
SÜRSOY: Soyu sürdür; süren soy
SÜRURİ: Sevinçli, sevinçle ilgili
Ş ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ŞABAN: Kameri yılın 8. ayı
ŞADİ: Sevinç, neşe, mutluluk
ŞAFAK: Güneş doğmadan az önce, ufuktaki aydınlık
ŞAHAB: Ateş, alev parçası
ŞAHAN: Şahin
ŞAHAP: Ateş, alev parçası
ŞAHİN: Bir tür yırtıcı kuş
ŞAHİNALP: Şahin gibi yiğit
ŞAHİNER: Şahin gibi yiğit
ŞAKİR: Şükreden, nankörlük etmeyen
ŞAMİL: Kapsayan, içine alan
ŞAN: İyi tanınma, ün
ŞANALP: Ünlü yiğit
ŞANLIBAY: İyi ün sahibi ve varsıl kimse
ŞANSIN: Yiğit
ŞANVER: Ünün, şanın her yana yayılsın
ŞAVLI: Bilgili, bilgisini iyi kullanan, bilim adamı, bilgin
ŞAYLAN: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik
ŞAYLANER: Neşeli yiğit; incelikli erkek
ŞECAATTİN: Yüreklilik, yiğitlik
ŞEFİK: Şefkatli
ŞEHMUZ: Şah soyundan gelen
ŞEHRİBAN: Şehrin büyüğü, ileri geleni
ŞEMAŞİ: Davranışlar, alışkanlıklar
ŞEMS: Güneş
ŞEMSİ: Güneşe ait, güneşle ilgili
ŞENALP: Neşeli yiğit, şen yiğit
ŞENALTAN: Neşeli ve zengin kimse
ŞENCAN: Neşeli ve cana yakın
ŞENDOĞAN: Neşeli doğmuş kimse
ŞENKAYA: Neşeli ve kaya gibi kimse
ŞENTÜRK: Neşeli Türk
ŞENYAŞAR: Yaşamı şenlik, mutluluk içinde geçer, şen bir yaşam sürer
ŞERAFETTİN: Dinin şereflisi, büyüğü
ŞEREF: Onur. Manen yüksek ve erdemli olmak
ŞERİF: Kutsal, mübarek
ŞERZAN: Savaşı bilen
ŞEVKET: Ululuk, yücelik, kudret ve kuvvetlilik
ŞEVKİ: Şevk, keyif, istekle ilgili
ŞEYHMUS: Peygamber soyundan gelen, düzgün, dürüst, hayırsever
ŞİMŞEK: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda oluşan kırık çizgi
ŞİMŞEKER: Şimşek gibi yiğit
ŞİNASİ: Tanıyış, tanımakla ilgili
ŞİRAZ: Türk müziğinde eski bir makam
ŞİRVAN: Aslan yuvası
ŞİYAR: Duyarlı, hisleri güçlü olan
ŞUAYİP: Cemaat, topluluk
ŞÜKRÜ: Şükretme, hoşnut olma
T ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
TACETTİN: Taca ait
TACİ: Taç ile ilgili
TAÇKIN: Gurur
TAĞALP: Dağ gibi yiğit
TAHA: Hz. Ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure
TAHİR: Pak, temiz
TAHSİN: Beğenip, alkışlanan, kale gibi sağlam
TALAS: Rüzgarın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga
TALAT: Yüz, surat, çehre
TALAY: Büyük deniz, büyük nehir
TALAYER: Çok yiğit, deniz eri denizci
TALAYHAN: Dal gibi kağan
TALAZ: Dalga, kasırga
TALHA: İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir
TALİP: İstekli, isteyen, talep eden
TALU: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin
TAMER: Her şeyi ile yiğit olan
TAMERK: Tam güçlü, özerk
TAMKAN: Soylu kimse
TAMTÜRK: Tümüyle Türk, herşeyi ile Türk
TANAÇAN: Şafak gibi açılan, aydınlatan
TANAÇAR: Şafak vaktinde açar
TANAĞAR: Şafak vaktinin kızıllığı
TANAL: Şafak vaktinin al rengi
TANALP: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
TANBERK: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse
TANBEY: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi
TANCAN: Şafak vakti doğan can
TANDOĞAN: Ağaran şafak; şafakta doğan
TANDOĞDU: Şafak vakti doğmuş olan
TANEL: Eli ile ışık getiren
TANER: Şafak gibi parlayan
TANERCAN: Şafak gibi güzel ve can yiğit
TANERK: Şafak gücü; güçlü şafak
TANFER: Tan vakti
TANGÜÇ: Şafak gücü
TANHAN: Şafak kağan
TANIL: Herkesçe bilinme, tanınma
TANJU: Çince imparator, tanrı
TANKUT: Şafak sevinci
TANKUTLU: Uğurlu şafak, kutlu şafak
TANSEV: Şafağı seven kimse
TANSOY: Şafak gibi güzel soydan kimse
TANTÜRK: Şafak gibi Türk
TANUĞUR: Şafak vaktinin uğuru
TANVER: Işık saç
TANYER: Şafağın doğduğu yer
TANYU: Hakan, kağan, hükümdar; Çinliler’in eskiden Türk hakanlarına verdiği unvan
TANYUALP: Yiğit kağan
TANYUTEKİN: Biricik kağan, yiğit şehzade
TANYÜCEL: Şafak vakti yüce ol
TANZER: Altın rengindeki şafak
TARAN: Tarla, geniş toprak, geniş yer
TARCAN: Ayrıcalıklı dost
TARDU: Armağan, hediye
TARHAN: Soylu kimse, bey varsıl kimse
TARIK: Sabah yıldızı
TARKAN: Ayrıcalıklı, saygın
TAŞAR: Kabına sığmaz, coşar, coşkun
TAŞCAN: Taş gibi
TAŞDEMİR: Taş ve demir gibi kimse
TAŞEL: Sert elli
TAŞER: Taş gibi sert yiğit
TAŞKAN: Taş gibi sağlam bir kandan gelen
TAŞKIN: Çoşun sular gibi hareketli kişi
TAŞKINER: Kabına sığmayan yiğit, coşkun yiğit
TAŞTAN: Taş gibi, taştan yapılmış gibi sağlam, taştan yapılmış
TAŞTEKİN: Taştan yapılmış ve biricik olan; taş gibi sağlam şehzade
TATAR: Bir Türk kavmi
TAYANÇ: Dayanma gücü; sırdaş
TAYBARS: Yavru pars
TAYCAN: Genç ve güçlü kimse, tay canlı
TAYFUN: Şiddetli rüzgar
TAYFUR: Bir küçük kuş cinsi
TAYGAN: Eşsiz, biricik
TAYGUN: Çocuk genç
TAYGUNER: Genç yiğit
TAYİP: İyi, hoş, güzel
TAYKUT: Genç ve kutlu, uğurlu
TAYLAN: İnce, kibar, uzun boylu
TAYLANER: Uzun boylu ve yakışıklı yiğit
TAYMAN: Genç
TAYTİMUR: Genç demir
TAYYAR: Uçan, uçucu
TAYYİB: İyi, hoş çok temiz
TECER: Becerikli
TEKALP: Biricik yiğit, tek yiğit
TEKANT: Biricik yemin, tek yemin
TEKCAN: Biricik sevgili
TEKİN: Uslu, uğurlu, tek
TEKİN ALP: Şehzade, yiğit
TEKİNALP: Biricik yiğit; yiğit, şehzade
TEKİNER: Biricik yiğit
TEZKİNSOY: Biricik soydan, biricik soy
TEKİZ: Bir tek iz; ikiden azız, biriz
TEKOK: Bir ok
TEKOL: Biricik olasın
TEKSOY: Biricik soy
TEMEL: Asıl olan, önemli
TEOMAN: Duman
TERİM: Kavram
TEVFİK: Başarıya ulaştırma
TEVHİT: Allah’ın birliğine inanma, bir sayma, bir olarak bakma
TEYFİK: Uygun duruma getirme, Tanrı’nın yardımına kavuşma
TEZALP: Aceleci yiğit, tez canlı yiğit
TEZEREN: Çabuk yetişen
TEZOK: Çabuk giden ok
TEZOL: Elini çabuk tut
TINAZ: Ot, saman; savrulmaya hazır ekin
TİBET: Çin'in batısında özerk bir bölge
TİMUÇİN: Sağlam, demir gibi
TİMUR: Türk- Moğol imparatoru
TİMURCAN: Demir can
TİMURHAN: Demir han, sert kağan
TİMURKAN: Demir kan
TİMURLENK: Timurlar hanedanının kurucusu ve ilk hükümdar.
TİMURTAŞ: Demir taş
TOKCAN: Doymuş kimse
TOKER: Gözü gönlü tok yiğit
TOKTAMIŞ: Bir yerde yerleşik oturan
TOKTAŞ: Tok gözlü ve taş gibi
TOKTİMUR: Tok gözlü ve demir gibi; sağlam demir
TOKYAY: Tok gözlü ve yay gibi çevik
TOLAY: Topluluk cemiyet
TOLGAHAN: Güçlü lider
TOLGAY: Etraf, çevre
TOLUN: Dolgun, dolun, bedir
TOLUNAY: Dolunay, tam ay
TOLUNBAY: Dolgun ve zengin
TONGUÇ: İlk çocuk; çocuk
TORALP: Eğitilmemiş, toy yiğit
TORAMAN: Sonradan ortaya çıkan, sonradan türeyen; tombul, iri yapılı
TOROS: Güneydeki dağ sırası
TORUN: Bir kimseye göre çocuğun çocuğu
TOYCAN: Deneysiz genç, toy kimse, genç insan
TOYGAR: Çayır kuşu
TÖREHAN: Görgülü er, mert, yiğit
TUAL: Resim yapmak için kullanılan çerçeveli bez zemin
TUFAN: Çok ağır yağmur
TUGAY: Bir askeri birlik
TUGBERK: Göklerin hakimi
TUĞ: Tepe tüyü
TUĞALP: Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit
TUĞBAY: tugay idare eden general anlamında
TUĞBERK: Göklerin hakimi
TUĞER: Tuğlu yiğit
TUĞFAN: Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur
TUĞKAN: Türkçe kökenli bir erkek ismi olup, "Soyu savaşçı olan kimse." manasına gelmektedir
TUĞLAN: Sorguç sahibi ol
TUĞLU: Şımarık
TUĞRA: Padişah mühürü
TUĞRAB: Topraktan gelen kişi
TUĞRUL: Yırtıcı bir kuş
TUĞSAN: Tuğuyla ünlü olmuş kimse
TUĞTEKİN: Tuğlu şehzade
TUNAHAN: Tuna nehri kenarında yaşayan son Osmanlı hükümdarına erilen son ad
TUNCA: Bir nehir adı
TUNCAL: Al renkli tunç
TUNCALP: Tunç gibi yiğit, tunç yiğit
TUNCEL: Tunç gibi el
TUNCER: Tunç gibi er
TUNÇ: Bir metal karışımı
TUNÇASLAN: Tunçtan yapılmış aslan, tunç gibi sağlam, aslan gibi güçlü
TUNÇAY: Tunç renkli ay
TUNÇBAY: Tunç gibi sağlam ve zengin kimse
TUNÇBİLEK: Tunçtan yapılmış bilek
TUNÇOK: Tunçtan yapılmış ok
TUNÇSOY: Sağlam soy, güçlü soy, tunç gibi soy
TUNÇTÜRK: Tunç gibi Türk
TUNGA: Güçlü, yiğit, rütbe
TURA: Tuğra, Kalkan, siper
TURAB: Hz Ali'nin lakaplarından biri
TURAÇ: Keklik türünden, eti yenen bir av kuşu
TURAL: Yaşamak
TURAN: Dünyadaki tüm Türklerin yaşayacağına inanılan ülke
TURAY: Tur ay
TURGUT: Konut
TURHAN: Onurlu kişi
TURNA: Göçmen bir kuş
TUTUNÇ: Tutunulacak şey
TUYAN: Zengin, besili
TUYGAN: Duyumsayan, duygulu, duyan
TUYGUN: Duyumsayan, duygulu
TÜKEL: Bütün
TÜMER: Her şeyi ile yiğit kişi
TÜMHAN: Tam bir kağan gibi olan kimse
TÜMKAN: Soylu kan, tam kan
TÜMTÜRK: Her şeyiyle Türk, tam Türk
TÜRKALP: Yiğit Türk
TÜRKASLAN: Aslan Türk
TÜRKAY: Ay gibi parlayan Türk
TÜRKCAN: Can Türk, sevgili Türk
TÜRKDOĞAN: Türk doğmuş olan
TÜRKDOĞDU: Türk olarak doğmuş olan
TÜRKER: Türk erkeği
TÜRKEŞ: Orhun yazıtlarında söz konusu edilen bir kahraman adı
TÜRKKAN: Türk soylu
TÜRKMEN: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse
TÜRKNOYAN: Türk başkomutanı
TÜRKÖZ: Özü Türk olan
TÜRKSAN: Sanı Türk olan, Türk sanlı
TÜZÜNALP: Düzgün yiğit, doğru yiğit
U ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
UBEYDULLAH: Allah'ın kulu, kölesi
UCA: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez
UCAER: Yüce, yiğit, erişilmez yiğit
UCATEKİN: Erişilmez ve tek olan, yüce ve tek; yüce şehzade
UÇAN: Kanatlarını açarak yükselen, havada yol alan
UÇANAY: Gökte uçan Ay gibi olan kimse
UÇANOK: Uçarak giden ok
UÇANTEKİN: Kanatlı şehzade
UÇANTÜRK: Havada yükselen Türk
UÇARER: Kanatlarını açarak havada yol alan yiğit, uçar gibi giden yiğit
UÇHAN: Uç ilde hüküm süren han
UÇKUN: Uçmaya düşkün, uçmayı çok seven; anasınca uçmaya alıştırılan yavru kuş
UÇMAN: Uçucu, yerinde duramayan
UFUKAY: Ufuktaki ay
UĞURAL: Uğur sahibi ol
UĞURALP: Uğurlu yiğit
UĞURATA: Uğurlu baba, uğur getiren ata
UĞURCAN: Uğur getiren, uğurlu kimse
UĞUREL: Uğurlu el, uğurlu kimse
UĞUROL: Kut getir, uğurlu ol
UĞURTAY: Uğur getiren, uğurlu genç
UĞUT: Baygın, kuru, solgun; bol buğday
ULAÇ: Bağlayıcı, bağlayan
ULAM: Sürekli, kesintisiz
ULAŞ: Amacına, hedefin erişme
ULU: Yüce, büyük
ULUALP: Yüce yiğit, ulu yiğit
ULUANT: Kutsal ant, büyük yemin
ULUBAY: Yüce ve zengin kimse
ULUBERK: Sağlam, kuvvetli ve yüce kişi
ULUBEY: Saygın, değerli
ULUÇ: Büyük Türk denizcisi
ULUÇHAN: Altınordu Devleti hanlarından biri
ULUER: Yüce yiğit, seçkin yiğit
ULUĞ: Büyük, yüksek, gururlu
ULUĞTEKİN: Yüce şehzade
ULUHAN: Yüce kağan
ULUKUT: Büyük ve kutsal kimse
ULUM: Büyük , gösterişli
ULUNAY: Yüce ay, büyük ay
ULUÖZ: Yüce kimse, seçkin kimse
ULUSOY: Yüce bir soydan gelen kimse, yüce soylu ya da soy
ULUŞAHİN: Seçkin, erişilmez yücelikte ve şahin gibi kişi
ULUŞAN: Yüce, seçkin ad; yüce ün
ULUTAN: Yüce tan
ULUTEKİN: Yüce ve tek; yüce şehzade
ULUTÜRK: Seçkin Türk, yüce Türk
ULVİ: Yüce, yüksek
UMAÇ: Amaç, umut
UMAN: Olması istenilen bir şeyin olmasını dileyen, bekleyen
UMMAN: Engin deniz, okyanus
UMUR: Görgü, tecrübe
UMURALP: Görgülü, bilgili yiğit
UMUTLU: Umudu olan kimse
UNGAN: Doğru yolda olan
URAL: Asya'da bir sıra dağ
URAM: Büyük cadde, mahalle
URAS: Saadet, mutluluk
USAME: Bir arslan cinsinin adı, sahabe ismi
USLUER: Akıllı yiğit
USMAN: Uslu, akıllı kişi
USSAL: Akla uygun olan, akla yatan
UTKAN: Ateşli kan, od kan
UYANIŞ: Uykunun bitmesi, yeni bir hayat
UYAR: Uysal
UYARALP: İsteğe göre davranan yiğit, uysal yiğit
UYGUNER: Yakışır, yaraşır, yiğit; yararlı, işe yarar kimse
UYGURALP: Uygur yiğidi
UYTUN: Kutlu, kutsal
UZ: Usta, işe yatkın, becerikli
UZALP: Becerikli yiğit
UZBAY: Becerikli ve zengin
UZCAN: Becerikli kimse
UZEL: Usta el, becerikli el, işe yatkın el
UZER: Becerikli yiğit
UZGÖR: Geleceği görme, uzağı görme
UZGÖREN: Uzağı gören, geleceği gören
UZHAN: Becerikli kağan, Oğuzhan
UZMAN: Belli bir işte veya konuda beceri, görüş ve bilgisi olan kimse
UZMEN: Usta kişi, becerikli kişi
UZTEKİN: Becerikli ve tek; becerikli şehzade
UZTÜRK: Becerikli Türk
Ü ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ÜÇER: Üç yiğit
ÜLGENER: Yüce, yiğit, sağlam yiğit
ÜLKÜMEN: Amaç sahibi kişi, ülkücü
ÜMİT: Umut, umma, bekleme
ÜMİTALP: Umutlu yiğit
ÜMİTAY: Umutlu ay
ÜMİTCAN: Umutlu, hayırlı dost
ÜMİTHAN: Umut bekleyen hükümdar
ÜMİTKAN: Umut bağlanan
ÜMMET: Toplum, topluluk
ÜNAL: Ün almakla ilgili
ÜNALAN: Ünlenmiş kişi, iyi ad sahibi
ÜNALP: Ünlü yiğit
ÜNDOĞAN: Ünlü doğmuş kimse
ÜNER: Ünlü yiğit
ÜNKAYA: Tanınmış ve kaya gibi kimse
ÜNLEN: Herkesçe tanınma dileği
ÜNLER: Yüksek sesle bağıran
ÜNLÜER: Tanınmış, ünlü
ÜNOL: Ünlü olma
ÜNSAÇ: Her yana ününü duyurma
ÜNSAN: Ünlü ve sanlı
ÜNSAY: Tanınıp sayılma
ÜNSEVER: Ünlü olmayı seven
ÜNSOY: Tanınmış soy, ünlü soy
ÜNTÜRK: Tanınmış Türk, ünlü Türk
ÜNÜGÖR: Çok tanınmış, ünlenmiş, ünü yaygın ve çok
ÜNÜVAR: Herkesçe tanınır, ünlü
ÜRKMEZ: Korkmaz
ÜSTER: Baş olan yiğit
ÜSTOL: Üstün olma
ÜSTÜNEL: Güçlü el, iyi nitelikli el
ÜSTÜNER: Güçlü yiğit, iyi nitelikli yiğit
ÜVEYS: Arzu eden, isteyen
ÜZEYİR: Kuran-ı Kerim'de geçen bir isim
V ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
VAHA: Çöl ortasında sulak ve yeşillik yer
VAHAN: Kalkan, siper
VAHAP: Çok bağışlayan, ihsan edici
VAHDET: Bir ve tek olma
VAHDİ: Bir ve tek olmayla ilgili
VAHİD: Yalnız, tek
VAHİT: Tek, bir
VAKKAS: Okçu, savaşçı
VARAN: Giden, varan
VARGIN: Giden, varan
VARLIK: Zenginlik
VAROL: Varlığını sürdürme
VASIF: Ayırıcı özellik
VECDET: Zenginlik, coşku
VECDİ: Coşkunlukla, vecd ile ilgili
VECİHİ: Soylu, asil
VEDAT: Sevgi, dostluk
VEFA: Sözünde durma
VEFİK: Arkadaş, yoldaş
VEHBİ: Allah vergisi, doğuştan olan
VELİ: Sahip, sorumlu
VERGİN: Verici, özverili, sevgi dolu
VEYİS: Yoksul, muhtaç
VEYSEL: Garibanlık
VEYSİ: Fakir, muhtaç
VOLKAN: Yanardağ
VURAL: Vurup almakla ilgili
VURGUN: Tutkun, aşık; dip sarhoşluğu
Y ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
YAFES: Hz. Nuh'un üçüncü oğludur
YAĞIZ: Yiğit; esmer
YAĞIZALP: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
YAĞIZER: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
YAĞIZTAY: Esmer, yiğit genç
YAĞIZTEKİN: Esmer ve biricik
YAHYA: 'Allah lütufkardır" anlamında
YAKIN: Uzak olmayan
YAKUP: Bir Peygamber adı
YALAZALP: Yalım gibi yiğit
YALÇIN: Sarp, sert, düz olmayan
YALÇINER: Sarp yiğit
YALÇINKAYA: Çıkılması güç, dik, büyük ve kaygan kaya
YALGI: Büyü, sihir; yalnız
YALGIN: Serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
YALIM: Alev, ateş
YALIN: Sade, çıplak, katışıksız
YALINALP: Gösterişsiz kahraman
YALINAY: Bulutsuz gecedeki ay
YALINÇ: İçine başka bir şey karıştırılmamış, saf
YALKIN: Yalnız, tek başına; ince, zayıf
YALMAN: Dik, sert, eğik; kesici alet ucu
YALTIRAY: Parlak ışık saçan ay
YALVAÇ: Peygamber gibi
YAMAN: Şiddetli, öfkeli, cesur, korkutan
YAMANER: İşbilir yiğit, becerikli yiğit
YAMANÖZ: Becerikli kimse, işbilir kimse, yaman kimse
YAMANSOY: İşbilir bir soydan gelen
YASER: Varlık, zenginlik
YASİN: Kuran-ı Kerimde bir surenin adı
YASİR: Sol tarafa giden
YAVER: Emir subayı
YAVUZ: İyi, güzel, iyi huylu
YAVUZALP: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
YAVUZCAN: Yürekli, korkusuz kimse
YAVUZER: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
YAVUZHAN: Güçlü, kuvvetli, cesur hükümdar
YAVUZSOY: Korkusuz soydan gelen kimse
YAZGAN: Yazar, yazan
YEKBUN: Tek olmak, birleşmek
YELER: Rüzgar gibi yiğit
YELTEKİN: Rüzgar gibi ve tek olan
YENAL: Galip gelme
YENGİ: Üstün gelme, yenme, utku, zafer
YETİŞ: Zor zamanların insanı
YETKİN: Becerili, olgun
YETKİNER: Yetişkin yiğit, olgunlaşmış yiğit
YILDIR: Işıklı , parlak
YILDIRALP: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
YILDIRAY: Parlayan ay
YILDIRER: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
YILDIRIM: Işıklı ve sesli bir doğa olayı
YILMAZ: Vazgeçmeyen kişi, kararlı
YİĞİT: Cesur, savaşçı
YİĞİTALP: Yiğitler yiğidi, erler eri
YİĞİTCAN: Güçlü ve yürekli kimse
YİĞİTEFE: Cesur, yürekli
YİĞİTER: Güçlü ve yürekli erkek
YİĞİTHAN: Yiğit, cesur hakan
YOLAÇ: Çığır açma
YOLDAŞ: Aynı yoldan giden, arkadaş
YÖNDER: Yön gösteren, önder
YÖRÜK: Göçebe bir Türkmen oymağı ve bu oymaktan olan kimse
YULA: Meşale, ışık
YUNUS: Bir peygamber adı; bir memeli canlı
YURDAER: Yurtsever, kahraman
YURDAHAN: Yurda kağan olan kimse
YURDAIŞIK: Yurda ışık olan kimse
YURDAL: Kendine yurt edinme
YURDUN: Yurda ait olan
YUSUF: Yakışıklı, güzel
YUSUF Efdal: Yakışıklı, güzel, daha üstün, erdemli
YUŞA: Bir peygamber adı, Hz. Musa'nın yeğeni
YÜCEALP: Büyük, ulaşılmaz ve ulu yiğit
YÜCEER: Ulu yiğit, ulaşılmaz yiğit
YÜCESAN: Ulaşılmaz soy, ulu isim
YÜCESOY: Ulaşılmaz soy, ulu soy
YÜCETEKİN: Ulu ve biricik, ulu şehzade
YÜŞA: Tarihte, Peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa
Z ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları
ZABİT: Deniz subayı
ZAFER: Başarı, utku, galip
ZAHİD: Dinen yasak olan şeylerden sakınan
ZAHİR: Parlak
ZAHİT: Dini yasaklardan kaçan
ZAKİR: Zikreden, dua eden
ZAL: Mitolojik bir savaşçı
ZEKAİ: Zeka ile ilgili
ZEKERİYA: Erkek
ZEKİ: Akıllı, anlayışlı
ZEYNEL: Süslü, dikkat çeken
ZEYNİ: Süslü
ZEYREK: Akıllı, uyanık, anlayışlı
Zeytun: Arapça zeytin
ZİHNİ: Akılla ilgili
ZİKRİ: Zikirle ilgili, zikreden
ZİNAR: Kaya
ZİYA: Işık, aydınlık
ZOBU: İriyarı, delikanlı, hovarda
ZORLU: Dayanıklı, yenilmez
ZUHURİ: Orta oyununda bir karakter
ZÜBEYİR: Yazılı olan
ZÜBEYR: Yazılı küçük kitap
ZÜLFİKAR: Hz. Alinin kılıcı
ZÜLFÜ: Zülfikarla ilgili
ZÜLFÜKAR: Hz. Alinin kılıcı
ZÜLKÜF: Makam sahibi
ZÜMER: Kuran-ı Kerim'in 39. suresi
ZÜRAP: Toprağa atılan tohumun yeşermesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder