Vanilya (Vanilya planifolia): Tropikal iklimlerde yetişen , tırmanıcı bir bitki olan vanilya bitkisi ve aynı adı taşıyan fasulyeye benzeyen yemişidir. Bileşiminde basit ve kompleks şekerler, uçucu yağlar, vitaminler ve mineraller bulunur. Vanilya, kalsiyum, sodyum ve demir minerallerini barındırır. Çok az yağ içeren vanilyada hiç kolesterol bulunmaz, fakat şeker oranı yüksektir. Bu nedenle kalori değeri fazladır. Doğal vanilya, vanilik asit ve vanilin gibi birçok antioksidan madde içerir. Antioksidanlar; vücudu, serbest radikaller ve toksinler gibi zararlı bileşenlerin verebileceği zararlara karşı korur.
Vanilyanın Faydaları: Vücuda kuvvet verir. Cinsel gücü ve isteği arttırır. Sinirleri yatıştırmaya yardımcı olur ve bunalımı gidermeye destek olur. Ateşi düşürür. Hazmı kolaylaştırır. Solunum yollarını temizler ve öksürüğü kesmeye destek olur. Vanilya Yağı, sinir sistemini uyarıcı etkisi ile mideyi uyarıcı ve cinsel kuvveti arttırıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca, adet söktürücüdür. European Journal of Pharmacology adlı derginin 2011 sayısında yayınlanan bir hayvan deneyine göre karaciğeri koruduğu ve enfeksiyona karşı etkili olduğu tespit edilmiştir.
Vanilya özü; niasin, pantotenik asit, tiamin, riboflavin ve vitamin B-6 gibi vitamin B-kompleks gruplarını küçük miktarda içerir. Bu vitaminler enzimlerin sentezi, sinir sistemi fonksiyonları ve vücut metabolizmasının düzenlenmesine yardımcı olur. Kolesterolü düşürür.
Vanilya nasıl kullanılır? Vanilya, özellikle tatlı içeceklere, pastalara, keklere, kurabiyelere, dondurmalara ve şekerlemeler gibi geniş bir dizi besin de tatlandırıcı olarak kullanılır. Ucuz ve keskin kokulu baharatlardan biridir. Besleyici değeri sınırlı olan vanilya kokusu için sütlü tatlılara, pasta ve çikolatalara katılır. Ayrıca, vanilya yağı parfümler ve türlü kozmetik ürünlerde de kokusu için kullanılmaktadır. Vanilya ve vanilya yağı aşırı kullanılmamalıdır. Vanilya yağı birkaç damladan çok alındığında kusma yapabilir.
Online Bilgiler,Online Hesaplamalar ve Aslında içinde Online geçen Herşey hakkında Bilgiler veren Bir Platform
31 Temmuz 2014 Perşembe
Yulafın Faydaları
Yulaf: Otsu bir tahıl bitkisi olan yulaf, bolca nişasta içerir. B grubu vitaminler ile başta kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, bakır, demir ve çinko mineralleri olmak üzere mineraller bakımından da zengindir. Yulafın birçok hastalık üzerinde yararlı etkisi olduğu bilinmektedir. Lif, omega 3, omega 6, yağ asitleri içerir.
Yulafın Faydaları: Sinir sistemi üzerine olumlu tesirleri vardır. Vücuda rahatlık verir. Sinir zayıflığı, stres ve uykusuzluğa iyi gelir. Vücudu ve vücudumuzdaki kas ve kemikleri güçlendirir. Dişleri korur. Bedensel ve beyinsel yorgunluğu giderir. İktidarsızlığa iyi gelir. Tiroid bezinin düzenli çalışmasını sağlayarak, Guatrı önlemeye destek olur. Kan şekeri düzeyini ve kolesterolü düşürür. Mide ve bağırsak bozukluklarını giderir ve idrar söktürür. Özellikle çocuklarda görülen hazımsızlığa karşı faydalıdır. Adet sürecindeki ağrı ve şikayetleri azaltır. Saçları güçlendirir ve parlaklık verir. Uyuşturucu ve sigara bağımlılığından kurtulmaya destek olur. Her yaştan insanın vücut direncini yüksek tutmak için düzenli bir şekilde yulaf ürünleri tüketmesi tavsiye edilir. Kalp ve damar hastalıklarına karşı yulaf iyi gelir. Damar tıkanıklıklarını engeller. Hipertansiyon, kabızlık, basur, varis ve şeker hastalığı tedavisinde de kullanılır. Yine yulafın en sık bilinen önemli bir özelliği de bağırsaklarda oluşan zararlı bakterilerin büyümesini önlemesidir. Yulaf bağırsakları çalıştırır. Lifli yapısı, zayıflama diyetlerinde yulafa çok sık rastlamamızın en büyük nedenidir.
Yulaf Nasıl Kullanılır? Yulaftan yulaf ezmesi yapılabilir. Unu ve ekmeği yapılabilir. Karışık tahıllı ekmeklerin ve tahıllı bisküvilerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Yulaf lapa haline getirilip çıbanların üstüne konulduğunda faydası görülür. Yulaf çayı vücuda kuvvet verir, idrarı arttırır ve kabızlığı giderir. Yulaf unu özellikle çocuk mamalarında kullanılır. Yulaf veya yulaf unu kaynatılıp elde edilen su süzülüp banyo suyuna katılırsa cildi korur, rahatlatır ve yumuşatır. Ciltteki kızarıklık ve kaşıntıları giderir. Bebeklerdeki pişiklerde de etkilidir.
Yulafın Faydaları: Sinir sistemi üzerine olumlu tesirleri vardır. Vücuda rahatlık verir. Sinir zayıflığı, stres ve uykusuzluğa iyi gelir. Vücudu ve vücudumuzdaki kas ve kemikleri güçlendirir. Dişleri korur. Bedensel ve beyinsel yorgunluğu giderir. İktidarsızlığa iyi gelir. Tiroid bezinin düzenli çalışmasını sağlayarak, Guatrı önlemeye destek olur. Kan şekeri düzeyini ve kolesterolü düşürür. Mide ve bağırsak bozukluklarını giderir ve idrar söktürür. Özellikle çocuklarda görülen hazımsızlığa karşı faydalıdır. Adet sürecindeki ağrı ve şikayetleri azaltır. Saçları güçlendirir ve parlaklık verir. Uyuşturucu ve sigara bağımlılığından kurtulmaya destek olur. Her yaştan insanın vücut direncini yüksek tutmak için düzenli bir şekilde yulaf ürünleri tüketmesi tavsiye edilir. Kalp ve damar hastalıklarına karşı yulaf iyi gelir. Damar tıkanıklıklarını engeller. Hipertansiyon, kabızlık, basur, varis ve şeker hastalığı tedavisinde de kullanılır. Yine yulafın en sık bilinen önemli bir özelliği de bağırsaklarda oluşan zararlı bakterilerin büyümesini önlemesidir. Yulaf bağırsakları çalıştırır. Lifli yapısı, zayıflama diyetlerinde yulafa çok sık rastlamamızın en büyük nedenidir.
Yulaf Nasıl Kullanılır? Yulaftan yulaf ezmesi yapılabilir. Unu ve ekmeği yapılabilir. Karışık tahıllı ekmeklerin ve tahıllı bisküvilerin vazgeçilmez bir parçasıdır. Yulaf lapa haline getirilip çıbanların üstüne konulduğunda faydası görülür. Yulaf çayı vücuda kuvvet verir, idrarı arttırır ve kabızlığı giderir. Yulaf unu özellikle çocuk mamalarında kullanılır. Yulaf veya yulaf unu kaynatılıp elde edilen su süzülüp banyo suyuna katılırsa cildi korur, rahatlatır ve yumuşatır. Ciltteki kızarıklık ve kaşıntıları giderir. Bebeklerdeki pişiklerde de etkilidir.
Yoncanın Faydaları
Yonca Bitkisi: Açık yeşil renge sahip yapraklı güzel çiçekli ve hoş kokan bir bitkidir. Bir çok türü bulunur. Halk arasında kelek otu olarak da bilinmektedir. Genellikle hayvan yemi olarak ekilen bu bitki aslında insanlar için de son derece faydaları özelliklere sahiptir. İçeriğinde bolca bitkisel protein bulunur. A, B grubu, C, D, E ve K vitaminlerini içeren yonca vitamin bakımından yeteri kadar zengin olmasının yanında, başta kalsiyum olmak üzere çinko, magnezyum, potasyum ve demir gibi mineraller açısından da zengin bir bitkidir.
Yoncanın Faydaları: İştah açıcıdır. Besin değeri gayet fazla bir bitki olan yonca, vücuda kuvvet ve enerji kazandırır. Bu özelliğiyle özellikle kansızlık çekenlere faydalıdır. Anne sütünü arttırmaya destek olur. Romatizma ağrılarını azaltır. Ateşi düşürür. İshali keser. Midenin düzenli bir şekilde çalışmasına destek olur. Sinirleri yatıştırmaya yardımcı olur ve baş ağrısını geçirir. Kandaki kolesterol düzeyini düşürücü etki sağlar. Şeker hastalığında da faydalıdır. Ayrıca, kanı ve karaciğeri temizler.
Yonca Nasıl Kullanılır? Yaprakları ve kökleri kullanılır. Çayı yapılabilir. Hayvanlarda süt ve et verimini arttırdığı için hayvan yiyeceği olarak kullanımı yaygındır.
Yoncanın Faydaları: İştah açıcıdır. Besin değeri gayet fazla bir bitki olan yonca, vücuda kuvvet ve enerji kazandırır. Bu özelliğiyle özellikle kansızlık çekenlere faydalıdır. Anne sütünü arttırmaya destek olur. Romatizma ağrılarını azaltır. Ateşi düşürür. İshali keser. Midenin düzenli bir şekilde çalışmasına destek olur. Sinirleri yatıştırmaya yardımcı olur ve baş ağrısını geçirir. Kandaki kolesterol düzeyini düşürücü etki sağlar. Şeker hastalığında da faydalıdır. Ayrıca, kanı ve karaciğeri temizler.
Yonca Nasıl Kullanılır? Yaprakları ve kökleri kullanılır. Çayı yapılabilir. Hayvanlarda süt ve et verimini arttırdığı için hayvan yiyeceği olarak kullanımı yaygındır.
30 Temmuz 2014 Çarşamba
Zambağın Faydaları
Zambağın Faydaları
Zambak Çiçeği ve Bitkisi: Zambağın latince ismi lilium'dur. 1 metreye kadar boylanabilen dik gövdeli, iri ve güzel çiçekler açan bir bitkidir. Beyaz, kırmızı, mor, siyah, sarı gibi farklı renklerde çiçek açan pek çok türü vardır.
Zambağın Faydaları: Başta diş ağrıları ve adet sancıları olmak üzere vücut ağrılarını giderici özelliği ile ağrı giderici olarak kullanılır. Yaprakları ve çiçekleri bakteri öldürücü, iyileştirici etkiye sahiptir. Diş iltihaplarında faydalıdır. Ciltteki apse, şişlik ve yaraları iyileştirmeye destek olur. Ayrıca, cildi gerginleştirir ve gençleştirir. Zambağın beyaz çiçekleri ve yeşil yaprakları alkol içerisinde 15 gün bekletilerek (günde en az 3 defa şişe çalkalanmalı) cilt lekelerine karşı kullanılır. Çiçekleri ezilerek krem haline getirilip yaralara sürülürse yaraların iyi olmasıni hızlandırır. Haşlanmış zambak kökünü enfeksiyonlu yaralara sürerseniz yaraları geçirir. Öksürüğü kesmek için haşlanmış zambak kökünü göğsünüze sürebilirsiniz. Bu haşlanmış kökü kaş diplerine sürerseniz kaşlarınızın daha fazla büyümesini sağlar. Zambak Nasıl Kullanılır? Genellikle bahçe ve süs bitkisi olarak kullanılır. Beyaz zambak çiçeği tıbbi amaçla kullanılan türüdür. Suyu yüzdeki lekeleri çıkarmakta etkilidir. Ayrıca, yüze parlaklık verir. Zambaktan elde edilen zambak yağı, başta kırışıklıkları gidermek olmak üzere, cilt bakımı için kullanılır. Zambak yağı cildi gerginleştirerek daha genç ve diri görünmesini sağlar. Bu özelliği nedeniyle pek çok cilt ve gözaltı kreminde hammadde olarak kullanılır.
Zambak Çiçeği ve Bitkisi: Zambağın latince ismi lilium'dur. 1 metreye kadar boylanabilen dik gövdeli, iri ve güzel çiçekler açan bir bitkidir. Beyaz, kırmızı, mor, siyah, sarı gibi farklı renklerde çiçek açan pek çok türü vardır.
Zambağın Faydaları: Başta diş ağrıları ve adet sancıları olmak üzere vücut ağrılarını giderici özelliği ile ağrı giderici olarak kullanılır. Yaprakları ve çiçekleri bakteri öldürücü, iyileştirici etkiye sahiptir. Diş iltihaplarında faydalıdır. Ciltteki apse, şişlik ve yaraları iyileştirmeye destek olur. Ayrıca, cildi gerginleştirir ve gençleştirir. Zambağın beyaz çiçekleri ve yeşil yaprakları alkol içerisinde 15 gün bekletilerek (günde en az 3 defa şişe çalkalanmalı) cilt lekelerine karşı kullanılır. Çiçekleri ezilerek krem haline getirilip yaralara sürülürse yaraların iyi olmasıni hızlandırır. Haşlanmış zambak kökünü enfeksiyonlu yaralara sürerseniz yaraları geçirir. Öksürüğü kesmek için haşlanmış zambak kökünü göğsünüze sürebilirsiniz. Bu haşlanmış kökü kaş diplerine sürerseniz kaşlarınızın daha fazla büyümesini sağlar. Zambak Nasıl Kullanılır? Genellikle bahçe ve süs bitkisi olarak kullanılır. Beyaz zambak çiçeği tıbbi amaçla kullanılan türüdür. Suyu yüzdeki lekeleri çıkarmakta etkilidir. Ayrıca, yüze parlaklık verir. Zambaktan elde edilen zambak yağı, başta kırışıklıkları gidermek olmak üzere, cilt bakımı için kullanılır. Zambak yağı cildi gerginleştirerek daha genç ve diri görünmesini sağlar. Bu özelliği nedeniyle pek çok cilt ve gözaltı kreminde hammadde olarak kullanılır.
Zerdeçalın Faydaları
Zerdeçalın Faydaları
Zerdeçal (Curcuma longa): Büyük ve sivri uçlu yaprakları olan, sarı çiçekli, çok yıllık otsu bir bitkidir. İçeriğinde uçucu yağ vardır. Bunun yanında reçine ve kurkumin adlı bir madde bulunur. Kurkumin adlı maddenin antioksidan ve yangı (iltihap) önleyici özelliğinden ötürü , kansere karşı savaşta zerdeçalı mühim bir silah olarak görebiliriz. Bu maddenin ayrıca antidepresan özelliği vardır ve bazı antidepresan ilaçları kadar etkilidir. Zerdeçal, demir ve manganez açısından da mühim bir kaynaktır. B6 vitamini, diyet lifi ve potasyum içerir.
Zerdeçalın Faydaları ve Tıbbi Tesiri: Hindistan’da yüzlerce yıldır kullanılan bu bitkinin aşağıda da mühim bir kısmını açıklayacağımız gibi sağlığa sayısız faydası vardır. Şeker hastalığına ve kansere karşı olumlu tesirleri vardır. Mideyi güçlendirir. Sinirleri uyarır. Vücuda ferahlama ve rahatlık verir. İltihap gidericidir. Karaciğer hastalıkları, sarılık ve vereme karşı faydalıdır. Gaz ve idrar söktürücüdür. Vücu tta biriken zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasına destek olur. Soğuk algınlığı ve astımda faydalıdır. İltihaplı romatizma hastalığı için de oldukça faydalı olduğu bilinir. Antibakteriyel olduğundan deri yaraları üzerine haricen sürüldüğünde mikrop ve zararlı bakterileri öldürür. Bazı araştırmalara göre beyin hücrelerini yenilediği belirtilmektedir. Kalp krizi riskini azaltır. Zerdeçal Nasıl Kullanılır? Zerdeçalın kullanılan kısımları meyveleridir. Kurutulan meyveleri toz haline getirildikten sonra baharat olarak kullanılabileceği gibi suda kaynatarak zerdeçal çayı da hazırlanabilir. Toz halinin günlük 1 ila 3 gram arasında tüketilmesi önerilir. Yemeklere katılabilir ve bal ile karıştırılarak yenilebilir. Baharatı hemen her yemeğe girebilir. Bu sebeple zerdeçalı mutfağımızdan eksik etmememiz gerekir. Bal ile karıştırılarak yenilebilir.
Kimler Zerdeçal Kullanmamalı?
Kan sulandırıcı ilaçlarla kullanılmamalıdır. Hamileler ve emzirenler doktora danışmadan kullanmamalıdır. Bazı bitkisel reçetelerde olduğu halde zerdeçalda da olabilecek bir yan etki halinde doktora başvurmak ve kullanmayı kesmek gerekir. Fazla miktarda tüketimi ve uzun süreli kullanımı midenin iç yapısını tahriş edebilir. Uçucu yağ içerdiğinde mide ve bağırsak ülseri olan hastaların, karaciğer iltihabı olan hastaların ve akut gastrit hastası olanların kullanmaması gerekir. Ameliyat olacak iseniz 2 hafta öncesinde kullanmayı bırakmanız gerekir.
Zerdeçal (Curcuma longa): Büyük ve sivri uçlu yaprakları olan, sarı çiçekli, çok yıllık otsu bir bitkidir. İçeriğinde uçucu yağ vardır. Bunun yanında reçine ve kurkumin adlı bir madde bulunur. Kurkumin adlı maddenin antioksidan ve yangı (iltihap) önleyici özelliğinden ötürü , kansere karşı savaşta zerdeçalı mühim bir silah olarak görebiliriz. Bu maddenin ayrıca antidepresan özelliği vardır ve bazı antidepresan ilaçları kadar etkilidir. Zerdeçal, demir ve manganez açısından da mühim bir kaynaktır. B6 vitamini, diyet lifi ve potasyum içerir.
Zerdeçalın Faydaları ve Tıbbi Tesiri: Hindistan’da yüzlerce yıldır kullanılan bu bitkinin aşağıda da mühim bir kısmını açıklayacağımız gibi sağlığa sayısız faydası vardır. Şeker hastalığına ve kansere karşı olumlu tesirleri vardır. Mideyi güçlendirir. Sinirleri uyarır. Vücuda ferahlama ve rahatlık verir. İltihap gidericidir. Karaciğer hastalıkları, sarılık ve vereme karşı faydalıdır. Gaz ve idrar söktürücüdür. Vücu tta biriken zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasına destek olur. Soğuk algınlığı ve astımda faydalıdır. İltihaplı romatizma hastalığı için de oldukça faydalı olduğu bilinir. Antibakteriyel olduğundan deri yaraları üzerine haricen sürüldüğünde mikrop ve zararlı bakterileri öldürür. Bazı araştırmalara göre beyin hücrelerini yenilediği belirtilmektedir. Kalp krizi riskini azaltır. Zerdeçal Nasıl Kullanılır? Zerdeçalın kullanılan kısımları meyveleridir. Kurutulan meyveleri toz haline getirildikten sonra baharat olarak kullanılabileceği gibi suda kaynatarak zerdeçal çayı da hazırlanabilir. Toz halinin günlük 1 ila 3 gram arasında tüketilmesi önerilir. Yemeklere katılabilir ve bal ile karıştırılarak yenilebilir. Baharatı hemen her yemeğe girebilir. Bu sebeple zerdeçalı mutfağımızdan eksik etmememiz gerekir. Bal ile karıştırılarak yenilebilir.
Kimler Zerdeçal Kullanmamalı?
Kan sulandırıcı ilaçlarla kullanılmamalıdır. Hamileler ve emzirenler doktora danışmadan kullanmamalıdır. Bazı bitkisel reçetelerde olduğu halde zerdeçalda da olabilecek bir yan etki halinde doktora başvurmak ve kullanmayı kesmek gerekir. Fazla miktarda tüketimi ve uzun süreli kullanımı midenin iç yapısını tahriş edebilir. Uçucu yağ içerdiğinde mide ve bağırsak ülseri olan hastaların, karaciğer iltihabı olan hastaların ve akut gastrit hastası olanların kullanmaması gerekir. Ameliyat olacak iseniz 2 hafta öncesinde kullanmayı bırakmanız gerekir.
Zahterin Faydaları
Zahterin Faydaları
Pembe renkli çiçekler açan, 50 cm boylarında bir bitkidir. Kekiğe benzer. Kara kekik veya dağ kekiği olarak da bilinir. Uçucu yağ ve tanen içerir. Oldukça keskin bir kokuya sahiptir. Ülkemizde, Orta Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinde doğada yabani olarak yetişmektedir.
Zahterin Faydaları ve Tıbbi Etkileri: İştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını giderir ve sinirleri güçlendirir. Bağırsak, böbrek ve idrar torbası şikayetlerinde faydalıdır. Uyarıcı ve bedeni kuvvetlendiricidir. Mikrop öldürücüdür. Yaraların iyileşmesine destek olur. Mantar şikayetlerine karşı da faydalıdır. İdrar söktürür. Zahter Nasıl Kullanılır? Bitki çiçekleriyle beraber toplanıp kurutulduktan sonra toz haline getirilir ve çay veya kahve olarak tüketilebilir. Baharat olarak da kullanılmaktadır. Zahter un haline getirilerek zeytin yağı ile beraber karıştırılır ve macun kıvamına getirilir. Bu da kahvaltıda ekmek arasına sürülerek çemen gibi yenilir. Özellikle Hatay bölgesinde oldukça sevilerek yenir. Ayrıca, haricen yaraların üzerine antiseptik olarak sürülebilir. Hamilelikte ve guatr şikayeti olanlarda kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Pembe renkli çiçekler açan, 50 cm boylarında bir bitkidir. Kekiğe benzer. Kara kekik veya dağ kekiği olarak da bilinir. Uçucu yağ ve tanen içerir. Oldukça keskin bir kokuya sahiptir. Ülkemizde, Orta Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerinde doğada yabani olarak yetişmektedir.
Zahterin Faydaları ve Tıbbi Etkileri: İştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını giderir ve sinirleri güçlendirir. Bağırsak, böbrek ve idrar torbası şikayetlerinde faydalıdır. Uyarıcı ve bedeni kuvvetlendiricidir. Mikrop öldürücüdür. Yaraların iyileşmesine destek olur. Mantar şikayetlerine karşı da faydalıdır. İdrar söktürür. Zahter Nasıl Kullanılır? Bitki çiçekleriyle beraber toplanıp kurutulduktan sonra toz haline getirilir ve çay veya kahve olarak tüketilebilir. Baharat olarak da kullanılmaktadır. Zahter un haline getirilerek zeytin yağı ile beraber karıştırılır ve macun kıvamına getirilir. Bu da kahvaltıda ekmek arasına sürülerek çemen gibi yenilir. Özellikle Hatay bölgesinde oldukça sevilerek yenir. Ayrıca, haricen yaraların üzerine antiseptik olarak sürülebilir. Hamilelikte ve guatr şikayeti olanlarda kullanımı tavsiye edilmemektedir.
29 Temmuz 2014 Salı
Nişastanın Faydaları
Nişastanın Faydaları
Nişasta Nedir? Tahıl tanelerinden ve patatesten elde edilen una benzeyen bir maddedir. Buğday, yulaf, arpa, pirinç, mısır, bakla, mercimek, bezelye gibi besinlerde nişasta bol miktarda bulunur. Bitkiler fazla glikozu depolama amacıyla nişastayı kullanmaktadır.
Nişastanın Faydaları: İyi bir besin olan nişasta iltihapları giderir. Lapa haline getirilip cilde sürüldüğünde cilt hastalıklarında kaşıntıyı keser ve göğüs hastalıklarına da iyi gelir. Banyo suyuna karışıtırılırsa cildi yumuşatır. Güzellik maskelerinde de kullanılır. Badem yağı ile beraber yenirse öksürüğü keser, göğüs ağrılarını hafifletir. Sesi açar. Bağırsak ağrılarına da iyi gelir. Nişasta Nasıl Kullanılır? Besin olarak kullanılmasının yanında, güzellik için ve hekimlikte tedavi amacı ile kullanılır. Tertürdiyotun zararlı tesirlerini ortadan kaldırdığı için tertündiyot zehirlenmelerinde, suda eritilerek içilirse faydası görülür. Tatlandırıcı ve kıvam arttırıcı olarak ticari besinlerde yer almaktadır.
Nişasta Nedir? Tahıl tanelerinden ve patatesten elde edilen una benzeyen bir maddedir. Buğday, yulaf, arpa, pirinç, mısır, bakla, mercimek, bezelye gibi besinlerde nişasta bol miktarda bulunur. Bitkiler fazla glikozu depolama amacıyla nişastayı kullanmaktadır.
Nişastanın Faydaları: İyi bir besin olan nişasta iltihapları giderir. Lapa haline getirilip cilde sürüldüğünde cilt hastalıklarında kaşıntıyı keser ve göğüs hastalıklarına da iyi gelir. Banyo suyuna karışıtırılırsa cildi yumuşatır. Güzellik maskelerinde de kullanılır. Badem yağı ile beraber yenirse öksürüğü keser, göğüs ağrılarını hafifletir. Sesi açar. Bağırsak ağrılarına da iyi gelir. Nişasta Nasıl Kullanılır? Besin olarak kullanılmasının yanında, güzellik için ve hekimlikte tedavi amacı ile kullanılır. Tertürdiyotun zararlı tesirlerini ortadan kaldırdığı için tertündiyot zehirlenmelerinde, suda eritilerek içilirse faydası görülür. Tatlandırıcı ve kıvam arttırıcı olarak ticari besinlerde yer almaktadır.
Nohutun Faydaları
Nohutun Faydaları
Nohut: Besin değeri yüksek olan ve kalorisi yüksek olan bir sebze olan nohut oldukça besleyicidir. Bol miktarda nişasta ve azot içermesinin yanında bitkisel protein ve B vitaminleri ile demir, kalsiyum, fosfat ve fosfor gibi mineraller açısından zengindir. 100 gr. nohut 360 kalori, yaklaşık 20 gr bitkisel protein, 5 gr. yağ ve 61 gr. karbonhidrat içerir.
Nohutun Faydaları: Vücudu güçlendirir. Zihin yorgunluğunu giderir. İştah açar. Mideyi kuvvetlendirir, bağırsakları yumuşatır ve bol idrar söktürür. Anne sütünü arttırır. Vücuttaki damarları açar. Cinsel isteği ve gücü arttırır. Sesi açar ve öksürüğü keser. Göğüs kanserine karşı koruyucudur. Vücu tta fazla su toplanmasını önler. Östrojen hormonunu dengeleyici etkisi ile özellikle menopoz sürecinde faydalıdır. Nohut Nasıl Kullanılır? Nohut yemeklere genellikle kurutulduktan sonra bakliyat sınıfında girmektedir. Yemeklerde çok fazla kullanılır. Ülkemizde etli yemeklerde (özellikle yahni olarak), pilavlarda çok sık kullanılır ve yemeklere oldukça lezzet verir. Ayrıca, leblebi yapımında da kullanılır. Nohut toz haline getirilip cilt üzerindeki yara ve kaşıntılara sürülürse iyi gelir. Sokak satıcıları da nohutu haşlayıp, tuz ve kimyonla terbiye edip satmaktadır.
Nohut: Besin değeri yüksek olan ve kalorisi yüksek olan bir sebze olan nohut oldukça besleyicidir. Bol miktarda nişasta ve azot içermesinin yanında bitkisel protein ve B vitaminleri ile demir, kalsiyum, fosfat ve fosfor gibi mineraller açısından zengindir. 100 gr. nohut 360 kalori, yaklaşık 20 gr bitkisel protein, 5 gr. yağ ve 61 gr. karbonhidrat içerir.
Nohutun Faydaları: Vücudu güçlendirir. Zihin yorgunluğunu giderir. İştah açar. Mideyi kuvvetlendirir, bağırsakları yumuşatır ve bol idrar söktürür. Anne sütünü arttırır. Vücuttaki damarları açar. Cinsel isteği ve gücü arttırır. Sesi açar ve öksürüğü keser. Göğüs kanserine karşı koruyucudur. Vücu tta fazla su toplanmasını önler. Östrojen hormonunu dengeleyici etkisi ile özellikle menopoz sürecinde faydalıdır. Nohut Nasıl Kullanılır? Nohut yemeklere genellikle kurutulduktan sonra bakliyat sınıfında girmektedir. Yemeklerde çok fazla kullanılır. Ülkemizde etli yemeklerde (özellikle yahni olarak), pilavlarda çok sık kullanılır ve yemeklere oldukça lezzet verir. Ayrıca, leblebi yapımında da kullanılır. Nohut toz haline getirilip cilt üzerindeki yara ve kaşıntılara sürülürse iyi gelir. Sokak satıcıları da nohutu haşlayıp, tuz ve kimyonla terbiye edip satmaktadır.
Antepfıstığının Faydaları
Antepfıstığının Faydaları
Antepfıstığı (Pistacia vera): İsmini, ülkemizde en çok yetiştiği şehir olan Gaziantep'ten alan, antep fıstığı ağacının, yağlı ve ince kabuklu yemişine denir. Yine Gaziantep'in meşhur tatlısı olan antep baklavasının tadına tat katan, içerisine giren antep fıstığıdır. Besin değerleri ve yüksek kalorili bir besin olan Antepfıstığı bolca protein ve mineral barındırır. Özellikle B1 vitamini, B2 vitamini, E vitamini ve C vitamini ile potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfor ve demir minerali açısından zengindir. Antep fıstığı üzerine yapılan araştırmalarda, Kronik kalp rahatsızlıkları ve kanser riskini azaltan 'resveratrol' adlı antioksidan maddenin antepfıstığında da bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Doymamış yağ oranı yüksek bir besin olan antepfıstığı kolesterolü yükseltmez. Antepfıstığının Faydaları: Antepfıstığı vücuda enerji verir. Yorgunluğu giderir. Bedeni ve zihni kuvvetlendirir. Cinsel gücü arttırır. Karaciğerin ve bağırsakların düzenli çalışmasına faydalıdır. Böbrek ağrılarını hafifletir. Kalp hastalıkları riskini azaltır. Vücudun gelişmesini destekler. Hastalarda iyileşmeyi hızlandırır. Göğsü yumuşatır ve öksürüğü hafifletir.
Antepfıstığı (Pistacia vera): İsmini, ülkemizde en çok yetiştiği şehir olan Gaziantep'ten alan, antep fıstığı ağacının, yağlı ve ince kabuklu yemişine denir. Yine Gaziantep'in meşhur tatlısı olan antep baklavasının tadına tat katan, içerisine giren antep fıstığıdır. Besin değerleri ve yüksek kalorili bir besin olan Antepfıstığı bolca protein ve mineral barındırır. Özellikle B1 vitamini, B2 vitamini, E vitamini ve C vitamini ile potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfor ve demir minerali açısından zengindir. Antep fıstığı üzerine yapılan araştırmalarda, Kronik kalp rahatsızlıkları ve kanser riskini azaltan 'resveratrol' adlı antioksidan maddenin antepfıstığında da bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Doymamış yağ oranı yüksek bir besin olan antepfıstığı kolesterolü yükseltmez. Antepfıstığının Faydaları: Antepfıstığı vücuda enerji verir. Yorgunluğu giderir. Bedeni ve zihni kuvvetlendirir. Cinsel gücü arttırır. Karaciğerin ve bağırsakların düzenli çalışmasına faydalıdır. Böbrek ağrılarını hafifletir. Kalp hastalıkları riskini azaltır. Vücudun gelişmesini destekler. Hastalarda iyileşmeyi hızlandırır. Göğsü yumuşatır ve öksürüğü hafifletir.
24 Temmuz 2014 Perşembe
Hint İncirinin Faydaları
Hint İncirinin Faydaları
Hint İnciri halk arasında dikenli incir olarak da bilinir. Yetişme sürecinde herhangi bir dış etkiye ihtiyaç duymadan doğada kendi kendi gelişebilmektedir. Kaktüs türü bir bitki olan bu meyve, halk arasında sindirim sistemi ilacı olarak da bilinmektedir. Ülkemizin neredeyse her yerinde yetişebilen hint inciri, en çok da Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetişmektedir. Hasat dönemlerinde hint incirini oldukça ucuz fiyatlara alabilirsiniz. Örneğin Akdeniz ve Ege bölgelerinde hasat mevsiminde bu meyvenin tanesi 10 kuruştan satılabilmektedir. Hint inciri içeriğindeki maddelerin özelliği sebebiyle pek çok saç, cilt ve vücut bakım ürünlerinde kullanılabilmektedir. Kozmetik ürünlerin içeriğini dikkatli bir şekilde okursanız hemen hemen hepsinin içeriğinde hint incirinin bulunduğunu görebilirsiniz. Uzmanlar tarafından aloe veradan daha etkili bir meyve olduğu belirtilen hint inciri, yumuşatıcı ve nemlendirici olarak kullanılabilmektedir. Bu meyvenin yapraklarını kurutup daha sonrasında kaynatarak cilt bakım ürünlerinin içine konulmaktadır. Hint incirinin cilt dokusunu oldukça uzun süreler koruduğu ve nem oranını dengelediği bilinmektedir. Nem seviyesi sürekli olarak korunduğunda da ciltte kırışıklıklar azalmakta ve yaşlılık önlenebilmekte.
Hint inciri için yapılan bir diğer araştırmada ise bu meyvenin özellikle sindirim sistemi rahatsızlığı çeken kişiler için de oldukça yardımcı olduğu belirlendi. Kabızlık gibi sindirim sorunlarının önüne geçen dikenli incir meyvesi, sindirim sistemini rahatlatmakta ve bağırsak alışkanlıklarını düzenlemektedir. Yetişme sürecinde hiç el değmemesi meyvenin tamamen organik olma özelliğini de sağlamaktadır. Diyetisyenler tarafından da oldukça sık tavsiye edilen bu meyveden günde 3-4 adet yenilmesi önerilmektedir.
Hint İnciri halk arasında dikenli incir olarak da bilinir. Yetişme sürecinde herhangi bir dış etkiye ihtiyaç duymadan doğada kendi kendi gelişebilmektedir. Kaktüs türü bir bitki olan bu meyve, halk arasında sindirim sistemi ilacı olarak da bilinmektedir. Ülkemizin neredeyse her yerinde yetişebilen hint inciri, en çok da Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetişmektedir. Hasat dönemlerinde hint incirini oldukça ucuz fiyatlara alabilirsiniz. Örneğin Akdeniz ve Ege bölgelerinde hasat mevsiminde bu meyvenin tanesi 10 kuruştan satılabilmektedir. Hint inciri içeriğindeki maddelerin özelliği sebebiyle pek çok saç, cilt ve vücut bakım ürünlerinde kullanılabilmektedir. Kozmetik ürünlerin içeriğini dikkatli bir şekilde okursanız hemen hemen hepsinin içeriğinde hint incirinin bulunduğunu görebilirsiniz. Uzmanlar tarafından aloe veradan daha etkili bir meyve olduğu belirtilen hint inciri, yumuşatıcı ve nemlendirici olarak kullanılabilmektedir. Bu meyvenin yapraklarını kurutup daha sonrasında kaynatarak cilt bakım ürünlerinin içine konulmaktadır. Hint incirinin cilt dokusunu oldukça uzun süreler koruduğu ve nem oranını dengelediği bilinmektedir. Nem seviyesi sürekli olarak korunduğunda da ciltte kırışıklıklar azalmakta ve yaşlılık önlenebilmekte.
Hint inciri için yapılan bir diğer araştırmada ise bu meyvenin özellikle sindirim sistemi rahatsızlığı çeken kişiler için de oldukça yardımcı olduğu belirlendi. Kabızlık gibi sindirim sorunlarının önüne geçen dikenli incir meyvesi, sindirim sistemini rahatlatmakta ve bağırsak alışkanlıklarını düzenlemektedir. Yetişme sürecinde hiç el değmemesi meyvenin tamamen organik olma özelliğini de sağlamaktadır. Diyetisyenler tarafından da oldukça sık tavsiye edilen bu meyveden günde 3-4 adet yenilmesi önerilmektedir.
Ayvanın Faydaları
Ayvanın Faydaları
Özellikle kış mevsiminde en çok tüketilen meyvelerdendir ayva. Yapılan incelemelerde ayvanın içerisinde pek çok vitamin ve mineralin bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında karbonhidrat açısından da zengin olan ayva insanı doyurma özelliğini de barındırmaktadır. Bu yazımızda sizlere ayvanın yararları hakkında bilgiler vereceğiz; - Öncelikle ayvadan hazırlanan şerbetlerin ve kompostoların çocuk ishallerini anında kesitiğini söylememiz gerekir.
- Düzenli yenilen ayva kalbin atış gücünü arttırır ve daha rahat çalışmasını da sağlar.
- Ağız kokusuna iyi gelen ender meyvelerdendir.
- Mide hazımsızlığını giderir ve özellikle mide ve bağırsağı aşırı derecede güçlendirir.
- Vücut gelişimine oldukça fazla olumlu etki yapar. Bu sebeple özellikle vücut geliştirme sporu ile uğraşan kişilerin günlük vazgeçilmez yiyeceklerinden birisidir.
- Karaciğer tembelliği çeken kişiler için de uzmanlar tarafından şiddetle önerilir.
- Yüksek tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur.
- Çiğ yenilebileceği gibi bazen tereyağında da pişirilerek tüketilen ayva sürekli öksürüğü keser ve tüberküloz hastalığının oluşmasını sağlayan hücrelere karşı savaşır.
- Bir miktar bal ile birlikte ayva çiçeğini karıştırıp içerseniz baş ağrınız kesilir.
- Ağız yaraları ve akciğer veremi olanlar için ayva hoşafı tüketmeleri önerilir. Bunun yanında gece uyurken ağzından salya gelen kişilere de ayva hoşafı içmeleri tavsiye edilir.
- Varis problemi çekenler de ayva tüketirlerse damar sertlikleri azalır ve bu problem ileri zamanlarda tamamen ortadan kalkar.
Özellikle kış mevsiminde en çok tüketilen meyvelerdendir ayva. Yapılan incelemelerde ayvanın içerisinde pek çok vitamin ve mineralin bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında karbonhidrat açısından da zengin olan ayva insanı doyurma özelliğini de barındırmaktadır. Bu yazımızda sizlere ayvanın yararları hakkında bilgiler vereceğiz; - Öncelikle ayvadan hazırlanan şerbetlerin ve kompostoların çocuk ishallerini anında kesitiğini söylememiz gerekir.
- Düzenli yenilen ayva kalbin atış gücünü arttırır ve daha rahat çalışmasını da sağlar.
- Ağız kokusuna iyi gelen ender meyvelerdendir.
- Mide hazımsızlığını giderir ve özellikle mide ve bağırsağı aşırı derecede güçlendirir.
- Vücut gelişimine oldukça fazla olumlu etki yapar. Bu sebeple özellikle vücut geliştirme sporu ile uğraşan kişilerin günlük vazgeçilmez yiyeceklerinden birisidir.
- Karaciğer tembelliği çeken kişiler için de uzmanlar tarafından şiddetle önerilir.
- Yüksek tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur.
- Çiğ yenilebileceği gibi bazen tereyağında da pişirilerek tüketilen ayva sürekli öksürüğü keser ve tüberküloz hastalığının oluşmasını sağlayan hücrelere karşı savaşır.
- Bir miktar bal ile birlikte ayva çiçeğini karıştırıp içerseniz baş ağrınız kesilir.
- Ağız yaraları ve akciğer veremi olanlar için ayva hoşafı tüketmeleri önerilir. Bunun yanında gece uyurken ağzından salya gelen kişilere de ayva hoşafı içmeleri tavsiye edilir.
- Varis problemi çekenler de ayva tüketirlerse damar sertlikleri azalır ve bu problem ileri zamanlarda tamamen ortadan kalkar.
23 Temmuz 2014 Çarşamba
Badem Nelere İyi Gelir?
Badem Nelere İyi Gelir? Ülkemizde oldukça çok sevilen ve bol miktarda tüketilen yemişlerden birisidir badem. Bademin faydalarını öğrenmek isteyen kişilere bu faydaların saymakla bitmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. - Omega 3 açısından zengin bir yemiş olan badem bu özelliği sayesinde gerek beyin gelişimine gerekse de kalp ve damar sağlığına oldukça yardımcı olur.
- Hamile olan bayanlar bu süre zarfında çinko mineraline oldukça fazla ihtiyaç duyarlar ve bu mineral de bademde bolca bulunur.
- Gerek vücut direncinin artmasında gerek yaraların daha hızlı iyileşmesinde gerekse de vücut kütlesinin artmasında bademin olumlu etkilerinden söz edilebilir.
- Özellikle sigara içiciliği gibi durumlar sebebiyle tat alma duyusu körelen insanlar için badem en baş yardımcılardandır.
- Badem içeriğinde bulunan mineraller ile kanın damar içerisinde pıhtılaşmasını önler ve bu sayede kalbe daha az yük biner ve damar sertliği gibi problemlerin önüne geçilmiş olunur.
- Yüksek tansiyonun dengelenmesine yardımcı olan badem, bunun yanında şeker hastalığı riskini de olabilecek en minimum düzeye indirger.
- Adet dönemini ağrılı geçiren bayanlarda kan şekerinin düşmesini önleyen badem bu sayede vücudun direnç kazanmasını sağlar. Bunun yanında magnezyum minerali açısından da zengin olduğu için özellikle sinirsel problemlerin önüne geçerek bayanların bu dönemi daha rahat atlatmasına yardımcı olur.
- Kemik güçlenmesini tetikleyen badem, kalsiyum minerali sayesinde de kolestrol seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur. - Zihinsel ve bedensel yorgunluk için en çok tavsiye edilen yemişlerde ilk sıralarda gelmektedir.
- Hamile olan bayanlar bu süre zarfında çinko mineraline oldukça fazla ihtiyaç duyarlar ve bu mineral de bademde bolca bulunur.
- Gerek vücut direncinin artmasında gerek yaraların daha hızlı iyileşmesinde gerekse de vücut kütlesinin artmasında bademin olumlu etkilerinden söz edilebilir.
- Özellikle sigara içiciliği gibi durumlar sebebiyle tat alma duyusu körelen insanlar için badem en baş yardımcılardandır.
- Badem içeriğinde bulunan mineraller ile kanın damar içerisinde pıhtılaşmasını önler ve bu sayede kalbe daha az yük biner ve damar sertliği gibi problemlerin önüne geçilmiş olunur.
- Yüksek tansiyonun dengelenmesine yardımcı olan badem, bunun yanında şeker hastalığı riskini de olabilecek en minimum düzeye indirger.
- Adet dönemini ağrılı geçiren bayanlarda kan şekerinin düşmesini önleyen badem bu sayede vücudun direnç kazanmasını sağlar. Bunun yanında magnezyum minerali açısından da zengin olduğu için özellikle sinirsel problemlerin önüne geçerek bayanların bu dönemi daha rahat atlatmasına yardımcı olur.
- Kemik güçlenmesini tetikleyen badem, kalsiyum minerali sayesinde de kolestrol seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur. - Zihinsel ve bedensel yorgunluk için en çok tavsiye edilen yemişlerde ilk sıralarda gelmektedir.
22 Temmuz 2014 Salı
Hurma Nelere İyi Gelir?
Hurma Nelere İyi Gelir?
Hurma tarihten günümüze tüketilen çok faydalı bir meyvedir. A, B, C, E, K vitaminleri ve mineraller içerir. Olgunlaşmış bir hurma demir ve kalsiyum bakımından oldukça zengindir. Bu özelliğiyle hamile bayanların demir ve kalsiyum eksikliği için tüketebileceği bir meyvedir. Doğum yaptıktan sonra da tüketmek anne sütünü arttırır ve zenginleştirir. Kalsiyum ve demir bebeğin sağlıklı büyümesi için gerekli iki temel unsurdur. Çünkü bunlar kan ve kemik iliği oluşumu için gerekli olan minerallerdir. Hamile ve doğum yapmış kadınlara enerji de vererek kendilerini daha zinde hissetmelerini sağlar. Hurmada bulunan şeker vücut tarafından kolaylıkla emilir.
100 gram hurmanın besin değerleri şöyledir;
Enerji 1,178 kJ (282 kcal)
Karbonhidratlar 75.03 g
Şekerler 63.35 g
Diyet lifi 8 g
Şişman 0.39 g
Protein 2.45 g
Su 20.53 g
Vitamin A 10 IU
Beta-karoten 6 mg (% 0)
Lutein ve zeaksantin 75 ug
Tiamin (B vit 1 ) 0.052 mg (% 5)
Riboflavin (vit B 2 ) 0.066 mg (% 6)
Niasin (vit B 3 ) 1.274 mg (% 8)
Pantotenik asit (B 5 ) 0.589 mg (% 12)
Vitamin B 6 0.165 mg (% 13)
Folat (vit B 9 ) 19 ug (% 5)
Vitamin C 0.4 mg (% 0)
E vitamini 0,05 mg (% 0)
K vitamini 2.7 ug (% 3)
Kalsiyum 39 mg (% 4)
Demir 1.02 mg (% 8)
Magnezyum 43 mg (% 12)
Manganez 0.262 mg (% 12)
Fosfor 62 mg (% 9)
Potasyum 656 mg (% 14)
Sodyum 2 mg (% 0)
Çinko 0.29 mg (% 3)
Hurmanın faydalarına başlıklar halinde de bir göz atalım:
Enerji verir: glikoz ve fruktoz içerir. İçerdiği doğal şeker sağlığa zarar vermez. 20-30 dakika içerisinde vücut tarafından absorbe edilir. Ülkemizde özellikle ramazan ayında orucu açmak için tüketilir. Yüksek şeker içerdiğinden oruç sırasında kaybolan enerjiyi hızlı bir şekilde yerine koyar.
Lif kaynağıdır: Hurma diyet lifi için iyi bir kaynaktır. Amerikan Kanser Derneği günde 20-30 gram hurma yemeyi önerir. Diyet lifi iki türdür. Çözünebilen diyet lifi ve çözünemeyen diyet lifidir. Çözünemeyen diyet lifi dışkının bağırsak geçiş süresini azaltır.
Mineral zenginidir: Hurma, sağlığa yararlı mineraller bakımından zengin bir meyvedir. Sodyum ve potasyum bol miktarda bulunur. Kas ve iskelet sistemini güçlendirir. Sinir sistemini korur ve vücudun metabolizmasını dengeler. Potasyum ter yoluyla vücuttan atılır. Besinler yoluyla temin edilmelidir. Potasyum tansiyon düşüklüğüne iyi gelir. Potasyum; kalsiyum, demir, magnezyum, manganez, bakır ve fosfor gibi hayati bakımdan önemli temel mineralleri içerir.
Vitamin kaynağıdır: A vitamini, Tiamin (B1 vitamini) de dahil olmak üzere (B2 vitamini), riboflavin, bir palmiye meyve içerdiği, niasin (B3 vitamini), az miktarda pantotenik asit (B5 vitamini). Ayrıca E. A vitamini işlevini korumak ve göz kuruluğu ve göz hastalıkları önlemek için görev yapan vitamin C'de içerir. B vitamini sinir sistemi ve kalbi korur. İnsanı sakinleştirir ve zihni dinlendirir.
Fotokimyasallar içerir: Düşük dozlarda doğal salisilat içerir. Salisilatlar; aspirin, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar için hammadde olarak bilinir. Baş ağrısını dindirir. Rahim kanamalarını önlemeye yardımcı olur. Hurma ayrıca antioksidan olarak hareket eden bir dizi fenolik bileşikler ve karotenoidler içerir.
Hurma tarihten günümüze tüketilen çok faydalı bir meyvedir. A, B, C, E, K vitaminleri ve mineraller içerir. Olgunlaşmış bir hurma demir ve kalsiyum bakımından oldukça zengindir. Bu özelliğiyle hamile bayanların demir ve kalsiyum eksikliği için tüketebileceği bir meyvedir. Doğum yaptıktan sonra da tüketmek anne sütünü arttırır ve zenginleştirir. Kalsiyum ve demir bebeğin sağlıklı büyümesi için gerekli iki temel unsurdur. Çünkü bunlar kan ve kemik iliği oluşumu için gerekli olan minerallerdir. Hamile ve doğum yapmış kadınlara enerji de vererek kendilerini daha zinde hissetmelerini sağlar. Hurmada bulunan şeker vücut tarafından kolaylıkla emilir.
100 gram hurmanın besin değerleri şöyledir;
Enerji 1,178 kJ (282 kcal)
Karbonhidratlar 75.03 g
Şekerler 63.35 g
Diyet lifi 8 g
Şişman 0.39 g
Protein 2.45 g
Su 20.53 g
Vitamin A 10 IU
Beta-karoten 6 mg (% 0)
Lutein ve zeaksantin 75 ug
Tiamin (B vit 1 ) 0.052 mg (% 5)
Riboflavin (vit B 2 ) 0.066 mg (% 6)
Niasin (vit B 3 ) 1.274 mg (% 8)
Pantotenik asit (B 5 ) 0.589 mg (% 12)
Vitamin B 6 0.165 mg (% 13)
Folat (vit B 9 ) 19 ug (% 5)
Vitamin C 0.4 mg (% 0)
E vitamini 0,05 mg (% 0)
K vitamini 2.7 ug (% 3)
Kalsiyum 39 mg (% 4)
Demir 1.02 mg (% 8)
Magnezyum 43 mg (% 12)
Manganez 0.262 mg (% 12)
Fosfor 62 mg (% 9)
Potasyum 656 mg (% 14)
Sodyum 2 mg (% 0)
Çinko 0.29 mg (% 3)
Hurmanın faydalarına başlıklar halinde de bir göz atalım:
Enerji verir: glikoz ve fruktoz içerir. İçerdiği doğal şeker sağlığa zarar vermez. 20-30 dakika içerisinde vücut tarafından absorbe edilir. Ülkemizde özellikle ramazan ayında orucu açmak için tüketilir. Yüksek şeker içerdiğinden oruç sırasında kaybolan enerjiyi hızlı bir şekilde yerine koyar.
Lif kaynağıdır: Hurma diyet lifi için iyi bir kaynaktır. Amerikan Kanser Derneği günde 20-30 gram hurma yemeyi önerir. Diyet lifi iki türdür. Çözünebilen diyet lifi ve çözünemeyen diyet lifidir. Çözünemeyen diyet lifi dışkının bağırsak geçiş süresini azaltır.
Mineral zenginidir: Hurma, sağlığa yararlı mineraller bakımından zengin bir meyvedir. Sodyum ve potasyum bol miktarda bulunur. Kas ve iskelet sistemini güçlendirir. Sinir sistemini korur ve vücudun metabolizmasını dengeler. Potasyum ter yoluyla vücuttan atılır. Besinler yoluyla temin edilmelidir. Potasyum tansiyon düşüklüğüne iyi gelir. Potasyum; kalsiyum, demir, magnezyum, manganez, bakır ve fosfor gibi hayati bakımdan önemli temel mineralleri içerir.
Vitamin kaynağıdır: A vitamini, Tiamin (B1 vitamini) de dahil olmak üzere (B2 vitamini), riboflavin, bir palmiye meyve içerdiği, niasin (B3 vitamini), az miktarda pantotenik asit (B5 vitamini). Ayrıca E. A vitamini işlevini korumak ve göz kuruluğu ve göz hastalıkları önlemek için görev yapan vitamin C'de içerir. B vitamini sinir sistemi ve kalbi korur. İnsanı sakinleştirir ve zihni dinlendirir.
Fotokimyasallar içerir: Düşük dozlarda doğal salisilat içerir. Salisilatlar; aspirin, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar için hammadde olarak bilinir. Baş ağrısını dindirir. Rahim kanamalarını önlemeye yardımcı olur. Hurma ayrıca antioksidan olarak hareket eden bir dizi fenolik bileşikler ve karotenoidler içerir.
Ceviz Nelere İyi Gelir?
Ceviz Nelere İyi Gelir?
Halk arasında da sağlığa faydaları konusunda oldukça meşhur olan ceviz ülkemizde oldukça fazla tüketilmektedir. Üretim açısından da dünyada en çok üretimin yapıldığı ülkelerden birisi olduğumuz bu yemiş sadece boş tüketilmekle kalmayıp çeşitli yemeklerin, keklerin, tatlıların ve hatta sahlep gibi içeceklerin içerisine de katılıp tüketilmektedir. İçerisine ceviz katılabilen yiyecek ve içecekler gerçekten nefis bir tat almaktadır. İşte cevizin faydaları;
- İnsanların en büyük problemlerinden birisi olan kolesterol ceviz tüketilerek makul seviyelere indirilebilir. Bir gece önceden bir miktar cevizi ılık suda bekletip ertesi gün o suyu içerseniz kanınızın damar içerisinde pıhtılaşmasını önleyebilir ve kolesterol seviyenizi de düşürebilirsiniz.
- Damar tıkanıklığı olan insanlar için pek çok uzman doktor ceviz yemelerini önerir.
- Şeker hastalarına da iyi gelen ceviz, mide ve bağırsakta biriken gazların da atılmasına yardımcı olur.
- Grip ve nezle olan kişilere içerisinde bulundurduğu vitamin ve mineraller sayesinde bu hastalıkları çok çabuk bir şekilde atlatmalarını sağlar.
- Özellikle soğuk iklimlerde yaşıyorsanız günlük düzenli olarak ceviz tüketmeniz halinde soğuğa karşı daha dayanıklı hale gelirsiniz.
- Gün içerisinde işte yorulan insanlar için her gün düzenli olarak ceviz tüketmeleri önerilir çünkü içeriğinde maddeler sayesinde vücudun zinde tutulmasını sağlar.
- Çocuklarda gelişimin düzgün bir şekilde olmasını sağlar, beyin gelişimine de herkesin bildiği gibi olumlu etkilerde bulunur.
- Cevizin içeriğinde bol miktarda omega 3 bulunur. Sağlık açısından mucizevi etkileri olan bu madde sayesinde gerek beyin gelişimi gerekse de kalp ve damar sağlığı olumlu etkilenir. Genelde balıktan alınmaya çalışılan omega 3 yağ asitlerini, balık yiyemeyenler ceviz yiyerek tolere edebilir.
Halk arasında da sağlığa faydaları konusunda oldukça meşhur olan ceviz ülkemizde oldukça fazla tüketilmektedir. Üretim açısından da dünyada en çok üretimin yapıldığı ülkelerden birisi olduğumuz bu yemiş sadece boş tüketilmekle kalmayıp çeşitli yemeklerin, keklerin, tatlıların ve hatta sahlep gibi içeceklerin içerisine de katılıp tüketilmektedir. İçerisine ceviz katılabilen yiyecek ve içecekler gerçekten nefis bir tat almaktadır. İşte cevizin faydaları;
- İnsanların en büyük problemlerinden birisi olan kolesterol ceviz tüketilerek makul seviyelere indirilebilir. Bir gece önceden bir miktar cevizi ılık suda bekletip ertesi gün o suyu içerseniz kanınızın damar içerisinde pıhtılaşmasını önleyebilir ve kolesterol seviyenizi de düşürebilirsiniz.
- Damar tıkanıklığı olan insanlar için pek çok uzman doktor ceviz yemelerini önerir.
- Şeker hastalarına da iyi gelen ceviz, mide ve bağırsakta biriken gazların da atılmasına yardımcı olur.
- Grip ve nezle olan kişilere içerisinde bulundurduğu vitamin ve mineraller sayesinde bu hastalıkları çok çabuk bir şekilde atlatmalarını sağlar.
- Özellikle soğuk iklimlerde yaşıyorsanız günlük düzenli olarak ceviz tüketmeniz halinde soğuğa karşı daha dayanıklı hale gelirsiniz.
- Gün içerisinde işte yorulan insanlar için her gün düzenli olarak ceviz tüketmeleri önerilir çünkü içeriğinde maddeler sayesinde vücudun zinde tutulmasını sağlar.
- Çocuklarda gelişimin düzgün bir şekilde olmasını sağlar, beyin gelişimine de herkesin bildiği gibi olumlu etkilerde bulunur.
- Cevizin içeriğinde bol miktarda omega 3 bulunur. Sağlık açısından mucizevi etkileri olan bu madde sayesinde gerek beyin gelişimi gerekse de kalp ve damar sağlığı olumlu etkilenir. Genelde balıktan alınmaya çalışılan omega 3 yağ asitlerini, balık yiyemeyenler ceviz yiyerek tolere edebilir.
Fındığın Faydaları
Fındığın Faydaları
Ülkemiz fındık üretiminde dünyada zirvede bulunmaktadır. En çok ihracat ettiğimiz besinler arasında gelen fındık, içeriğinde vücudumuz için gerekli pek çok vitamini barındırmasıyla halk arasında oldukça fazla tüketilmektedir. Pek çoğumuz fındık için yapılan reklamları da televizyon ekranlarında görmüşüzdür. Bu reklamlarda her insanın sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilmesi için günde 1 avuç fındık yemesi gerektiği defalarca vurgulanmaktadır.
Fındığın Faydaları:
- Protein ihtiyacımızı fındık tüketerek rahatlıkla karşılayabiliriz. Fındığın kuşkusuz en çok sevilen özelliği vücutta artık madde bırakmadan saf protein sağlamasıdır. Bu protein günlük olarak düzenli bir şekilde alınırsa, vücut zayıf düşmeden normal bir şekilde çalışması sürdürülebilir.
- Gelişim çağında olan çocuklar için fındık hem enerji verir, hem de besleyici özelliktedir.
- Fındığın halk arasında en çok bilinen özelliği cinsel gücü arttırıcı olmasıdır. Bu doğru bir kanıdır çünkü içerisinde beden için gerekli olan enerjinin karşılanması için gerekli bütün maddeler vardır.
- Fındık böbreğinde kum ve taş olanlar için de şifa gibi bir yemiştir.
- Özellikle yaptığınız iş güç ve dikkat gerektiriyorsa fındık tüketmeyi ihmal etmemeniz gerekmektedir.
- Çağımızın en büyük sorunlarından olan kolesterol fındık yiyerek düşürülebilir.
- Lifli yapısıyla kabızlık gibi sindirim sorunlarının önüne geçer ve kan şekerinin yüksek seviyelere çıkmasına engel olarak insanları tok tutmaya yarar.
- İçeriğinde bulundurduğu düşük sodyum ve yüksek potasyum oranıyla da vücut kan basıncının dengede kalmasına yardımcı olur.
Ülkemiz fındık üretiminde dünyada zirvede bulunmaktadır. En çok ihracat ettiğimiz besinler arasında gelen fındık, içeriğinde vücudumuz için gerekli pek çok vitamini barındırmasıyla halk arasında oldukça fazla tüketilmektedir. Pek çoğumuz fındık için yapılan reklamları da televizyon ekranlarında görmüşüzdür. Bu reklamlarda her insanın sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilmesi için günde 1 avuç fındık yemesi gerektiği defalarca vurgulanmaktadır.
Fındığın Faydaları:
- Protein ihtiyacımızı fındık tüketerek rahatlıkla karşılayabiliriz. Fındığın kuşkusuz en çok sevilen özelliği vücutta artık madde bırakmadan saf protein sağlamasıdır. Bu protein günlük olarak düzenli bir şekilde alınırsa, vücut zayıf düşmeden normal bir şekilde çalışması sürdürülebilir.
- Gelişim çağında olan çocuklar için fındık hem enerji verir, hem de besleyici özelliktedir.
- Fındığın halk arasında en çok bilinen özelliği cinsel gücü arttırıcı olmasıdır. Bu doğru bir kanıdır çünkü içerisinde beden için gerekli olan enerjinin karşılanması için gerekli bütün maddeler vardır.
- Fındık böbreğinde kum ve taş olanlar için de şifa gibi bir yemiştir.
- Özellikle yaptığınız iş güç ve dikkat gerektiriyorsa fındık tüketmeyi ihmal etmemeniz gerekmektedir.
- Çağımızın en büyük sorunlarından olan kolesterol fındık yiyerek düşürülebilir.
- Lifli yapısıyla kabızlık gibi sindirim sorunlarının önüne geçer ve kan şekerinin yüksek seviyelere çıkmasına engel olarak insanları tok tutmaya yarar.
- İçeriğinde bulundurduğu düşük sodyum ve yüksek potasyum oranıyla da vücut kan basıncının dengede kalmasına yardımcı olur.
21 Temmuz 2014 Pazartesi
Dikenli İncirin Faydaları
Dikenli İncirin Faydaları
Dikenli incir, hint incirinin halk arasında bilinen adıdır. Diğer bilinen isimleri Frenk inciri ve kaynana dilidir. Kaktüsgiller familyasından bir bitkidir. 5 ila 10 cm arasında yeşil, sarı, turuncu, kırmızı alacalı meyveleri bulunur. Genellikle soğuk yenir ve bu yüzden satılırken meyveleri buz içerisinde bekletilir. Dikenli incir kabuğu soyularak yenir. Tatlı ve sulu bir meyvesi vardır. Çekirdekleri çok serttir ve çiğnenmeden yutulur.
Dikenli incirin faydaları arasında en çok bilineni ishali kesmesidir. Kolit ve dizanteriye de iyi gelir.
Sindirim sisteminin rahat çalışmasını sağlar, bağırsakları da çalıştırarak kabızlığı önler.
İltihabı keser. Ateşli hastalıkları ortaya çıkaran mikroplarla savaşır.
Viral hastalıklara karşı da vücudu korur. Antioksidan özelliklere sahip sekiz flavonoid içerir. C vitamini ihtiva eder.
Kolesterolü önler. Yapılan araştırmalarda LDL kolesterol düzeylerinde yüzde 34 azalma saptanmıştır.
Diyabete karşı faydalıdır. Kan şekerini düşürerek diyabet hastalarına yardımcı olur. Kan şekerini düşüren ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Kan şekerinin çok fazla düşmesine neden olabilir.
Ülsere karşı etkisi uzun yıllardır bilinmektedir. Gastrik ülser tedavisinde yıllardır Sicilya halk hekimliğinde kullanılmaktadır.
Alkolün vücutta bıraktığı izleri temizler.
Prostatın semptomlarını azalttığı bilinmektedir.
Dikenli incir, hint incirinin halk arasında bilinen adıdır. Diğer bilinen isimleri Frenk inciri ve kaynana dilidir. Kaktüsgiller familyasından bir bitkidir. 5 ila 10 cm arasında yeşil, sarı, turuncu, kırmızı alacalı meyveleri bulunur. Genellikle soğuk yenir ve bu yüzden satılırken meyveleri buz içerisinde bekletilir. Dikenli incir kabuğu soyularak yenir. Tatlı ve sulu bir meyvesi vardır. Çekirdekleri çok serttir ve çiğnenmeden yutulur.
Dikenli incirin faydaları arasında en çok bilineni ishali kesmesidir. Kolit ve dizanteriye de iyi gelir.
Sindirim sisteminin rahat çalışmasını sağlar, bağırsakları da çalıştırarak kabızlığı önler.
İltihabı keser. Ateşli hastalıkları ortaya çıkaran mikroplarla savaşır.
Viral hastalıklara karşı da vücudu korur. Antioksidan özelliklere sahip sekiz flavonoid içerir. C vitamini ihtiva eder.
Kolesterolü önler. Yapılan araştırmalarda LDL kolesterol düzeylerinde yüzde 34 azalma saptanmıştır.
Diyabete karşı faydalıdır. Kan şekerini düşürerek diyabet hastalarına yardımcı olur. Kan şekerini düşüren ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Kan şekerinin çok fazla düşmesine neden olabilir.
Ülsere karşı etkisi uzun yıllardır bilinmektedir. Gastrik ülser tedavisinde yıllardır Sicilya halk hekimliğinde kullanılmaktadır.
Alkolün vücutta bıraktığı izleri temizler.
Prostatın semptomlarını azalttığı bilinmektedir.
19 Temmuz 2014 Cumartesi
Üzüm Nelere İyi Gelir?
Üzüm Nelere İyi Gelir?
Üzüm çeşitli renk ve türlerde küçük lezzetli meyveleri olan, sağlığımız açısından son derece faydalı bir meyvedir. Üzüm A vitamini, B vitamini, E vitamini ve Folik asit açısından zengindir fakat marifetleri bundan da ibaret değildir. Mineraller açısından da son derece zengindir. Potasyum, kalsiyum, demir, fosfor , magnezyum ve selenyum minerallerini içerir. İçinde mevcut olan antioksidanlar yardımıyla bağışıklık sistemini güçlendirir. Bulantıyı giderir. Unutkanlığı giderir. Kan yapan bu meyve sağlığımız ve güzelliğimiz için de muazzam faydalıdır. Kuru olarak yenirse damar sertliğine ve yüksek tansiyona iyi gelir. Bilmeyenler için önemli bir bilgi de verelim. Üzüm alırken çekirdekleriyle uğraşmamak için çekirdeksiz üzüm arayışına girmeyin çünkü üzümün çekirdeği oldukça faydalıdır. Üzümün çekirdeğinde kan yapıcı ve damar sertliğini önleyici "kuersetin" adlı bir madde içerir.
Üzüm hangi hastalıklara iyi gelir?
Astım: Üzüm astım tedavisi için kullanılabilir. Akciğerlerdeki nemi artırır.
Kalp Hastalıkları: Üzüm kalp krizine yakalanma riskini azaltabilir, kan pıhtıları önler. Kandaki nitrik oksit düzeylerini artırabilir.
Migren: Üzüm kürü evde migren tedavisi için çok iyi bir fikirdir. Sabahları düzenli olarak yediğinizde migren ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
Kabızlık: Üzüm adeta doğal bir müshildir diyebiliriz. İçerdiği organik asitler, şekerler ve selülozla kabızlık sorununu ortadan kaldırmakta son derece başarılıdır. Bu bileşikler aynı zamanda kronik kabızlık yaşayanlara da iyi bir çözümdür.
Hazımsızlık: Üzüm dispepsi, yani diğer adlarıyla sindirim güçlüğünde(hazımsızlık) önemli bir rol oynar. Hazımsızlığı rahatlatır ve mide tahrişlerini önler.
Yorgunluk: Üzüm demir içerir. Yorgunluğu engellemeye yardımcı olur. Üzüm suyu içmek de anlık enerji ihtiyaçlarımızı karşılar.
Böbrek Hastalıkları: Üzüm önemli ölçüde GUT semptomları azaltır ve böbreklerin basıncı azaltır. Böbrek kumu ve böbrek taşlarının düşmesine de yardım eder.
Meme Kanseri: Meme kanserine iyi gelen bitkiler arasında üzüm özellikle son çalışmalarda kendine iyi bir yer bulmuştur. Yeni yapılan bir çalışmada üzüm suyunun meme kanserini önlemeye yardımcı olduğu saptandı. Laboratuarda fareler üzerinde yapılan deneylerde üzüm suyu verildikten sonra tümör kitlesinde önemli derecede kayıp meydana geldiği gözlendi. Üzüm sadece meme kanserine değil diğer kanser türlerine karşı da etkilidir.
Alzheimer Hastalığı: Yine yapılan çalışmalarda üzümün beyin sağlığını geliştirdiği ve nörodejeneratif hastalıklara yakalanmayı geciktirdiği keşfedildi.
Görme Bozuklukları: Üzüm yaşa bağlı görme bozukluğu veya makula dejenerasyonu gibi sorunları önleyebilir. Antioksidanlar açısından zengin olan flavonoidler içerdiğinden, katarakt gibi serbest radikallerin neden olduğu hastalıklara yakalanma şansını azaltır.
Üzüm çeşitli renk ve türlerde küçük lezzetli meyveleri olan, sağlığımız açısından son derece faydalı bir meyvedir. Üzüm A vitamini, B vitamini, E vitamini ve Folik asit açısından zengindir fakat marifetleri bundan da ibaret değildir. Mineraller açısından da son derece zengindir. Potasyum, kalsiyum, demir, fosfor , magnezyum ve selenyum minerallerini içerir. İçinde mevcut olan antioksidanlar yardımıyla bağışıklık sistemini güçlendirir. Bulantıyı giderir. Unutkanlığı giderir. Kan yapan bu meyve sağlığımız ve güzelliğimiz için de muazzam faydalıdır. Kuru olarak yenirse damar sertliğine ve yüksek tansiyona iyi gelir. Bilmeyenler için önemli bir bilgi de verelim. Üzüm alırken çekirdekleriyle uğraşmamak için çekirdeksiz üzüm arayışına girmeyin çünkü üzümün çekirdeği oldukça faydalıdır. Üzümün çekirdeğinde kan yapıcı ve damar sertliğini önleyici "kuersetin" adlı bir madde içerir.
Üzüm hangi hastalıklara iyi gelir?
Astım: Üzüm astım tedavisi için kullanılabilir. Akciğerlerdeki nemi artırır.
Kalp Hastalıkları: Üzüm kalp krizine yakalanma riskini azaltabilir, kan pıhtıları önler. Kandaki nitrik oksit düzeylerini artırabilir.
Migren: Üzüm kürü evde migren tedavisi için çok iyi bir fikirdir. Sabahları düzenli olarak yediğinizde migren ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz.
Kabızlık: Üzüm adeta doğal bir müshildir diyebiliriz. İçerdiği organik asitler, şekerler ve selülozla kabızlık sorununu ortadan kaldırmakta son derece başarılıdır. Bu bileşikler aynı zamanda kronik kabızlık yaşayanlara da iyi bir çözümdür.
Hazımsızlık: Üzüm dispepsi, yani diğer adlarıyla sindirim güçlüğünde(hazımsızlık) önemli bir rol oynar. Hazımsızlığı rahatlatır ve mide tahrişlerini önler.
Yorgunluk: Üzüm demir içerir. Yorgunluğu engellemeye yardımcı olur. Üzüm suyu içmek de anlık enerji ihtiyaçlarımızı karşılar.
Böbrek Hastalıkları: Üzüm önemli ölçüde GUT semptomları azaltır ve böbreklerin basıncı azaltır. Böbrek kumu ve böbrek taşlarının düşmesine de yardım eder.
Meme Kanseri: Meme kanserine iyi gelen bitkiler arasında üzüm özellikle son çalışmalarda kendine iyi bir yer bulmuştur. Yeni yapılan bir çalışmada üzüm suyunun meme kanserini önlemeye yardımcı olduğu saptandı. Laboratuarda fareler üzerinde yapılan deneylerde üzüm suyu verildikten sonra tümör kitlesinde önemli derecede kayıp meydana geldiği gözlendi. Üzüm sadece meme kanserine değil diğer kanser türlerine karşı da etkilidir.
Alzheimer Hastalığı: Yine yapılan çalışmalarda üzümün beyin sağlığını geliştirdiği ve nörodejeneratif hastalıklara yakalanmayı geciktirdiği keşfedildi.
Görme Bozuklukları: Üzüm yaşa bağlı görme bozukluğu veya makula dejenerasyonu gibi sorunları önleyebilir. Antioksidanlar açısından zengin olan flavonoidler içerdiğinden, katarakt gibi serbest radikallerin neden olduğu hastalıklara yakalanma şansını azaltır.
18 Temmuz 2014 Cuma
Papayanın Faydaları
Papayanın Faydaları
Papaya çok değerli bir bitkidir. Ham iken ya da olgunlaştığında yenilebilir. Olgun meyvesi tek başına ya da meyve salatası içerisine konularak tüketilebilir. A vitamini içerdiğin göz sağlığı için oldukça faydalıdır. Tuvalete çıkma sıkıntısı yaşayanlar için hazmı kolaylaştırır. Kanser gibi tehlikeli hastalıklara karşı koruyucudur. Kabızlığa iyi gelir. İçerisinde bulunana vitamin ve mineraller metabolizmayı hızlandırır. Metabolizmanın hızlanması, istenilen enerjinin elde edilmesi için vücuttaki yağların yakılmasını gerektirir. Yağların yakılması da zayıflayarak daha güzel bir vücuda sahip olmamızı sağlar. Lif oranı yüksek olduğundan tokluk hissi verir ve uzun bir süre sizi tok tutabilir. Papayadaki vitamin ve mineraller dışarıdan gelecek tehlikelere karşı vücudu korur. O kadar değerlidir ki 100 gram papayanın besin değerleri aşağıdaki gibidir.
Enerji 179 kJ (43 kcal)
Karbonhidratlar 10.82 g
Şeker 7.82 g
Diyet lifi 1.7 g
Yağ 0.26 g
Protein 0.47 g
Vitamin A eşd. 47 ug (% 6)
Beta-karoten 274 ug (% 3)
Lutein ve zeaksantin 89 mikrogram
Tiamin (vit B1) 0.023 mg (% 2)
Riboflavin (B2 vit) 0.027 mg (% 2)
Niasin (B3 vit) 0,357 mg (% 2)
Pantotenik asit (B5) 0.191 mg (% 4)
Vitamin B6 0.038 mg (% 3)
Folat (vit B9) 38 ug (% 10)
Vitamin C 62 mg (% 75)
Vitamin E, 0.3 mg (% 2)
K vitamini 2.6 ug (% 2)
Kalsiyum 20 mg (% 2)
Demir 0.25 mg (% 2)
Magnezyum 21 mg (% 6)
0.04 mg (% 2) Manganez
Fosfor 10 mg (% 1)
Potasyum 182 mg (% 4)
Sodyum 8 mg (% 1)
Çinko 0.08 mg (% 1)
Likopen 1828 mikrogram
Papaya çok değerli bir bitkidir. Ham iken ya da olgunlaştığında yenilebilir. Olgun meyvesi tek başına ya da meyve salatası içerisine konularak tüketilebilir. A vitamini içerdiğin göz sağlığı için oldukça faydalıdır. Tuvalete çıkma sıkıntısı yaşayanlar için hazmı kolaylaştırır. Kanser gibi tehlikeli hastalıklara karşı koruyucudur. Kabızlığa iyi gelir. İçerisinde bulunana vitamin ve mineraller metabolizmayı hızlandırır. Metabolizmanın hızlanması, istenilen enerjinin elde edilmesi için vücuttaki yağların yakılmasını gerektirir. Yağların yakılması da zayıflayarak daha güzel bir vücuda sahip olmamızı sağlar. Lif oranı yüksek olduğundan tokluk hissi verir ve uzun bir süre sizi tok tutabilir. Papayadaki vitamin ve mineraller dışarıdan gelecek tehlikelere karşı vücudu korur. O kadar değerlidir ki 100 gram papayanın besin değerleri aşağıdaki gibidir.
Enerji 179 kJ (43 kcal)
Karbonhidratlar 10.82 g
Şeker 7.82 g
Diyet lifi 1.7 g
Yağ 0.26 g
Protein 0.47 g
Vitamin A eşd. 47 ug (% 6)
Beta-karoten 274 ug (% 3)
Lutein ve zeaksantin 89 mikrogram
Tiamin (vit B1) 0.023 mg (% 2)
Riboflavin (B2 vit) 0.027 mg (% 2)
Niasin (B3 vit) 0,357 mg (% 2)
Pantotenik asit (B5) 0.191 mg (% 4)
Vitamin B6 0.038 mg (% 3)
Folat (vit B9) 38 ug (% 10)
Vitamin C 62 mg (% 75)
Vitamin E, 0.3 mg (% 2)
K vitamini 2.6 ug (% 2)
Kalsiyum 20 mg (% 2)
Demir 0.25 mg (% 2)
Magnezyum 21 mg (% 6)
0.04 mg (% 2) Manganez
Fosfor 10 mg (% 1)
Potasyum 182 mg (% 4)
Sodyum 8 mg (% 1)
Çinko 0.08 mg (% 1)
Likopen 1828 mikrogram
Kavunun Faydaları
Kavunun Faydaları
Kavun yaz aylarının vazgeçilmez meyvelerinin başında gelir. O eşsiz kokusu ile sizi kendisine çeker ve hiç aklınızda yokken bir bakmışsınız koltuğunuzun altında bir kavun ve evin yolunu tutmuşsunuz. Kavunun yaklaşık %95'i sudur. Vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Buzdolabından çıkardığımız bir kavun hem bizi serinletir hem su ihtiyacımızı karşılar hem de sağlığımızı korumaya yardımcı olur.
Kavun yemek sinirleri yatıştırır, insanı hem bedenen hem ruhen ferahlatır. Mide ekşimesine iyi gelir. Vücudumuzdaki zehirli atıkları temizler. Böbrekleri çalıştırır. Kavunun bir çok hastalığa karşı faydaları test edilmiştir. Düşük kalorisi sayesinde öğün aralarında gönül rahatlığıyla yiyebileceğiniz bir aperatiftir. Hemen hemen hiç yağ ve doymuş yağ içermez.
Kavunda kalsiyum, fosfor, demir, C vitamini, A vitamini, B1 vitamini içerir. Felce neden olan ve kalp açısından tehlikeli olan kan pıhtılarını önler. Yani yediğiniz kavuna hayatınızı borçlu olabilirsiniz. Kavun adenozin adlı bir antikoagülan (kan sulandırıcı) madde içerir. Kavun ve karpuz kabakgiller ailesindendir fakat tatlı ve lezzetli olmaları nedeniyle meyve olarak tüketilirler.
Kansere karşı etkilidir: Kavun yüksek karotenoid içerir. Kanseri önlemeye yardımcı olur ve akciğer kanseri riskini azaltır. Vücudumuzdaki kanserojen maddeleri temizler. Kansere karşı korunmak için bol bol kavun yiyin.
Felç ve Kalp krizini riskini azaltır: Kavun içeriğindeki adenozin ile kanın pıhtılaşmasını önler ve kan pıhtılarının beyin ve kalp damarlarını tıkamasına engel olur. Bu da kavunun çok önemli bir faydasıdır.
Sindirime iyi gelir: Kavun bağırsak tembelliğini girerir. Bağırsakları çalıştırarak sindirime yardımcı olur. İçerdiği bol su ile bağırsakları yumuşatır ve mideyi rahatlatır.
Cilde iyi gelir: Her hücre yapısının bütünlüğünü etkileyen protein bileşiklerini ihtiva eder. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. Cildi sıkılaştırır. Sık sık kavun yediğinizde cildiniz neme doyar ve pürüzsüz bir hal alır.
Böbreklere ve Egzamaya iyi gelir: Kavun idrar söktürücü özelliğiyle böbrek hastalıklarına ve akut egzama gibi hastalıklara iyi gelir. Limonla birlikte yenildiğinde GUT hastalığına da faydalıdır.
Enerji verir: Kavun B vitaminleri bakımından oldukça zengindir. B vitamini vücuttaki şekeri ve karbonhidratı enerjiye dönüştürmekle görevlidir. Bu özelliği sayesinde kavun yiyerek kendinizi enerjik hissedebilirsiniz.
Zayıflamaya yardımcı olur: Kavun kilo vermek isteyen insanlar için ideal bir yiyecektir. Düşük sodyum içerdiğinden ve yağsız olduğundan kalorisi düşüktür. Yüksek oranda su içerdiğinden tokluk hissi verir. Kavundaki doğal tatlılıkla şeker ihtiyacınızı karşılayarak yüksek kalorili yağlı tatlılardan da uzak durabilirsiniz.
Kavun yaz aylarının vazgeçilmez meyvelerinin başında gelir. O eşsiz kokusu ile sizi kendisine çeker ve hiç aklınızda yokken bir bakmışsınız koltuğunuzun altında bir kavun ve evin yolunu tutmuşsunuz. Kavunun yaklaşık %95'i sudur. Vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengindir. Buzdolabından çıkardığımız bir kavun hem bizi serinletir hem su ihtiyacımızı karşılar hem de sağlığımızı korumaya yardımcı olur.
Kavun yemek sinirleri yatıştırır, insanı hem bedenen hem ruhen ferahlatır. Mide ekşimesine iyi gelir. Vücudumuzdaki zehirli atıkları temizler. Böbrekleri çalıştırır. Kavunun bir çok hastalığa karşı faydaları test edilmiştir. Düşük kalorisi sayesinde öğün aralarında gönül rahatlığıyla yiyebileceğiniz bir aperatiftir. Hemen hemen hiç yağ ve doymuş yağ içermez.
Kavunda kalsiyum, fosfor, demir, C vitamini, A vitamini, B1 vitamini içerir. Felce neden olan ve kalp açısından tehlikeli olan kan pıhtılarını önler. Yani yediğiniz kavuna hayatınızı borçlu olabilirsiniz. Kavun adenozin adlı bir antikoagülan (kan sulandırıcı) madde içerir. Kavun ve karpuz kabakgiller ailesindendir fakat tatlı ve lezzetli olmaları nedeniyle meyve olarak tüketilirler.
Kansere karşı etkilidir: Kavun yüksek karotenoid içerir. Kanseri önlemeye yardımcı olur ve akciğer kanseri riskini azaltır. Vücudumuzdaki kanserojen maddeleri temizler. Kansere karşı korunmak için bol bol kavun yiyin.
Felç ve Kalp krizini riskini azaltır: Kavun içeriğindeki adenozin ile kanın pıhtılaşmasını önler ve kan pıhtılarının beyin ve kalp damarlarını tıkamasına engel olur. Bu da kavunun çok önemli bir faydasıdır.
Sindirime iyi gelir: Kavun bağırsak tembelliğini girerir. Bağırsakları çalıştırarak sindirime yardımcı olur. İçerdiği bol su ile bağırsakları yumuşatır ve mideyi rahatlatır.
Cilde iyi gelir: Her hücre yapısının bütünlüğünü etkileyen protein bileşiklerini ihtiva eder. Yaraların iyileşmesini hızlandırır. Cildi sıkılaştırır. Sık sık kavun yediğinizde cildiniz neme doyar ve pürüzsüz bir hal alır.
Böbreklere ve Egzamaya iyi gelir: Kavun idrar söktürücü özelliğiyle böbrek hastalıklarına ve akut egzama gibi hastalıklara iyi gelir. Limonla birlikte yenildiğinde GUT hastalığına da faydalıdır.
Enerji verir: Kavun B vitaminleri bakımından oldukça zengindir. B vitamini vücuttaki şekeri ve karbonhidratı enerjiye dönüştürmekle görevlidir. Bu özelliği sayesinde kavun yiyerek kendinizi enerjik hissedebilirsiniz.
Zayıflamaya yardımcı olur: Kavun kilo vermek isteyen insanlar için ideal bir yiyecektir. Düşük sodyum içerdiğinden ve yağsız olduğundan kalorisi düşüktür. Yüksek oranda su içerdiğinden tokluk hissi verir. Kavundaki doğal tatlılıkla şeker ihtiyacınızı karşılayarak yüksek kalorili yağlı tatlılardan da uzak durabilirsiniz.
17 Temmuz 2014 Perşembe
Metro Fm Top 40
2014 Metro Fm Top 40 Müzik listesi , Metro Fm Orjinal Top 40 Listesi , Metro Fm Top 40 , Metro Fm Radyo Top 40 , Metro Fm Müzik Listeleri , Metro Fm Top 40 Listesi , Metro Fm Yabancı Müzik Listeleri , Top müzik listeleri , Metro Fm Hot Chart , metro fm en çok çalanlar , metro fm en çok çalınan şarkılar , Metrofm de en çok dinlenilen müzik listeleri burda...
Metro Fm 2014 Top 40 Müzik listeleri
Metro Fm Top 40 | |
---|---|
1 | Katy Perry & Juicy J – Dark Horse |
2 | Pharrell Williams – Happy |
3 | Clean Bandit – Rather Be |
4 | Indila – Derniere Danse |
5 | Shakira – Dare (La La La) |
6 | David Guetta – Lovers On The Sun |
7 | Akcent & Lidia Buble – Kamelia |
8 | John Legend – All Of Me |
9 | Inna & J Balvin – Cola Song |
10 | Jason Derulo & Snoop Dogg – Wiggle |
11 | Sia – Chandelier |
12 | Pitbull & Jlo – We Are The One |
13 | Jabberwocky – Photomaton |
14 | Lorde – Team |
15 | Calvin Harris – Summer |
16 | Milk & Sugar – Canto Del Pilon |
17 | Dj Snake – Turn Down For What |
18 | Coldplay – A Sky Full Of Stars |
19 | Mr Probz – Waves |
20 | Silva Gunbardhi – Te Ka Lali Shript |
21 | Gipsy Casual – Bate Toba Mare |
22 | Mr Saik – Saca La Rakataka |
23 | Chris Brown & Lil Wayne – Loyal |
24 | Avicii – Addicted To You |
25 | Parov Stelar – The Sun |
26 | Sam Smith – Stay With Me |
27 | Ed Sheeran – I See Fire |
28 | Faydee – Cant Let Go |
29 | OneRepublic – Love Runs Out |
30 | Ahzee – Born Again |
31 | Florida Georgia Line – Dirt |
32 | Maroon 5 – Maps (Explicit) |
33 | Nico & Vinz – Am I Wrong |
34 | Ariana Grande – Problem |
35 | Bob Sinclar – Heart Of Glass |
36 | Iggy Azalea – Fancy |
37 | Cris Cab – Liar Liar |
38 | Enrique Iglesias – Bailando |
39 | Paramore – Aint It Fun |
40 | Major Lazer – Come On To Me |
Hazırlayan Müzikliste: Yunus / Güncelleme: 25.09.2014 / Kaynak: Karnaval Metro FM
© Müzik Listeleri Bilgilendirme Amaçlı Eklenmiştir!...Sayfamızda İndirme ve Dinleme Hizmetimiz Yoktur!.
16 Temmuz 2014 Çarşamba
Bitki Çayı Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Bitki Çayı Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Bitki çayı almak manavdan sıradan bir meyve-sebze almaya benzemez. Meyve ya da sebze aldığımızda onu eve getirdikten sonra yıkayıp tüketebiliriz fakat bitki çayı için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bitki çayı satın alırken dikkat etmemiz daha doğrusu bilmemiz gereken bazı unsurlar vardır. Aldığımız bitkinin nerede ekildiği, nasıl toplandığı, ne zaman toplandığı, nerede temizlendiği, nasıl depolandığı ve nasıl müşteriye sunulduğu çok önemlidir. Bütün bunları bilmek, bitkiden alınacak en fazla faydayı elde etmek için önemlidir. Bitkinin toplandığı zaman hatta saat bile içerisindeki etken madde oranlarını değiştirebilmektedir. Bu da faydalı etken maddenin en az olduğu dönemde toplanan bir bitkiden pek bir yarar sağlanamayacağı anlamına gelir. Yine kurutulmak için güneşte bekletilen bitki çaylarının içindeki faydalı etken maddeler, güneş ışınlarından etkilenerek azalabilir ya da tamamen yok olabilir. Bu sebeple gölgede kurutulması da önemlidir. El değmeden toplanıp paketlenmesi de hijyen açısından önemlidir. Her aşamada bir kaç kişinin elinden geçen bir bitki çayını hiçbirimiz içmek istemeyiz. Yukarıda saymadığımız diğer önemli unsur da bitki çayında yarım ilacı kalıntısı olup olmadığıdır. Bu da sağlığımıza son derece zararlı sonuçlar doğurabilir. Bitkinin ekildiği alanda fabrika atıkları gibi zehirli atıklar olması da fayda yerine ciddi zarar görmemize neden olabilir.
Bitki çayı almak manavdan sıradan bir meyve-sebze almaya benzemez. Meyve ya da sebze aldığımızda onu eve getirdikten sonra yıkayıp tüketebiliriz fakat bitki çayı için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bitki çayı satın alırken dikkat etmemiz daha doğrusu bilmemiz gereken bazı unsurlar vardır. Aldığımız bitkinin nerede ekildiği, nasıl toplandığı, ne zaman toplandığı, nerede temizlendiği, nasıl depolandığı ve nasıl müşteriye sunulduğu çok önemlidir. Bütün bunları bilmek, bitkiden alınacak en fazla faydayı elde etmek için önemlidir. Bitkinin toplandığı zaman hatta saat bile içerisindeki etken madde oranlarını değiştirebilmektedir. Bu da faydalı etken maddenin en az olduğu dönemde toplanan bir bitkiden pek bir yarar sağlanamayacağı anlamına gelir. Yine kurutulmak için güneşte bekletilen bitki çaylarının içindeki faydalı etken maddeler, güneş ışınlarından etkilenerek azalabilir ya da tamamen yok olabilir. Bu sebeple gölgede kurutulması da önemlidir. El değmeden toplanıp paketlenmesi de hijyen açısından önemlidir. Her aşamada bir kaç kişinin elinden geçen bir bitki çayını hiçbirimiz içmek istemeyiz. Yukarıda saymadığımız diğer önemli unsur da bitki çayında yarım ilacı kalıntısı olup olmadığıdır. Bu da sağlığımıza son derece zararlı sonuçlar doğurabilir. Bitkinin ekildiği alanda fabrika atıkları gibi zehirli atıklar olması da fayda yerine ciddi zarar görmemize neden olabilir.
Defne Yaprağının Faydaları
Defne Yaprağının Faydaları
Defne yaprağı aromatik bir bitkidir. Özellikle etli yemeklere ve balığa tat versin diye kullanırız. İçerisinde antiseptik özellik taşıyan sineol bulunur. Soğuk algınlığında ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında defne yaprağının çayı demlenerek içildiğinde oldukça faydalı olur. Boğaza tutunan mikropları uzaklaştırır. Defnenin meyvesinden elde edilen yağı da yine antiseptik özelliği için kullanılır. Romatizma hastalıklarında bu yağ sürülerek fayda sağlanır. Defnenin bir diğer kullanım alanı da sabun yapımıdır. Defne sabunu meşhurdur. Kepeğe karşı ve diğer cilt hastalıklarına karşı kullanılır. Bol A vitamini içerir. Yine bol miktarda demir, kalsiyum, manganez ve magnezyum ihtiva eder. Tansiyonu dengeler. Göze iyi gelir. Öksürüğü keser. Balgamı söker. Mide hastalıklarına faydalıdır. Bağışıklık sistemini destekler. İştah açıcıdır. Uyku problemi yaşayanlar için faydalıdır. Gazı giderir. Mide şişkinliğini azaltır. Defne yaprağının faydaları arasında ter önleyici olmasını da sayabiliriz. BU özelliği sayesinde yazın kötü kokuları önleyebilir.
Defne yaprağı aromatik bir bitkidir. Özellikle etli yemeklere ve balığa tat versin diye kullanırız. İçerisinde antiseptik özellik taşıyan sineol bulunur. Soğuk algınlığında ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında defne yaprağının çayı demlenerek içildiğinde oldukça faydalı olur. Boğaza tutunan mikropları uzaklaştırır. Defnenin meyvesinden elde edilen yağı da yine antiseptik özelliği için kullanılır. Romatizma hastalıklarında bu yağ sürülerek fayda sağlanır. Defnenin bir diğer kullanım alanı da sabun yapımıdır. Defne sabunu meşhurdur. Kepeğe karşı ve diğer cilt hastalıklarına karşı kullanılır. Bol A vitamini içerir. Yine bol miktarda demir, kalsiyum, manganez ve magnezyum ihtiva eder. Tansiyonu dengeler. Göze iyi gelir. Öksürüğü keser. Balgamı söker. Mide hastalıklarına faydalıdır. Bağışıklık sistemini destekler. İştah açıcıdır. Uyku problemi yaşayanlar için faydalıdır. Gazı giderir. Mide şişkinliğini azaltır. Defne yaprağının faydaları arasında ter önleyici olmasını da sayabiliriz. BU özelliği sayesinde yazın kötü kokuları önleyebilir.
Kudret Narının Faydaları
Kudret Narının Faydaları
Kudret narı aslında ülkemize has bir bitki değildir. Anavatanı Afrika'dır fakat çok tutulan bir meyve olduğu için ülkemizde de iklim olarak elverişli bölgelerde(Daha çok Yalova ve Bursa'da) yetiştirilmektedir. Protein içerir ve E vitamini bakımından zengindir. Dünya üzerinde kudret narının en iyi bilinen faydası kan şekerini düzenlemesidir fakat ülkemizde gastrit ve ülsere karşı daha çok kullanılmaktadır. Kudret narı meyvesi parçalanıp zeytinyağında 1-6 ay kadar bekletir. Özü yağa geçtikten sonra süzülerek bu yağ azar azar içilir. Bu yağ her çeşit yaranın çabuk iyileşmesi için yara üzerine sürülür. Antibiyotik özellik taşır. Mide hastalıklarında sabahları aç karnına 1 çorba kaşığı içilir. Kudret narı çekirdekleri çıkartıldıktan sonra ezilip daha sonra balla karıştırılarak da kullanılır. Balla karıştırılarak ağzı kapalı cam bir kap içerisinde 1 ay bekletilerek elde edilen kudret narı macunu da oldukça faydalıdır. Yara ve iltihaplara sürülür. Yaraların çabuk iyileşmesine yardım eder. Egzama, sedef, alerjik ve döküntülü diğer cilt hastalıklarında oldukça faydalıdır. Bağırsakları çalıştırır. Hücreleri besler. Kadınlarda vajina içindeki yaralar için de kullanılmaktadır. Şeker hastalarının kudret narı macunu yerine kudret narı yağı kullanması gerekir.
Kudret narı aslında ülkemize has bir bitki değildir. Anavatanı Afrika'dır fakat çok tutulan bir meyve olduğu için ülkemizde de iklim olarak elverişli bölgelerde(Daha çok Yalova ve Bursa'da) yetiştirilmektedir. Protein içerir ve E vitamini bakımından zengindir. Dünya üzerinde kudret narının en iyi bilinen faydası kan şekerini düzenlemesidir fakat ülkemizde gastrit ve ülsere karşı daha çok kullanılmaktadır. Kudret narı meyvesi parçalanıp zeytinyağında 1-6 ay kadar bekletir. Özü yağa geçtikten sonra süzülerek bu yağ azar azar içilir. Bu yağ her çeşit yaranın çabuk iyileşmesi için yara üzerine sürülür. Antibiyotik özellik taşır. Mide hastalıklarında sabahları aç karnına 1 çorba kaşığı içilir. Kudret narı çekirdekleri çıkartıldıktan sonra ezilip daha sonra balla karıştırılarak da kullanılır. Balla karıştırılarak ağzı kapalı cam bir kap içerisinde 1 ay bekletilerek elde edilen kudret narı macunu da oldukça faydalıdır. Yara ve iltihaplara sürülür. Yaraların çabuk iyileşmesine yardım eder. Egzama, sedef, alerjik ve döküntülü diğer cilt hastalıklarında oldukça faydalıdır. Bağırsakları çalıştırır. Hücreleri besler. Kadınlarda vajina içindeki yaralar için de kullanılmaktadır. Şeker hastalarının kudret narı macunu yerine kudret narı yağı kullanması gerekir.
15 Temmuz 2014 Salı
Ginsengin Faydaları Nelerdir?
Ginsengin Faydaları
Ginseng bitkisini çoğumuz cinsel güç arttırıcı ürün satışı yapan reklamlardan bilmekteyiz. Halbuki ginsengin sağlığa faydası çok daha fazladır. Soğuk iklimlerde yetişir. Sağlığa faydalı bitkileri sıralayacak olursak ginseng kendisine en üst sırada yer bulacaktır. Sağlık açısından çok önemli bir bitki olduğu için fiyatı da oldukça pahalıdır. Bu sebeple piyasada ginseng olduğu iddia edilen ucuz ürünlere kesinlikle itibar edilmemelidir. Bunların içerisine katkı maddesi konmakta ya da içerisinde tamamen farklı bir ürün olmaktadır. Bütün bunlar göz önüne alınarak ginseng almak istiyorsanız eczanelerden ya da güvenilir firmalardan almalısınız.
Ginseng bir çok derde deva olan bir bitkidir. Sinirsel bozukluklara iyi gelir. Zihni açar. Uyarıcıdır. Konsantrasyon bozukluğu yaşayanlar için birebirdir. Vücudu zindeleştirir. Sakinleştirir. Kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Aynı şekilde tansiyonu da düzenler. Tansiyonunuz düşük ya da yüksek olduğunda onu normalleştirir. Tansiyona iyi gelen bitkiler nelerdir diye soracak olursanız, ginseng bu özelliğiyle tektir. Fakat dikkat edilmesi gereken Panax Ginseng türünü kullanmaktır. Ginseng'in değişik türleri bulunur ve bunlardan alınan faydalar değişiklik gösterir. Beyaz, kırmızı gibi türleri de vardır. Şeker hastalığına ve kansızlığı iyi gelir. Ginseng, vücudumuzun savunma sistemi olan bağışıklık sistemine de katkıda bulunur. Vücudumuz dışarıdan gelecek tehlikelere karşı daha güçlü bir hale gelir. Yüksek dozlarda kullanılırsa afrodizyak etkisi yaratarak cinsel hayatınıza renk verir. Normal dozlarda kullanımında cinsel gücü arttırıcı bir etkisi olmaz.
İlgili aramalar: ginsengin faydaları nelerdir
Ginseng bitkisini çoğumuz cinsel güç arttırıcı ürün satışı yapan reklamlardan bilmekteyiz. Halbuki ginsengin sağlığa faydası çok daha fazladır. Soğuk iklimlerde yetişir. Sağlığa faydalı bitkileri sıralayacak olursak ginseng kendisine en üst sırada yer bulacaktır. Sağlık açısından çok önemli bir bitki olduğu için fiyatı da oldukça pahalıdır. Bu sebeple piyasada ginseng olduğu iddia edilen ucuz ürünlere kesinlikle itibar edilmemelidir. Bunların içerisine katkı maddesi konmakta ya da içerisinde tamamen farklı bir ürün olmaktadır. Bütün bunlar göz önüne alınarak ginseng almak istiyorsanız eczanelerden ya da güvenilir firmalardan almalısınız.
Ginseng bir çok derde deva olan bir bitkidir. Sinirsel bozukluklara iyi gelir. Zihni açar. Uyarıcıdır. Konsantrasyon bozukluğu yaşayanlar için birebirdir. Vücudu zindeleştirir. Sakinleştirir. Kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Aynı şekilde tansiyonu da düzenler. Tansiyonunuz düşük ya da yüksek olduğunda onu normalleştirir. Tansiyona iyi gelen bitkiler nelerdir diye soracak olursanız, ginseng bu özelliğiyle tektir. Fakat dikkat edilmesi gereken Panax Ginseng türünü kullanmaktır. Ginseng'in değişik türleri bulunur ve bunlardan alınan faydalar değişiklik gösterir. Beyaz, kırmızı gibi türleri de vardır. Şeker hastalığına ve kansızlığı iyi gelir. Ginseng, vücudumuzun savunma sistemi olan bağışıklık sistemine de katkıda bulunur. Vücudumuz dışarıdan gelecek tehlikelere karşı daha güçlü bir hale gelir. Yüksek dozlarda kullanılırsa afrodizyak etkisi yaratarak cinsel hayatınıza renk verir. Normal dozlarda kullanımında cinsel gücü arttırıcı bir etkisi olmaz.
İlgili aramalar: ginsengin faydaları nelerdir
13 Temmuz 2014 Pazar
Menopozdan Sonra Vücutta Görülen Değişiklikler
MENOPOZDAN SONRA VÜCUTTA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER
Menopozdan sonra vücutta görülen değişiklikleraslında menopoz öncesi de kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlar. Bu süre menopoza girmeden iki–üç sene öncesine kadar devam eder. En önemli değişiklik ise vücutta hormon seviyesindeki bulgularda yer alır. Özellikle cilde doğal esnekliğini veren, cildi gergin, genç ve diri gösteren östrojen hormonu azalmaya başladıkça hem adet kanamalarında düzensizliklere ve kesintilere sebep olur hem de ciltte erken yaşlanmaya yol açar.
Östrojen hormonunun azalması diğer androjen adı verilen progesteron ve testosteron hormonlarında da azalmaya sebep olur. Bu hormonlar vücutta üremede ihtiyaç duyulan en önemli hormonlardır. Bu hormonlarda meydana gelen düzensizliklerden dolayı bazı organ ve dokularda sıvı kaybı ortaya çıkar. Bazı organlarda elastikiyet kaybı ve doku küçülmeleri meydana gelir. Menopozdan sonra vücutta görülen en önemli değişiklik genel anatomik görünümde olur. Göğüslerde yağ dokularının erimesi ve sarkmaların çoğalması, genel vücuttaki kıllanmanın azalması ile beraber yüzdeki kıllanmanın artması dikkat çekicidir. Cilt esnekliğini kaybettiği için kırışıklıkların artması yoğundur. Yumurtalıklar ultrason ile bile zor görünür şekildedir. Rahim iç tabakası kalınlaşmaya başlar ve rahim küçülür. Rahim ağzı ve rahmin boyut olarak küçüldüğü gözlemlenir. Saçlarda dökülmeler çoğalır ve saçın uzama süresi daha geçtir.
Osteoporozun meydana gelmesi bu dönemde başlar. Erken yaşlardaki kalsiyum beslenmesinin önemi ortaya çıkar. Osteoporoz (kemik erimesi) menopozdan sonra başlar ve zaman içinde kemiklerde kırılma ve omurgada kamburlaşmaya yol açtığı gözlenmiştir.
Menopozdan sonra vücutta görülen değişiklikleraslında menopoz öncesi de kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlar. Bu süre menopoza girmeden iki–üç sene öncesine kadar devam eder. En önemli değişiklik ise vücutta hormon seviyesindeki bulgularda yer alır. Özellikle cilde doğal esnekliğini veren, cildi gergin, genç ve diri gösteren östrojen hormonu azalmaya başladıkça hem adet kanamalarında düzensizliklere ve kesintilere sebep olur hem de ciltte erken yaşlanmaya yol açar.
Östrojen hormonunun azalması diğer androjen adı verilen progesteron ve testosteron hormonlarında da azalmaya sebep olur. Bu hormonlar vücutta üremede ihtiyaç duyulan en önemli hormonlardır. Bu hormonlarda meydana gelen düzensizliklerden dolayı bazı organ ve dokularda sıvı kaybı ortaya çıkar. Bazı organlarda elastikiyet kaybı ve doku küçülmeleri meydana gelir. Menopozdan sonra vücutta görülen en önemli değişiklik genel anatomik görünümde olur. Göğüslerde yağ dokularının erimesi ve sarkmaların çoğalması, genel vücuttaki kıllanmanın azalması ile beraber yüzdeki kıllanmanın artması dikkat çekicidir. Cilt esnekliğini kaybettiği için kırışıklıkların artması yoğundur. Yumurtalıklar ultrason ile bile zor görünür şekildedir. Rahim iç tabakası kalınlaşmaya başlar ve rahim küçülür. Rahim ağzı ve rahmin boyut olarak küçüldüğü gözlemlenir. Saçlarda dökülmeler çoğalır ve saçın uzama süresi daha geçtir.
Osteoporozun meydana gelmesi bu dönemde başlar. Erken yaşlardaki kalsiyum beslenmesinin önemi ortaya çıkar. Osteoporoz (kemik erimesi) menopozdan sonra başlar ve zaman içinde kemiklerde kırılma ve omurgada kamburlaşmaya yol açtığı gözlenmiştir.
Menopoza Girildiği Nasıl Anlaşılır?
MENOPOZA GİRİLDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
Normal durumlarda bir kadının oniki yaşından başlayarak kırk beş yaşına kadar her ay düzenli olarak adet kanaması geçirdiği düşünülürse menopoza girilmesinin en kati belirtisi öncelikle adet kanamalarında meydana gelen düzensizliklerdir. Adet kanamalarının süresindeki ve miktarındaki azalış, her ay yerine birkaç ayda bir gerçekleşmeye başlayan kanamalar (bu zamanla altı ayda bire kadar uzar) menopoza girmedeki en önemli işarettir. Adet kanamalarındaki azalışlar ile beraber gün içinde herhangi bir hastalık olmadan gerçekleşen ani ve sık ateş basmaları da en yaygın işaretlerdendir. Bu belirtilerin başlangıcı menopoza tam girilmeden en az bir yıl öncesini de kapsayabilmektedir.
Menopozun belirtileri sadece fiziksel belirtilerden ibaret değildir. Menopoza giren kadın da aynı zamanda ruhsal yönden aşırı hassasiyet, sinirlilik, alınganlık, çevresine karşı ilgisizlik gibi duygusal değişimlerde gözlemlenmektedir. Bu sürecin atlatılmasında mutlaka bir hekim ve psikiyatr uzmanından bilgi almakta fayda görülür. Yine hekim kontrolünde olmak kaydıyla hafif sakinleştirici yatıştırıcılar ile hormon dengeleyici tedavi amaçlı ilaç kullanımları da bu dönemin rahat bir şekilde geçirilmesinde yararlıdır. Bu şikayetlerde hemen her kadında görülür. Genelde sohbet ortamlarında aynı sorunların diğer kadınlar tarafından konuşulması da kadınlarda menopoza girildiğinin anlaşılmasındaki ortak noktadır.
Bir kadın az veya çok menopoza girdiğini yaşadığı vücudundaki değişikliklerden ve hormonsal değişikliklerden hisseder.Bazı kadınlarda tansiyonda düzensizlikler, uykusuzluk, huzursuzluk, depresif davranışlar da görülür. Çok az kadın ise bu dönemi rutin bir olaymış gibi rahatlıkla atlatmaktadır. Bu dönemde kişinin kendi ne bazı hobiler edinmesi, spor yapması çok faydalıdır.
Normal durumlarda bir kadının oniki yaşından başlayarak kırk beş yaşına kadar her ay düzenli olarak adet kanaması geçirdiği düşünülürse menopoza girilmesinin en kati belirtisi öncelikle adet kanamalarında meydana gelen düzensizliklerdir. Adet kanamalarının süresindeki ve miktarındaki azalış, her ay yerine birkaç ayda bir gerçekleşmeye başlayan kanamalar (bu zamanla altı ayda bire kadar uzar) menopoza girmedeki en önemli işarettir. Adet kanamalarındaki azalışlar ile beraber gün içinde herhangi bir hastalık olmadan gerçekleşen ani ve sık ateş basmaları da en yaygın işaretlerdendir. Bu belirtilerin başlangıcı menopoza tam girilmeden en az bir yıl öncesini de kapsayabilmektedir.
Menopozun belirtileri sadece fiziksel belirtilerden ibaret değildir. Menopoza giren kadın da aynı zamanda ruhsal yönden aşırı hassasiyet, sinirlilik, alınganlık, çevresine karşı ilgisizlik gibi duygusal değişimlerde gözlemlenmektedir. Bu sürecin atlatılmasında mutlaka bir hekim ve psikiyatr uzmanından bilgi almakta fayda görülür. Yine hekim kontrolünde olmak kaydıyla hafif sakinleştirici yatıştırıcılar ile hormon dengeleyici tedavi amaçlı ilaç kullanımları da bu dönemin rahat bir şekilde geçirilmesinde yararlıdır. Bu şikayetlerde hemen her kadında görülür. Genelde sohbet ortamlarında aynı sorunların diğer kadınlar tarafından konuşulması da kadınlarda menopoza girildiğinin anlaşılmasındaki ortak noktadır.
Bir kadın az veya çok menopoza girdiğini yaşadığı vücudundaki değişikliklerden ve hormonsal değişikliklerden hisseder.Bazı kadınlarda tansiyonda düzensizlikler, uykusuzluk, huzursuzluk, depresif davranışlar da görülür. Çok az kadın ise bu dönemi rutin bir olaymış gibi rahatlıkla atlatmaktadır. Bu dönemde kişinin kendi ne bazı hobiler edinmesi, spor yapması çok faydalıdır.
11 Temmuz 2014 Cuma
Menopozda Ateş Basması Neden Olur?
MENOPOZDA ATEŞ BASMASI NEDEN OLUR?
Ateş basması herhangi bir rahatsızlığa bağlı olmaksızın aniden baştan başlayarak boyun ve göğse doğru yayılan bir nevi vücut ısısının normalin üzerinde artmasıdır. Menopoza giren kadınlarda genelde ilk birkaç yıl ateş basmaları ataklar halinde seyreder. Bu ataklar esnasında vücut ısısının da gerçekten yükseldiği yapılan araştırmalarda belirlenmiştir. Bu ataklar genelde bir iki yıl içinde geçebildiği gibi bazen beş yıla kadar da uzadığı gözlemlenmiştir.
Ateş basmaları bazen o kadar şiddetli olur ki bu kadının güncel hayatını etkiler hale gelir. Menopozda ateş basmasının en önemli sebebi vücutta azalan östrojen hormonudur. Östrojen hormonunun beyin işlevi üzerindeki etkisi yadsınamaz. Vücudumuzda bir nevi termostat görevi gören sinir uçları arasındaki titreşimi NÖROTRANSMİTTER adı verilen saydam sıvı madde sağlar. Östrojen hormonunun azalması ile beraber bu sıvı salınımında da düşme gerçekleşir. Bu durumun vücudun ısı ayarını yapan termostat düzeneğinde bozulmaya sebep olduğu yapılan araştırmalarda belirlenmiştir. Menopozda ateş basmasının tedavisinde azalan bu nörotransmitter dengesinin düzenlenmesine yardımcı ilaçlar kullanılmakta ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir.
Aşırı şiddetle gerçekleşen bu ısı artışı vücuttaki damarlarda genişlemeye yol açtığından mevcut etkisinden daha geniş bir yüzeyde hissedilmektedir. Bu dönemde bol sıvı tüketimi, acı-baharatlı ve yağlı yiyecekler yerine sebze-meyve ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Özellikle soya ağırlıklı besinler tüketme östrojen hormonunun takviyesinde kullanılan doğal bir tedavi yöntemi olarak araştırmalarda önemli yer almaktadır.
Ateş basması herhangi bir rahatsızlığa bağlı olmaksızın aniden baştan başlayarak boyun ve göğse doğru yayılan bir nevi vücut ısısının normalin üzerinde artmasıdır. Menopoza giren kadınlarda genelde ilk birkaç yıl ateş basmaları ataklar halinde seyreder. Bu ataklar esnasında vücut ısısının da gerçekten yükseldiği yapılan araştırmalarda belirlenmiştir. Bu ataklar genelde bir iki yıl içinde geçebildiği gibi bazen beş yıla kadar da uzadığı gözlemlenmiştir.
Ateş basmaları bazen o kadar şiddetli olur ki bu kadının güncel hayatını etkiler hale gelir. Menopozda ateş basmasının en önemli sebebi vücutta azalan östrojen hormonudur. Östrojen hormonunun beyin işlevi üzerindeki etkisi yadsınamaz. Vücudumuzda bir nevi termostat görevi gören sinir uçları arasındaki titreşimi NÖROTRANSMİTTER adı verilen saydam sıvı madde sağlar. Östrojen hormonunun azalması ile beraber bu sıvı salınımında da düşme gerçekleşir. Bu durumun vücudun ısı ayarını yapan termostat düzeneğinde bozulmaya sebep olduğu yapılan araştırmalarda belirlenmiştir. Menopozda ateş basmasının tedavisinde azalan bu nörotransmitter dengesinin düzenlenmesine yardımcı ilaçlar kullanılmakta ve olumlu sonuçlar elde edilmektedir.
Aşırı şiddetle gerçekleşen bu ısı artışı vücuttaki damarlarda genişlemeye yol açtığından mevcut etkisinden daha geniş bir yüzeyde hissedilmektedir. Bu dönemde bol sıvı tüketimi, acı-baharatlı ve yağlı yiyecekler yerine sebze-meyve ağırlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Özellikle soya ağırlıklı besinler tüketme östrojen hormonunun takviyesinde kullanılan doğal bir tedavi yöntemi olarak araştırmalarda önemli yer almaktadır.
Hamilelikte İyot Eksikliği
Hamilelikte İyot Eksikliği
İnsan vücudundaki en önemli element tiroid hormonlarının yapılmasında görev alan iyottur. İyot oranının düşük olması vücutta guatr ve hipotiroidi adı verilen rahatsızlığa sebep olur. Yapılan araştırmalar dünya nüfusunun %40‘ ında iyot eksikliği olduğunu göstermektedir.
Hamilelik döneminde tiroid hormonlarında artış olduğu için hamilelikte iyot eksikliği genelde had safhaya yükselir.Bebekte zeka oluşumunu ve sinir sistemini direk etkileyen tiroid hormonu eksikliğinin çok sıkı kontrol edilmesi gereklidir. Bebeklerde tiroid hormonunu vücut kendi metabolizması içinde ancak onaltı ve onsekizinci haftada üretmektedir.Bebekler bu zamana kadar ihtiyaç duydukları iyodu ve tiroid hormonunu anneden sağlarlar.Eğer anne hamilelikte iyot eksikliği ile tanışmışsa bu bebeklerde ilerleyen dönemde öğrenme ve kavrama güçlüğü,zeka geriliği ve nörolojik sorunların daha çok görüldüğü belirlenmiştir.Bebekler büyüdüklerinde dahi bu engelin aşılamadığı görülmektedir.
Doğal yollardan alınan iyot oranı çoğu zamanda vücut için yeterli olmamaktadır. Bu sebeple bazı yiyecek ve içeceklere ek olarak imalatları aşamasında yapay yoldan ilave edilmektedir. Burada yapay yolla zenginleştirilen en önemli madde tuzdur. Özellikle yemeklerde iyotlu tuz kullanımı ile vücuttaki iyot eksikliği takviye edilmektedir. Buna rağmen aşırı iyot eksikliğine bağlı olarak hamileye guatr veya hipotiroid teşhisi konmuşsa TSH (tiroid hormonu) kontrolü ile tedaviye acilen başlanmalıdır. İyot eksikliği tanısının araştırılması öncelikle idrar kontrolüyle yapılmaktadır. Çünkü iyot vücuttan idrar yoluyla atılan bir elementtir. Özellikle hamilelikte doktor kontrolü olmadan asla iyot takviyesi yapan ilaçlar kullanılmamalıdır.
İnsan vücudundaki en önemli element tiroid hormonlarının yapılmasında görev alan iyottur. İyot oranının düşük olması vücutta guatr ve hipotiroidi adı verilen rahatsızlığa sebep olur. Yapılan araştırmalar dünya nüfusunun %40‘ ında iyot eksikliği olduğunu göstermektedir.
Hamilelik döneminde tiroid hormonlarında artış olduğu için hamilelikte iyot eksikliği genelde had safhaya yükselir.Bebekte zeka oluşumunu ve sinir sistemini direk etkileyen tiroid hormonu eksikliğinin çok sıkı kontrol edilmesi gereklidir. Bebeklerde tiroid hormonunu vücut kendi metabolizması içinde ancak onaltı ve onsekizinci haftada üretmektedir.Bebekler bu zamana kadar ihtiyaç duydukları iyodu ve tiroid hormonunu anneden sağlarlar.Eğer anne hamilelikte iyot eksikliği ile tanışmışsa bu bebeklerde ilerleyen dönemde öğrenme ve kavrama güçlüğü,zeka geriliği ve nörolojik sorunların daha çok görüldüğü belirlenmiştir.Bebekler büyüdüklerinde dahi bu engelin aşılamadığı görülmektedir.
Doğal yollardan alınan iyot oranı çoğu zamanda vücut için yeterli olmamaktadır. Bu sebeple bazı yiyecek ve içeceklere ek olarak imalatları aşamasında yapay yoldan ilave edilmektedir. Burada yapay yolla zenginleştirilen en önemli madde tuzdur. Özellikle yemeklerde iyotlu tuz kullanımı ile vücuttaki iyot eksikliği takviye edilmektedir. Buna rağmen aşırı iyot eksikliğine bağlı olarak hamileye guatr veya hipotiroid teşhisi konmuşsa TSH (tiroid hormonu) kontrolü ile tedaviye acilen başlanmalıdır. İyot eksikliği tanısının araştırılması öncelikle idrar kontrolüyle yapılmaktadır. Çünkü iyot vücuttan idrar yoluyla atılan bir elementtir. Özellikle hamilelikte doktor kontrolü olmadan asla iyot takviyesi yapan ilaçlar kullanılmamalıdır.
10 Temmuz 2014 Perşembe
80s Hits Slow Yabancı
1980-1989 Yılları Arası en hit olmuş yabancı şarkı listesi 80ler slow yabancı pop, 80s hits, Seksenler - 80'ler, 80s, hits, 80ler, nostalji, yabancı, seksenler, 1980,
80'li yılların en hit olmuş şarkıları, 80 li yılların hareketli yabancı şarkıları, 80 disco, Listen 80s Music, 80s best songs , 80s hits Seksenli yılların en popüler yabancı şarkıları.
80'li yılların en hit olmuş şarkıları, 80 li yılların hareketli yabancı şarkıları, 80 disco, Listen 80s Music, 80s best songs , 80s hits Seksenli yılların en popüler yabancı şarkıları.
80'li Yılların En İyi Slow Şarkı Listesi: muzikliste Hazır Müzik Listeleri
Adriano Celentano - Susanna (1984) (www.onlinebilgin.com)
Alphaville - Forever Young (1984) (www.onlinebilgin.com)
Alphaville - Summer in Berlin (1984) (www.onlinebilgin.com)
Anita Hegerland - North Point (1987) (www.onlinebilgin.com)
Belinda - Laluna (1988)(www.onlinebilgin.com)
Berlin - Take my Breath Away (1986) (www.onlinebilgin.com)
Black - Wonderfull Life (1986) (www.onlinebilgin.com)
Bobby McFerrin - Don't Worry, Be Happy (1988)
Bryan Ferry - Slave To Love (1985)
Camouflage - Love Is a Shield (1989)
Chris De Burgh - Missing You (www.onlinebilgin.com)
Chris De Burgh - Lady In Red (www.onlinebilgin.com)
Chris Norman - Midnight Lady (1986)
Cindy Lauper - Time After Time (1984) (www.onlinebilgin.com)
Culture Club - Do You Really Want To Hurt Me (1982)
Cutting Crew - (I just) Died in your arms ton (1986)
Dionne Warwick & Friends - That's What Friends Are For (1985)
Dire Straits - Private Investigations (1982)
Elton John - Sacrifice (1989) Süper
Europe - Carrie (1987) (www.onlinebilgin.com)
F.R. David - Words (1982)
Falco - Jeanny (1985) (www.onlinebilgin.com)
Fiction Factory - Feels Like Heaven (1984)
Fleetwood Mac - Little Lies (1987)
Foreigner - I Want To Know What Love Is (1984)
Frankie Goes To Hollywood - The Power of Love (1984)
Gary Moore - Always Gonna Love You (1982) (www.onlinebilgin.com)
Gazebo - I Like Chopin' (1983) (www.onlinebilgin.com)
George Michaels - Careless Whispers (1984)
Glenn Medeiros - Nothing's Gonna Change My Love For You (1986)
Heart - Alone (1987)
INXS - Never Tear Us Apart (1987)
Karla Bonoff - All My Life (1988) [Parliament Sinema Kulübü Jeneriği Star 1]
Babyface - Love Saw It (1988)
Kim Carnes - Bette Davis Eyes (1981)
Lionel Richie - Hello (1983)(Harika slow)
Lionel Richie – Say You, Say Me (1985)
Lian Ross - Say youll never (www.onlinebilgin.com)
Martika - Toy Soldiers (www.onlinebilgin.com)
Modern Talking - You Can Win If You Want (1985)
Pat Benatar - Love Is a Battlefield (1983)
Peter Gabriel - Sledgehammer (1986) (www.onlinebilgin.com)
Phill collins - Another day in Paradise (1989)(Harika slow)
Phil Collins - In The Air Tonight (1981)
Phoebe Cates - Paradise (1982)(Slow)
Prince And The Revolution - Purple Rain (1984)
Randy Crawford - Knockin' On Heaven's Door (1989)
Real Life - Send Me An Angel (1983)
Queen - Friends Will Be Friends (www.onlinebilgin.com)
Queen - I Want To Break Free (www.onlinebilgin.com)
Queen - One Year Of Love (1986)
Sam Brown - Stop (1988)
Scorpions - Still Loving You (1984)
Scorpions - Winds of Change (1990)
Simply Red - Holding Back The Years (SLOW)
Starship - Nothing's Gonna Stop Us Now (1987)
Tanita Tikaram - Twist In My Sobriety (1988)
The Stranglers - Always the Sun (1986)
Tina Turner - Private Dancer (1984)
Tina Turner - We Don't Need Another Hero (1985)
Whitney Houston - Saving All My Love For You (1985)
...................................................................................
Listeyi Hazırlayan Müzikliste Editörü: Yunus Güncelleme: 01.02.2016
Liste Bilgi Edinme Amaçlıdır Sitemizde Şarkı İndirme Yoktur.
9 Temmuz 2014 Çarşamba
Enginarın Faydaları
Enginarın Faydaları
Sağlıklı beslenmemizde sebzelerin çok büyük bir payı bulunmaktadır. Bu sebzelerden biri de enginardır. Yaz sebzelerinden olan enginar, düşük kaloriye sahip bir sebzedir.Kalorisinin düşük olmasından dolayı kilo vermek isteyenlerin ya da diyet yapanların en az bir öğünlerinde tüketmeleri gerekmektedir. Enginarı sadece yemeği yapılan bir sebze olarak düşünmemek gerekir. Çünkü bu sebze sağlık sorunlarına birebir olduğundan dolayı, sadece karın doyurucu bir yemeklik olarak değil, sağlık sorunlarınızda da rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Enginar karbonhidrat, vitamin, protein, mineral bakımından zengin bir sebze olmakla beraber zehir sökücü bir özelliğe de sahip olduğu için tedavilerde de kullanılmaktadır.Yağ oranı az olan bu sebze karaciğer için oldukça faydalıdır. Enginar karaciğerin düzenli çalışmasını sağlamakta ve karaciğeri toksinlerden arındırmakta, safra kesesinde oluşan sıvının akışını kontrol etmekte , kanda oluşan üre ve kolesterol miktarını düşürmekte, kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasına fayda sağlamaktadır. Ayrıca enginar idrar söktürücü bir etkiye de sahiptir. Böylelikle vücutta oluşan fazla suyu idrar ile birlikte vücuttan atmayı sağlar. Reflüsü olan ve mide ekşime şikayetleri olan kişilerin rahatlıkla tüketebileceği bir sebzedir. Sindirim sistemini düzenli çalıştırma gibi bir özelliğe sahip olan enginar hazımsızlık çekenler için çok faydalıdır Enginar demir bakımından zengin olduğu için özellikle hamilelik döneminde tüketilmesi fayda sağlayacaktır. Ateş düşürücü, ter kokusunu giderici, iştah açıcı gibi faydaları olan enginar aynı zamanda kalp çarpıntısı ve karaciğer rahatsızlığı olan, romatizma şikayeti olan, şeker hastası olan insanlar için tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
İlgili aramalar: enginarın faydaları nelerdir? enginarın yararları
Sağlıklı beslenmemizde sebzelerin çok büyük bir payı bulunmaktadır. Bu sebzelerden biri de enginardır. Yaz sebzelerinden olan enginar, düşük kaloriye sahip bir sebzedir.Kalorisinin düşük olmasından dolayı kilo vermek isteyenlerin ya da diyet yapanların en az bir öğünlerinde tüketmeleri gerekmektedir. Enginarı sadece yemeği yapılan bir sebze olarak düşünmemek gerekir. Çünkü bu sebze sağlık sorunlarına birebir olduğundan dolayı, sadece karın doyurucu bir yemeklik olarak değil, sağlık sorunlarınızda da rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Enginar karbonhidrat, vitamin, protein, mineral bakımından zengin bir sebze olmakla beraber zehir sökücü bir özelliğe de sahip olduğu için tedavilerde de kullanılmaktadır.Yağ oranı az olan bu sebze karaciğer için oldukça faydalıdır. Enginar karaciğerin düzenli çalışmasını sağlamakta ve karaciğeri toksinlerden arındırmakta, safra kesesinde oluşan sıvının akışını kontrol etmekte , kanda oluşan üre ve kolesterol miktarını düşürmekte, kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasına fayda sağlamaktadır. Ayrıca enginar idrar söktürücü bir etkiye de sahiptir. Böylelikle vücutta oluşan fazla suyu idrar ile birlikte vücuttan atmayı sağlar. Reflüsü olan ve mide ekşime şikayetleri olan kişilerin rahatlıkla tüketebileceği bir sebzedir. Sindirim sistemini düzenli çalıştırma gibi bir özelliğe sahip olan enginar hazımsızlık çekenler için çok faydalıdır Enginar demir bakımından zengin olduğu için özellikle hamilelik döneminde tüketilmesi fayda sağlayacaktır. Ateş düşürücü, ter kokusunu giderici, iştah açıcı gibi faydaları olan enginar aynı zamanda kalp çarpıntısı ve karaciğer rahatsızlığı olan, romatizma şikayeti olan, şeker hastası olan insanlar için tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
İlgili aramalar: enginarın faydaları nelerdir? enginarın yararları
Pırasanın Faydaları
Pırasanın Faydaları
Küçük yaşlardaki çocuklar başta olmak üzere birçok insanın adını bile duymak istemedikleri ve sevmedikleri pırasa vücudumuz için gerekli birçok maddeyi içinde barındırmaktadır. Pırasanın içinde yüksek miktarda C,K ve B vitaminleri bulunmaktadır. Pırasayı sevmeyen kişilerin vücutları bu vitaminler yönünden zayıftır. Bundan dolayı pırasa tüketimi oldukça önemlidir. Bu vitaminlerin dışında pırasanın içinde bol miktarda potasyum, kalsiyum, manganez, kükürt, bakır, demir, silisyum, iyot gibi maddeler bulunmaktadır. İşte bu yüzden pırasa besin değeri yüksek olan gıdalar arasında ilk sırada gelmektedir. Besin eğeri bu kadar yüksek olan bir gıdanın sofralardan eksik edilmemesi gerekmektedir. Özellikle çocukların sağlıklı gelişebilmesi için bol miktarda pırasa tüketilmelidir.
Pırasanın insan vücuduna sağladığı yararlar saymakla bitmez. Öncelikle vücuda kuvvet veren pırasa, içindeki maddelerinde etkisiyle kan yapma özelliğine sahiptir.Kansızlık problemi çeken insanların bol miktarda tüketmeleri gereken gıdalar arasındadır. Sindirim sistemini sağlıklı bir şekilde çalıştırdığı ve sindirimi kolaylaştırdığı gözlemlenmiştir. Pırasa böbrek sorunu yaşayan özellikle böbrek taşı düşüren ya da böbreklerinde kum olan kişiler için oldukça faydalıdır. Çünkü böbreklerde ki kum ve taş düşüşünü kolaylaştırmakta ve bir daha oluşmalarını engellemektedir. Sinir sistemini kuvvetlendirdiği de göz ardı edilmemelidir. Astım, romatizma, egzama ya da damar sertliği gibi şikayetleri olan kişilerinde pırasa tüketmeleri önerilmektedir. Bağırsakları yumuşatma özelliği olduğu gibi kabızlık problemi çekenler içinde oldukça faydalı bir gıdadır. Ayrıca pırasa tohumunun tüketilmesi basuru iyileştirici özelliğe sahiptir. Bunların yanı sıra pırasanın anne sütünü artırdığı, kansere karşı koruyucu olduğu, idrar söktürücü özelliğe sahip olduğu da bilinmektedir.
İlgili aramalar: pırasanın faydaları nelerdir, pırasanın yararları
Küçük yaşlardaki çocuklar başta olmak üzere birçok insanın adını bile duymak istemedikleri ve sevmedikleri pırasa vücudumuz için gerekli birçok maddeyi içinde barındırmaktadır. Pırasanın içinde yüksek miktarda C,K ve B vitaminleri bulunmaktadır. Pırasayı sevmeyen kişilerin vücutları bu vitaminler yönünden zayıftır. Bundan dolayı pırasa tüketimi oldukça önemlidir. Bu vitaminlerin dışında pırasanın içinde bol miktarda potasyum, kalsiyum, manganez, kükürt, bakır, demir, silisyum, iyot gibi maddeler bulunmaktadır. İşte bu yüzden pırasa besin değeri yüksek olan gıdalar arasında ilk sırada gelmektedir. Besin eğeri bu kadar yüksek olan bir gıdanın sofralardan eksik edilmemesi gerekmektedir. Özellikle çocukların sağlıklı gelişebilmesi için bol miktarda pırasa tüketilmelidir.
Pırasanın insan vücuduna sağladığı yararlar saymakla bitmez. Öncelikle vücuda kuvvet veren pırasa, içindeki maddelerinde etkisiyle kan yapma özelliğine sahiptir.Kansızlık problemi çeken insanların bol miktarda tüketmeleri gereken gıdalar arasındadır. Sindirim sistemini sağlıklı bir şekilde çalıştırdığı ve sindirimi kolaylaştırdığı gözlemlenmiştir. Pırasa böbrek sorunu yaşayan özellikle böbrek taşı düşüren ya da böbreklerinde kum olan kişiler için oldukça faydalıdır. Çünkü böbreklerde ki kum ve taş düşüşünü kolaylaştırmakta ve bir daha oluşmalarını engellemektedir. Sinir sistemini kuvvetlendirdiği de göz ardı edilmemelidir. Astım, romatizma, egzama ya da damar sertliği gibi şikayetleri olan kişilerinde pırasa tüketmeleri önerilmektedir. Bağırsakları yumuşatma özelliği olduğu gibi kabızlık problemi çekenler içinde oldukça faydalı bir gıdadır. Ayrıca pırasa tohumunun tüketilmesi basuru iyileştirici özelliğe sahiptir. Bunların yanı sıra pırasanın anne sütünü artırdığı, kansere karşı koruyucu olduğu, idrar söktürücü özelliğe sahip olduğu da bilinmektedir.
İlgili aramalar: pırasanın faydaları nelerdir, pırasanın yararları
8 Temmuz 2014 Salı
Kereviz
Kereviz
Akdeniz mutfağı denilince ilk akla gelen besinlerden birisidir Kereviz. Kereviz halk arasında bir çok faydasının olmasıyla bilinmektedir. En çok bilinen özelliği ise hiç kuşkusuz sinirli insanlara iyi gelmesidir. Bunun yanında kerevizde B vitamini de oldukça fazladır. Bu sayede insanların beyin gelişimine oldukça olumlu etki yapmaktadır.
Kereviz romatizma problemi olan kişilere de sık sık önerilmektedir. Çünkü içeriğinde bulunan maddeler sayesinde romatizmanın olumsuz belirtilerini gidermektedir. Kereviz Türk mutfağında pek çok çeşit ile birlikte tüketilebilmektedir. Gerek salata olarak, gerek çorba olarak gerekse de zeytinyağlı yemeği yapılarak tüketilen kerevizin iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlar yaprak ve kök kerevizleri. Kerevizin Sağlık İçin Diğer Faydalarını Sayacak Olursak;
- Cinsel gücün arttırılmasına yarıyor,
- C vitamini açısından zengin olduğu için vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı oluyor,
- İçerisindeki maddeler insanlarda tatlı yeme isteğini düşürdüğü için kilo alımını belirli bir oranda önlemiş oluyor,
- Kanda biriken zehirli maddelerin vücut dışarısına atılmasına yardımcı olarak kanın temizlenmesini sağlıyor,
- Kereviz sayesinde özellikle suratta çıkan sivilce ve akneler çok çabuk bir şekilde iyileşebilmekte,
- Unutkanlık gibi sorunların önüne geçebilmekte,
- Yüksek tansiyonu bulunan kişilerde kan basıncının dengelenmesini sağlamakta,
- Midenin dayanıklılığını arttırmakta,
- Baş ağrılarını ve uykusuzluk problemlerini gidermekte,
- Vücutta oluşan yabancı maddelerin daha hızlı bir şekilde atılması için idrarın sürekli olarak sökülmesini sağlamaktadır.
İlgili aramalar: kerevizin faydaları, kerevizin yararları nelerdir
Akdeniz mutfağı denilince ilk akla gelen besinlerden birisidir Kereviz. Kereviz halk arasında bir çok faydasının olmasıyla bilinmektedir. En çok bilinen özelliği ise hiç kuşkusuz sinirli insanlara iyi gelmesidir. Bunun yanında kerevizde B vitamini de oldukça fazladır. Bu sayede insanların beyin gelişimine oldukça olumlu etki yapmaktadır.
Kereviz romatizma problemi olan kişilere de sık sık önerilmektedir. Çünkü içeriğinde bulunan maddeler sayesinde romatizmanın olumsuz belirtilerini gidermektedir. Kereviz Türk mutfağında pek çok çeşit ile birlikte tüketilebilmektedir. Gerek salata olarak, gerek çorba olarak gerekse de zeytinyağlı yemeği yapılarak tüketilen kerevizin iki çeşidi bulunmaktadır. Bunlar yaprak ve kök kerevizleri. Kerevizin Sağlık İçin Diğer Faydalarını Sayacak Olursak;
- Cinsel gücün arttırılmasına yarıyor,
- C vitamini açısından zengin olduğu için vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı oluyor,
- İçerisindeki maddeler insanlarda tatlı yeme isteğini düşürdüğü için kilo alımını belirli bir oranda önlemiş oluyor,
- Kanda biriken zehirli maddelerin vücut dışarısına atılmasına yardımcı olarak kanın temizlenmesini sağlıyor,
- Kereviz sayesinde özellikle suratta çıkan sivilce ve akneler çok çabuk bir şekilde iyileşebilmekte,
- Unutkanlık gibi sorunların önüne geçebilmekte,
- Yüksek tansiyonu bulunan kişilerde kan basıncının dengelenmesini sağlamakta,
- Midenin dayanıklılığını arttırmakta,
- Baş ağrılarını ve uykusuzluk problemlerini gidermekte,
- Vücutta oluşan yabancı maddelerin daha hızlı bir şekilde atılması için idrarın sürekli olarak sökülmesini sağlamaktadır.
İlgili aramalar: kerevizin faydaları, kerevizin yararları nelerdir
Yenidünyanın Faydaları
Yenidünyanın Faydaları
Sağlıklı bir yaşam sürmemiz için et, sebze tüketimi kadar meyve tüketimimize de önem vermemiz gerekmektedir. Yediğimiz yiyeceklerden alamadığımız vitaminlerin bazılarını meyvelerden almaktayız. Şimdi bu meyvelerden hem rengiyle, hem de lezzetiyle insanların ağızlarını sulandıran bir meyve olan yenidünyadan diğer bir isimle malta eriğinden bahsedeceğiz.
Yenidünya, vücudumuz için çok gerekli olan A vitamini bakımından zengin meyveler arasında ilk sırada gelmektedir. Yaprağından meyvesine kadar her şeyiyle faydalı olan yenidünyanın, özellikle sıcak yaz aylarında susuzluğu giderici özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Büyük şehirlerin stresli yaşantısının insanlar üzerinde oluşturduğu huzursuzluğu giderici bir etkiye sahip olduğu ve kimyasal sakinleştiricilerden daha etkili doğal bir sakinleştirici olduğu bilinmektedir. Cilt rahatsızlığı olan insanların özellikle tüketmesi gereken bir meyve olan yenidünyanın, göz sağlığı içinde çok faydalı olduğu bilinmektedir. < Lezzetli olduğu kadar çok faydalı olan yenidünyanın sadece meyvesinin değil, yapraklarının da faydalı olduğunu söylemiştik. Yenidünyanın yaprağını kurutulup, daha sonra bitki çayı gibi demlendikten sonra tüketilmesi ishale iyi gelmek ve ishal ile vücudun kaybettiği suyun geri kazanılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, aşırı kilodan dolayı, şeker hastalığı ve ya başka hastalıklardan dolayı diyet yapan kişiler için faydalı bir meyve olan yenidünya,sindirim sisteminin düzenli çalışmasına, kalp ve damar hastalıklarına da oldukça faydalı olduğu bilinmektedir. Aşırı kilolarından şikayet eden insanlar, yenidünyanın diğer bir faydası olan tok tutucu özelliğinden yararlanabilirler.
İlgili aramalar: yenidünyanın faydaları nelerdir? malta eriğinin yararları
Sağlıklı bir yaşam sürmemiz için et, sebze tüketimi kadar meyve tüketimimize de önem vermemiz gerekmektedir. Yediğimiz yiyeceklerden alamadığımız vitaminlerin bazılarını meyvelerden almaktayız. Şimdi bu meyvelerden hem rengiyle, hem de lezzetiyle insanların ağızlarını sulandıran bir meyve olan yenidünyadan diğer bir isimle malta eriğinden bahsedeceğiz.
Yenidünya, vücudumuz için çok gerekli olan A vitamini bakımından zengin meyveler arasında ilk sırada gelmektedir. Yaprağından meyvesine kadar her şeyiyle faydalı olan yenidünyanın, özellikle sıcak yaz aylarında susuzluğu giderici özelliğe sahip olduğu bilinmektedir. Büyük şehirlerin stresli yaşantısının insanlar üzerinde oluşturduğu huzursuzluğu giderici bir etkiye sahip olduğu ve kimyasal sakinleştiricilerden daha etkili doğal bir sakinleştirici olduğu bilinmektedir. Cilt rahatsızlığı olan insanların özellikle tüketmesi gereken bir meyve olan yenidünyanın, göz sağlığı içinde çok faydalı olduğu bilinmektedir. < Lezzetli olduğu kadar çok faydalı olan yenidünyanın sadece meyvesinin değil, yapraklarının da faydalı olduğunu söylemiştik. Yenidünyanın yaprağını kurutulup, daha sonra bitki çayı gibi demlendikten sonra tüketilmesi ishale iyi gelmek ve ishal ile vücudun kaybettiği suyun geri kazanılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, aşırı kilodan dolayı, şeker hastalığı ve ya başka hastalıklardan dolayı diyet yapan kişiler için faydalı bir meyve olan yenidünya,sindirim sisteminin düzenli çalışmasına, kalp ve damar hastalıklarına da oldukça faydalı olduğu bilinmektedir. Aşırı kilolarından şikayet eden insanlar, yenidünyanın diğer bir faydası olan tok tutucu özelliğinden yararlanabilirler.
İlgili aramalar: yenidünyanın faydaları nelerdir? malta eriğinin yararları
7 Temmuz 2014 Pazartesi
MENOPOZA GİRMEK ÖNLENEBİLİR Mİ?
MENOPOZA GİRMEK ÖNLENEBİLİR Mİ?
Erken menopoz genel olarak her ay normal şartlarda adet kanaması yaşayan bir kadının otuz beş yaşından önce adet kanamalarının sona ermesidir. Tabi ki bu durumun en önemli sonucu kadının doğurganlığının bitmesidir. Bazı durumlarda görülen ilaç tedavileri, ruhsal bedensel yaşanan hastalıklar, genetik ailevi faktörler hatta yaşanan coğrafik mekan bile erken menopoz yaşını tetikleyen unsurlardır.
Yaşadığımızda çağda kadının daha fazla sosyalleşmesi ve iş hayatında daha aktif rol oynaması, annelik içgüdüsünden uzaklaşarak daha fazla kariyer yapma ve maddi bağımsızlığını kazanma güdüsüne dönüşmüştür. Bu sebeple çalışma hayatının yoğun temposu beraberinde güç ve zorlu çalışma temposu ve genetik etkenler erken menopozun meydana gelmesinde aktif rol oynamaktadır. Erken menopoz önlenebilir mi? Bu soru bize her ne kadar kadınların kişisel ve maddi özgürlüklerin peşinde koşsalar bile yine de annelik içgüdüsünün mutlaka baskın olduğunu anlatmaktadır. Kariyer yapma amacıyla annelik planlarını ikinci sıraya koyan kadınlar erken menopoza girdiklerinde bunu önlemek için mevcut her türlü yöntemi denemektedirler.
Kadınlar mutlaka kariyer planlarını yaparken otuz beş yaşın kendileri için üreme sürecinde bir dönüm noktası olduğunu unutmamalıdırlar. En az altı ayda bir mutlaka rutin hormon testlerini ve doktor kontrollerini yaptırmaları, yumurtalıklarının çalışma durumlarını gösterir testlerini ihmal etmemeleri, ultrason ve kan seviyelerinin ölçümlerini yaptırmaları çok büyük önem taşır. Bunların içinde yumurtalık rezervlerini gösterir adet kanamasının ilk günlerinde vajinal ultrasonografi ile yapılan antralfolikül sayısı ölçümü erken menopoza girmenin önlenmesinde önemli bulgular ortaya koyar.
Erken menopoz genel olarak her ay normal şartlarda adet kanaması yaşayan bir kadının otuz beş yaşından önce adet kanamalarının sona ermesidir. Tabi ki bu durumun en önemli sonucu kadının doğurganlığının bitmesidir. Bazı durumlarda görülen ilaç tedavileri, ruhsal bedensel yaşanan hastalıklar, genetik ailevi faktörler hatta yaşanan coğrafik mekan bile erken menopoz yaşını tetikleyen unsurlardır.
Yaşadığımızda çağda kadının daha fazla sosyalleşmesi ve iş hayatında daha aktif rol oynaması, annelik içgüdüsünden uzaklaşarak daha fazla kariyer yapma ve maddi bağımsızlığını kazanma güdüsüne dönüşmüştür. Bu sebeple çalışma hayatının yoğun temposu beraberinde güç ve zorlu çalışma temposu ve genetik etkenler erken menopozun meydana gelmesinde aktif rol oynamaktadır. Erken menopoz önlenebilir mi? Bu soru bize her ne kadar kadınların kişisel ve maddi özgürlüklerin peşinde koşsalar bile yine de annelik içgüdüsünün mutlaka baskın olduğunu anlatmaktadır. Kariyer yapma amacıyla annelik planlarını ikinci sıraya koyan kadınlar erken menopoza girdiklerinde bunu önlemek için mevcut her türlü yöntemi denemektedirler.
Kadınlar mutlaka kariyer planlarını yaparken otuz beş yaşın kendileri için üreme sürecinde bir dönüm noktası olduğunu unutmamalıdırlar. En az altı ayda bir mutlaka rutin hormon testlerini ve doktor kontrollerini yaptırmaları, yumurtalıklarının çalışma durumlarını gösterir testlerini ihmal etmemeleri, ultrason ve kan seviyelerinin ölçümlerini yaptırmaları çok büyük önem taşır. Bunların içinde yumurtalık rezervlerini gösterir adet kanamasının ilk günlerinde vajinal ultrasonografi ile yapılan antralfolikül sayısı ölçümü erken menopoza girmenin önlenmesinde önemli bulgular ortaya koyar.
HAMİLELİKTE İNSÜLİN DİRENCİ
HAMİLELİKTE İNSÜLİN DİRENCİ
İnsülin özellikle kandaki glukozun hücrelerin dokuları içine girerek enerjiye dönüşmesini sağlayan bir hormondur. Bazı durumlarda vücut insülinin doku içine girmesine engel olur. Bu durumlarda açıkta kalan insülin kanda şeker oranının artmasına yol açar. Kanda şeker oranının artması ise başta kalp, böbrek, pankreas ve karaciğer olmak üzere pek çok iç organ ve dokuya zarar verir.
Hamilelikte insülin direnci diğer bir deyimle rezistansı vücutta hormonal dengeler rutin çalışmanın dışında seyrettiğinden önemle takip edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Hamilelikte insülin hormonun normal sınırlar dışında çalıştığında fazla salınan insülin hormonunun tamamı dokuların için giremediği için açıkta kalan kısmı kanda şeker olarak birikir. Bu durum ise vücutta rezistans(direnç) oluşumuna yol açar. Hamilelikte insülin direnci 24. ile 28. haftada en üst seviyedir. Bunun tespiti için bu haftalarda hamile olan kadına glukoz yüklemesi yapılarak bu direncin kalıcı bir hastalık mı yoksa hamileliğe bağlı bir direnç mi olduğu araştırılır. Genellikle sıkı bir perhiz ve tedavi ile kontrol altına alınır. Hamilelikte özellikle iki hormon insülin direncinin tanımında rol oynar.
Bu hormonlar HPL(humanplasentallaktojen) ve HPGH (humanplacentalgrowthhormone)dur. HPL düzeyi gebelikte yaklaşık otuz kat, HPGH ise sekiz kat artarak hamilelikte insülin direncine yol açar. Hamileliğe bağlı şeker artışı vücutta aşırı kilo, ayaklarda ve ellerde şişmeye yol açar. Bazen bu kilo doğum sonraki kalıcı hale gelerek, insülin direncine bağlı vücutta kalıcı şeker hastalığına dönüşebilir.
İnsülin özellikle kandaki glukozun hücrelerin dokuları içine girerek enerjiye dönüşmesini sağlayan bir hormondur. Bazı durumlarda vücut insülinin doku içine girmesine engel olur. Bu durumlarda açıkta kalan insülin kanda şeker oranının artmasına yol açar. Kanda şeker oranının artması ise başta kalp, böbrek, pankreas ve karaciğer olmak üzere pek çok iç organ ve dokuya zarar verir.
Hamilelikte insülin direnci diğer bir deyimle rezistansı vücutta hormonal dengeler rutin çalışmanın dışında seyrettiğinden önemle takip edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Hamilelikte insülin hormonun normal sınırlar dışında çalıştığında fazla salınan insülin hormonunun tamamı dokuların için giremediği için açıkta kalan kısmı kanda şeker olarak birikir. Bu durum ise vücutta rezistans(direnç) oluşumuna yol açar. Hamilelikte insülin direnci 24. ile 28. haftada en üst seviyedir. Bunun tespiti için bu haftalarda hamile olan kadına glukoz yüklemesi yapılarak bu direncin kalıcı bir hastalık mı yoksa hamileliğe bağlı bir direnç mi olduğu araştırılır. Genellikle sıkı bir perhiz ve tedavi ile kontrol altına alınır. Hamilelikte özellikle iki hormon insülin direncinin tanımında rol oynar.
Bu hormonlar HPL(humanplasentallaktojen) ve HPGH (humanplacentalgrowthhormone)dur. HPL düzeyi gebelikte yaklaşık otuz kat, HPGH ise sekiz kat artarak hamilelikte insülin direncine yol açar. Hamileliğe bağlı şeker artışı vücutta aşırı kilo, ayaklarda ve ellerde şişmeye yol açar. Bazen bu kilo doğum sonraki kalıcı hale gelerek, insülin direncine bağlı vücutta kalıcı şeker hastalığına dönüşebilir.
6 Temmuz 2014 Pazar
Zeytin Yaprağının Faydaları
Zeytin Yaprağının Faydaları
Kahvaltı sofralarının olmazsa olmazı olan zeytinin yaprakları da kendisi kadar yararlıdır. Dünyanın en dayanıklı ağaçları olan zeytin ağaçlarının bu dayanıklılığı dışarıdan gelen zararlı maddeleri yok etmeye yarayan, kendi bünyelerinde oluşturdukları bir maddeye bağlıdır. Bundan dolayı zeytin ağaçlarının sadece meyveleri değil yaprakları da insan vücuduna büyük ölçüde fayda sağlamaktadır. Halkın, zeytin yapraklarından yaptıkları ilaçlar 18. yy öncesine kadar uzanmaktadır. Zeytin yaprağı üzerinde araştırma yapan araştırmacılar, zeytin yaprağında 101 tane faydalı madde olduğunu tespit etmişlerdir. Bu maddeler özellikle hayvanlardan insanlara geçen bakterilere karşı çok etkili olmaktadır.
Zeytin yaprağı ayrıca fazla yağlanmadan dolayı vücutta oluşan yağ bezelerin yok etmede birebirdir. Çocuklara küçük yaştan itibaren zeytin yaprağı tükettirilmesi, çocukların kemik gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Zeytin yaprağı, insanların korkulu rüyası haline gelen kanser hastalığı içinde çok etkilidir. Özellikle kolun kanseri, göğüs kanseri riskini büyük bir oranda ortadan kaldırmaktadır. Faydaları saymakla bitmeyen zeytin yaprağı, kadınlarda menopoz ve menopozla beraber gelen sıkıntılı dönemlerin az sorunlu bir şekilde geçirilmesini, erkeklerde ise prostat olma oranının azalmasını sağlamaktadır. Dünya üzerinde Amerika’nın zeytin yaprağını çok fazla tükettiği görülmektedir. Çünkü zeytin yaprağı üzerine yapılan araştırmalar sonunda, Zeytin yaprağının yukarıda saydığımız faydalarından daha çok faydası olduğu saptanmıştır. Örneğin; şeker hastalığı olan kişilerde kan şekerini düşürücü özelliğe sahip olduğu, karaciğer hastalarında karaciğerin düzenli çalışmasına, böbreklerde oluşan taş ve kumun yok edilmesine ve oluşumunu engellemeye, bağırsaklarda oluşan solucanların yok edilmesine, kalp ve damar sorunu olan insanlarda bu sorunun azalmasına, karaciğer ağrılarının giderilmesine, deride oluşan her türlü yanığın iyileşmesine, vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan iltihaplanmaların giderilmesine, Hepatit hastalıklarının yok edilmesine fayda sağladığı tespit edilmiştir.
Zeytin yaprağının sadece hastalıklar için bahsettiğimiz bu faydalarının dışında, kadınların daha çok ilgi göstereceği diğer bir faydası ise kırışıkları azaltması, cildi beslemesi ve sıkılaştırması gibi özelliklere de sahip olduğu bilinmektedir.
İlgili aramalar: zeytin yaprağının faydaları nelerdir? zeytin yaprağının yararları
Kahvaltı sofralarının olmazsa olmazı olan zeytinin yaprakları da kendisi kadar yararlıdır. Dünyanın en dayanıklı ağaçları olan zeytin ağaçlarının bu dayanıklılığı dışarıdan gelen zararlı maddeleri yok etmeye yarayan, kendi bünyelerinde oluşturdukları bir maddeye bağlıdır. Bundan dolayı zeytin ağaçlarının sadece meyveleri değil yaprakları da insan vücuduna büyük ölçüde fayda sağlamaktadır. Halkın, zeytin yapraklarından yaptıkları ilaçlar 18. yy öncesine kadar uzanmaktadır. Zeytin yaprağı üzerinde araştırma yapan araştırmacılar, zeytin yaprağında 101 tane faydalı madde olduğunu tespit etmişlerdir. Bu maddeler özellikle hayvanlardan insanlara geçen bakterilere karşı çok etkili olmaktadır.
Zeytin yaprağı ayrıca fazla yağlanmadan dolayı vücutta oluşan yağ bezelerin yok etmede birebirdir. Çocuklara küçük yaştan itibaren zeytin yaprağı tükettirilmesi, çocukların kemik gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Zeytin yaprağı, insanların korkulu rüyası haline gelen kanser hastalığı içinde çok etkilidir. Özellikle kolun kanseri, göğüs kanseri riskini büyük bir oranda ortadan kaldırmaktadır. Faydaları saymakla bitmeyen zeytin yaprağı, kadınlarda menopoz ve menopozla beraber gelen sıkıntılı dönemlerin az sorunlu bir şekilde geçirilmesini, erkeklerde ise prostat olma oranının azalmasını sağlamaktadır. Dünya üzerinde Amerika’nın zeytin yaprağını çok fazla tükettiği görülmektedir. Çünkü zeytin yaprağı üzerine yapılan araştırmalar sonunda, Zeytin yaprağının yukarıda saydığımız faydalarından daha çok faydası olduğu saptanmıştır. Örneğin; şeker hastalığı olan kişilerde kan şekerini düşürücü özelliğe sahip olduğu, karaciğer hastalarında karaciğerin düzenli çalışmasına, böbreklerde oluşan taş ve kumun yok edilmesine ve oluşumunu engellemeye, bağırsaklarda oluşan solucanların yok edilmesine, kalp ve damar sorunu olan insanlarda bu sorunun azalmasına, karaciğer ağrılarının giderilmesine, deride oluşan her türlü yanığın iyileşmesine, vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan iltihaplanmaların giderilmesine, Hepatit hastalıklarının yok edilmesine fayda sağladığı tespit edilmiştir.
Zeytin yaprağının sadece hastalıklar için bahsettiğimiz bu faydalarının dışında, kadınların daha çok ilgi göstereceği diğer bir faydası ise kırışıkları azaltması, cildi beslemesi ve sıkılaştırması gibi özelliklere de sahip olduğu bilinmektedir.
İlgili aramalar: zeytin yaprağının faydaları nelerdir? zeytin yaprağının yararları
4 Temmuz 2014 Cuma
Menopoz Geciktirilebilir mi?
Menopoz Geciktirilebilir mi?
Erken menopozun en önemli belirtisi periyodik olarak 27 günde bir olan adet kanamalarındaki sürenin bazen kısalması bazen de uzaması gibi düzensizliklerdir. Ayrıca gerçekleşen adet yoğunluğundaki yavaşlama, menopozda meydana çıkan ateş basması, gece terlemeleri, bazen gerçekleşen ruhsal değişiklikler de erken menopoz bulgularındandır.
Tüm bu sorunlar aslında kadın vücudunda en önemli salınan madde olan östrojen hormonunun gittikçe az üretilmeye başlaması veya tamamen kesilmesinden dolayıdır. Menopoz dönemlerinin mutlaka ilgili bir hekim tarafından takip edilmesinde fayda vardır. Yapılacak ilaç vb. tedavilerle bu sürecin rahat atlatılması veyaerkenmenopoz geciktirilir mi? sorusuna bir cevaptır. Erken menopozun geciktirilmesinde en etkin tedavi yöntemi vücutta eksilmeye başlayan veya tükenen östrojen hormonunun yapay yollar ile vücuda verilmesidir.Ancak bu tedavinin en büyük handikap vücutta eğer kanserli hücre varsa aktif hale gelmesi ihtimalidir.Bu yüzden östrojen tedavisine başlamadan önce hastanın genetik özelliklerinin detaylı olarak araştırılması büyük önem taşır.Ailede anne,teyze,hala veya anneanne gibi yakınlarda göğüs,rahim vb kanser türleri geçirmiş bir birey varsa mutlaka östrojen hormonu tedavisinin kesilmesi gerekir.
Ayrıca DHEA adı verilen bir çeşit anti-aging madde de (bir nevi yaşlanmayı geciktirici madde) vücutta geri dönmeyi hızlandırarak yumurta üretimini yeniden aktif hale getirir veerkenmenopozun geciktirilmesi sağlanır.Erken menopozun sebebi eğer otoimmun bir hastalığa bağlı ise bu hastalığın sebepleri ortadan kaldırılıp tedavisi gerçekleşirse problemin kendiliğinden düzeldiği görülür.Bu oran ise ancak %1 düzeyindedir.
Erken menopozun en önemli belirtisi periyodik olarak 27 günde bir olan adet kanamalarındaki sürenin bazen kısalması bazen de uzaması gibi düzensizliklerdir. Ayrıca gerçekleşen adet yoğunluğundaki yavaşlama, menopozda meydana çıkan ateş basması, gece terlemeleri, bazen gerçekleşen ruhsal değişiklikler de erken menopoz bulgularındandır.
Tüm bu sorunlar aslında kadın vücudunda en önemli salınan madde olan östrojen hormonunun gittikçe az üretilmeye başlaması veya tamamen kesilmesinden dolayıdır. Menopoz dönemlerinin mutlaka ilgili bir hekim tarafından takip edilmesinde fayda vardır. Yapılacak ilaç vb. tedavilerle bu sürecin rahat atlatılması veyaerkenmenopoz geciktirilir mi? sorusuna bir cevaptır. Erken menopozun geciktirilmesinde en etkin tedavi yöntemi vücutta eksilmeye başlayan veya tükenen östrojen hormonunun yapay yollar ile vücuda verilmesidir.Ancak bu tedavinin en büyük handikap vücutta eğer kanserli hücre varsa aktif hale gelmesi ihtimalidir.Bu yüzden östrojen tedavisine başlamadan önce hastanın genetik özelliklerinin detaylı olarak araştırılması büyük önem taşır.Ailede anne,teyze,hala veya anneanne gibi yakınlarda göğüs,rahim vb kanser türleri geçirmiş bir birey varsa mutlaka östrojen hormonu tedavisinin kesilmesi gerekir.
Ayrıca DHEA adı verilen bir çeşit anti-aging madde de (bir nevi yaşlanmayı geciktirici madde) vücutta geri dönmeyi hızlandırarak yumurta üretimini yeniden aktif hale getirir veerkenmenopozun geciktirilmesi sağlanır.Erken menopozun sebebi eğer otoimmun bir hastalığa bağlı ise bu hastalığın sebepleri ortadan kaldırılıp tedavisi gerçekleşirse problemin kendiliğinden düzeldiği görülür.Bu oran ise ancak %1 düzeyindedir.
3 Temmuz 2014 Perşembe
Yeşil Soğanın Faydaları
Yeşil Soğanın Faydaları
Yaz kış fark etmeden her mevsimde mevcut olan yeşil soğan sofralarımıza lezzet kattığı kadar sağlığımıza da fayda sağlamaktadır. Faydası çok olan yeşil soğanı sofralarınızdan eksik etmeyin. Özellikle salatalarınızı kesinlikle yeşil soğanla süsleyin. Bahçesiz bir evin balkonunda sadece bir saksı içerisinde dahi yetişebilen yeşil soğanın faydaları saymakla bitmez.Yeşil kısmından beyaz kısmına kadar vitamin deposu olan yeşil soğan bünyesinde bol miktarda A vitamini içermektedir.Günde en az bir öğün de salatalarınıza koyduğunuz yeşil soğanla düzenli bir şekilde vücudunuza A vitamini girecektir. Kolay bir şekilde elde edilen bu lezzetli sebze içerisinde koversil maddesi bulundurmaktadır. İşte bu madde özellikle alerjilere karşı oldukça etkilidir.Koversil maddesinin kansere karşı koyucu özelliği olduğu da bilinmektedir. Yeşil soğanın asıl faydalı olan kısımları yeşil olan kısımlardır. Yeşil olan kısımlar vücudu toksinlerden arındırma da oldukça etkilidir. Şeker hastaları için ise kan şekerini düşürücü özelliğe sahip olduğu için düzenli bir şekilde tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Aynı zamanda ödem söktürücü özelliğe sahip olan yeşil soğanın yeşil kısımlarında yüksek miktarda C vitamini bulunmaktadır.
Kilo vermek isteyen kişilerin rahatlıkla tüketebileceği bir sebze olan yeşil soğan özellikle kış aylarında soğuk algınlığı için oldukça faydalıdır.Kışın soğuk alan insanların hastalıkları süresince düzenli olarak tüketecekleri yeşil soğan vücut dirençlerinin artmasını sağlayacaktır.
Yaz kış fark etmeden her mevsimde mevcut olan yeşil soğan sofralarımıza lezzet kattığı kadar sağlığımıza da fayda sağlamaktadır. Faydası çok olan yeşil soğanı sofralarınızdan eksik etmeyin. Özellikle salatalarınızı kesinlikle yeşil soğanla süsleyin. Bahçesiz bir evin balkonunda sadece bir saksı içerisinde dahi yetişebilen yeşil soğanın faydaları saymakla bitmez.Yeşil kısmından beyaz kısmına kadar vitamin deposu olan yeşil soğan bünyesinde bol miktarda A vitamini içermektedir.Günde en az bir öğün de salatalarınıza koyduğunuz yeşil soğanla düzenli bir şekilde vücudunuza A vitamini girecektir. Kolay bir şekilde elde edilen bu lezzetli sebze içerisinde koversil maddesi bulundurmaktadır. İşte bu madde özellikle alerjilere karşı oldukça etkilidir.Koversil maddesinin kansere karşı koyucu özelliği olduğu da bilinmektedir. Yeşil soğanın asıl faydalı olan kısımları yeşil olan kısımlardır. Yeşil olan kısımlar vücudu toksinlerden arındırma da oldukça etkilidir. Şeker hastaları için ise kan şekerini düşürücü özelliğe sahip olduğu için düzenli bir şekilde tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Aynı zamanda ödem söktürücü özelliğe sahip olan yeşil soğanın yeşil kısımlarında yüksek miktarda C vitamini bulunmaktadır.
Kilo vermek isteyen kişilerin rahatlıkla tüketebileceği bir sebze olan yeşil soğan özellikle kış aylarında soğuk algınlığı için oldukça faydalıdır.Kışın soğuk alan insanların hastalıkları süresince düzenli olarak tüketecekleri yeşil soğan vücut dirençlerinin artmasını sağlayacaktır.
Şeker Hastalığına İyi Gelen Yiyecekler
Şeker Hastalığına İyi Gelen Yiyecekler
Şeker hastalığı diğer bir adıyla diyabet dünyada fazlasıyla yaygın olan bir hastalık türüdür. Diyabet önemsenmediği ve tedavi edilmediği takdirde kör olma, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği gibi hastalıklara yol açabilmektedir. Bazı profesörler ise diyabetin çeşitli beslenme alışkanlıklarıyla birlikte düzene girebileceğine ve ilaç kullanmaya gerek kalmayacağını belirtiyor. Şeker hastalığı diğer bir adıyla diyabet kandaki şeker oranın normalden fazla olmasıyla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bunu da yukarıda belirttiğimiz gibi beslenmemize dikkat ederek kontrol altında tutmak mümkündür.
Şeker hastalığına iyi gelen besin türlerinden biri olan sebzeler lifli bir yapıya sahip olduklarından kan şekerini kontrol altında tutabilmektedir. Bu sebzeler şöyle sıralanabilir; brokoli, lahana, ıspanak, turp ve karalahanadır. Bir diğer besin ise zeytinyağıdır. Her derde deva olan zeytinyağı içerisinde bulundurduğu özelliklerle hem kolesterole hem damar tıkanıklığına iyi gelmekle beraber bunun yanında şeker direncini de en aza indirerek kontrolde olmasını sağlar. Ayrıca kullanacağımız yağsız olmak şartıyla etler içerisinde bol miktarda protein bulundurduğu için ve böylelikle çeşitli kalp rahatsızlıklarını önlemek mümkün olur. Bu yağsız etler ise şöyle sıralanabilir; Somon, alabalık, sardalye, tavuk, ton balığı ve hindidir. Yine birçok hastalığın tedavisinde kullanılan sarımsak da sekerin düşmesine yardımcı olmaktadır. Yemekler de ya da tatlılarda kullandığımız tarçın ise kan şekerini düşürmede ve bununla birlikte kolesterolün düşmesine de katkı sağlıyor. Omega 3 içeren besinler ise diyabetin getireceği kötü sonuçların yani hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
İlgili aramalar: hangi yiyecekler şeker hastalığına iyi gelir?
Şeker hastalığı diğer bir adıyla diyabet dünyada fazlasıyla yaygın olan bir hastalık türüdür. Diyabet önemsenmediği ve tedavi edilmediği takdirde kör olma, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği gibi hastalıklara yol açabilmektedir. Bazı profesörler ise diyabetin çeşitli beslenme alışkanlıklarıyla birlikte düzene girebileceğine ve ilaç kullanmaya gerek kalmayacağını belirtiyor. Şeker hastalığı diğer bir adıyla diyabet kandaki şeker oranın normalden fazla olmasıyla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bunu da yukarıda belirttiğimiz gibi beslenmemize dikkat ederek kontrol altında tutmak mümkündür.
Şeker hastalığına iyi gelen besin türlerinden biri olan sebzeler lifli bir yapıya sahip olduklarından kan şekerini kontrol altında tutabilmektedir. Bu sebzeler şöyle sıralanabilir; brokoli, lahana, ıspanak, turp ve karalahanadır. Bir diğer besin ise zeytinyağıdır. Her derde deva olan zeytinyağı içerisinde bulundurduğu özelliklerle hem kolesterole hem damar tıkanıklığına iyi gelmekle beraber bunun yanında şeker direncini de en aza indirerek kontrolde olmasını sağlar. Ayrıca kullanacağımız yağsız olmak şartıyla etler içerisinde bol miktarda protein bulundurduğu için ve böylelikle çeşitli kalp rahatsızlıklarını önlemek mümkün olur. Bu yağsız etler ise şöyle sıralanabilir; Somon, alabalık, sardalye, tavuk, ton balığı ve hindidir. Yine birçok hastalığın tedavisinde kullanılan sarımsak da sekerin düşmesine yardımcı olmaktadır. Yemekler de ya da tatlılarda kullandığımız tarçın ise kan şekerini düşürmede ve bununla birlikte kolesterolün düşmesine de katkı sağlıyor. Omega 3 içeren besinler ise diyabetin getireceği kötü sonuçların yani hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
İlgili aramalar: hangi yiyecekler şeker hastalığına iyi gelir?
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Zencefilin Faydaları
Zencefilin Faydaları
Zencefil günlük hayatta genellikle baharat olarak kullanılmaktadır.Fakat zencefilin bir çok sağlık sorunu için faydalı olduğu da bilinmektedir.Kilo vermek isteyenler için çay olarak kullanılan zencefil özellikle sindirim problemi yaşayanlar için oldukça etkilidir.Bağırsak enfeksiyonu şikayeti olan kişilerin zencefil tüketmeleri de tavsiyeler arasındadır.Çünkü bağırsak enfeksiyonlarını giderici bir etkiye sahip olan zencefil mide bulantısı, şişkinlik gibi problemler için de oldukça faydalıdır.
Düzenli tüketilen zencefil, akciğerleri temizlemekte ve vücutta ki zararlı maddeleri terlemeyi artırarak terleme ile beraber dışarı atmaktadır.Kabızlık problemi yaşayanlar zencefil tüketerek bu şikayetlerinin son bulduğunu göreceklerdir.Zencefilin bir diğer özelliği ise kanı sulandırmasıdır. Genellikle kan sulandırıcı ilaçlarla yapılan bu işlem zencefil ile doğal yoldan yapılmaktadır.Kış aylarında soğuk algınlığı ve öksürük için oldukça iyi olan zencefilin beyne de çok fazla fayda sağladığı bilinmektedir. Yeni doğum yapmış olan kadınlar için süt artırıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendiren zencefil metabolizmayı hızlandırır. Romatizma şikayeti olanlar için de tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Vücutta oluşan iltihaplanmaları yok edici özelliğe sahip olmakla beraber kansere karşı da oldukça etkilidir.
Zayıflamak isteyenler, bu dönem içinde zencefil tüketerek kan şekerlerinin dengede kalmasını sağlayabilirler.Tok tutucu özelliğe sahip olan zencefili yazın limonatalarınızın içerisinde tüketebileceğiniz gibi kışın çayını demleyerek de tüketebilirsiniz. Zencefil çayını tüketirken dikkat etmeniz gereken bir nokta bulunmaktadır. Zencefil çayınızın içine hiçbir şekilde tatlandırıcı atmamalısınız. Zencefil tüketiminiz ile vücudunuzun bağışıklık sistemi de güçlenecektir.
Zencefil günlük hayatta genellikle baharat olarak kullanılmaktadır.Fakat zencefilin bir çok sağlık sorunu için faydalı olduğu da bilinmektedir.Kilo vermek isteyenler için çay olarak kullanılan zencefil özellikle sindirim problemi yaşayanlar için oldukça etkilidir.Bağırsak enfeksiyonu şikayeti olan kişilerin zencefil tüketmeleri de tavsiyeler arasındadır.Çünkü bağırsak enfeksiyonlarını giderici bir etkiye sahip olan zencefil mide bulantısı, şişkinlik gibi problemler için de oldukça faydalıdır.
Düzenli tüketilen zencefil, akciğerleri temizlemekte ve vücutta ki zararlı maddeleri terlemeyi artırarak terleme ile beraber dışarı atmaktadır.Kabızlık problemi yaşayanlar zencefil tüketerek bu şikayetlerinin son bulduğunu göreceklerdir.Zencefilin bir diğer özelliği ise kanı sulandırmasıdır. Genellikle kan sulandırıcı ilaçlarla yapılan bu işlem zencefil ile doğal yoldan yapılmaktadır.Kış aylarında soğuk algınlığı ve öksürük için oldukça iyi olan zencefilin beyne de çok fazla fayda sağladığı bilinmektedir. Yeni doğum yapmış olan kadınlar için süt artırıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca bağışıklık sistemini de güçlendiren zencefil metabolizmayı hızlandırır. Romatizma şikayeti olanlar için de tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Vücutta oluşan iltihaplanmaları yok edici özelliğe sahip olmakla beraber kansere karşı da oldukça etkilidir.
Zayıflamak isteyenler, bu dönem içinde zencefil tüketerek kan şekerlerinin dengede kalmasını sağlayabilirler.Tok tutucu özelliğe sahip olan zencefili yazın limonatalarınızın içerisinde tüketebileceğiniz gibi kışın çayını demleyerek de tüketebilirsiniz. Zencefil çayını tüketirken dikkat etmeniz gereken bir nokta bulunmaktadır. Zencefil çayınızın içine hiçbir şekilde tatlandırıcı atmamalısınız. Zencefil tüketiminiz ile vücudunuzun bağışıklık sistemi de güçlenecektir.
Semizotunun Faydaları
Semizotunun Faydaları
Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalarda semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklik gibi sorunlarda vücuda fayda sağladığı belirlenmiştir. Semizotu içeriğindeki maddeler sayesinde kanda bulunan yabancı maddeleri temizler ve bunun yanında böbreklerin maksimum performansta çalışmasını sağlayarak bol idrar söktürür. Bu özelliği sayesinde kanda bulunan üre ve toksik maddeler de hızlı bir şekilde vücuttan atılmış olur. Semizotu böbreklerde bulunan kum ve taş gibi ilerde oldukça problem yaratabilecek yabancı maddeleri de düzenli bir şekilde temizleme özelliğine sahiptir. Semizotunun en belirgin etkilerinden birisi ise sinir krizlerini yatıştırmasıdır. Bu konuda pek çok uzman doktorun sinir konusunda kendine hakim olamayan hastalarına semizotu önerdikleri bilinmektedir. Şeker hastalarının en büyük problemlerinden birisi olan sürekli susuzluk hissetmeleri konusunda da yararlı özelliği bulunan semizotu, kilo problemi olan insanlara da yoğun bir şekilde önerilmektedir. Uzman diyetisyenler özellikle bu sebzenin yeşil salata olarak tüketilmesini önermektedirler.
Lif oranı yüksek olan bu sebze, kabızlık sorunu çekenler için birebirdir. Bunun yanında omega 3 denilince akla ilk balıklar gelse de yapılan ölçümlerde semizotunun içerisinde bulunan omega 3 oranının neredeyse balıklarla aynı olduğu kanıtlanmıştır. Halk arasında semizotu yıllardan bu yana gut hastalığına da iyi geldiği söylenmektedir. Bu söylentiler sonucu bu konuda da uzmanlar bir araştırma yapmış ve bu söylentinin doğruluğunu kanıtlamışlardır.
İlgili aramalar: semizotunun faydaları nelerdir? pirpirimin faydaları neler?
Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalarda semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklik gibi sorunlarda vücuda fayda sağladığı belirlenmiştir. Semizotu içeriğindeki maddeler sayesinde kanda bulunan yabancı maddeleri temizler ve bunun yanında böbreklerin maksimum performansta çalışmasını sağlayarak bol idrar söktürür. Bu özelliği sayesinde kanda bulunan üre ve toksik maddeler de hızlı bir şekilde vücuttan atılmış olur. Semizotu böbreklerde bulunan kum ve taş gibi ilerde oldukça problem yaratabilecek yabancı maddeleri de düzenli bir şekilde temizleme özelliğine sahiptir. Semizotunun en belirgin etkilerinden birisi ise sinir krizlerini yatıştırmasıdır. Bu konuda pek çok uzman doktorun sinir konusunda kendine hakim olamayan hastalarına semizotu önerdikleri bilinmektedir. Şeker hastalarının en büyük problemlerinden birisi olan sürekli susuzluk hissetmeleri konusunda da yararlı özelliği bulunan semizotu, kilo problemi olan insanlara da yoğun bir şekilde önerilmektedir. Uzman diyetisyenler özellikle bu sebzenin yeşil salata olarak tüketilmesini önermektedirler.
Lif oranı yüksek olan bu sebze, kabızlık sorunu çekenler için birebirdir. Bunun yanında omega 3 denilince akla ilk balıklar gelse de yapılan ölçümlerde semizotunun içerisinde bulunan omega 3 oranının neredeyse balıklarla aynı olduğu kanıtlanmıştır. Halk arasında semizotu yıllardan bu yana gut hastalığına da iyi geldiği söylenmektedir. Bu söylentiler sonucu bu konuda da uzmanlar bir araştırma yapmış ve bu söylentinin doğruluğunu kanıtlamışlardır.
İlgili aramalar: semizotunun faydaları nelerdir? pirpirimin faydaları neler?
1 Temmuz 2014 Salı
Rokanın Faydaları
Rokanın Faydaları
Türk halkının pek çoğu yeşil yapraklı sebzeleri oldukça fazla sevmektedir. Ülkemizde yoğun bir şekilde tüketilen bu sebzelerin sağlığa yararlarını da saymakla bitmez. Yeşil yapraklı sebzeler içeriğinde bulundurdukları vitamin ve mineraller sayesinde özellikle yaşlı insanların ve hastaların baş yardımcılarındandır. Yeşil yapraklı sebzelerden olan ve kış sebzelerinden birisi olan rokanın yararlarını sıralayacak olursak;
- Roka A ve C vitaminlerini içeriğinde bol miktarda bulundurur.
- Mineral bakımından da oldukça zengin olan rokada potasyum, demir ve kükürt mineralleri bulunmaktadır.
- Özellikle diyet yapan ve zayıflamayı hedefleyen kişiler için sık sık önerilmektedir çünkü kalorisi neredeyse yok denecek kadar azdır.
- Cinsel performans açısından da yararlı olan roka özellikle erkeklerde iktidarsızlık sorununu çözmek için tüketilmektedir.
- Sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olan roka ayrıca çok iyi bir idrar söktürücüdür.
- Beyin gelişimi için olmazsa olmazlardan olan Omega 3 yağ asitlerini bünyesinde bulundurur.
- Vücuda giren toksik maddeler roka içeriğindeki maddelerle karşılaşınca etkisiz hale gelir. Bu da vücudun bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve erken yaşlanmaların önlenmesine olanak tanır.
- Kanser alanında yapılan çalışmalarda, rokanın birçok kanser türüne karşı mücadele ettiği belirlenmiştir. Vücutta oluşmuş olan kanser tümörleri var ise roka bu tümörlerin olgunlaşmasını ve büyümesini önleyici etkiye sahiptir.
- İçeriğinde bulundurduğu mineraller sayesinde kansızlık sorunu olan kişiler için oldukça iyi bir yardımcıdır.
- Roka ayrıca saç ve tırnakların sağlıklı bir şekilde büyümesine, canlılık kazanmasına ve yeterli hızda uzamasına olanak sağlar.
İlgili aramalar: rokanın faydaları nelerdir? roka nelere iyi gelir?
Türk halkının pek çoğu yeşil yapraklı sebzeleri oldukça fazla sevmektedir. Ülkemizde yoğun bir şekilde tüketilen bu sebzelerin sağlığa yararlarını da saymakla bitmez. Yeşil yapraklı sebzeler içeriğinde bulundurdukları vitamin ve mineraller sayesinde özellikle yaşlı insanların ve hastaların baş yardımcılarındandır. Yeşil yapraklı sebzelerden olan ve kış sebzelerinden birisi olan rokanın yararlarını sıralayacak olursak;
- Roka A ve C vitaminlerini içeriğinde bol miktarda bulundurur.
- Mineral bakımından da oldukça zengin olan rokada potasyum, demir ve kükürt mineralleri bulunmaktadır.
- Özellikle diyet yapan ve zayıflamayı hedefleyen kişiler için sık sık önerilmektedir çünkü kalorisi neredeyse yok denecek kadar azdır.
- Cinsel performans açısından da yararlı olan roka özellikle erkeklerde iktidarsızlık sorununu çözmek için tüketilmektedir.
- Sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olan roka ayrıca çok iyi bir idrar söktürücüdür.
- Beyin gelişimi için olmazsa olmazlardan olan Omega 3 yağ asitlerini bünyesinde bulundurur.
- Vücuda giren toksik maddeler roka içeriğindeki maddelerle karşılaşınca etkisiz hale gelir. Bu da vücudun bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve erken yaşlanmaların önlenmesine olanak tanır.
- Kanser alanında yapılan çalışmalarda, rokanın birçok kanser türüne karşı mücadele ettiği belirlenmiştir. Vücutta oluşmuş olan kanser tümörleri var ise roka bu tümörlerin olgunlaşmasını ve büyümesini önleyici etkiye sahiptir.
- İçeriğinde bulundurduğu mineraller sayesinde kansızlık sorunu olan kişiler için oldukça iyi bir yardımcıdır.
- Roka ayrıca saç ve tırnakların sağlıklı bir şekilde büyümesine, canlılık kazanmasına ve yeterli hızda uzamasına olanak sağlar.
İlgili aramalar: rokanın faydaları nelerdir? roka nelere iyi gelir?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Adıyaman Çiğ Köftecisi Iğdır Telefon Numarası
04762271888 Iğdır Çiğ Köfte, Çiğ köfteci öz adıyaman çiğ köftesi, adıyaman çiğ köftecisi, lezzetli ve hesaplı Iğdır Çiğ Köfte
-
DİSTANDÜ NEDİR? Distandü, kelime anlamı olarak “gergin” anlamında olup, organ üzerinde kullanılan tıbbi bir terimdir. Distandü, safra kese...
-
Kasık Mantarı Nedir? Kasık mantarı, en fazla karşılaşılan mantar enfeksiyonlarındandır ve Tinea Cruris olarak da bilinir. genel olarak e...
-
Türk Halk Müziği listeleri , Türk halk müziği türküleri , En Popüler Türk Halk Müziği Müzik Listeleri , türk halk müziği sanatçıları , türk ...