Mayanın Faydaları
Doğanın harika gıdası maya harika bir protein deposudur. Organik demirin en zengin kaynaklarından birisidir, mineraller ve amino asitler için bir altın madenidir. Kolesterolü düşürmeye, gutu tersine virmeye yardım ettiği ve nevritin (sinir iltihabı) ağrılarını yatıştırdığı bilinir.Doğanın Mucizesi Maya
Çeşitli maya kaynakları vardır:
Bira mayası (şerbetçiotundan, biranın bir yan ürünü), kimi zaman besinsel maya olarak isimlendirilir.
Torula mayası, kağıt üretiminde kullanılan kağıt hamuru erinde bulunur veya siyah kayışlı pekmezden elde edilmektedir.
Kesilmiş sütün suyu, süt ve peynirin bir yan ürünüdür (en iyi lezzet ve en güçlü mayasız ürün)
Canlı mayalardan sakınınız! Canlı maya hücreleri bağırsaklardaki B vitaminini tüketir ve vücudunuzdaki bütün vitamini talan eder. Besinsel mayada bu canlı hücreler ısıda öldürülür ve böylelikle tükenmeyi önler.
Maya, bilhassa içinde büyüyebileceği bütün ana B vitaminlerine (B12 hariç) maliktir. On altı amino asit, on dört veya daha fazla mineral ve on yedi vitamin (A, E ve C hariç) ihtiva eder. Komple gıda olarak göz önünde bulundurulabilir.
Başka proteinli besinler gibi maya da fosfor açısından zengin olması nedeniyle, alınacağı zaman diyete ekstra kalsiyum eklenmesi önerilmektedir. Kalsiyumun bir görevdaşı olmasına karşın fosfor, kalsiyumu vücudun dışına atıp yetersizliğe neden olabilir. Çaresi kolaydır; kalsiyumunuzu artırın (kalsiyum lactate vücutta iyi bir şekilde asimile edilir). B kompleks vitaminleri daha etkin olmaları için maya ile beraber alınmalıdırlar. Birlikte bir elektrik santrali gibi çalışırlar.
Maya sıvıya, meyve suyuna veya suya karıştırılabilir ve yemek aralarında alınabilir. Bitkinlik hisseden pek çok insan bir çorba kaşığı veya daha fazlasını sıvı olarak alıp bu dakikalar içerisinde tam enerjiye dönüşür ve iyi tesirleri saatlerce sürmektedir. Maya ayrıca iştah azaltıcı olarak da kullanılabilir. Sıvıya karıştırın ve yemekten hemen önce için. İştahın fazlalığını alıp sizi kaloriden kurtarır.
İlgili aramalar: maya nedir, mayanın faydaları, mayanın yararları nelerdir
Online Bilgiler,Online Hesaplamalar ve Aslında içinde Online geçen Herşey hakkında Bilgiler veren Bir Platform
31 Temmuz 2015 Cuma
Bazı Yiyecekleri Neden Canımız Çeker?
Bazı Yiyecekleri Neden Canımız Çeker?
Kimi zaman alerji manasında olan şiddetli arzular daha çok belli vitamin ve minerallerden hangilerini yeteri kadar almadığınızı tabiatın size bildirme yoludur. Bu özel açlıklar sıkça gelişirler çünkü toplam beslenme kafi olmaz.
Aşırı istek duyulan yiyeceklerin en yaygın bulunanlarından bazıları:
Fıstık ezmesi. Bu katiyyen listede ilk ona girer ve bu şaşırtıcı olmaz. Fıstık ezmesi Vitamin B açısından zengin bir kaynaktır. Eğer kendinizi devamlı kavanozun başında buluyorsanız bunun sebebi stres altında olmanız veya olağan Vitamin B alımınızın yetersiz gelmesi olabilir. 50 gr. fıstık ezmesi* bir kabın üçte biri* 284 kalori olduğundan, eğer kilo almak istemiyorsanız B kompleks yardımı almak daha kolayınıza gidecektir.
Muz: Elinizin bu meyveye doğru tekrar tekrar gittiğini görürseniz bunun sebebi bedeninizin potasyuma gereksinim duyması olabilir. Orta boy bir muzda 555 miligram potasyum bulunur. Diüretik veya kortizon alan kişiler (vücuttan gereksinim duyulan potasyumu çalan) genel olarak muza arzu duyarlar.Bazı Yiyeceklere Neden Düşkünüz?
Peynir: Eğer bir peynirseverden çok peynir tutkunuysanız, gerçek açlığınızın kalsiyum ve fosfora olma ihtimali yüksektir. (Eğer yediğiniz işlenmiş peynirse farkında olmadan alüminyum ve tuz da alıyorsunuz manasına gelmektedir.) Daha fazla brokoli yemeyi deneyebilirsiniz. Kalsiyum ve fosfor yönünden yüksek olmakla beraber peynire oranla daha az kalori ihtiva eder.
Elma: Günde bir tane elma muhakkak ki doktoru uzak tutmaz, fakat başka gıdalarda bulamadığınız birçok iyi şeyi bunda bulabilirsiniz* kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum ve kolesterol düşürücü olan pektin için harika bir kaynaktır! Eğer oldukça fazla doymuş yağ yemeye eğiliminiz var ise bu elmaya olan arzunuzu açıklayabilir.
Tereyağı: Birçok vejetaryen tereyağına kendi düşük doymuş yağ alımlarından dolayı arzu duyarlar. Başka yandan tuzlu tereyağı sadece tuz için arzu yaratabilir.
Kola: Kolaya olan arzu genel olarak şeker açlığı ve kafeine olan bağımlılıktır. İçeceğin hiç bir besinsel değeri bulunmaz.
Sert kabuklu yemişler: Eğer kabuklu yemişleri arzuluyorsanız, diyetinizde büyük olasılıkla daha fazla protein, B vitamini veya yağ kullanabilirsiniz. Eğer tercihiniz tuzlu yemişlerse, yemişlere değil tuza arzu duyuyorsunuz manasına gelmektedir. Stres altındaki insanların rahat insanlara oranla daha fazla yemiş yediklerini görebilirsiniz.
Dondurma: Dondurma yüksek kalsiyuma sahip olmakla beraber birçok insan şeker içeriğine arzu duymaktadır. Çocukluk sürecine geri dönme olarak nitelendirse de hipoglisemikler ve şeker hastaları gerçekte şeker içeriğine açlık duyarlar.
Turşu: Eğer hamile iseniz ve turşu istiyorsanız, muhtemelen tuzun peşindesiniz. Eğer hamile değilseniz ve turşuya arzu duyuyorsanız neden büyük olasılıkla aynısıdır. (Turşular ayrıca besleyici miktarda potasyum içerirler.)
Yumurta: Protein (iki yumurta size 13 gr. verir), sülfür, amino asitler ve selenyum bir yana yumurta severler ayrıca sarısının yağ içeriğini veya paradoksal olarak, kolesterol ve yağ çözücü kolini ararlar.
Zeytin: İster yeşil ister siyaha arzu duyun, büyük olasılıkla tuzun peşindesiniz. Tiroid yetersizliği bulunanlar genel olarak bunlara ilk ulaşanlardır.
Soğan: Baharatlı gıdalara duyulan özlem bazı zamanlar akciğer ve sinüs problemlerinin göstergesidir.
Çikolata: Eğer en başta değilse bile, katiyyen ilk sıralarda yer alan bir özlemdir. Çikolatakolikler şekere olduğu kadar kafeine de bağımlıdırlar. (Bir kap kakaoda 5 ila 10 miligram kafein vardır) Eğer çikolata alışkanlığınızdan kurtulmak isti* yorsanız, bunun yerine keçiboynuzunu deneyiniz. (Keçiboynuzu, ayrıca St. John ekmeği olarak da adlandırılır, Akdeniz keçiboynuzu ağacının tüketilebilir kısımlarından yapılmaktadır.)
Süt: Eğer bir yetişkin olarak hali hazırda süte arzu duyuyorsanız bir kalsiyum yardımına gereksiniminiz olabilir. Ardından vücudunuzun tekrar gereksinim duyabileceği şey amino asitler olabilir. Sinirli insanlar genellikle sakinleştirici tesirlerinden ötürü sütteki triptofanı ararlar.
Çin yemeği: Elbette ki lezzetlidir, fakat arzuyu büyüten şey genelde yemeğin içerisindeki monosodyum glutamattır (MSG). Tuz yetersizliği olan insanlar genel olarak Çin yemeği yerler. (MSG birtakım bireylerde histamine reaksiyonuna neden olabilir. Baş ağrıları ve kızarıklıklar ortaya çıkabilir. Birçok Çin restoranı, yemeğinizi isteğiniz üzerine MSG’siz hazırlayabilir.)
Ekşi meyveler: Ekşi meyvelere duyulan devamlı arzu safra kesesi veya karaciğer ile alakalı olan problemleri göstermektedir.
Boya ve kir: Çocukların boya ve kir yemeye karşı eğilimleri bulunur. Bu sıkça kalsiyum veya D vitamini yetersizliğinin göstergesidir. Çocuğunuzun diyetinin şiddetli bir şekilde yeniden göz önüne alınması gerekir ve bir pediyatristi ziyaret etmeniz önerilmektedir. Yiyecek değeri olmayan maddelere olan bu arzu pika olarak bilinir. Bu durum ayrıca gebe kadınlar tarafından da yaşanabilir ve bu gibi maddelerin yenmesinin cenin gelişimine zarar vereceğinin farkında olunmalıdır.
İlgili aramalar: bazı yiyecekleri neden canımız çeker, bazı yiyeceklere neden düşkünüz, neden canımız yemek çeker, canımız bazı şeyleri yemeyi neden ister
Kimi zaman alerji manasında olan şiddetli arzular daha çok belli vitamin ve minerallerden hangilerini yeteri kadar almadığınızı tabiatın size bildirme yoludur. Bu özel açlıklar sıkça gelişirler çünkü toplam beslenme kafi olmaz.
Aşırı istek duyulan yiyeceklerin en yaygın bulunanlarından bazıları:
Fıstık ezmesi. Bu katiyyen listede ilk ona girer ve bu şaşırtıcı olmaz. Fıstık ezmesi Vitamin B açısından zengin bir kaynaktır. Eğer kendinizi devamlı kavanozun başında buluyorsanız bunun sebebi stres altında olmanız veya olağan Vitamin B alımınızın yetersiz gelmesi olabilir. 50 gr. fıstık ezmesi* bir kabın üçte biri* 284 kalori olduğundan, eğer kilo almak istemiyorsanız B kompleks yardımı almak daha kolayınıza gidecektir.
Muz: Elinizin bu meyveye doğru tekrar tekrar gittiğini görürseniz bunun sebebi bedeninizin potasyuma gereksinim duyması olabilir. Orta boy bir muzda 555 miligram potasyum bulunur. Diüretik veya kortizon alan kişiler (vücuttan gereksinim duyulan potasyumu çalan) genel olarak muza arzu duyarlar.Bazı Yiyeceklere Neden Düşkünüz?
Peynir: Eğer bir peynirseverden çok peynir tutkunuysanız, gerçek açlığınızın kalsiyum ve fosfora olma ihtimali yüksektir. (Eğer yediğiniz işlenmiş peynirse farkında olmadan alüminyum ve tuz da alıyorsunuz manasına gelmektedir.) Daha fazla brokoli yemeyi deneyebilirsiniz. Kalsiyum ve fosfor yönünden yüksek olmakla beraber peynire oranla daha az kalori ihtiva eder.
Elma: Günde bir tane elma muhakkak ki doktoru uzak tutmaz, fakat başka gıdalarda bulamadığınız birçok iyi şeyi bunda bulabilirsiniz* kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum ve kolesterol düşürücü olan pektin için harika bir kaynaktır! Eğer oldukça fazla doymuş yağ yemeye eğiliminiz var ise bu elmaya olan arzunuzu açıklayabilir.
Tereyağı: Birçok vejetaryen tereyağına kendi düşük doymuş yağ alımlarından dolayı arzu duyarlar. Başka yandan tuzlu tereyağı sadece tuz için arzu yaratabilir.
Kola: Kolaya olan arzu genel olarak şeker açlığı ve kafeine olan bağımlılıktır. İçeceğin hiç bir besinsel değeri bulunmaz.
Sert kabuklu yemişler: Eğer kabuklu yemişleri arzuluyorsanız, diyetinizde büyük olasılıkla daha fazla protein, B vitamini veya yağ kullanabilirsiniz. Eğer tercihiniz tuzlu yemişlerse, yemişlere değil tuza arzu duyuyorsunuz manasına gelmektedir. Stres altındaki insanların rahat insanlara oranla daha fazla yemiş yediklerini görebilirsiniz.
Dondurma: Dondurma yüksek kalsiyuma sahip olmakla beraber birçok insan şeker içeriğine arzu duymaktadır. Çocukluk sürecine geri dönme olarak nitelendirse de hipoglisemikler ve şeker hastaları gerçekte şeker içeriğine açlık duyarlar.
Turşu: Eğer hamile iseniz ve turşu istiyorsanız, muhtemelen tuzun peşindesiniz. Eğer hamile değilseniz ve turşuya arzu duyuyorsanız neden büyük olasılıkla aynısıdır. (Turşular ayrıca besleyici miktarda potasyum içerirler.)
Yumurta: Protein (iki yumurta size 13 gr. verir), sülfür, amino asitler ve selenyum bir yana yumurta severler ayrıca sarısının yağ içeriğini veya paradoksal olarak, kolesterol ve yağ çözücü kolini ararlar.
Zeytin: İster yeşil ister siyaha arzu duyun, büyük olasılıkla tuzun peşindesiniz. Tiroid yetersizliği bulunanlar genel olarak bunlara ilk ulaşanlardır.
Soğan: Baharatlı gıdalara duyulan özlem bazı zamanlar akciğer ve sinüs problemlerinin göstergesidir.
Çikolata: Eğer en başta değilse bile, katiyyen ilk sıralarda yer alan bir özlemdir. Çikolatakolikler şekere olduğu kadar kafeine de bağımlıdırlar. (Bir kap kakaoda 5 ila 10 miligram kafein vardır) Eğer çikolata alışkanlığınızdan kurtulmak isti* yorsanız, bunun yerine keçiboynuzunu deneyiniz. (Keçiboynuzu, ayrıca St. John ekmeği olarak da adlandırılır, Akdeniz keçiboynuzu ağacının tüketilebilir kısımlarından yapılmaktadır.)
Süt: Eğer bir yetişkin olarak hali hazırda süte arzu duyuyorsanız bir kalsiyum yardımına gereksiniminiz olabilir. Ardından vücudunuzun tekrar gereksinim duyabileceği şey amino asitler olabilir. Sinirli insanlar genellikle sakinleştirici tesirlerinden ötürü sütteki triptofanı ararlar.
Çin yemeği: Elbette ki lezzetlidir, fakat arzuyu büyüten şey genelde yemeğin içerisindeki monosodyum glutamattır (MSG). Tuz yetersizliği olan insanlar genel olarak Çin yemeği yerler. (MSG birtakım bireylerde histamine reaksiyonuna neden olabilir. Baş ağrıları ve kızarıklıklar ortaya çıkabilir. Birçok Çin restoranı, yemeğinizi isteğiniz üzerine MSG’siz hazırlayabilir.)
Ekşi meyveler: Ekşi meyvelere duyulan devamlı arzu safra kesesi veya karaciğer ile alakalı olan problemleri göstermektedir.
Boya ve kir: Çocukların boya ve kir yemeye karşı eğilimleri bulunur. Bu sıkça kalsiyum veya D vitamini yetersizliğinin göstergesidir. Çocuğunuzun diyetinin şiddetli bir şekilde yeniden göz önüne alınması gerekir ve bir pediyatristi ziyaret etmeniz önerilmektedir. Yiyecek değeri olmayan maddelere olan bu arzu pika olarak bilinir. Bu durum ayrıca gebe kadınlar tarafından da yaşanabilir ve bu gibi maddelerin yenmesinin cenin gelişimine zarar vereceğinin farkında olunmalıdır.
İlgili aramalar: bazı yiyecekleri neden canımız çeker, bazı yiyeceklere neden düşkünüz, neden canımız yemek çeker, canımız bazı şeyleri yemeyi neden ister
Aromaterapi ve Esansiyel Yağlar
Aromaterapi ve Esansiyel Yağlar
Aromaterapi; bitkilerden elde edilen esansiyel yağların ve birtakım hayvan özlerinin psikolojik ve fiziksel iyilik için kullanılmasıdır. Zihni, bedeni, zevki ve iyileşmeyi birleştiren holistik bir uygulamadır ve en ufak fiziksel sorunlardan hemen hemen öldürücü hastalıklara kadar değişen sorunların tedavisi için dünyada yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.Aromaterapi ve Esansiyel Yağlar
Aromaterapistlerin bitkilerin farklı parçalarını kullanmalarına rağmen (yapraklar, çiçek petalleıi, kabuk, kökler), tedavilerde kullanılanlar bu parçalardan elde edilen yüksek konsantrasyonlar olan esansiyel yağlardır. Bu yağlar kuvvetli vitaminler ve enzimler içerirler ve aşırı konsantre olmalarından dolayı ufak dozlarda kullanılırlar, en iyi neticesi sulandırıldıklarında verirler. Bir nemlendiricide veya banyo suyunda sulandırılabilirler, bir şişeden soluk yolu ile içe
Bazı Tentürler ve Bitkileri
Beyin uyarıcı tentürler: Ginkgo biloba, gotu kola, mübarek dikeni (blessed thistle), sibirya ginsengi.
Teskin eden tentürler: Kedi nanesi, karakafes otu, papatya, mürver ağacı, akşam çiçeği, çördük otu, yasemin çiçeği, melisa, ardıç meyvesi, sığır kuyruğu, çarkıfelek çiçeği, gül çiçeği, karaağaç, mineçiçeği, menekşe.
Arındırıcı tentürler: Dulavrat otu kökü, akdiken, hindiba kökü, chaparral yaprağı, ısırgan otu, meryemana dikeni, zencefil kökü.
Genel tonik tentürleri: Böğürtlen yaprakları, karakafes otu, ginseng, hindiba, yasemin çiçeği, ısırgan otu, pattchouli, ahududu yaprağı.
Uyarıcı tentürler: Fesleğen, defne, aynısefa, limonotu, rezene, nane, biberiye, lavanta, yalancı melissa, adaçayı, zaferotu, kekik.
Kaslar ve eklemler için tentürler: Defne, ardıç meyvesi, güveyiotu, miskotu, adaçayı.
İlgili aramalar: aromaterapi, aromaterapi nedir, esansiyel yağlar nelerdir
Aromaterapi; bitkilerden elde edilen esansiyel yağların ve birtakım hayvan özlerinin psikolojik ve fiziksel iyilik için kullanılmasıdır. Zihni, bedeni, zevki ve iyileşmeyi birleştiren holistik bir uygulamadır ve en ufak fiziksel sorunlardan hemen hemen öldürücü hastalıklara kadar değişen sorunların tedavisi için dünyada yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.Aromaterapi ve Esansiyel Yağlar
Aromaterapistlerin bitkilerin farklı parçalarını kullanmalarına rağmen (yapraklar, çiçek petalleıi, kabuk, kökler), tedavilerde kullanılanlar bu parçalardan elde edilen yüksek konsantrasyonlar olan esansiyel yağlardır. Bu yağlar kuvvetli vitaminler ve enzimler içerirler ve aşırı konsantre olmalarından dolayı ufak dozlarda kullanılırlar, en iyi neticesi sulandırıldıklarında verirler. Bir nemlendiricide veya banyo suyunda sulandırılabilirler, bir şişeden soluk yolu ile içe
Bazı Tentürler ve Bitkileri
Beyin uyarıcı tentürler: Ginkgo biloba, gotu kola, mübarek dikeni (blessed thistle), sibirya ginsengi.
Teskin eden tentürler: Kedi nanesi, karakafes otu, papatya, mürver ağacı, akşam çiçeği, çördük otu, yasemin çiçeği, melisa, ardıç meyvesi, sığır kuyruğu, çarkıfelek çiçeği, gül çiçeği, karaağaç, mineçiçeği, menekşe.
Arındırıcı tentürler: Dulavrat otu kökü, akdiken, hindiba kökü, chaparral yaprağı, ısırgan otu, meryemana dikeni, zencefil kökü.
Genel tonik tentürleri: Böğürtlen yaprakları, karakafes otu, ginseng, hindiba, yasemin çiçeği, ısırgan otu, pattchouli, ahududu yaprağı.
Uyarıcı tentürler: Fesleğen, defne, aynısefa, limonotu, rezene, nane, biberiye, lavanta, yalancı melissa, adaçayı, zaferotu, kekik.
Kaslar ve eklemler için tentürler: Defne, ardıç meyvesi, güveyiotu, miskotu, adaçayı.
İlgili aramalar: aromaterapi, aromaterapi nedir, esansiyel yağlar nelerdir
Karbonhidratlar Neden Gerekli?
Karbonhidratlar Neden Gereklidir?
Yanlış bilgi ile donatılmış diyetçilerin baş belası olan karbonhidratlar, vücudun enerjisi için ana tedarikçilerdir. Karbonhidratların temel çeşitleri olan nişasta ve şekerin sindiriminde kan şekeri olarak da bilinen glukoz olmaktadır. Bu kan şekeri beynimiz ve santral sinir sistemimiz için gerekli enerjiyi sağlar.
Günlük beslenmenizde karbonhidratlara gereksinim duyarsınız. Böylelikle yaşamsal ehemmiyet taşımakta olan doku yapıcı protein, onanma gerekli olduğunda enerji için ziyan edilmez.
Glukoz ve glikojene (karaciğer ve kaslarda depolanan) dönüştürülebileceğinden daha fazla karbonhidrat yerseniz sonuç hepimizin de bileceği gibi yağdır. Vücut daha fazla yakıta gereksinim duyduğunda yağ tekrardan glukoza dönüştü rülür ve kilo kaybedersiniz.
Karbonhidratları düşük seviyede tutmayınız. Sağlıklı bir hayat sürmek için başka besin öğeleri kadar önemlidirler ve protein gibi gramında 4 kalori bulunur. Hiçbir resmi miktar önerisi mevcut olmamasına rağmen, kendi yağınızın enerji için kullanımı halinde meydana gelen kanın asit rahatsızlığı olan ketosisi engellemek amacı ile minimum 50 gram. önerilmektedir.
İlgili aramalar: karbonhidrat vücutta ne işe yarar, karbonhidratların görevleri nelerdir, karbonhidrat gerekli midir, karbonhidrat neden gereklidir
Yanlış bilgi ile donatılmış diyetçilerin baş belası olan karbonhidratlar, vücudun enerjisi için ana tedarikçilerdir. Karbonhidratların temel çeşitleri olan nişasta ve şekerin sindiriminde kan şekeri olarak da bilinen glukoz olmaktadır. Bu kan şekeri beynimiz ve santral sinir sistemimiz için gerekli enerjiyi sağlar.
Günlük beslenmenizde karbonhidratlara gereksinim duyarsınız. Böylelikle yaşamsal ehemmiyet taşımakta olan doku yapıcı protein, onanma gerekli olduğunda enerji için ziyan edilmez.
Glukoz ve glikojene (karaciğer ve kaslarda depolanan) dönüştürülebileceğinden daha fazla karbonhidrat yerseniz sonuç hepimizin de bileceği gibi yağdır. Vücut daha fazla yakıta gereksinim duyduğunda yağ tekrardan glukoza dönüştü rülür ve kilo kaybedersiniz.
Karbonhidratları düşük seviyede tutmayınız. Sağlıklı bir hayat sürmek için başka besin öğeleri kadar önemlidirler ve protein gibi gramında 4 kalori bulunur. Hiçbir resmi miktar önerisi mevcut olmamasına rağmen, kendi yağınızın enerji için kullanımı halinde meydana gelen kanın asit rahatsızlığı olan ketosisi engellemek amacı ile minimum 50 gram. önerilmektedir.
İlgili aramalar: karbonhidrat vücutta ne işe yarar, karbonhidratların görevleri nelerdir, karbonhidrat gerekli midir, karbonhidrat neden gereklidir
30 Temmuz 2015 Perşembe
Mutfağımızda Hangi Yağı Kullanmalıyız
Mutfağımızda Hangi Yağı Kullanmalıyız
Hangi yağların sizin için iyi olduğunu öğrenmek istiyorsanız işte size sağlıklı kısa bir liste:
Hodan yağı (Borage oil) GLA içerir (gamma-linolenik asit); mafsal iltihabının ağrısını ve iltihabını azaltmada yardımcıdır; böbreküstü bezlerini kuvvetlendirir; kadınların regl periyotlarını düzenlemeye ve öncesi semptonları azaltmaya yardımcı olabilir.Mutfağımızda Hangi Yağları Kullanmalıyız?
Kanola yağı İyi kolesterol seviyesini yükselten ve kalp hastalığı riskini azaltan harika bir tekli doymamış yağ kaynağıdır.
Çuhaçiçeği yağı (Evening primrose oil) GLA içeren bir başka esansiyel yağ asidi; regl dönemi öncesi semptomlarının tedavisine yardımcı hormon benzeri bileşenlere dönüşür, sağlıklı cilt sağlar, kolesterolü düşürür ve yüksek tansiyonu kontrol eder.
Ketentohumu yağı En iyi omega-3 yağ asidi kaynaklarından biridir; kanserli tümörlerin büyümesini engelleyebilir; iltihaplanmayı azaltır; hormon seviyelerinin normalleştirilmesine yardımcı olur.
Zeytinyağı İyi kolesterol seviyelerini yükselten tekli doymamış yağ oranı bakımından yüksektir; kalp hastalığı riskini düşürür. (Eğer yemekte kullanıyorsanız ekstra virgin soğuk presli olana bakınız.)
Kabak çekirdeği yağı Omega-3 ve omega-6 esansiyel yağ asitleri yönünden yüksektir; sindirime ve dolaşıma yardımcı olur, hamile ve emziren kadınlar için iyidir.
İlgili aramalar: mutfakta hangi yağı kullanmalıyız
Hangi yağların sizin için iyi olduğunu öğrenmek istiyorsanız işte size sağlıklı kısa bir liste:
Hodan yağı (Borage oil) GLA içerir (gamma-linolenik asit); mafsal iltihabının ağrısını ve iltihabını azaltmada yardımcıdır; böbreküstü bezlerini kuvvetlendirir; kadınların regl periyotlarını düzenlemeye ve öncesi semptonları azaltmaya yardımcı olabilir.Mutfağımızda Hangi Yağları Kullanmalıyız?
Kanola yağı İyi kolesterol seviyesini yükselten ve kalp hastalığı riskini azaltan harika bir tekli doymamış yağ kaynağıdır.
Çuhaçiçeği yağı (Evening primrose oil) GLA içeren bir başka esansiyel yağ asidi; regl dönemi öncesi semptomlarının tedavisine yardımcı hormon benzeri bileşenlere dönüşür, sağlıklı cilt sağlar, kolesterolü düşürür ve yüksek tansiyonu kontrol eder.
Ketentohumu yağı En iyi omega-3 yağ asidi kaynaklarından biridir; kanserli tümörlerin büyümesini engelleyebilir; iltihaplanmayı azaltır; hormon seviyelerinin normalleştirilmesine yardımcı olur.
Zeytinyağı İyi kolesterol seviyelerini yükselten tekli doymamış yağ oranı bakımından yüksektir; kalp hastalığı riskini düşürür. (Eğer yemekte kullanıyorsanız ekstra virgin soğuk presli olana bakınız.)
Kabak çekirdeği yağı Omega-3 ve omega-6 esansiyel yağ asitleri yönünden yüksektir; sindirime ve dolaşıma yardımcı olur, hamile ve emziren kadınlar için iyidir.
İlgili aramalar: mutfakta hangi yağı kullanmalıyız
Köpekbalığı Kıkırdağı
Köpekbalığı Kıkırdağı
Köpekbalığı kıkırdağı birçok farklı türdeki kanser için güçlü bir tedavi eden olarak en nihayetinde tanınmıştır. Saflaştırılmış köpekbalığı kıkırdağı; köpekbalığının iskeletinden elde edilen elastiki bir maddedir ve tümörlerin büyümek amacı ile gereksinim duyduğu yeni kan damarlarının gelişimini engelleyen bir bileşen ihtiva eder.
Besin yardımı olarak Kıkırdak, Benefin(r) Kaposi’s sarcoma ve türlü biçimlerdeki kanserlerin tedavisinde kullanılan angistatin ve endostatin ilaçlarının mekanizmasına benzerlik gösterir. Bununla birlikte bağışıklık sistemini desteklediği, artrit ağrısını ve eklem iltihaplanmasını azalttığı ve bunların yanı sıra sedef hastalığı, scleroderma, egzama ve başka cilt hastalıklarının tedavisinde yardımcı olduğu keşfedilmiştir.
Kapsül ve toz biçimde mevcuttur fakat etiketleri dikkatli bir şekilde okuyun; bütün ürünler % 100 saf köpekbalığı kıkırdağı içermezler.
UYARI: Köpekbalığı kıkırdağı vücudun yeni kan damarları üretme yeteneğini engeller ve çocuklar, vücutçular, gebe kadınlar, gebe kalmayı düşünen kadınlar, kısa bir müddet önce kalp krizi geçiren veya büyük bir ameliyat geçiren herhangi bir kişi tarafı ile alınmamalıdır.
Köpekbalığı kıkırdağı birçok farklı türdeki kanser için güçlü bir tedavi eden olarak en nihayetinde tanınmıştır. Saflaştırılmış köpekbalığı kıkırdağı; köpekbalığının iskeletinden elde edilen elastiki bir maddedir ve tümörlerin büyümek amacı ile gereksinim duyduğu yeni kan damarlarının gelişimini engelleyen bir bileşen ihtiva eder.
Besin yardımı olarak Kıkırdak, Benefin(r) Kaposi’s sarcoma ve türlü biçimlerdeki kanserlerin tedavisinde kullanılan angistatin ve endostatin ilaçlarının mekanizmasına benzerlik gösterir. Bununla birlikte bağışıklık sistemini desteklediği, artrit ağrısını ve eklem iltihaplanmasını azalttığı ve bunların yanı sıra sedef hastalığı, scleroderma, egzama ve başka cilt hastalıklarının tedavisinde yardımcı olduğu keşfedilmiştir.
Kapsül ve toz biçimde mevcuttur fakat etiketleri dikkatli bir şekilde okuyun; bütün ürünler % 100 saf köpekbalığı kıkırdağı içermezler.
UYARI: Köpekbalığı kıkırdağı vücudun yeni kan damarları üretme yeteneğini engeller ve çocuklar, vücutçular, gebe kadınlar, gebe kalmayı düşünen kadınlar, kısa bir müddet önce kalp krizi geçiren veya büyük bir ameliyat geçiren herhangi bir kişi tarafı ile alınmamalıdır.
Lipoik Asit Nedir?
Lipoik Asit
Serbest radikallere karşı benzeri olmayan bir savunucu olan ve antioksidan olarak isimlendirilen lipoik asit, vücudun doğal yollardan ürettiği vitamin benzeri bir maddedir.
Lipoik asit ne sadece yağda çözünebilir ne de suda çözünür, vücutta bulunan başka antioksidanların faaliyetini geliştirir. Örneğin, eğer C ve E vitamini antioksidan stokunuz düşükse lipoik asit bunları geçici olarak doldurur. Lipoik asit ayrıca kan şekeri seviyelerini normale çevirmeye ve şeker hastalığının başka komplikasyonlarını önlemeye destek olmaktadır.
Gıda ve Besin Desteği Tavsiyesi:
Yaşlandıkça vücudumuz yeteri miktarda lipoik asit üretmeyi durdurur. Eğer belli bir yaşın üzerindeyseniz, bu yiyecek yardımını pas geçmek isteyebilirsiniz. Lipoik asit tabletler halinde mevcuttur ve ioksidan formüllerine dahil edilmiştir. Günlük olarak bir veya iki 50 miligramlik tablet almanız önerilmektedir.
Serbest radikallere karşı benzeri olmayan bir savunucu olan ve antioksidan olarak isimlendirilen lipoik asit, vücudun doğal yollardan ürettiği vitamin benzeri bir maddedir.
Lipoik asit ne sadece yağda çözünebilir ne de suda çözünür, vücutta bulunan başka antioksidanların faaliyetini geliştirir. Örneğin, eğer C ve E vitamini antioksidan stokunuz düşükse lipoik asit bunları geçici olarak doldurur. Lipoik asit ayrıca kan şekeri seviyelerini normale çevirmeye ve şeker hastalığının başka komplikasyonlarını önlemeye destek olmaktadır.
Gıda ve Besin Desteği Tavsiyesi:
Yaşlandıkça vücudumuz yeteri miktarda lipoik asit üretmeyi durdurur. Eğer belli bir yaşın üzerindeyseniz, bu yiyecek yardımını pas geçmek isteyebilirsiniz. Lipoik asit tabletler halinde mevcuttur ve ioksidan formüllerine dahil edilmiştir. Günlük olarak bir veya iki 50 miligramlik tablet almanız önerilmektedir.
Radyo Seymen Top 10
Radyo Seymen Top 10 , Radyo Seymen En Çok Dinlenilen Oyun Havaları , Radyo Seymende Çalan Şarkılar Listesi , Radyo Seymen Top 10 Şarkı Listesi , Seymen Fm İlk 10 Şarkı
Seymen İlk 10
Radyo Seymen Top 10 Listesi | |
---|---|
1 | Teksaslı Özcan - Sen Olmayınca |
2 | Okan Babacan - Yaygara |
3 | Mustafa Taş - Gamzelerin |
4 | Oğuz Yılmaz - Erik Dalı |
5 | Hüseyin Kağıt - Tanımazsan Tanıma |
6 | Veli Erdem Karakülah - Benle Varmısın |
7 | Onur Yalçın - Tez Gel Bidenem |
8 | Peçenekli Süleyman - Vurgundur |
9 | Hüseyin Meke - Niğde Bağları |
10 | Umut Çakır - Sarıl Bana |
Hazırlayan Müzikliste Güncelleme: 23.09.2015 / Kaynak: www.radyoseymen.com
29 Temmuz 2015 Çarşamba
Open FM Android Müzik Radyo
Open FM Android Music Player , Online yabancı müzik dinle , android müzik ve ses programları , Open.FM Online Listen , Open FM Radio Player , Open FM Android Download , Yabancı Radyoları ,
Open FM Polonya Merkezli Müzik Kanalının Adroid Uygulamasıdır Türk Radyoları Bulunmaz
Open.fm'de Kendi Bünyesinde Bulunun Yüzlerce Yabancı Müzik Türlerini Bulabilirsiniz
70s,80s 90s,2000s,Electronic,Club,House,Pop,Summer,Yeni Hitler,Klasik Müzik,Rap ,Hip Hop,Pop Rock, Soft Rock ve 100lerce Müzik Türlerini Barındıran Harika Bir Program.
Sizin İçin Programı İnceledim:
Program İngilizce Sadece 3 MB ve kanallarda kullanılan (jingle) ise polanyaca..!!
İlk kurulumda listeler yükleniyor bekleyin;
Sistemi yormayan hızlı kaydırarak geçişler yapabilirsiniz,
Listeden Beğendiğiniz Kanalı Favorilere Ekleyebiliyorsunuz Yıldız İkonun'dan,
Arka planda dinleme var şarkı bilgileri ve kapak resmi var,
Programda sinir bozucu reklam çıkmıyor kanallarda reklam yok...
İnternetiniz'den fazla yemez, düşük hızda internet'te sorunsuz çalışıyor.
Bizim Türkiyede bulunan yabancı radyoların yapmış olduğu android programlar
hepsi reklamlı ve yüksek boyutta.
Yabancı müzik sevenler kesinlikle indirin...
Programı ben kullanıyorum süper müzikler çalıyor.
Tavsiye Kanalları: Top 2015 Hits , Impreza , Party Hits , Freszzz , Hip-Hop Stacja
Google Play Store'dan İndirebirsiniz Tıklayın
Yazı Anlatım: Müzikliste Editörü Yunus
Open FM Android Müzik Radyo
Open FM Polonya Merkezli Müzik Kanalının Adroid Uygulamasıdır Türk Radyoları Bulunmaz
Open.fm'de Kendi Bünyesinde Bulunun Yüzlerce Yabancı Müzik Türlerini Bulabilirsiniz
70s,80s 90s,2000s,Electronic,Club,House,Pop,Summer,Yeni Hitler,Klasik Müzik,Rap ,Hip Hop,Pop Rock, Soft Rock ve 100lerce Müzik Türlerini Barındıran Harika Bir Program.
Sizin İçin Programı İnceledim:
Program İngilizce Sadece 3 MB ve kanallarda kullanılan (jingle) ise polanyaca..!!
İlk kurulumda listeler yükleniyor bekleyin;
Sistemi yormayan hızlı kaydırarak geçişler yapabilirsiniz,
Listeden Beğendiğiniz Kanalı Favorilere Ekleyebiliyorsunuz Yıldız İkonun'dan,
Arka planda dinleme var şarkı bilgileri ve kapak resmi var,
Programda sinir bozucu reklam çıkmıyor kanallarda reklam yok...
İnternetiniz'den fazla yemez, düşük hızda internet'te sorunsuz çalışıyor.
Bizim Türkiyede bulunan yabancı radyoların yapmış olduğu android programlar
hepsi reklamlı ve yüksek boyutta.
Yabancı müzik sevenler kesinlikle indirin...
Programı ben kullanıyorum süper müzikler çalıyor.
Tavsiye Kanalları: Top 2015 Hits , Impreza , Party Hits , Freszzz , Hip-Hop Stacja
Google Play Store'dan İndirebirsiniz Tıklayın
Yazı Anlatım: Müzikliste Editörü Yunus
28 Temmuz 2015 Salı
Glisin Nedir?
Glisin Nedir?
Kimi zaman aminoasitlerin en basiti olarak söz edilmesine rağmen, glisin (glycine) dikkate değer faydalar göstermiştir. Düşük hipofiz işlevinin tedavisine yardımcı olduğu bulunmuştur ve ayrıca bedene tamamlayıcı kreatin tedarik ettiğinden (kas fonksiyonu için temel) ilerleyen adale erimesinin tedavisinde tesirli olduğu keşfedilmiştir. Şaşırtıcı bir şekilde bu aminoasitten fazlaca miktarda almak bitkinliğe yol açar, uygun miktarlarda alım ise daha fazla enerji üretir.
Glisin santral sinir sisteminin fonksiyonu için gereklidir, manik depresyon ve hiperaktivitenin tedavisinde kullanılır ve sara nöbetlerini önlemeye yardımcı olabilir.
Besinler üstünde uzman olan birçok doktor hipogliseminin tedavisinde şu anda glisin kullanmaktadır. (Glisin; glikojeni* daha sonra kana glükoz olarak salman* harekete geçiren glukagonun saliminim stimüle eder.)
Ek olarak midevi hiperasitliğin (birçok ınidevi asit önleyici ilaca dahil edilmiştir) tedavisinde etkindir. Bazı, öncelikli olarak de itici vücut ve ağız kokusu neticesini veren lösin (Ieuci* ne) dengesizliğinin neden olduğu asidemi tiplerinin (kanda düşük PH) (eskiden sadece diyetsel lösin kısıtlaması ile tedavi edilen bir hastalıktı) tedavisinde kullanılıyor.
Kimi zaman aminoasitlerin en basiti olarak söz edilmesine rağmen, glisin (glycine) dikkate değer faydalar göstermiştir. Düşük hipofiz işlevinin tedavisine yardımcı olduğu bulunmuştur ve ayrıca bedene tamamlayıcı kreatin tedarik ettiğinden (kas fonksiyonu için temel) ilerleyen adale erimesinin tedavisinde tesirli olduğu keşfedilmiştir. Şaşırtıcı bir şekilde bu aminoasitten fazlaca miktarda almak bitkinliğe yol açar, uygun miktarlarda alım ise daha fazla enerji üretir.
Glisin santral sinir sisteminin fonksiyonu için gereklidir, manik depresyon ve hiperaktivitenin tedavisinde kullanılır ve sara nöbetlerini önlemeye yardımcı olabilir.
Besinler üstünde uzman olan birçok doktor hipogliseminin tedavisinde şu anda glisin kullanmaktadır. (Glisin; glikojeni* daha sonra kana glükoz olarak salman* harekete geçiren glukagonun saliminim stimüle eder.)
Ek olarak midevi hiperasitliğin (birçok ınidevi asit önleyici ilaca dahil edilmiştir) tedavisinde etkindir. Bazı, öncelikli olarak de itici vücut ve ağız kokusu neticesini veren lösin (Ieuci* ne) dengesizliğinin neden olduğu asidemi tiplerinin (kanda düşük PH) (eskiden sadece diyetsel lösin kısıtlaması ile tedavi edilen bir hastalıktı) tedavisinde kullanılıyor.
Zerdeçal Nelere İyi Gelir?
Zerdeçal Nelere İyi Gelir?
Sıklıkla Hint yemekleri yiyorsanız sağlığınız için tahmininizden çok daha fazlasını yapıyorsunuz manasına gelmektedir. Köriye sarı rengini veren bir baharat olan zerdeçaldan elde edilen curcumin güçlü bir antioksidandır ve serbest radikal hasarını azaltmakta faydalı olduğu gösterilmiştir.Zerdeçalın Faydaları
Sigaradaki kanser yapıcı kimyasal maddelerin sigara içen kişide oluşturduğu hasarı gidermekte faydalıdır. Bununla birlikte romatoid artritteki iltihaplanmayı azaltabilir. Artritten mustarip birtakım kişilerde fenilbutazona (reçeteli bir nonsteroidal antienflamatuar) benzeyen iyileşme yaratmış ve herhangi bir yan tesirye yol açmamıştır. Bununla birlikte meme tümörünün büyümesini tetikleyebilen birtakım proteinlerin aktivitesini inhibe ediyor ve yüksek kan kolesterol seviyelerini düşürür.
Zerdeçal uzun süredir Hintli şifacılar tarafı ile karaciğer fonksiyonunu güçlendirmek amacı ile Ayurvedada kullanılıyor. Günümüzde pek çok alternatif hekim hepatit C libi karaciğer rahatsızlıkları olan kişilere curcumin öneriyor. Zerdeçal kalp krizine yol açabilecek kan pıhtılarının duşumunu da önleyebilmektedir. Besin yardımı olarak tavsiye edilen doz, yemeklerle beraber alınan günde bir üç tane 500 ıg.lik curcumin tabletidir. Pek çok ticari preparat curcumin e bir başka iltihap gideren olan bromelaini bir arada sunar, cisi birlikle daha iyi çalışmaktadır ve bromelain curcumin emilmesini artırabilir.
Sıklıkla Hint yemekleri yiyorsanız sağlığınız için tahmininizden çok daha fazlasını yapıyorsunuz manasına gelmektedir. Köriye sarı rengini veren bir baharat olan zerdeçaldan elde edilen curcumin güçlü bir antioksidandır ve serbest radikal hasarını azaltmakta faydalı olduğu gösterilmiştir.Zerdeçalın Faydaları
Sigaradaki kanser yapıcı kimyasal maddelerin sigara içen kişide oluşturduğu hasarı gidermekte faydalıdır. Bununla birlikte romatoid artritteki iltihaplanmayı azaltabilir. Artritten mustarip birtakım kişilerde fenilbutazona (reçeteli bir nonsteroidal antienflamatuar) benzeyen iyileşme yaratmış ve herhangi bir yan tesirye yol açmamıştır. Bununla birlikte meme tümörünün büyümesini tetikleyebilen birtakım proteinlerin aktivitesini inhibe ediyor ve yüksek kan kolesterol seviyelerini düşürür.
Zerdeçal uzun süredir Hintli şifacılar tarafı ile karaciğer fonksiyonunu güçlendirmek amacı ile Ayurvedada kullanılıyor. Günümüzde pek çok alternatif hekim hepatit C libi karaciğer rahatsızlıkları olan kişilere curcumin öneriyor. Zerdeçal kalp krizine yol açabilecek kan pıhtılarının duşumunu da önleyebilmektedir. Besin yardımı olarak tavsiye edilen doz, yemeklerle beraber alınan günde bir üç tane 500 ıg.lik curcumin tabletidir. Pek çok ticari preparat curcumin e bir başka iltihap gideren olan bromelaini bir arada sunar, cisi birlikle daha iyi çalışmaktadır ve bromelain curcumin emilmesini artırabilir.
27 Temmuz 2015 Pazartesi
Aloe Vera Nedir?
Aloe Vera
Sarı sabır ismiyle da bilinen Aloe Vera bitkisi, antibiyotik, büzücü ve pıhtılaştırıcı faktörlerin karışımı olan ve aloe vera jeli olarak isimlendirilen yara yileştirici bir madde ihtiva eder.
Dahili yollardan kullanıldığı zaman hafif bir laksatif olarak çalıışır. Düzenli aralıklarla alınan bir çorba kaşığı (tercihen aç karına) * günlük olarak toplam yarım litre* mide ülserinin tedavisinde yardımcı olabilir.
Aloe Veranın Faydaları
Aloe vera jelinin harici kullanım alanı da oldukça fazladır.
* Hızlı ve etkin bir yara iyileştirici olarak iş görür, yanıkların, böcek sokmalarının ve zehirli sarmaşığın tedavisine destek olmaktadır. Bir yaprağı ayırın ve direkt yaralı alana uygulayın veya bir kumaş parçasını aloe vera ile ıslatın ve bağlayın.
* Aloe vera jelleri, kremleri ve losyonları güneş yanığı sebebiyle meydana gelen kabarcıkları ve soyulmaları önleyebilir.
* Ayaklardaki nasırların ve sertleşmiş derinin yumuşa¬masına yardımcı olabilir.
* Yüz ve boyuna uygulandığı zaman cildi yumuşatabilir ve yaşlılık çizgilerini kontrollü tutabilir.
* Hemoroitlerin ağrısını, kaşıntısını ve kanamasını hafifletebilir.
* Etkili bir saç kremi olarak kullanılabilir.
UYARI: Hassas bireylerde bir merhem olarak ürtiker, kurdeşen, kaşıntı ve başka alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve eğer gebe kadınlar tarafı ile dahili yollardan kullanılırsa aşırı tehlikeli olabilir.
Sarı sabır ismiyle da bilinen Aloe Vera bitkisi, antibiyotik, büzücü ve pıhtılaştırıcı faktörlerin karışımı olan ve aloe vera jeli olarak isimlendirilen yara yileştirici bir madde ihtiva eder.
Dahili yollardan kullanıldığı zaman hafif bir laksatif olarak çalıışır. Düzenli aralıklarla alınan bir çorba kaşığı (tercihen aç karına) * günlük olarak toplam yarım litre* mide ülserinin tedavisinde yardımcı olabilir.
Aloe Veranın Faydaları
Aloe vera jelinin harici kullanım alanı da oldukça fazladır.
* Hızlı ve etkin bir yara iyileştirici olarak iş görür, yanıkların, böcek sokmalarının ve zehirli sarmaşığın tedavisine destek olmaktadır. Bir yaprağı ayırın ve direkt yaralı alana uygulayın veya bir kumaş parçasını aloe vera ile ıslatın ve bağlayın.
* Aloe vera jelleri, kremleri ve losyonları güneş yanığı sebebiyle meydana gelen kabarcıkları ve soyulmaları önleyebilir.
* Ayaklardaki nasırların ve sertleşmiş derinin yumuşa¬masına yardımcı olabilir.
* Yüz ve boyuna uygulandığı zaman cildi yumuşatabilir ve yaşlılık çizgilerini kontrollü tutabilir.
* Hemoroitlerin ağrısını, kaşıntısını ve kanamasını hafifletebilir.
* Etkili bir saç kremi olarak kullanılabilir.
UYARI: Hassas bireylerde bir merhem olarak ürtiker, kurdeşen, kaşıntı ve başka alerjik reaksiyonlara neden olabilir ve eğer gebe kadınlar tarafı ile dahili yollardan kullanılırsa aşırı tehlikeli olabilir.
Migrenden Kurtulmak İçin Ne Yapılabilir?
Migren Nedir?
Migren, hayatı tehdit etmekte olan tehlikeli bir hastalık olarak görülmemelidir. Migren, 4 saat ile 72 saat arasında değişen ataklarla ortaya çıkmış olan, kafanın tek tarafına yerleşen, zonklayıcı bir baş ağrısı şeklidir. Bu ataklar esnasında baş ağrısının yanında bulantı, kusma, normal ışık ve sesten huzursuz olma gibi şikayetler de görülebilmektedir.
Migren Kimlerde Görülür?
Kadınlarda migren görülme oranı erkeklerin yaklaşık 3 katıdır. Bu farklılık kadınlardaki hormonal değişikliklerden kaynaklıdır. Hastaların çoğunda atak 40 yaşın dan evvel meydana çıkmaktadır. Genel olarak ergenlik dönemine denk gelen bir dönemdir. 50 yaşın üstü bir tanesinde migren başlama olasılığı azdır. Kadınlarda migren birçoğu kez orta yaşlarda ortaya çıkar.
Niçin Migren Hastası Oluruz?
Sebebi kesin bir şekilde bilinmemekle beraber beyin kandamarları ve beynin sinir iletimindeki kimyasal madde değişimleri neticesi ortaya çıktığı düşünülür. Kadınlardaki hormon değişikliği migren ağrısına neden olabilir. Genetik (aileden gelen, kalıtsal) etkenler hususunda çalışmalar sürmektedir.
Migren Tipleri
Daha çok karşılaşılan iki değişik migren türü vardır:
Basit Migren: Migrenli hastaların %75 inde görülmektedir. Aurasız migren atakları bulunur. Adi migren de denilir. Genellikle bayanlarda görülmektedir. Tek veya çift yönlü baş ağrısı görülmektedir. Kusma nadir olur.
Klasik Migren: Auralı migren atakları görülmektedir. Migrenli hastaların %10'unu klasik migren hastaları teşkil eder. Klasik migren birçoğu kez çocukluk veya ergenlik çağı boyunca vuku bulur. İlk atak 40 yaşından sonra gelir ve 2* 6 saat kadar sürmektedir. Klasik migrende kişinin görme alanında boşluk bulunur. Ve hastalığı olanlar boşluk olan yeri göremez. birçoğu kez başın tek tarafında ağrı hissi duyulur. Bulantıyla beraber kusma buna eşlik eder. Aura, baş ağrısı başlama dan evvel beliren, çok sık görme alanında şikayetler olan, birtakım sinirsel belirtilerdir. Migren şafağı da denilir.
Migreni Tetikleyen Faktörler Nelerdir?
Migren atağı tek bir nedene bağlı oluşmaz. Tek bir tetikleyici ile migren atağı oluşmaz. Üst üste gelen tetikleyiciler migren ataklarının oluşmasına yol açar. Birçok incelemede migren hastalarından alınan cevaplara göre en fazla görülmekte olan haller stres, hormonlarda değişiklik, halsizlik, bitkinlik ve öğün atlamadır. Çocuklarda aç kalma, az yemek yeme, kadınlarda adet süreciyle alakalı hormonal farklılıklar migrene sebep olabilir. Yeterince yememek, Bazı gıdalar ve içecekler; eski peynir, çerez, çikolata, şarap, alkol, kafeinli içecekler, kahve, çay, katkı maddeleri, Çevresel faktörler; göz alıcı ışık, ağır koku, seyahat, çok yorulma, hava değişiklikleri, Adet süreci, gebelik, doğum kontrol hapları gibi hormonal farklılıklar Uykusuzluk veya aşırı uyuma Duygusal değişiklikler; endişe, üzüntü, tartışma, heyecan, depresyon, stres, Baş ve boyunda ağrı; göz, boyun, diş, çene ağrısı, Kişide bu tetikleyicilerin hepsi olmak zorunluluğu bulunmaz. Atağın başlaması için bir kaç neden yeter. Migrenden kurtulmak amacıyla ilaçlı metod ve terapi metodu gibi türlü yöntemler uygulanmaktadır. Uzmanlar yetişkinlerden değişik oldukları ve gelişimlerini tam tamamlamadıkları için çocuklara migren tedavisinde ilaçlı tedaviden kaçınmak gerekli olduğunu vurgulamaktadır ve terapi metodunu tavsiye etmekteshy;dir.
Migrenden korunmak için neler yapabilir?
Sizde migreni tetikleyici unsurları izlemleyin ve bunlardan olabildiği kadar uzak durunuz.
Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyuma* uyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çelişın.
Öğünleri olabildiği kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin.
Spor yapmaya dikkat edin, spor yapmak sinir yapınızı da güçlendirecektir.
Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın.
Hayır demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın.
Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çabalayın.
Çalışırken, kendinize düzenli molalar verin.
İlgili aramalar: migrenden nasıl kurtuluruz, migrenden kurtulmak için ne yapılabilir, migren nasıl atlatılır, migrene karşı ne yapmak gerekir, migrenin tedavisi nedir, migren nasıl geçer
Migren, hayatı tehdit etmekte olan tehlikeli bir hastalık olarak görülmemelidir. Migren, 4 saat ile 72 saat arasında değişen ataklarla ortaya çıkmış olan, kafanın tek tarafına yerleşen, zonklayıcı bir baş ağrısı şeklidir. Bu ataklar esnasında baş ağrısının yanında bulantı, kusma, normal ışık ve sesten huzursuz olma gibi şikayetler de görülebilmektedir.
Migren Kimlerde Görülür?
Kadınlarda migren görülme oranı erkeklerin yaklaşık 3 katıdır. Bu farklılık kadınlardaki hormonal değişikliklerden kaynaklıdır. Hastaların çoğunda atak 40 yaşın dan evvel meydana çıkmaktadır. Genel olarak ergenlik dönemine denk gelen bir dönemdir. 50 yaşın üstü bir tanesinde migren başlama olasılığı azdır. Kadınlarda migren birçoğu kez orta yaşlarda ortaya çıkar.
Niçin Migren Hastası Oluruz?
Sebebi kesin bir şekilde bilinmemekle beraber beyin kandamarları ve beynin sinir iletimindeki kimyasal madde değişimleri neticesi ortaya çıktığı düşünülür. Kadınlardaki hormon değişikliği migren ağrısına neden olabilir. Genetik (aileden gelen, kalıtsal) etkenler hususunda çalışmalar sürmektedir.
Migren Tipleri
Daha çok karşılaşılan iki değişik migren türü vardır:
Basit Migren: Migrenli hastaların %75 inde görülmektedir. Aurasız migren atakları bulunur. Adi migren de denilir. Genellikle bayanlarda görülmektedir. Tek veya çift yönlü baş ağrısı görülmektedir. Kusma nadir olur.
Klasik Migren: Auralı migren atakları görülmektedir. Migrenli hastaların %10'unu klasik migren hastaları teşkil eder. Klasik migren birçoğu kez çocukluk veya ergenlik çağı boyunca vuku bulur. İlk atak 40 yaşından sonra gelir ve 2* 6 saat kadar sürmektedir. Klasik migrende kişinin görme alanında boşluk bulunur. Ve hastalığı olanlar boşluk olan yeri göremez. birçoğu kez başın tek tarafında ağrı hissi duyulur. Bulantıyla beraber kusma buna eşlik eder. Aura, baş ağrısı başlama dan evvel beliren, çok sık görme alanında şikayetler olan, birtakım sinirsel belirtilerdir. Migren şafağı da denilir.
Migreni Tetikleyen Faktörler Nelerdir?
Migren atağı tek bir nedene bağlı oluşmaz. Tek bir tetikleyici ile migren atağı oluşmaz. Üst üste gelen tetikleyiciler migren ataklarının oluşmasına yol açar. Birçok incelemede migren hastalarından alınan cevaplara göre en fazla görülmekte olan haller stres, hormonlarda değişiklik, halsizlik, bitkinlik ve öğün atlamadır. Çocuklarda aç kalma, az yemek yeme, kadınlarda adet süreciyle alakalı hormonal farklılıklar migrene sebep olabilir. Yeterince yememek, Bazı gıdalar ve içecekler; eski peynir, çerez, çikolata, şarap, alkol, kafeinli içecekler, kahve, çay, katkı maddeleri, Çevresel faktörler; göz alıcı ışık, ağır koku, seyahat, çok yorulma, hava değişiklikleri, Adet süreci, gebelik, doğum kontrol hapları gibi hormonal farklılıklar Uykusuzluk veya aşırı uyuma Duygusal değişiklikler; endişe, üzüntü, tartışma, heyecan, depresyon, stres, Baş ve boyunda ağrı; göz, boyun, diş, çene ağrısı, Kişide bu tetikleyicilerin hepsi olmak zorunluluğu bulunmaz. Atağın başlaması için bir kaç neden yeter. Migrenden kurtulmak amacıyla ilaçlı metod ve terapi metodu gibi türlü yöntemler uygulanmaktadır. Uzmanlar yetişkinlerden değişik oldukları ve gelişimlerini tam tamamlamadıkları için çocuklara migren tedavisinde ilaçlı tedaviden kaçınmak gerekli olduğunu vurgulamaktadır ve terapi metodunu tavsiye etmekteshy;dir.
Migrenden korunmak için neler yapabilir?
Sizde migreni tetikleyici unsurları izlemleyin ve bunlardan olabildiği kadar uzak durunuz.
Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyuma* uyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çelişın.
Öğünleri olabildiği kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin.
Spor yapmaya dikkat edin, spor yapmak sinir yapınızı da güçlendirecektir.
Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın.
Hayır demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın.
Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çabalayın.
Çalışırken, kendinize düzenli molalar verin.
İlgili aramalar: migrenden nasıl kurtuluruz, migrenden kurtulmak için ne yapılabilir, migren nasıl atlatılır, migrene karşı ne yapmak gerekir, migrenin tedavisi nedir, migren nasıl geçer
Kasık Mantarı Nedir?
Kasık Mantarı Nedir?
Kasık mantarı, en fazla karşılaşılan mantar enfeksiyonlarındandır ve Tinea Cruris olarak da bilinir. genel olarak erkeklerde ve adölesan çocuklarda görülmektedir. Kasık mantarı birkaç haftalık doğru bir tedavi ile hızlı bir şekilde iyileşir.
Kasık Mantarı Nedir ve Nasıl Geçer?
Kasık Mantarının Belirtileri
Genelde cilt yüzeyinde kırmızı veya kahverengi tonlarında hafif kabarık lezyonlarla belirti vermektedir. Etrafında yama biçiminde küçük su kabarcıkları oluşabilir, genel olarak kenarları daha koyu renkte ortaya doğru açılan bir renkte gözlenebilirler. Zaman zaman ağrı yapabilir. Kaşıntı genel olarak görülmektedir. Pullanma oluştuysa bu, kızarıklık enfeksiyonun başladığı anlamını taşır ve başka kişilere bulaştırma rizikosu taşımaktadır. Kaşıntı ve kaşıma ile şişlik olur akıntı ortaya çıkabilir, bu da başka yüzeyel enfeksiyonların oluşmasına sebebiyet verebilir.
Kasık Mantarının Tedavisi Nedir?
Başlangıç düzeyinde farkedildiği takdirde, doktor tarafı ile verilecek merhem ya da pomatla kısa süre içinde tedavi gerçekleşmektedir. İleriki seviyeye geçen, şiddetli ya da dirençli mantar enfeksiyonlarında doktorunuzun reçete edeceği ağızdan ilaçları başka tedaviye ilaveten kullanmak gerekebilmektedir.
Banyodan sonra kasıkları temiz bir havlu ile kurulayın uzun süre rutubetli kalmasını engelleyin.
Havlunuzu sizden başkası kullanmasın. Dar olmayan, temiz ve pamuklu iç çamaşırları kullanınız. İç çamaşırlarınızı günlük olarak değiştirin.
İki hafta içerisinde eğer tedaviye rağmen iyileşme görülmemektedirse, mutlak suretle doktorunuza görünün.
Kasık mantarı, en fazla karşılaşılan mantar enfeksiyonlarındandır ve Tinea Cruris olarak da bilinir. genel olarak erkeklerde ve adölesan çocuklarda görülmektedir. Kasık mantarı birkaç haftalık doğru bir tedavi ile hızlı bir şekilde iyileşir.
Kasık Mantarı Nedir ve Nasıl Geçer?
Kasık Mantarının Belirtileri
Genelde cilt yüzeyinde kırmızı veya kahverengi tonlarında hafif kabarık lezyonlarla belirti vermektedir. Etrafında yama biçiminde küçük su kabarcıkları oluşabilir, genel olarak kenarları daha koyu renkte ortaya doğru açılan bir renkte gözlenebilirler. Zaman zaman ağrı yapabilir. Kaşıntı genel olarak görülmektedir. Pullanma oluştuysa bu, kızarıklık enfeksiyonun başladığı anlamını taşır ve başka kişilere bulaştırma rizikosu taşımaktadır. Kaşıntı ve kaşıma ile şişlik olur akıntı ortaya çıkabilir, bu da başka yüzeyel enfeksiyonların oluşmasına sebebiyet verebilir.
Kasık Mantarının Tedavisi Nedir?
Başlangıç düzeyinde farkedildiği takdirde, doktor tarafı ile verilecek merhem ya da pomatla kısa süre içinde tedavi gerçekleşmektedir. İleriki seviyeye geçen, şiddetli ya da dirençli mantar enfeksiyonlarında doktorunuzun reçete edeceği ağızdan ilaçları başka tedaviye ilaveten kullanmak gerekebilmektedir.
Banyodan sonra kasıkları temiz bir havlu ile kurulayın uzun süre rutubetli kalmasını engelleyin.
Havlunuzu sizden başkası kullanmasın. Dar olmayan, temiz ve pamuklu iç çamaşırları kullanınız. İç çamaşırlarınızı günlük olarak değiştirin.
İki hafta içerisinde eğer tedaviye rağmen iyileşme görülmemektedirse, mutlak suretle doktorunuza görünün.
Ürtiker Nasıl Bir Hastalıktır?
Ürtiker Nasıl Bir Hastalıktır?
Deride aşırı kaşıntı yapan küçük kızarıklık ve kabarıklıklara ürtiker ya da diğer adıyla kurdeşen adı verilir. Ürtiker bariz bir alanda görülebileceği gibi bütün bedene da yayılabilir. Ürtikerin mukozalarda görülüşü bilhassa tehlikelidir, zira glottis ödemi boğulmaya neden olabilir.
Ürtiker Nedir?
Ürtikerde en önemli belirti halk dilinde kurdeşen olarak bilinmekte olan kabartılı kızarıklıklardır. Kabarık olan ürtiker plağının sınırları bariz ve görüntüsü yuvarlakçadır. Bu kabarıkların çapları birkaç milimetreden birçok santimetreye kadar değişebilmektedir. Açık kırmızı olan ortada beyazlaşır. Yoğun bir kaşıntıyla beraber belirir. Kabarcıklar bütün bedene da yayılabilir, vücudun herhangi bir bölümüyle de sınırlı olabilir.
Bazı bölgelerin anatomik yapısı nedeniyle, ürtiker bu bölgelerde yaygın bir şişkinlik yaratabilir. Ödemlerin boyutu ara ara büyük bir hal alabilir.
Ürtiker Neden Oluşur?
Ürtikerler genelde alerjiden kaynaklanır. Hastalığın oluşumu ana hatlarıyla şöyledir. Antijen denilen bir madde (örneğin bir protein) bedene girer. Vücudun defans sistemi antijene karşı antikor denilen maddeler üretilir. Antikorların görevi antijenin istenmeyen olabilecek tesirlerinin önüne geçmektir. O nedenden yalnız antijene karşı tesirli olma nitelikleri bulunur.
Antijenin bir kez daha bedene girmesi ve bunu peşinden gelen antijen* antikor karşılaşması ürtiker belirtilerini başlatmaktadır. Alerjik ürtiker haricinde rastlantıyla meydana gelen ürtiker vakaları da görülebilmektedir. Bilhassa örseleyici maddelerle temastan sonra meydana çıkmaktadır. Isırganotu gibi bitkiler, böcek sokması gibi uyaranlar ve soğuk veya sıcak etkiyi ürtikere neden olabilir.
Organ ve sistemlerin özellik gösteren hastalıklarında da ürtikerin ortaya çıkması kolay hale gelir. İş salgı sisteminde meydana gelen bozukluklar da ürtikere sebep olabilir.
Ürtiker Hastalığının Tedavisi Var MI?
Ürtiker tedavisini antihistaminik ilaçlar teşkil eder. Bunlar döküntüye sebep olan biyokimyasal süreçleri engeller. Aynı zamanda ilaçlar, kaşıntıyı ve derideki yanma duyusunu hafifletir, deri döküntülerini hızla geriletir ve bir sonrasındaki nöbetin gelişimine engeller. Tepkimeyi önleyen kortizon veya ACTH (adrenokortikotrop hormon) gibi daha güçlü ilaçla, kan basıncının mühim ölçüde düştüğü daha ağır vakalarda kullanmak yerinde olmaktadır.
İlgili aramalar: ürtiker nasıl bir hastalıktır, kurdeşen nedir, ürtiker nedir, kurdeşen hastalığı hakkında
Deride aşırı kaşıntı yapan küçük kızarıklık ve kabarıklıklara ürtiker ya da diğer adıyla kurdeşen adı verilir. Ürtiker bariz bir alanda görülebileceği gibi bütün bedene da yayılabilir. Ürtikerin mukozalarda görülüşü bilhassa tehlikelidir, zira glottis ödemi boğulmaya neden olabilir.
Ürtiker Nedir?
Ürtikerde en önemli belirti halk dilinde kurdeşen olarak bilinmekte olan kabartılı kızarıklıklardır. Kabarık olan ürtiker plağının sınırları bariz ve görüntüsü yuvarlakçadır. Bu kabarıkların çapları birkaç milimetreden birçok santimetreye kadar değişebilmektedir. Açık kırmızı olan ortada beyazlaşır. Yoğun bir kaşıntıyla beraber belirir. Kabarcıklar bütün bedene da yayılabilir, vücudun herhangi bir bölümüyle de sınırlı olabilir.
Bazı bölgelerin anatomik yapısı nedeniyle, ürtiker bu bölgelerde yaygın bir şişkinlik yaratabilir. Ödemlerin boyutu ara ara büyük bir hal alabilir.
Ürtiker Neden Oluşur?
Ürtikerler genelde alerjiden kaynaklanır. Hastalığın oluşumu ana hatlarıyla şöyledir. Antijen denilen bir madde (örneğin bir protein) bedene girer. Vücudun defans sistemi antijene karşı antikor denilen maddeler üretilir. Antikorların görevi antijenin istenmeyen olabilecek tesirlerinin önüne geçmektir. O nedenden yalnız antijene karşı tesirli olma nitelikleri bulunur.
Antijenin bir kez daha bedene girmesi ve bunu peşinden gelen antijen* antikor karşılaşması ürtiker belirtilerini başlatmaktadır. Alerjik ürtiker haricinde rastlantıyla meydana gelen ürtiker vakaları da görülebilmektedir. Bilhassa örseleyici maddelerle temastan sonra meydana çıkmaktadır. Isırganotu gibi bitkiler, böcek sokması gibi uyaranlar ve soğuk veya sıcak etkiyi ürtikere neden olabilir.
Organ ve sistemlerin özellik gösteren hastalıklarında da ürtikerin ortaya çıkması kolay hale gelir. İş salgı sisteminde meydana gelen bozukluklar da ürtikere sebep olabilir.
Ürtiker Hastalığının Tedavisi Var MI?
Ürtiker tedavisini antihistaminik ilaçlar teşkil eder. Bunlar döküntüye sebep olan biyokimyasal süreçleri engeller. Aynı zamanda ilaçlar, kaşıntıyı ve derideki yanma duyusunu hafifletir, deri döküntülerini hızla geriletir ve bir sonrasındaki nöbetin gelişimine engeller. Tepkimeyi önleyen kortizon veya ACTH (adrenokortikotrop hormon) gibi daha güçlü ilaçla, kan basıncının mühim ölçüde düştüğü daha ağır vakalarda kullanmak yerinde olmaktadır.
İlgili aramalar: ürtiker nasıl bir hastalıktır, kurdeşen nedir, ürtiker nedir, kurdeşen hastalığı hakkında
24 Temmuz 2015 Cuma
Genç Yaşta Kalp Krizi Öldürür Mü?
Genç Yaşta Kalp Krizi Öldürür Mü?
Ani kalp krizine karşı genç genç yaşta bulunanlar daha savunmasız. Sebebi ise kolleteral olarak isimlendirilen yaşamsal öneme sahip damarların yaş ilerlediği müddetçe gelişmesi…
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Parlar, ""Kalbin fonksiyonlarının görebilişi için kafi tutarda oksijene ihtiyacı bulunur. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirir. Eğer koroner damarlarda bir tıkanshy;ma ya da daralma var ise kalp yeterince oksijen alamaz, beslenemez. Netice itibari ile ölüme neden olabilecek bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar"" dedi.
Genç Yaşta Gelen Kalp Krizi Öldürüyor
İnsanda yaş arttıkça kalbin tahrip olan kısımlarında kolleteral ismi verilen kılcal damarlar meydana geldiği için kalp krizinden ölüm olasılığı gençlere göre daha az görülmekte. Bu damarlar, kalbe kan taşımakta olan damarların tahrip olan kısımlarında takviye görevi üstlenir. Kalp krizi geçirildiğinde hangi damarlar tıkanırsa, kolleteral damarları o alana kan taşımaktadır. Bu damarlar yardımıyla yaşlı insanlarda ölüm olasılığı gençlere göre azalmaktadır.
Bilhassa ailede 1. derece akrabalarda (anne, baba, kardeş, amca, dayı vb.) kalp hastalığı var ise kalıtsal etken ehemmiyet arz eder. Erkeklerde 50 kadınlarda 60 yaş öncesi kalp krizleri ani ölüm mevcut ise gelecek neslin yakın takip edilişi gerekiyor. Yeni nesilde %30'a varan genç yaşta kalp krizi rizikosu mevcuttur.
İlgili aramalar: genç yaşta kalp krizi öldürür mü, genç yaşta kalp krizi geçirmek tehlikeli midir, erken yaşta kalp krizinden ölmenin nedenler nelerdir
Ani kalp krizine karşı genç genç yaşta bulunanlar daha savunmasız. Sebebi ise kolleteral olarak isimlendirilen yaşamsal öneme sahip damarların yaş ilerlediği müddetçe gelişmesi…
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Parlar, ""Kalbin fonksiyonlarının görebilişi için kafi tutarda oksijene ihtiyacı bulunur. Oksijeni kalbin kendi damarları yani koroner damarları getirir. Eğer koroner damarlarda bir tıkanshy;ma ya da daralma var ise kalp yeterince oksijen alamaz, beslenemez. Netice itibari ile ölüme neden olabilecek bir tablo olan kalp krizi ortaya çıkar"" dedi.
Genç Yaşta Gelen Kalp Krizi Öldürüyor
İnsanda yaş arttıkça kalbin tahrip olan kısımlarında kolleteral ismi verilen kılcal damarlar meydana geldiği için kalp krizinden ölüm olasılığı gençlere göre daha az görülmekte. Bu damarlar, kalbe kan taşımakta olan damarların tahrip olan kısımlarında takviye görevi üstlenir. Kalp krizi geçirildiğinde hangi damarlar tıkanırsa, kolleteral damarları o alana kan taşımaktadır. Bu damarlar yardımıyla yaşlı insanlarda ölüm olasılığı gençlere göre azalmaktadır.
Bilhassa ailede 1. derece akrabalarda (anne, baba, kardeş, amca, dayı vb.) kalp hastalığı var ise kalıtsal etken ehemmiyet arz eder. Erkeklerde 50 kadınlarda 60 yaş öncesi kalp krizleri ani ölüm mevcut ise gelecek neslin yakın takip edilişi gerekiyor. Yeni nesilde %30'a varan genç yaşta kalp krizi rizikosu mevcuttur.
İlgili aramalar: genç yaşta kalp krizi öldürür mü, genç yaşta kalp krizi geçirmek tehlikeli midir, erken yaşta kalp krizinden ölmenin nedenler nelerdir
Kilolu Çocuklar Nasıl Beslenmelidir?
Kilolu Çocuklar Nasıl Beslenmelidir?
Şişmanlamaya meyilli olan çocukların ilk önce çocuk doktoruna gösterilmesi gerekiyor. Gerekli görüldüğü halde medikal tedavi uygulanması gerekir.
Kilolu Çocuklar için Beslenme Önerileri
Çocuk beslenmesi hususunda uzmanlaşmış bir diyetisyene danışılmalı ve onun dedikleri doğrultusunda hareket etmek gerekir. Kilo alımı psikolojik bir neden yüzünden gerçekleşiyorsa pedagoğa gözükülmelidir.
İlk yapılması lazım olan ailenin beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilişi olacaktır. Hazırlanacak olan program aile ve çocuğa uygun şekilde olmalıdır.
Zevkle uygulayabilecekleri, değişim yapabilecekleri, esnek bir program hazırlanmalıdır. Besinler iyi anlatılmalı yemek seçiyorsa ilk başta bunun önüne geçilmelidir.
Çocukları Fiziksel Etkinliklere Sokun
Çocukları fiziksel etkinlikler içine çekip kilo vermelerini sağlayabiliriz. Herkesin bildiği gibi çocukların ilgisini çeken en büyük aktivite oyundur; onları futbol, basketbol, yüzme gibi hareketli sporlara çekip ilgilerini arttırabilirsiniz. Zayıflamak amacıyla ilk akla gelen yürüyüş opsiyonu çocuklar üstünde tesirli olmaz.
Çocukların Yeterli ve Dengeli Beslenmelerini Sağlayın
Tükettiğimiz gıdaları doğru zamanda, doğru oranda ve sağlıklı bulunanlarını seçmemiz dengeli beslenmenin ilk kuralıdır.
Çocukların açlığa dayanma eşiği azdır, yetişkinler kadar açlığa dayanamazlar. Eğer belirlenmiş yemek saatleri yok ise gün içinde daha fazla acıkırlar ve abur cubur yemek ihtiyacı duyarlar. O nedenden ötürü düzenli şekilde öğün atlamadan yemek yemeleri gerekir.
Çocukların güne iyi başlamaları için mutlak suretle kahvaltı yapmaları gerekir. Gün içerisinde 6 öğün olmak üzere az ve sık aralıklarla beslenmeleri temeline uyulmalıdır.
Şişmanlamaya meyilli olan çocukların ilk önce çocuk doktoruna gösterilmesi gerekiyor. Gerekli görüldüğü halde medikal tedavi uygulanması gerekir.
Kilolu Çocuklar için Beslenme Önerileri
Çocuk beslenmesi hususunda uzmanlaşmış bir diyetisyene danışılmalı ve onun dedikleri doğrultusunda hareket etmek gerekir. Kilo alımı psikolojik bir neden yüzünden gerçekleşiyorsa pedagoğa gözükülmelidir.
İlk yapılması lazım olan ailenin beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilişi olacaktır. Hazırlanacak olan program aile ve çocuğa uygun şekilde olmalıdır.
Zevkle uygulayabilecekleri, değişim yapabilecekleri, esnek bir program hazırlanmalıdır. Besinler iyi anlatılmalı yemek seçiyorsa ilk başta bunun önüne geçilmelidir.
Çocukları Fiziksel Etkinliklere Sokun
Çocukları fiziksel etkinlikler içine çekip kilo vermelerini sağlayabiliriz. Herkesin bildiği gibi çocukların ilgisini çeken en büyük aktivite oyundur; onları futbol, basketbol, yüzme gibi hareketli sporlara çekip ilgilerini arttırabilirsiniz. Zayıflamak amacıyla ilk akla gelen yürüyüş opsiyonu çocuklar üstünde tesirli olmaz.
Çocukların Yeterli ve Dengeli Beslenmelerini Sağlayın
Tükettiğimiz gıdaları doğru zamanda, doğru oranda ve sağlıklı bulunanlarını seçmemiz dengeli beslenmenin ilk kuralıdır.
Çocukların açlığa dayanma eşiği azdır, yetişkinler kadar açlığa dayanamazlar. Eğer belirlenmiş yemek saatleri yok ise gün içinde daha fazla acıkırlar ve abur cubur yemek ihtiyacı duyarlar. O nedenden ötürü düzenli şekilde öğün atlamadan yemek yemeleri gerekir.
Çocukların güne iyi başlamaları için mutlak suretle kahvaltı yapmaları gerekir. Gün içerisinde 6 öğün olmak üzere az ve sık aralıklarla beslenmeleri temeline uyulmalıdır.
Lazer Epilasyon Nasıl Oluyor?
Lazer Epilasyon Nasıl Oluyor?
İstenmeyen tüyler kadınlaröncelikli olmak üzere hepimizin sorunu. Bu soruna kökten bir çözüm getiren lazer epilasyonlarla ilgili öğrenilmek istenen her şeyi bu yazıda bulabilirsiniz.
Lazer Epilasyon İstenmeyen Tüyleri Nasıl Yok Eder?
Lazer ile kıl köklerindeki hücreler yakılarak hasara uğratılır. Kıl kökü tarafı ile emilen enerji ısıya dönüşerek kılın kök hücresini tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Kısa süreli uygulanmakta olan bu ışınlar, cilt hücrelerine zarar vermeyecek şekilde aşıp kıl kökündeki renk pigmentleri tarafı ile emilir. Lazer epilasyonu, kıl köklerindeki hücrelerde kıl gelişimini geciktirerek, kılların daha ince ve inerek çıkışına imkan vermektedir.
Lazer epilasyon hangi bölgeler için uygundur?
Göz ve göz kapaklarını korumak koşuluyla vücudun bütün bölgelerinde uygulanabilir.
Lazer Epilasyonda En İyi Sonuç İçin Kaç Seans Uygulanmalıdır?
Vücutta bulunmakta olan kılların kalınlığı ve yoğunluğu her vücutta farklı olacağı için kesin bir seans sayısı vermek doğru olmaz. Lazer epilasyon uygulamasında cilt tipine göre doz ayarlanır . Böylelikle kıl köklerine etki edecek ama cilde zarar vermeyecek güçte çalışılarak en kısa zamanda tedavinin bitirilişi amaçlanır. Kıl meydana gelmesinde gerekli olgunlaşma safhasının tamamlaması beklenmelidir. Vücut bölgeleri için ortalama olarak 5* 8 seans, yüz bölgesindeki daha ince kıllar için ortalama olarak 6* 12 seans gerekli olacaktır.
Seanslar Arası Süre Ne Kadar?
Seans aralıkları yüz bölgesi için 4 haftada 1, vücut bölgesi için 6* 8 haftada bir tekrarlanmaktadır. Kıl kökleri her seanstan sonra zayıflayacağı için seans arası bu süreç uzamaktadır.
Lazer Epilasyonun Zararı ya da Yan Etkisi Var mıdır?
Lazer iyonize olmayan enerjidir. Doğru kişiler tarafı ile uygulandığı zaman herhangi bir kalıcı yan tesirden söz edilemez.
Uygulanmaması Gereken Durumlar
Kılları gri veya beyazlaşmış, bronz tenli, daha önce yakın bir zamanda lazer epilasyon uygulamış, tetrasiklin ya da izotretinoin gibi ışığa karşı hassaslaştıran ilaç kullananlara deri tipi V ve VI bulunanlara lazer epilasyonu uygulanmamalıdır.
İlgili aramalar: lazer epilasyon nasıl oluyor, lazer nasıl olur, lazer epilasyon nasıl yapılıyor
İstenmeyen tüyler kadınlaröncelikli olmak üzere hepimizin sorunu. Bu soruna kökten bir çözüm getiren lazer epilasyonlarla ilgili öğrenilmek istenen her şeyi bu yazıda bulabilirsiniz.
Lazer Epilasyon İstenmeyen Tüyleri Nasıl Yok Eder?
Lazer ile kıl köklerindeki hücreler yakılarak hasara uğratılır. Kıl kökü tarafı ile emilen enerji ısıya dönüşerek kılın kök hücresini tekrar büyüyemeyecek şekilde tahrip eder. Kısa süreli uygulanmakta olan bu ışınlar, cilt hücrelerine zarar vermeyecek şekilde aşıp kıl kökündeki renk pigmentleri tarafı ile emilir. Lazer epilasyonu, kıl köklerindeki hücrelerde kıl gelişimini geciktirerek, kılların daha ince ve inerek çıkışına imkan vermektedir.
Lazer epilasyon hangi bölgeler için uygundur?
Göz ve göz kapaklarını korumak koşuluyla vücudun bütün bölgelerinde uygulanabilir.
Lazer Epilasyonda En İyi Sonuç İçin Kaç Seans Uygulanmalıdır?
Vücutta bulunmakta olan kılların kalınlığı ve yoğunluğu her vücutta farklı olacağı için kesin bir seans sayısı vermek doğru olmaz. Lazer epilasyon uygulamasında cilt tipine göre doz ayarlanır . Böylelikle kıl köklerine etki edecek ama cilde zarar vermeyecek güçte çalışılarak en kısa zamanda tedavinin bitirilişi amaçlanır. Kıl meydana gelmesinde gerekli olgunlaşma safhasının tamamlaması beklenmelidir. Vücut bölgeleri için ortalama olarak 5* 8 seans, yüz bölgesindeki daha ince kıllar için ortalama olarak 6* 12 seans gerekli olacaktır.
Seanslar Arası Süre Ne Kadar?
Seans aralıkları yüz bölgesi için 4 haftada 1, vücut bölgesi için 6* 8 haftada bir tekrarlanmaktadır. Kıl kökleri her seanstan sonra zayıflayacağı için seans arası bu süreç uzamaktadır.
Lazer Epilasyonun Zararı ya da Yan Etkisi Var mıdır?
Lazer iyonize olmayan enerjidir. Doğru kişiler tarafı ile uygulandığı zaman herhangi bir kalıcı yan tesirden söz edilemez.
Uygulanmaması Gereken Durumlar
Kılları gri veya beyazlaşmış, bronz tenli, daha önce yakın bir zamanda lazer epilasyon uygulamış, tetrasiklin ya da izotretinoin gibi ışığa karşı hassaslaştıran ilaç kullananlara deri tipi V ve VI bulunanlara lazer epilasyonu uygulanmamalıdır.
İlgili aramalar: lazer epilasyon nasıl oluyor, lazer nasıl olur, lazer epilasyon nasıl yapılıyor
23 Temmuz 2015 Perşembe
Burun Estetiği Hakkında Bilgi
Burun Estetiği Hakkında Bilgi
Güzellik kavramı bayanlar için hep bir tabu olmuştur. Bilhassa yüz güzelliğini bozan kusurlarda kadınlar hep bir şikayet içerisinde bu soruna, türlü yöntemler aranıp durmuştur. Arada sırada saç rengini veya modelini değiştirerek ve bazı zamanlar de makyaj hilelerine başvurup bu kusurları örten kadınlar, son çare olarak da estetik ameliyatlara yönelmeyi tercih etmektedirler.
Kadınların estetik ameliyatlar içerisinde en çok tercih ettiği ameliyat burun estetiği veya tıptaki ismiyle rinoplasti gelmektedir. İster hastalığa sebebiyetten, isterse de estetik kaygılardan ötürü olsun, bayanlar yüz güzelliğinde burunları için bıçak altına yatmayı her şekilde kabul etmektedir. Kısacası burun yüz güzelliğinin elzem bir öğesi olduğu halde aynı anda insan sağlığı yönünden da oldukça mühim görevleri olan bir organdır.
Peki burun estetiği olmaya karar veren kadınların bu ameliyat ile ilgili bilişi lazım olan bilgiler neler? Burun estetiği tıp dilindeki adıyla rinoplastinin hedefi, yüzünüze en doğru burnu ortaya çıkarmaktır. Hastanın burun derisinin kalınlığı, kemik ve kıkırdak yapının özellikleri, burun operasyonunda sonuca direkt tesir edici faktörlerdendir. Burun derisisin kalınlığı ve yapısı da ameliyattan sonra burnun görünümünü etkiyi altına alan faktörlerdendir. Burun estetiği olma dan evvel doktor tarafı ile yapılanacak fiziki kontroller de o nedenden önemlidir.
Burun ameliyatları uygulama evresinde zor olmayan fakat net neticeleri görmek yönünden zorluk yaratabilen cerrahi işlemlerdir. Bundan dolayı ameliyatı yapan doktorların burundaki estetik ve fonksiyonelliği dengelemesi çok önemlidir.
Burun ameliyatını kimler yaptırabilir?
Burun gelişiminin tamamlandığı 18 yaşını doldurmuş, akıl sağlığı yerinde, cerrahi müdahale veya anesteziye engel sağlık sorunu olmayan herkes burun estetiği yaptırabilir.
Hangi Metodlar Burun Estetiğinde Uygulanabilir?
Rinoplasti operasyonu lokal veya genel anestezi altında uygulanabilmesine rağmen en çok talep edilen şekli genel anestezi olanıdır. Açık ya da kapalı teknikle uygulanabilir. Farkları açık teknikte burun deliklerinin arasında bulunan columella denilen alanda ters V biçiminde kesi oluşudur. Operasyondan sonra hastaları en fazla merak ettiği konu; ameliyattan sonra tampon alınırken duyulan ağrıdır. Lakin şu anda kullanılan silikon tamponlar bu sorunu ortadan kaldırmıştır. Burun estetiği operasyonunda bir başka öğrenilmek istenen konu ise burun ucunun zaman içerisinde düşmesi ya da burun sırtında çökmelerin oluşmasıdır. Şu anda muteber olan teknikler yönünden da bu sıkıntı ortadan kalkmıştır.
Ameliyat sonrası neler yapılabilir?
Burun operasyonunun bitiminde, göz çevresine soğuk uygulama yapılabilir ve 3 ila 4 saat içinde birşeyler yemek , içmek ve yürümek olanaklı olabilmektedir. Ameliyattan 5* 7 gün geçtikten sonra burun üstündeki plastik kalıp alınır ve ten rengi bantlarla birkaç gün daha burun örtülür. Ameliyattan sonra ilk 2 gün hafif morluk ve şişlik oluşabilir. 3. günün nihayetinde bu morluklarda azalmalar başlamaktadır. Plastik kalıplar alındığında, morluk ve şişlikler hafif bir makyajla kamufle edilebilecek kadar azalmaktadır. Burnun ameliyat sonrası en yeni şeklini alması yaklaşık altı ay ile 1 yıllık bir süreci kapsar.
Erken iyileşmek için; bariz bir müddet istirahat, alkol ve sigara kullanımını kesmek, yoran ve zorlama gerektirmiş olan işlerden uzak durmak, burnu travmadan korumak, direk güneş ışığına maruz kalmamak ve kontrolleri ihmal etmemek de önemlidir.
Ameliyatsız Burun Estetiği Kimlere Uygulanabilir?
Hemen hemen her estetik ameliyatında olduğu şekilde burun estetiğinde de ameliyatsız uygulamar için çalışmalar yapılır. Günümüzde bu amaçla kişiye özel dolgu, botox ve birtakım lazer yöntemleri uygulanır.
Ameliyatsız burun estetikleri genelde burun ucunu aşağı çeken kasların botoxla düzeltilişi ve burun sırtındaki kemerin dolgular ile doldurulması metoduyla hastalara uygulanmakta olan bir yöntemdir.
Lazerler ise burun ucunun inceltilmesi, burun deri kalınlığının azaltılışı derisinin kalitesinin arttırılışı ve burun cildindeki damarsal bozukluklar ile renk değişimlerin düzeltilmesinde uygun hasta seçimi ve doğru planlamayla çok başarılı sonuçlar sağlayabilmektedir. Ameliyatsız olarak bilinmekte olan bir başka uygulama ise, esasında lokal aneztezi uygulaması ile uygulanmakta olan , kıkırdakların cerrahi teknikle diseke edildiği ve burun ucunun sırta doğru iple askılandığı kolay bir uygulamadır. Bu metod burun ucunu kaldırmak amacıyla seçilmiş klinik vakalarda uygun olabilmektedir.
İlgili aramalar: burun estetiği hakkında bilgi, rinoplasti nedir, estetik burun ameliyatları, burun estetiği fotoğrafı, burun estetiği resmi
Güzellik kavramı bayanlar için hep bir tabu olmuştur. Bilhassa yüz güzelliğini bozan kusurlarda kadınlar hep bir şikayet içerisinde bu soruna, türlü yöntemler aranıp durmuştur. Arada sırada saç rengini veya modelini değiştirerek ve bazı zamanlar de makyaj hilelerine başvurup bu kusurları örten kadınlar, son çare olarak da estetik ameliyatlara yönelmeyi tercih etmektedirler.
Kadınların estetik ameliyatlar içerisinde en çok tercih ettiği ameliyat burun estetiği veya tıptaki ismiyle rinoplasti gelmektedir. İster hastalığa sebebiyetten, isterse de estetik kaygılardan ötürü olsun, bayanlar yüz güzelliğinde burunları için bıçak altına yatmayı her şekilde kabul etmektedir. Kısacası burun yüz güzelliğinin elzem bir öğesi olduğu halde aynı anda insan sağlığı yönünden da oldukça mühim görevleri olan bir organdır.
Peki burun estetiği olmaya karar veren kadınların bu ameliyat ile ilgili bilişi lazım olan bilgiler neler? Burun estetiği tıp dilindeki adıyla rinoplastinin hedefi, yüzünüze en doğru burnu ortaya çıkarmaktır. Hastanın burun derisinin kalınlığı, kemik ve kıkırdak yapının özellikleri, burun operasyonunda sonuca direkt tesir edici faktörlerdendir. Burun derisisin kalınlığı ve yapısı da ameliyattan sonra burnun görünümünü etkiyi altına alan faktörlerdendir. Burun estetiği olma dan evvel doktor tarafı ile yapılanacak fiziki kontroller de o nedenden önemlidir.
Burun ameliyatları uygulama evresinde zor olmayan fakat net neticeleri görmek yönünden zorluk yaratabilen cerrahi işlemlerdir. Bundan dolayı ameliyatı yapan doktorların burundaki estetik ve fonksiyonelliği dengelemesi çok önemlidir.
Burun ameliyatını kimler yaptırabilir?
Burun gelişiminin tamamlandığı 18 yaşını doldurmuş, akıl sağlığı yerinde, cerrahi müdahale veya anesteziye engel sağlık sorunu olmayan herkes burun estetiği yaptırabilir.
Hangi Metodlar Burun Estetiğinde Uygulanabilir?
Rinoplasti operasyonu lokal veya genel anestezi altında uygulanabilmesine rağmen en çok talep edilen şekli genel anestezi olanıdır. Açık ya da kapalı teknikle uygulanabilir. Farkları açık teknikte burun deliklerinin arasında bulunan columella denilen alanda ters V biçiminde kesi oluşudur. Operasyondan sonra hastaları en fazla merak ettiği konu; ameliyattan sonra tampon alınırken duyulan ağrıdır. Lakin şu anda kullanılan silikon tamponlar bu sorunu ortadan kaldırmıştır. Burun estetiği operasyonunda bir başka öğrenilmek istenen konu ise burun ucunun zaman içerisinde düşmesi ya da burun sırtında çökmelerin oluşmasıdır. Şu anda muteber olan teknikler yönünden da bu sıkıntı ortadan kalkmıştır.
Ameliyat sonrası neler yapılabilir?
Burun operasyonunun bitiminde, göz çevresine soğuk uygulama yapılabilir ve 3 ila 4 saat içinde birşeyler yemek , içmek ve yürümek olanaklı olabilmektedir. Ameliyattan 5* 7 gün geçtikten sonra burun üstündeki plastik kalıp alınır ve ten rengi bantlarla birkaç gün daha burun örtülür. Ameliyattan sonra ilk 2 gün hafif morluk ve şişlik oluşabilir. 3. günün nihayetinde bu morluklarda azalmalar başlamaktadır. Plastik kalıplar alındığında, morluk ve şişlikler hafif bir makyajla kamufle edilebilecek kadar azalmaktadır. Burnun ameliyat sonrası en yeni şeklini alması yaklaşık altı ay ile 1 yıllık bir süreci kapsar.
Erken iyileşmek için; bariz bir müddet istirahat, alkol ve sigara kullanımını kesmek, yoran ve zorlama gerektirmiş olan işlerden uzak durmak, burnu travmadan korumak, direk güneş ışığına maruz kalmamak ve kontrolleri ihmal etmemek de önemlidir.
Ameliyatsız Burun Estetiği Kimlere Uygulanabilir?
Hemen hemen her estetik ameliyatında olduğu şekilde burun estetiğinde de ameliyatsız uygulamar için çalışmalar yapılır. Günümüzde bu amaçla kişiye özel dolgu, botox ve birtakım lazer yöntemleri uygulanır.
Ameliyatsız burun estetikleri genelde burun ucunu aşağı çeken kasların botoxla düzeltilişi ve burun sırtındaki kemerin dolgular ile doldurulması metoduyla hastalara uygulanmakta olan bir yöntemdir.
Lazerler ise burun ucunun inceltilmesi, burun deri kalınlığının azaltılışı derisinin kalitesinin arttırılışı ve burun cildindeki damarsal bozukluklar ile renk değişimlerin düzeltilmesinde uygun hasta seçimi ve doğru planlamayla çok başarılı sonuçlar sağlayabilmektedir. Ameliyatsız olarak bilinmekte olan bir başka uygulama ise, esasında lokal aneztezi uygulaması ile uygulanmakta olan , kıkırdakların cerrahi teknikle diseke edildiği ve burun ucunun sırta doğru iple askılandığı kolay bir uygulamadır. Bu metod burun ucunu kaldırmak amacıyla seçilmiş klinik vakalarda uygun olabilmektedir.
İlgili aramalar: burun estetiği hakkında bilgi, rinoplasti nedir, estetik burun ameliyatları, burun estetiği fotoğrafı, burun estetiği resmi
Çocuklarda Televizyon ve Bilgisayar Bağımlılığı
Çocuklarda Televizyon ve Bilgisayar Bağımlılığı
Çocukların bilgisayar ve tv karşısında geçirdikleri zamanı dengelemek anne babaların önemli görevlerinden bir tanesidir. Bilgisayar ve televizyona gün süresinde 1 ila 2 saatten fazla zaman ayrılmamalıdır.
Çocuğunuzda Bilgisayar ve Televizyon Bağımlılığı
Bilhassa çocuklar tatil zamanlarında bilgisayar ve televizyonların başından kalkmıyorlar. Oysa bu durum çocukların gelişimini menfi etkileyebiliyor. Aşırı televizyon izlemek çocukların hareket yeteneğinin azalışına ve obezite başlangıcına kadar gidebiliyor. 2 yaş altı çocukların televizyon izlemeleri onlar için oldukça zararlıdır.
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Bebeklik süreci 0* 2 yaş arasıdır. Bu dönem bebeğin en çok iletişime, insan ilişkisine ihtiyacı olduğu dönemdir. Bu süreci boyunca televizyon karşısında bırakılan bebeklerde gelişim gerilikleri görülür. Bununla birlikte televizyondaki her program da çocuk için uygun bulunmadığı için çocuğun kontrol dışı bir şekilde televizyon izlemesi onun yanlış şeyler öğrenip, korkular geliştirmesine veya şiddete yönelmesine bile sebep olabilir.
Anne babalar evde oluşturdukları kuralları disiplinden ödün vermeden uygulamalıdır. Bu sınırların başında çocuğa bariz bir müddet televizyon izlemesi için izin verilişi ve o süre dolduğunda çocuğun bütün protestolarına rağmen televizyonun kapatılışı gelmektedir. Evde televizyon izleme zamanlarının da belirlenmesi gerekiyor. Ailenin bir arada olduğu yemek saatlerinde televizyonun açılmamasında yarar bulunur.
Televizyon ve bilgisayara en fazla 1 ila 2 saat ayrılması gerekir. Çocuğunuz yalnız kaldığında televizyona yönelir. Televizyonu katiyyen bir ödüle dönüştürmeyin. Bu durum oluşturduğunuz televizyon izleme programını engeller. Çocuklar anne babalarını örnek aldıkları için bu durumda çok dikkatli davranmanız gerekir. Çocuğun uygulamasını istediğiniz davranışları öncelikli olarak siz uygulamanız gerekir.
Televizyon ve bilgisayar başında vakit geçirmektense çocuğun arkadaşları ile birlikte olması onlarla oyunlar kurması kendilerinin üstünde anlaştığı kurallar çerçevesinde zaman geçirmeleri onların hem deşarj olmalarını hem de iyi zaman geçirmelerini sağlar. Sokak oyunları da çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine katkı sağlar.
İlgili aramalar: çocuklardan televizyon bağımlılığı, çocuklarda bilgisayar bağımlılığı
Çocukların bilgisayar ve tv karşısında geçirdikleri zamanı dengelemek anne babaların önemli görevlerinden bir tanesidir. Bilgisayar ve televizyona gün süresinde 1 ila 2 saatten fazla zaman ayrılmamalıdır.
Çocuğunuzda Bilgisayar ve Televizyon Bağımlılığı
Bilhassa çocuklar tatil zamanlarında bilgisayar ve televizyonların başından kalkmıyorlar. Oysa bu durum çocukların gelişimini menfi etkileyebiliyor. Aşırı televizyon izlemek çocukların hareket yeteneğinin azalışına ve obezite başlangıcına kadar gidebiliyor. 2 yaş altı çocukların televizyon izlemeleri onlar için oldukça zararlıdır.
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Bebeklik süreci 0* 2 yaş arasıdır. Bu dönem bebeğin en çok iletişime, insan ilişkisine ihtiyacı olduğu dönemdir. Bu süreci boyunca televizyon karşısında bırakılan bebeklerde gelişim gerilikleri görülür. Bununla birlikte televizyondaki her program da çocuk için uygun bulunmadığı için çocuğun kontrol dışı bir şekilde televizyon izlemesi onun yanlış şeyler öğrenip, korkular geliştirmesine veya şiddete yönelmesine bile sebep olabilir.
Anne babalar evde oluşturdukları kuralları disiplinden ödün vermeden uygulamalıdır. Bu sınırların başında çocuğa bariz bir müddet televizyon izlemesi için izin verilişi ve o süre dolduğunda çocuğun bütün protestolarına rağmen televizyonun kapatılışı gelmektedir. Evde televizyon izleme zamanlarının da belirlenmesi gerekiyor. Ailenin bir arada olduğu yemek saatlerinde televizyonun açılmamasında yarar bulunur.
Televizyon ve bilgisayara en fazla 1 ila 2 saat ayrılması gerekir. Çocuğunuz yalnız kaldığında televizyona yönelir. Televizyonu katiyyen bir ödüle dönüştürmeyin. Bu durum oluşturduğunuz televizyon izleme programını engeller. Çocuklar anne babalarını örnek aldıkları için bu durumda çok dikkatli davranmanız gerekir. Çocuğun uygulamasını istediğiniz davranışları öncelikli olarak siz uygulamanız gerekir.
Televizyon ve bilgisayar başında vakit geçirmektense çocuğun arkadaşları ile birlikte olması onlarla oyunlar kurması kendilerinin üstünde anlaştığı kurallar çerçevesinde zaman geçirmeleri onların hem deşarj olmalarını hem de iyi zaman geçirmelerini sağlar. Sokak oyunları da çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine katkı sağlar.
İlgili aramalar: çocuklardan televizyon bağımlılığı, çocuklarda bilgisayar bağımlılığı
Zayıflamaya Yardımcı Olan Bitkiler
Zayıflamaya Yardımcı Olan Bitkiler
Fazla kilolarınızdan kurtulmak amacıyla rejim yapıyor ama arzu ettiğiniz hızda kilo veremiyorsanız bitkilerin şifalı dünyasını keşfetmenizde yarar bulunmakta. Yağ yakmaya yardımcı bitkilerden hazırlamış olduğunuz çaylardan günlük olarak birer fincan içmeyi alışkanlık haline getirdiğinizde kilo verme işini daha çabuk hallettiğinizi göreceksiniz.
Bu Bitkiler Zayıflamaya Yardım Ediyor
Tere Tohumu: Mebobalizmayı çabuklaştırır ve troid bezinin daha sağlıklı çalışmasına imkan vermektedir.
Funda Yaprağı: Vücudun yağları yakmasına yardımcı olarak zayıflamayı kolay hale getirir. Açlığın bastırılmasına da yardım etmektedir.
Zencefil: Alınan gıdaların daha basit sindirilmesine yardımcı oluyor ve bünyeyi kuvvetlendiriyor. Kilo vermeye çalışmakta olan kişilerde enfeksiyon riskini azaltmaktadır.
Yeşil Çay: Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye ve bağırsaktaki yararlı bakterileri artırarak sindirmeye yardımcı olmaktadır.
İlgili aramalar: zayıflamaya yardımcı olan bitkileri zayıflatan bitkiler, kilo verdiren bitkiler nelerdir
Fazla kilolarınızdan kurtulmak amacıyla rejim yapıyor ama arzu ettiğiniz hızda kilo veremiyorsanız bitkilerin şifalı dünyasını keşfetmenizde yarar bulunmakta. Yağ yakmaya yardımcı bitkilerden hazırlamış olduğunuz çaylardan günlük olarak birer fincan içmeyi alışkanlık haline getirdiğinizde kilo verme işini daha çabuk hallettiğinizi göreceksiniz.
Bu Bitkiler Zayıflamaya Yardım Ediyor
Tere Tohumu: Mebobalizmayı çabuklaştırır ve troid bezinin daha sağlıklı çalışmasına imkan vermektedir.
Funda Yaprağı: Vücudun yağları yakmasına yardımcı olarak zayıflamayı kolay hale getirir. Açlığın bastırılmasına da yardım etmektedir.
Zencefil: Alınan gıdaların daha basit sindirilmesine yardımcı oluyor ve bünyeyi kuvvetlendiriyor. Kilo vermeye çalışmakta olan kişilerde enfeksiyon riskini azaltmaktadır.
Yeşil Çay: Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye ve bağırsaktaki yararlı bakterileri artırarak sindirmeye yardımcı olmaktadır.
İlgili aramalar: zayıflamaya yardımcı olan bitkileri zayıflatan bitkiler, kilo verdiren bitkiler nelerdir
Metro Fm Top 20
2015 Metro Fm Top 20 Müzik listesi , Metro Fm Orjinal Top 20 Listesi , Metro Fm Top 20 , Metro Fm Radyo Top 20 , Metro Fm Müzik Listeleri , Metro Fm Top 20 Listesi , Metro Fm Yabancı Müzik Listeleri , Top müzik listeleri , Metro Fm Hot Chart , metro fm en çok çalanlar , metro fm en çok çalınan şarkılar , Metrofm de en çok dinlenilen müzik listeleri burda...
Metro Fm Müzik listeleri
Metro Fm Top 20 | |
---|---|
1 | Adele - Hello |
2 | LLP feat. Mike Diamondz - Fire |
3 | Imany feat. Filatov & Karas - Don't Be So Shy |
4 | DJ Polique feat. FYI - Don't Wanna Go Home |
5 | Black Coast - TRNDSTTR |
6 | Gipsy Casual - Kelushka |
7 | DJ Rasimcan - Looking Down |
8 | Willy William - Ego |
9 | Mr. Saik - Pegate Sexy |
10 | Akcent feat. Sandra N - Amor Gitana |
11 | Calvin Harris & Disciples - How Deep Is Your Love |
12 | Eva Simons - Bludfire |
13 | SPADA feat. ANNA LEYNE - Catchfire |
14 | Dyna - Round & Round |
15 | RIDSA - Là c'est Die |
16 | Major Lazer & DJ Snake feat. MØ - Lean On |
17 | Albeezy - Million |
18 | Mike Diamondz - La Onda |
19 | The Weeknd - Can't Feel My Face |
20 | DJ Snake & AlunaGeorge - You Know You Like It |
Hazırlayan Müzikliste: Yunus / Güncelleme: 27.12.2015 / Kaynak: Karnaval Metro FM
22 Temmuz 2015 Çarşamba
Nargile Mi Daha Zararlı, Sigara Mı?
Nargile Mi Daha Zararlı, Sigara Mı?
Amasya Halk Sağlığı Müdürü olarak görev yapan Dr. Öner Nergiz, nargilenin en az 50 sigaraya bedel bir madde olduğunu söyledi.
Nargile Birçok Hastalığa Zemin Hazırlayarak Sağlığı Tehdit Ediyor
Son yıllarda nargile kullanımının artmasının en mühim nedenlerinden birinin nargilenin sigara kadar sağlığa zararı bulunmadığı düşüncesi olduğunu dile getiren Dr. Öner Nergiz, yapmış olduğu yazılı açıklamada, Sigara gibi ham maddesi tütün olan nargile, sigaranın bütün zararlarını bünyesinde taşıdığı gibi sağlık açısından sigaran bile daha fazla risk taşımaktadır. Bilhassa ağız kanseri, gırtlak kanseri, akciğer kanseri başta gelmek üzere solunum yolu hastalıkları, damar tıkanıklıkları gibi hastalıklara yol açtığı gibi hijyen kurallarına dikkat edilmediği zaman tüberküloz, hepatit gibi bulaşıcı tehlikeli hastalıklara davetiye çıkarmaktadır dedi. Elma, kakao, çilek gibi aromalarıyla zararsızmış gibi bize aksedilen nargile esasında sigaradan daha fazla zararlıdır.
İlgili aramalar: nargile mi daha zararlı sigara mı, nargilenin zararı var mı, nargile zararlı mıdır, nargile içmek zararlı mı
Amasya Halk Sağlığı Müdürü olarak görev yapan Dr. Öner Nergiz, nargilenin en az 50 sigaraya bedel bir madde olduğunu söyledi.
Nargile Birçok Hastalığa Zemin Hazırlayarak Sağlığı Tehdit Ediyor
Son yıllarda nargile kullanımının artmasının en mühim nedenlerinden birinin nargilenin sigara kadar sağlığa zararı bulunmadığı düşüncesi olduğunu dile getiren Dr. Öner Nergiz, yapmış olduğu yazılı açıklamada, Sigara gibi ham maddesi tütün olan nargile, sigaranın bütün zararlarını bünyesinde taşıdığı gibi sağlık açısından sigaran bile daha fazla risk taşımaktadır. Bilhassa ağız kanseri, gırtlak kanseri, akciğer kanseri başta gelmek üzere solunum yolu hastalıkları, damar tıkanıklıkları gibi hastalıklara yol açtığı gibi hijyen kurallarına dikkat edilmediği zaman tüberküloz, hepatit gibi bulaşıcı tehlikeli hastalıklara davetiye çıkarmaktadır dedi. Elma, kakao, çilek gibi aromalarıyla zararsızmış gibi bize aksedilen nargile esasında sigaradan daha fazla zararlıdır.
İlgili aramalar: nargile mi daha zararlı sigara mı, nargilenin zararı var mı, nargile zararlı mıdır, nargile içmek zararlı mı
Hazır Noodle'ın Zararları
Hazır Noodle'ın Zararları
Uzakdoğu mutfağının vazgeçilmezi olan erişte benzeri ‘noodle’ üstünde araştırma yapan bilim adamları, hazır noodle severleri uyardı. Son senelerin en popüler lezzetlerinden noodle’ı hazır tüketen kadınlar; kalp hastalıkları, felç ve diyabet gibi problemlerle karşılaşabilir.
Hazır Noodle Kadınlarda Kalp ve Şeker Hastalıklarına Yakalanma Riskini Arttırıyor
ABD’deki Baylor ve Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları, noodle’ın en çok tüketildiği ülkelerden bir tanesi olan Güney Kore’de 11 bin kişiyi inceledi. Araştırmaya göre, haftada 2 kez hazır noodle yediğini söyleyen kadınların metabolik sendroma yakalanma riski, başka deneklerin tam iki katı daha çok.
Metabolik sendroma yakalananların vücutları enerji kontrolünü sağlayamıyor, dolayısıyla kişide yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi haller baş gösterir. Bu sorunlar da şeker hastalığı ve kalp hastalıklarını tetikliyor. Uzmanlar, spor yapan veya dengeli beslenen kadınların bile haftada 2 kereden fazla hazır noodle tüketmemesi gerektiği hususunda uyarıyor. Çünkü hazır besinlerin raf ömrünü uzatmak amacıyla bir çok firma şeker, tuz ve kimyasal bileşenler kullanıyor.
Uzakdoğu mutfağının vazgeçilmezi olan erişte benzeri ‘noodle’ üstünde araştırma yapan bilim adamları, hazır noodle severleri uyardı. Son senelerin en popüler lezzetlerinden noodle’ı hazır tüketen kadınlar; kalp hastalıkları, felç ve diyabet gibi problemlerle karşılaşabilir.
Hazır Noodle Kadınlarda Kalp ve Şeker Hastalıklarına Yakalanma Riskini Arttırıyor
ABD’deki Baylor ve Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları, noodle’ın en çok tüketildiği ülkelerden bir tanesi olan Güney Kore’de 11 bin kişiyi inceledi. Araştırmaya göre, haftada 2 kez hazır noodle yediğini söyleyen kadınların metabolik sendroma yakalanma riski, başka deneklerin tam iki katı daha çok.
Metabolik sendroma yakalananların vücutları enerji kontrolünü sağlayamıyor, dolayısıyla kişide yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi haller baş gösterir. Bu sorunlar da şeker hastalığı ve kalp hastalıklarını tetikliyor. Uzmanlar, spor yapan veya dengeli beslenen kadınların bile haftada 2 kereden fazla hazır noodle tüketmemesi gerektiği hususunda uyarıyor. Çünkü hazır besinlerin raf ömrünü uzatmak amacıyla bir çok firma şeker, tuz ve kimyasal bileşenler kullanıyor.
Çatlayan Dudaklara Ballı Bakım
Çatlayan Dudaklara Ballı Bakım
Sürekli kuruyan ve çatlayan dudaklarınızdan şikayetçiyseniz, size bu konu ile ilgili kolay ama tesirli bir önerimiz olacak. Bal ile dudaklarınıza yapacak olduğunuz bakım yardımıyla daha yumuşak ve pürüzsüz dudaklara sahip olabilirsiniz. Yapmanız lazım olan çok basit.
Dudaklara Ballı Bakım
İlk olarak dudaklarımızın üstündeki kuru ve ölü deriden kurtulacağız. Ölü deriden kurtulmak amacıyla bir bez kullanabilirsiniz. Fakat bizim önerimiz dudaklarınızın üzerini fırçalamak Yumuşak kıllı bir fırça ile dudaklarınızı suyun altında fırçalayın. Dudaklarınızı sert bir şekilde fırçalamak tahrişe neden olacağından, fırçalamayı olabildiği kadar nazik şekilde yapmaya çabalayın. Bu işlem dudaklarınızı pürüzsüz bir hale getirirken aynı anda dolgun bir görünüm sağlayacaktır.
Fırçalama işleminden sonra dudaklarınıza bal ile bakım uygulayabilirsiniz. Bunun için uygulamanız lazım olan tek şey, süzme balı dudaklarınıza sürmek ve on beş dakika kadar beklemek. Balı dudaklarınızdan durulamış olduğunuz andan başlayıp farkı hissedeceksiniz.
İlgili aramalar: çatlayan dudaklara ballı bakım, dudak çatlağına ne iyi gelir, balın faydaları, dudak çatlağı, dudak bakımı
Sürekli kuruyan ve çatlayan dudaklarınızdan şikayetçiyseniz, size bu konu ile ilgili kolay ama tesirli bir önerimiz olacak. Bal ile dudaklarınıza yapacak olduğunuz bakım yardımıyla daha yumuşak ve pürüzsüz dudaklara sahip olabilirsiniz. Yapmanız lazım olan çok basit.
Dudaklara Ballı Bakım
İlk olarak dudaklarımızın üstündeki kuru ve ölü deriden kurtulacağız. Ölü deriden kurtulmak amacıyla bir bez kullanabilirsiniz. Fakat bizim önerimiz dudaklarınızın üzerini fırçalamak Yumuşak kıllı bir fırça ile dudaklarınızı suyun altında fırçalayın. Dudaklarınızı sert bir şekilde fırçalamak tahrişe neden olacağından, fırçalamayı olabildiği kadar nazik şekilde yapmaya çabalayın. Bu işlem dudaklarınızı pürüzsüz bir hale getirirken aynı anda dolgun bir görünüm sağlayacaktır.
Fırçalama işleminden sonra dudaklarınıza bal ile bakım uygulayabilirsiniz. Bunun için uygulamanız lazım olan tek şey, süzme balı dudaklarınıza sürmek ve on beş dakika kadar beklemek. Balı dudaklarınızdan durulamış olduğunuz andan başlayıp farkı hissedeceksiniz.
İlgili aramalar: çatlayan dudaklara ballı bakım, dudak çatlağına ne iyi gelir, balın faydaları, dudak çatlağı, dudak bakımı
Şeftalinin Sindirim Sistemine Faydaları
Şeftalinin Sindirim Sistemine Faydaları
Sindirim sisteminin sağlıklı çalışması için az ve sık aralıklarla yemek yenilmesini tavsiye edici uzmanlar, şeftalinin de sindirimi kolaylaştıran meyveler arasında olduğunu söylüyor.
Şeftali Sindirimi Kolaylaştırıyor
İçeriğinde bolca vitamin, folik asit, betakaroten, potasyum bulunmakta olan meyveler, vücudun defans işleyişini güçlendirmenin yanında hazmı kolaylaştırıp sindirime yardımcı olmaktadır. Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sindirim sisteminde meydana gelen problemleri gidermek amaçlı A, B3 ve C vitaminlerini barındıran şeftaliyi tavsiye etmektedir. İnanç, şeftalinin antioksidan yönünden zengin olduğunu, kanı temizlediğini, böbrek ve safra kesesinin düzenli bir şekilde çalışmasına imkan sağladığını sözlerine ekledi.
Sindirim sisteminin sağlıklı çalışması için az ve sık aralıklarla yemek yenilmesini tavsiye edici uzmanlar, şeftalinin de sindirimi kolaylaştıran meyveler arasında olduğunu söylüyor.
Şeftali Sindirimi Kolaylaştırıyor
İçeriğinde bolca vitamin, folik asit, betakaroten, potasyum bulunmakta olan meyveler, vücudun defans işleyişini güçlendirmenin yanında hazmı kolaylaştırıp sindirime yardımcı olmaktadır. Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sindirim sisteminde meydana gelen problemleri gidermek amaçlı A, B3 ve C vitaminlerini barındıran şeftaliyi tavsiye etmektedir. İnanç, şeftalinin antioksidan yönünden zengin olduğunu, kanı temizlediğini, böbrek ve safra kesesinin düzenli bir şekilde çalışmasına imkan sağladığını sözlerine ekledi.
21 Temmuz 2015 Salı
Toksinleri Vücuttan Atan Besinler
Toksinleri Vücuttan Atan Besinler
Mevsimlerin giderek sertleşmesiyle eller de içerisindeki nemini yitirir ve kuruyup, sertleşmeye başlamaktadır. Vücuttaki zararlı toksinlerin atılmasıyla, bedene dinçlik ve sağlık geldiği gibi kilo vermek de daha basit bir hal alır. İşte sizi hastalıklardan kurtarıp zinde kalmanızı salayacak toksin attırıcı gıdalar ve onların faydaları…
Toksin Atmaya Yardımcı Besinler
Enginar: Eğer enginarı yeteri miktarda ve düzenli olrak tüketirseniz, hastalıklara karşı bedeninize kalkan görevi yapacaktır. Bağırsaklar için çok yararlı bir sebze olduğu için karaciğerin görevini hafifletiyor. Muhteviyatında mevcut olan "quersetin" ve "rutin" ismine sahip antioksidanlar da kansere karşı vücudu koruyor.
Brüksel lahanası: Brüksel lahanası, beyaz lahana, brokoli, karnıbahar aynı soydan gelen ve içerisinde yüksek lif barındıran sebzelerdendir. Bu sebeple hazmı kolaylaştırarak, bağırsak ve karaciğer sağlığını koruyorlar. Bununla birlikte bu sebzeleri tüketmek, kansere yakalanma oranınızı da yüksek miktarda düşürür.
Portakal: Vitamin C ve antioksidan kaynağı portakal, sizi hem kışın kaçınılmaz olan hastalığı gripten koruyacak hem de karaciğerinizi güçlendirmeye yardımcı olacaktır. Portakal bunun yanında bağışıklık sistemini güçlendirmenin haricinde kolestrolün düşmesine de yardımcı besinlerdendir.
Yumurta: Mucizevi gıdalardan olan yumurtanın faydaları say say bitmese de yumurtanın en ilginç yararlarından biri; alkol alımından sonra vücudun toparlanmasını hızlandırmasıdır. Nedeni ise alkolün metabolizmadan atılmasına imkan veren "sistain" ismine sahip aminoasit yönünden yumurtanın zengin olması.
Mercimek: Mercimek ve fasulye gibi bakliyatlar da çinko bakımından oldukça zengindir ve bağışıklık güç vermektedir. Vücuttaki bütün organlar için olumlu katkıda mevcut olan çinko yardımıyla metabolizma da daha tesirli ve düzenli çalışmakta. Kan yapıcı etkisiyle vücudun dolaşım sistemi için de oldukça faydalı.
Yulaf: Sağlığınıza uzun vadede yarar meydana getirmek amacı ile günlğk kahvaltınıza yulaf eklemeyi boşlamayın. Yulaf, hem kolestrolü düşürüyor hem de kolon ve meme kanserini önleyici rol oynuyor. Üstelik düzenli şekilde tüketildiği zaman bağırsakların düzenli çalışmasına imkan vermektedir.
Mevsimlerin giderek sertleşmesiyle eller de içerisindeki nemini yitirir ve kuruyup, sertleşmeye başlamaktadır. Vücuttaki zararlı toksinlerin atılmasıyla, bedene dinçlik ve sağlık geldiği gibi kilo vermek de daha basit bir hal alır. İşte sizi hastalıklardan kurtarıp zinde kalmanızı salayacak toksin attırıcı gıdalar ve onların faydaları…
Toksin Atmaya Yardımcı Besinler
Enginar: Eğer enginarı yeteri miktarda ve düzenli olrak tüketirseniz, hastalıklara karşı bedeninize kalkan görevi yapacaktır. Bağırsaklar için çok yararlı bir sebze olduğu için karaciğerin görevini hafifletiyor. Muhteviyatında mevcut olan "quersetin" ve "rutin" ismine sahip antioksidanlar da kansere karşı vücudu koruyor.
Brüksel lahanası: Brüksel lahanası, beyaz lahana, brokoli, karnıbahar aynı soydan gelen ve içerisinde yüksek lif barındıran sebzelerdendir. Bu sebeple hazmı kolaylaştırarak, bağırsak ve karaciğer sağlığını koruyorlar. Bununla birlikte bu sebzeleri tüketmek, kansere yakalanma oranınızı da yüksek miktarda düşürür.
Portakal: Vitamin C ve antioksidan kaynağı portakal, sizi hem kışın kaçınılmaz olan hastalığı gripten koruyacak hem de karaciğerinizi güçlendirmeye yardımcı olacaktır. Portakal bunun yanında bağışıklık sistemini güçlendirmenin haricinde kolestrolün düşmesine de yardımcı besinlerdendir.
Yumurta: Mucizevi gıdalardan olan yumurtanın faydaları say say bitmese de yumurtanın en ilginç yararlarından biri; alkol alımından sonra vücudun toparlanmasını hızlandırmasıdır. Nedeni ise alkolün metabolizmadan atılmasına imkan veren "sistain" ismine sahip aminoasit yönünden yumurtanın zengin olması.
Mercimek: Mercimek ve fasulye gibi bakliyatlar da çinko bakımından oldukça zengindir ve bağışıklık güç vermektedir. Vücuttaki bütün organlar için olumlu katkıda mevcut olan çinko yardımıyla metabolizma da daha tesirli ve düzenli çalışmakta. Kan yapıcı etkisiyle vücudun dolaşım sistemi için de oldukça faydalı.
Yulaf: Sağlığınıza uzun vadede yarar meydana getirmek amacı ile günlğk kahvaltınıza yulaf eklemeyi boşlamayın. Yulaf, hem kolestrolü düşürüyor hem de kolon ve meme kanserini önleyici rol oynuyor. Üstelik düzenli şekilde tüketildiği zaman bağırsakların düzenli çalışmasına imkan vermektedir.
Neden Kilo Veremiyorum?
NEDEN KİLO VEREMİYORUM?
Düzenli beslenerek egzersiz yapmanıza rağmen halen kilo verememekten mi şikayetçisiniz? İşte kilo verememenizin sebepleri.
Kilo Verememenin Nedenleri
Suyu ihmal etmek: Vücudunuzu nemlendirmenin yanında düzenli şekilde su içmek, gıdaların parçalanıp sindirilmesine ve kilo kaybına da yardımcı olmaktadır. Bilhassa yemekler den evvel içecek olduğunuz bir bardak su, midede doyum hissi sağlayarak daha az yemek ile doymanızı kolaylaştıracaktır.
Bütün gıda gruplarından yememek: Bütün gıda gruplarından yeteri kadar tüketmemek, yemeyi kestiğiniz gıdalara daha fazla istek duymanıza ve beslenme yetersizliğine sebep olmaktadır. Karbonhidratları tüketmeyi kesmektense kepekli tahıllara odaklanmanız daha doğru olmaktadır.
Yeterince yürümemek: Günlük 15 dakika tempolu yürüyüş sağlık amaçlı kafi görünse de size planlamış olduğunuz kadar ağırlık kaybı sağlamayabilir. Kilo verebilmek amacı ile günlük en az 30 dakika tempolu şekilde yürümeniz gerekir.
Aç karnına egzersiz yapmak: Aç karnına egzersiz yapmak, kalori yakımını yağ yerine kastan sağlar. Bu durumla karşılaşmamak amacıyla hafif gıdalar tüketebilir ve bu sayede kas kaybınızın önüne geçmiş olursunuz.
Spordan sonra fazla atıştırmak: Spordan sonra tüketecek olduğunuz atıştırmalıklar da, kilo vermenizde oldukça mühim bir yere sahip. Normal öğün saatiniz değilse, spordan sonra yiyecek olduğunuz atıştırmalığın 150 kalori dolayında olmasına dikkat edin.
Yalnızca kardiyo yapmak: Kilo vermek amacı ile yalnızca kardiyo yapmak kafi olmaz. Ağırlık çalışmak da kilo vermenizi sağlayacaktır. Ağırlık çalışarak kaslarınızı güçlendirebilir ve metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.
Yeteri kadar yememek: "Sonrasında yemek yerim" diyerek kendinizi aç bırakmayın. Bu durum kalori almamanızı sağlar fakat metabolizmanızın dengesini bozarak başka öğünlerde daha fazla yemek yemenize neden olmaktadır.
Ayakta yemek yemek: Buzdolabının veya mutfak tezgahının önünde durup bir şeyler yemek zamandan kazanç gibi görülebilir, lakin farkına varmadan fazla yemenize sebep olmaktadır.
İlgili aramalar: neden kilo veremiyorum, kilo verememenin nedenleri nelerdir, neden zayıflayamıyorum
Düzenli beslenerek egzersiz yapmanıza rağmen halen kilo verememekten mi şikayetçisiniz? İşte kilo verememenizin sebepleri.
Kilo Verememenin Nedenleri
Suyu ihmal etmek: Vücudunuzu nemlendirmenin yanında düzenli şekilde su içmek, gıdaların parçalanıp sindirilmesine ve kilo kaybına da yardımcı olmaktadır. Bilhassa yemekler den evvel içecek olduğunuz bir bardak su, midede doyum hissi sağlayarak daha az yemek ile doymanızı kolaylaştıracaktır.
Bütün gıda gruplarından yememek: Bütün gıda gruplarından yeteri kadar tüketmemek, yemeyi kestiğiniz gıdalara daha fazla istek duymanıza ve beslenme yetersizliğine sebep olmaktadır. Karbonhidratları tüketmeyi kesmektense kepekli tahıllara odaklanmanız daha doğru olmaktadır.
Yeterince yürümemek: Günlük 15 dakika tempolu yürüyüş sağlık amaçlı kafi görünse de size planlamış olduğunuz kadar ağırlık kaybı sağlamayabilir. Kilo verebilmek amacı ile günlük en az 30 dakika tempolu şekilde yürümeniz gerekir.
Aç karnına egzersiz yapmak: Aç karnına egzersiz yapmak, kalori yakımını yağ yerine kastan sağlar. Bu durumla karşılaşmamak amacıyla hafif gıdalar tüketebilir ve bu sayede kas kaybınızın önüne geçmiş olursunuz.
Spordan sonra fazla atıştırmak: Spordan sonra tüketecek olduğunuz atıştırmalıklar da, kilo vermenizde oldukça mühim bir yere sahip. Normal öğün saatiniz değilse, spordan sonra yiyecek olduğunuz atıştırmalığın 150 kalori dolayında olmasına dikkat edin.
Yalnızca kardiyo yapmak: Kilo vermek amacı ile yalnızca kardiyo yapmak kafi olmaz. Ağırlık çalışmak da kilo vermenizi sağlayacaktır. Ağırlık çalışarak kaslarınızı güçlendirebilir ve metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.
Yeteri kadar yememek: "Sonrasında yemek yerim" diyerek kendinizi aç bırakmayın. Bu durum kalori almamanızı sağlar fakat metabolizmanızın dengesini bozarak başka öğünlerde daha fazla yemek yemenize neden olmaktadır.
Ayakta yemek yemek: Buzdolabının veya mutfak tezgahının önünde durup bir şeyler yemek zamandan kazanç gibi görülebilir, lakin farkına varmadan fazla yemenize sebep olmaktadır.
İlgili aramalar: neden kilo veremiyorum, kilo verememenin nedenleri nelerdir, neden zayıflayamıyorum
Göbek Yapan Şeyler
Göbek Yapan Şeyler
Göbeğinizdeki yağlanmadan şikayetçi misiniz? İşte göbekte yağlanmaya neden olan alışkanlıklar.
Göbek Yapan Alışkanlıklarımız
Gün içinde belli aralıklarla gazlı içecek tüketmek, haftada bir kere tüketenlere oranla bel bölgesinde iki kat çok genişletiyor. Tatlandırıcılı bulunanları da tercih etmek bir çözüm değil, çünkü tatlandırılılı içecekler de daha çabuk acıkmanıza ve daha sık yemek yemenize neden olmaktadır.
Yapılan hatalı alışkanlıklardan biri de, yemek yerken geniş tabaklar kullanmaktır. Tabağınız ne kadar büyük olursa, koyacak olduğunuz yemekler küçük görüneceğinden size daha fazla yemek koyma isteği verir ve yediğiniz yemek miktarını arttırmaktadır. Yeme isteğinizi arttıran bu zinciri kırmak amacıyla daha ufak tabakları tercih edin.
Vücut, uyku esnasında kalori harcayarak yediklerimizi sindirir. Lakin gece geç saatte yemek yeip daha sonra uyuduğunuzda vücudunuz bu işlevini yapmakta zorlanıyor ve bu da göbek bölgenizde yağlanmaya neden olmaktadır. Bununla birlikte yemek yedikten hemen sonra uyumak hazımsızlık ve asit reflüsünün de sebeplerinden biri.
Yağlı yiyeceklerin geneli kilo artmasına neden olmaz. Bilhassa tekli doymuş yağlar vücut için gerekli ve yararlıdır. Avokado, zeytin yağı ve çekirdekler, karın bölgesinde biriken yağı eritmekte oldukça işe yarıyor. Gün içerisinde ne kadar şeker tüketirseniz, vücudunuzdaki yağlanma da o kadar fazla olmaktadır.
Düzensiz uyku da göbek yağlanmasının sebeplerinden bir tanesidir. Gece uykularınızı düzenleyerek stres hormonunuzu da kontrol altına alabilirsiniz. Uykunuz düzene girdiğinde ve kortizol seviyeniz normale ulaştığında, iştahınızı kontrol altına alan leptin hormonunu salgılamaya başlayacaksınız.
Göbeğinizdeki yağlanmadan şikayetçi misiniz? İşte göbekte yağlanmaya neden olan alışkanlıklar.
Göbek Yapan Alışkanlıklarımız
Gün içinde belli aralıklarla gazlı içecek tüketmek, haftada bir kere tüketenlere oranla bel bölgesinde iki kat çok genişletiyor. Tatlandırıcılı bulunanları da tercih etmek bir çözüm değil, çünkü tatlandırılılı içecekler de daha çabuk acıkmanıza ve daha sık yemek yemenize neden olmaktadır.
Yapılan hatalı alışkanlıklardan biri de, yemek yerken geniş tabaklar kullanmaktır. Tabağınız ne kadar büyük olursa, koyacak olduğunuz yemekler küçük görüneceğinden size daha fazla yemek koyma isteği verir ve yediğiniz yemek miktarını arttırmaktadır. Yeme isteğinizi arttıran bu zinciri kırmak amacıyla daha ufak tabakları tercih edin.
Vücut, uyku esnasında kalori harcayarak yediklerimizi sindirir. Lakin gece geç saatte yemek yeip daha sonra uyuduğunuzda vücudunuz bu işlevini yapmakta zorlanıyor ve bu da göbek bölgenizde yağlanmaya neden olmaktadır. Bununla birlikte yemek yedikten hemen sonra uyumak hazımsızlık ve asit reflüsünün de sebeplerinden biri.
Yağlı yiyeceklerin geneli kilo artmasına neden olmaz. Bilhassa tekli doymuş yağlar vücut için gerekli ve yararlıdır. Avokado, zeytin yağı ve çekirdekler, karın bölgesinde biriken yağı eritmekte oldukça işe yarıyor. Gün içerisinde ne kadar şeker tüketirseniz, vücudunuzdaki yağlanma da o kadar fazla olmaktadır.
Düzensiz uyku da göbek yağlanmasının sebeplerinden bir tanesidir. Gece uykularınızı düzenleyerek stres hormonunuzu da kontrol altına alabilirsiniz. Uykunuz düzene girdiğinde ve kortizol seviyeniz normale ulaştığında, iştahınızı kontrol altına alan leptin hormonunu salgılamaya başlayacaksınız.
20 Temmuz 2015 Pazartesi
Meyan Kökünün 12 Faydası
Meyan Kökünün 12 Faydası
Dr. İbrahim Saraçoğlu meyan kökünün insan vücudu yönünden epey mühim bir bitki olduğunu ve birçok hastalığa yararı bulunduğunu belirtmektedir. Meyan kökünden "aşlama" da denilen şerbetini yaparak sıcak yaz günlerinde buz gibi serinleyebilirsiniz. Sağlıksız kola, gazoz gibi içecekler yerine günde 1-2 bardak meyan kökü şerbeti size iyi gelecektir. Meyan kökü şerbeti lezzetli bir içecek olmasının yanısıra çok da faydalıdır. Meyan kökünün faydaları arasında en iyi bilinen 12 faydası şunlardır.
Şimdi meyan kökünün 12 faydasına beraber bakalım ve daha sık yemek ya da şerbetini içmek için gayret edelim.
– Karaciğer iltihaplanması tedavisinde kullanılır.
– Boğaz ağrısını geçirir.
– İdrar söktürücü etkiyi bulunur.
– Hazmı kolay hale getirir.
– İştahı açar.
– Kabızlığı giderir.
– İshale faydalı olmaktadır.
– Kronik hepatit ve siroz tedavisinde oldukça faydalı olan meyan kökü antiviral tesirleri ile bilhassa Hepatit A ve Hepatit C gibi hastalıklarına neden olan virüslere karşı tesirlidir.
– Kanseri önlemeye destek olmaktadır.
– Nezle, grip ve solunum darlığı gibi hastalıklara karşı faydalıdır.
– Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser ve balgamı söktürür.
– Mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri , gastrit ve ince bağırsak iltihaplanmalarında faydalıdır.
İlgili aramalar: meyan kökünün faydaları, meyan kökünün 12 faydası, aşlamanın faydaları
Dr. İbrahim Saraçoğlu meyan kökünün insan vücudu yönünden epey mühim bir bitki olduğunu ve birçok hastalığa yararı bulunduğunu belirtmektedir. Meyan kökünden "aşlama" da denilen şerbetini yaparak sıcak yaz günlerinde buz gibi serinleyebilirsiniz. Sağlıksız kola, gazoz gibi içecekler yerine günde 1-2 bardak meyan kökü şerbeti size iyi gelecektir. Meyan kökü şerbeti lezzetli bir içecek olmasının yanısıra çok da faydalıdır. Meyan kökünün faydaları arasında en iyi bilinen 12 faydası şunlardır.
Şimdi meyan kökünün 12 faydasına beraber bakalım ve daha sık yemek ya da şerbetini içmek için gayret edelim.
– Karaciğer iltihaplanması tedavisinde kullanılır.
– Boğaz ağrısını geçirir.
– İdrar söktürücü etkiyi bulunur.
– Hazmı kolay hale getirir.
– İştahı açar.
– Kabızlığı giderir.
– İshale faydalı olmaktadır.
– Kronik hepatit ve siroz tedavisinde oldukça faydalı olan meyan kökü antiviral tesirleri ile bilhassa Hepatit A ve Hepatit C gibi hastalıklarına neden olan virüslere karşı tesirlidir.
– Kanseri önlemeye destek olmaktadır.
– Nezle, grip ve solunum darlığı gibi hastalıklara karşı faydalıdır.
– Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser ve balgamı söktürür.
– Mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri , gastrit ve ince bağırsak iltihaplanmalarında faydalıdır.
İlgili aramalar: meyan kökünün faydaları, meyan kökünün 12 faydası, aşlamanın faydaları
Damar Slow Şarkılar
En Güzel Slow, Slow müzikler, damar slow parçalar , kafa müzikler , efkar şarkılar , Türkçe Slow Müzikler, Romantik Müzikler, Tüm zamanların en iyi aşk şarkıları, Aşk Şarkıları , En Popüler Türkçe Slow Şarkılar Listesi, harika slow müzik listesi , Romantik aşk şarkıları listesi, Slow müzikler, Popüler Türkçe Slow Şarkılar Listesi , duygusal şarkılar , romantik şarkılar , romantik şarkı listesi , unutulmaz Aşk Şarkıları , geçmişten günümüze en iyi aşk şarkıları.
Damar Slow Şarkılar Listesi: Hazır Müzik Listeleri
Acı hayat - Yar demedin
Adem Gümüşkaya - Kış Masalı (Adını Dağlara Yazdım Yarim) (2013)
Ali Güven ve Yıldız Tilbe - Yüreğin Beni İsterse (2012)
Alişan - Olay Bitmiştir (www.onlinebilgin.com)
Baha - Aşk Yemini (2007)
Baha – Zalim (www.onlinebilgin.com)
Barış Manço - Unutamadım (www.onlinebilgin.com)
Berdan Mardini - senden çocuğum olsun istiyorum
Cengiz Kurtoglu - Liselim
Cengiz Kurtoglu - Resmini Öptüm
Cahit Berkay & Derya Petek - Arda Kalan (2012)
Coşkun Sabah - Anılar (www.onlinebilgin.com)
Coşkun Sabah - Aşığım Sana
Cüneyt Tek - Gidersin
Doğuş - Yakmalı Mı (www.onlinebilgin.com)
Ebru Gündeş - Araftayım (2014)
Ebru Gündeş - Kaçak (2006)
Ebru Gündeş - Demir Attım (1993)
Ebru Gündeş – Kızıl Mavi (www.onlinebilgin.com)
Ebru Gündeş - Ölümsüz Aşklar (2008)
Ebru Gündeş - Ağlamayacağım (2011)
Ebru Yasar - Atesten GÖmlek
Edip Akbayram – Benden Gittin Gideli
Emel Sayın - Gözler Kalbin Aynasıdır
Emrah - Haram Geceler (1993)
Etkin - Sensizim (www.onlinebilgin.com)
Fatih Kısaparmak - Benim Babam
Fatih Kısaparmak - Üzüm Karası Güzlerin
Ferdi Tayfur - Gizli Sevda (2006)
Ferdi Tayfur - Sabahci Kahvesi
Ferdi Tayfur – Sevda Yelleri (www.onlinebilgin.com)
Davut Güloğlu – Canıma Yetensin
Demet Akalin - Sebebim (1997)
Gökhan Özen - Dön Çarem (2001)
Gökhan Özen - Duman Gözlüm (2001)
GÖnul Akkor - Sen de Git Sevme Unut
Gülay - Affettim Seni (2005)
Gülay - İstanbul Ağlıyor (2007)
Güllü - acımıyorsan (www.onlinebilgin.com)
Güllü - bir sevgi borcun var
Güllü ve Gürkan – Söz Verdim
Gülşen - Nazar Değmesin (2003)
Gülşen - Sakıncalı (2003) (www.onlinebilgin.com)
Hakan Altun - Başka Ten Uymuyor (2010)
Hakan Altun - Ben Seni Sevdim (2002)
Hakan Altun - Hani Bekleyecektin (2007)
Hakan Altun - Gidemezsin (2017)
Hatice – Canımın Ötesi (www.onlinebilgin.com)
Hatice - Doyamıyorum (2005)
Hatice - Haram Geceler (2005)
Hüseyin Turan - Dinle (2002)
İbrahim Erkal - Canısı (1996)
Ibrahim Erkal - Unutmayacagim (1996)
İbrahim Tatlıses - Bebeğim (2002)
İbrahim Tatlıses - Keskin Bıçak (2002)
İntizar - Gelincik (1998) (www.onlinebilgin.com)
İntizar - Nasil Dayanirsin
İntizar - Sensiz Olamam (www.onlinebilgin.com)
İsmail Yk - Dokuz Mevsim (2009)
İsmail yk - Son Defa (2005)
Işın Karaca - Dilektaşı (2010)
Işın Karaca - Yetinmeye bilirsin
Karmate - Nayino (2009) (www.onlinebilgin.com)
Kutsi – Ağlama Kalbim
Lara - Kahretsin (www.onlinebilgin.com)
Melih Görgün - Bahar (2004)
Melih Görgün - Yoksun (2004)
Metin Şentürk - Canımın İçi
Mithat Körler - Sonbaharda Sevmiştim (2011)
Muazzez Ersoy - Seni Seviyorum (2004)
Murat Başaran - Gülümse Anne (2006)
Murat Basaran - Magrur(www.onlinebilgin.com)
Murat Kekilli - Ver Bana Düşlerimi (2010)
Murat Kurşun – İyi Ki Varsın
Murat Kursun - Sevenler Gece Ölur
Nalan - Bal Gibi Biliyorsun (2003)
Nalan - Söz Verdik (2009) (www.onlinebilgin.com)
Naşide Göktürk - Sakın Ha (2001)
Nilüfer - Ask Kitabı (www.onlinebilgin.com)
Olgun Şimşek – Aşk Olsun
Onur Şan – Can Yarim (www.onlinebilgin.com)
Orhan Gencebay - Dil yarası
Orhan Gencebay - Sevmek Çok Zormuş
Seda Uren - Erkekler de Aglar
Selami Şahin & Burcu Güneş - Ben Tek Bir Adam Sevdim (2010)
Selami Şahin - Özledim Her Şeyini (1994)
Selçuk Balcı - Deniz Üstünde Fener
Sibel Pamuk - Sen ve Ben (2008)
Sinan Özen - Bir Ölüme Çare Yok (2011)
Sinan Özen - Çok Ama Çok [Seni Çok Ama Çok Seviyorum] (2010)
Sonat - Soyadın Bende Kaldı (2006)
Şahin - Ağla Yürekli Çocuk (2005)
Şahin - Sebebim (2005) (www.onlinebilgin.com)
Şebnem Kısaparmak – Seni Seviyorum
Şükriye Tutkun - Gücüm Yetene Kadar (2004)
Ümit Sayın - Ben İyiyim (2004)
Volkan Konak - İşte Geldin Gidiyorsun (www.onlinebilgin.com)
Yıldız Tilbe - Aşk Laftan Anlamaz Ki (2002)
Yildiz Tilbe - Bir Tek Düşüncem (2009)
Yıldız Tilbe - Çabuk Olalım Aşkım (2003)
Yıldız Tilbe - Gitme Kal [Düet Ragga Oktay] (2013)
Yıldız Tilbe - Gönül Vakti (2015)
Yıldız Tilbe - Gül Zamanı (2006)
Yıldız Tilbe - Kardelen (2014) (www.onlinebilgin.com)
Yıldız Tilbe - Severim Ama Güvenemem (2014)
Yıldız Tilbe - Vazgeçtim (1995)
Zafer Peker - Diyemedim (1993) (www.onlinebilgin.com)
Zeki Muren - Ben seni unutmak icin sevmedim
Zeki Müren - Bulamazsın (www.onlinebilgin.com)
Zeki Müren - Gitme Sana Muhtacım
................................................................
Listeyi Hazırlayan: Müzikliste Editörü Yunus Güncelleme: 20.07.2015
................................................................
Not: Bu liste bilgi edinme amaçlıdır, sitemizde müzik dinleme ve indirme hizmeti yoktur!
13 Temmuz 2015 Pazartesi
En Etkili Selülit Tedavileri
En Etkili Selülit Tedavileri
Yaz aylarında fazla kilolar ve selülitler yüzünden paniğe kapılırız. Bahar aylarında selülitlerden ve fazla kilolardan kurtulmanın yollarını ararız. Plajda, kısa etekler ve kısa şortlarla gönül rahatlığınca gezmek ve eğlenmek istiyorsanız, öncelikle kendinize sonsuz güvenmeniz gerekir. Selülit problemi öz güveni kıran durumlardan bir tanesidir.
Selülitlerden estetik tedavilerle kurtulabilirsiniz. Bahar aylarında yaptıracağınız selülit tedavileri ve operasyonlarla yaza dilediğiniz gibi merhaba diyebilirsiniz.
Sağlıksız beslenme ve yeterince su içmeme, sporsuz yaşam gibi etkenlerin tetiklediği selülitlerden bakın hangi estetik operasyonlarla kurtulabilirsiniz.
Dolaşımı Düzenleyen Operasyon: Mezoterapi
Mezoterapi, dolaşımı düzenleyen bir operasyondur. Selülitleri oluşturan yağ parçalarını ilaçlar ve vitaminlerle iyileştirici ve selülitin engellenmesini sağlar. Selülit tedavisindeki en başarılı yöntemlerden biri olarak kabul edilir.
Mezoterapi tedavisinde seans sıklığı ve ilaçlar selülitin yoğunluk derecesine göre belirlenir. Mezoterapi operasyonunun bir seansı yaklaşık 30 dakika sürer. 15 seans sonrasında istediğiniz görünüme kavuşabilirsiniz.
15 Seansta Selülit Tedavisi: LPG
LPG cihazı adını Fransa’da ki üreticisinin adının baş harflerinden (Louis Paul Guitay) almıştır. 15 seansta selülitlerinizden kurtulmanızı sağlatan bir tedavi yöntemi. Haftada 3 seans yapılan bu tedavi daha sonralarda haftada ikiye indiriliyor. 15 seansı tamamladıktan sonra selülitlerinizden kurtulabiliyorsunuz.
Bu yöntem ilk önce alttaki selülit dokusunun ön plana çıkmasını sağlıyor daha sonra da bu problemi kökten çözüyor.
Yağ Dokularına Dalga Terapisi: Akustik Dalga Terapisi
Yağ dokularına verilen akustik dalgalar sayesinde selülitlerinizden kurtulmanızı sağlayan bu uygulamanın adı: Akustik dalga terapisi. Selülitli bölgeye şok dalgalar verilerek yağ dokusunda çözülme sağlayan tedavi, toplamda 4 hafta kadar sürüyor.
Yaz aylarında fazla kilolar ve selülitler yüzünden paniğe kapılırız. Bahar aylarında selülitlerden ve fazla kilolardan kurtulmanın yollarını ararız. Plajda, kısa etekler ve kısa şortlarla gönül rahatlığınca gezmek ve eğlenmek istiyorsanız, öncelikle kendinize sonsuz güvenmeniz gerekir. Selülit problemi öz güveni kıran durumlardan bir tanesidir.
Selülitlerden estetik tedavilerle kurtulabilirsiniz. Bahar aylarında yaptıracağınız selülit tedavileri ve operasyonlarla yaza dilediğiniz gibi merhaba diyebilirsiniz.
Sağlıksız beslenme ve yeterince su içmeme, sporsuz yaşam gibi etkenlerin tetiklediği selülitlerden bakın hangi estetik operasyonlarla kurtulabilirsiniz.
Dolaşımı Düzenleyen Operasyon: Mezoterapi
Mezoterapi, dolaşımı düzenleyen bir operasyondur. Selülitleri oluşturan yağ parçalarını ilaçlar ve vitaminlerle iyileştirici ve selülitin engellenmesini sağlar. Selülit tedavisindeki en başarılı yöntemlerden biri olarak kabul edilir.
Mezoterapi tedavisinde seans sıklığı ve ilaçlar selülitin yoğunluk derecesine göre belirlenir. Mezoterapi operasyonunun bir seansı yaklaşık 30 dakika sürer. 15 seans sonrasında istediğiniz görünüme kavuşabilirsiniz.
15 Seansta Selülit Tedavisi: LPG
LPG cihazı adını Fransa’da ki üreticisinin adının baş harflerinden (Louis Paul Guitay) almıştır. 15 seansta selülitlerinizden kurtulmanızı sağlatan bir tedavi yöntemi. Haftada 3 seans yapılan bu tedavi daha sonralarda haftada ikiye indiriliyor. 15 seansı tamamladıktan sonra selülitlerinizden kurtulabiliyorsunuz.
Bu yöntem ilk önce alttaki selülit dokusunun ön plana çıkmasını sağlıyor daha sonra da bu problemi kökten çözüyor.
Yağ Dokularına Dalga Terapisi: Akustik Dalga Terapisi
Yağ dokularına verilen akustik dalgalar sayesinde selülitlerinizden kurtulmanızı sağlayan bu uygulamanın adı: Akustik dalga terapisi. Selülitli bölgeye şok dalgalar verilerek yağ dokusunda çözülme sağlayan tedavi, toplamda 4 hafta kadar sürüyor.
Karanfil Zayıflatır Mı?
Karanfil Zayıflatır Mı?
Karanfil 15 ila 20 metre arasında değişen ebatlara sahip, hoş kokan bir baharat türü olarak geçmektedir. Karanfil, kışın yaprak dökmeyen karanfil ağacının çiçeğinden ve tomurcuklarından elde edilmektedir. Bununla birlikte bu ağacın çiçeklerinden karanfil yağı da çıkartılır. Sizlere hemen karanfilin faydalarını aktarmak istiyorum.
Karanfil antiseptiktir. Mikropları öldürücü özelliğine sahiptir. Bilhassa diş ağrılarını kesmeye destek olmaktadır. Diş hekimliği mesleğinde karanfilin yeri ayrıdır çünkü diş hekimleri bu bitkinin ağrı gideren ve antiseptik özelliğinden yararlanırlar. Aynı zamanda ağız kokusunu giderici olarak da bilinir. Bundan dolayı günlük kullanımda ağız kokularını bastırmakta en etkili yöntemlerden biridir karanfil kullanmak. Gaz sorunu yaşayanlar için gaz söktürücüdür. Bedenin refleksini güç verir, uyarıcıdır. Zihni açar, yorgunluğu giderir. Kalp sistemi için oldukça yararlı olan karanfil, kalbi güçlendirdiği gibi aynı anda beyine de faydası vardır ve belleği güçlendirir. Lenf sistemini güç vermektedir. Baharatsı özelliğinden ötürü iştah açar. Sindirim sistemini düzene sokarak hazmı kolay hale getirir. Göğüs bölgesinde ve midede dayanıklılık sağlar. Karanfil bitkisinin başka bir özelliği de güçlü bir balgam söktürücü oluşudur. Bununla beraber öksürüğü keser. Cinsel isteği arttırır, mide bulantısını önlerken aynı anda öksürüğü geçirir. Ateş düşürücüdür. İshali keser. Karanfil faydalarını sizlere sunduktan sonra şimdi bu bitkiyi nasıl kullanabilecek olduğunuz ile ilgili birazcık bilgi vermek istiyoruz.
SERENAY SARIKAYA'NIN ZAYIFLAMA SIRRI "KARANFİL"
Karanfil tohumu toplanıp kurutma işleminden geçtikten sonra kaynatarak karanfil çayı olarak kullanabilirsiniz. Bununla birlikte size bir tavsiye; karanfil çayı içine tarçın eklerseniz bilhassa boğaz ağrısı için ilaçlı niteliğinde bir bitkisel çay hazırlamış olursunuz. Karanfilden çıkan karanfil yağı ile romatizma şikâyetlerini azaltıcı yönde bir uygulama yapabilirsiniz. Karanfil yağını romatizmalı alana sürdüğünüz takdirde yararı gözle görülür şekilde fark edeceksiniz. Aynı zamanda karanfil bitkisini bal ile de yiyebilirsiniz. Bu karışım iktidarsızlığa faydalı olmaktadır. Karanfil bitkisini su ile kaynatıp elde ettiğiniz karışım ile ateşli hastaları terletmek ve ateş dindirici olarak kullanım amacı görülmektedir. Bununla birlikte bahsini ettiğimiz gibi güçlü bir balgam sökücü ve öksürük önleyicidir. İshal program çekiyorsanız karanfil kökünü kaynatıp oldukça tesirli gelecektir. Aynı zamanda karanfil sindirim sistemi düzenleyici söylemiştik bununla beraber boşaltım sistemini düzene sokan karanfil mide ve bağırsak bozulmalarını giderir. Sizlere şimdi karanfilin sık kullanım şekli olan karanfil çayının nasıl hazırlandığının tarifini vereceğiz.
İlk olarak 6-7 diş olan karanfili toz şekline gelene kadar havanda iyice dövün. Sonrasında içecek olduğunuz bardak boyutu kadar olan suyu kaynatma işlemine elbette tuttuktan sonra, karanfil tozunu kaynamış suyun içerisine atın. Demlik kapalı halde beklerken 10 dakika bir kaynama ve demlenme süresini bekleyin. Çayın daha tesirli olması için 20 dakikada bekleyebilirsiniz. Sonrasında bu işlemler bittikten hemen ardından karanfil çayınızı içebilirsiniz. Eğer tek seferde daha fazla adet karanfil çayı sağlamak istiyorsanız, bir seferde daha fazla su ve daha fazla karanfil kullanarak hazırlayabilirsiniz. Bu hazırlamış olduğunuz karanfil çayları buzdolabında saklayabilirsiniz. Lakin iki üç gün içinde saklamış olduğunuz karanfil çayının tüketmeniz gerekiyor.
İlgili aramalar: karanfil zayıflatır mı, serenay sarıkayanın zayıflama formülü nedir, karanfilin faydaları nelerdir, karanfilin yararları
Karanfil 15 ila 20 metre arasında değişen ebatlara sahip, hoş kokan bir baharat türü olarak geçmektedir. Karanfil, kışın yaprak dökmeyen karanfil ağacının çiçeğinden ve tomurcuklarından elde edilmektedir. Bununla birlikte bu ağacın çiçeklerinden karanfil yağı da çıkartılır. Sizlere hemen karanfilin faydalarını aktarmak istiyorum.
Karanfil antiseptiktir. Mikropları öldürücü özelliğine sahiptir. Bilhassa diş ağrılarını kesmeye destek olmaktadır. Diş hekimliği mesleğinde karanfilin yeri ayrıdır çünkü diş hekimleri bu bitkinin ağrı gideren ve antiseptik özelliğinden yararlanırlar. Aynı zamanda ağız kokusunu giderici olarak da bilinir. Bundan dolayı günlük kullanımda ağız kokularını bastırmakta en etkili yöntemlerden biridir karanfil kullanmak. Gaz sorunu yaşayanlar için gaz söktürücüdür. Bedenin refleksini güç verir, uyarıcıdır. Zihni açar, yorgunluğu giderir. Kalp sistemi için oldukça yararlı olan karanfil, kalbi güçlendirdiği gibi aynı anda beyine de faydası vardır ve belleği güçlendirir. Lenf sistemini güç vermektedir. Baharatsı özelliğinden ötürü iştah açar. Sindirim sistemini düzene sokarak hazmı kolay hale getirir. Göğüs bölgesinde ve midede dayanıklılık sağlar. Karanfil bitkisinin başka bir özelliği de güçlü bir balgam söktürücü oluşudur. Bununla beraber öksürüğü keser. Cinsel isteği arttırır, mide bulantısını önlerken aynı anda öksürüğü geçirir. Ateş düşürücüdür. İshali keser. Karanfil faydalarını sizlere sunduktan sonra şimdi bu bitkiyi nasıl kullanabilecek olduğunuz ile ilgili birazcık bilgi vermek istiyoruz.
SERENAY SARIKAYA'NIN ZAYIFLAMA SIRRI "KARANFİL"
Karanfil tohumu toplanıp kurutma işleminden geçtikten sonra kaynatarak karanfil çayı olarak kullanabilirsiniz. Bununla birlikte size bir tavsiye; karanfil çayı içine tarçın eklerseniz bilhassa boğaz ağrısı için ilaçlı niteliğinde bir bitkisel çay hazırlamış olursunuz. Karanfilden çıkan karanfil yağı ile romatizma şikâyetlerini azaltıcı yönde bir uygulama yapabilirsiniz. Karanfil yağını romatizmalı alana sürdüğünüz takdirde yararı gözle görülür şekilde fark edeceksiniz. Aynı zamanda karanfil bitkisini bal ile de yiyebilirsiniz. Bu karışım iktidarsızlığa faydalı olmaktadır. Karanfil bitkisini su ile kaynatıp elde ettiğiniz karışım ile ateşli hastaları terletmek ve ateş dindirici olarak kullanım amacı görülmektedir. Bununla birlikte bahsini ettiğimiz gibi güçlü bir balgam sökücü ve öksürük önleyicidir. İshal program çekiyorsanız karanfil kökünü kaynatıp oldukça tesirli gelecektir. Aynı zamanda karanfil sindirim sistemi düzenleyici söylemiştik bununla beraber boşaltım sistemini düzene sokan karanfil mide ve bağırsak bozulmalarını giderir. Sizlere şimdi karanfilin sık kullanım şekli olan karanfil çayının nasıl hazırlandığının tarifini vereceğiz.
İlk olarak 6-7 diş olan karanfili toz şekline gelene kadar havanda iyice dövün. Sonrasında içecek olduğunuz bardak boyutu kadar olan suyu kaynatma işlemine elbette tuttuktan sonra, karanfil tozunu kaynamış suyun içerisine atın. Demlik kapalı halde beklerken 10 dakika bir kaynama ve demlenme süresini bekleyin. Çayın daha tesirli olması için 20 dakikada bekleyebilirsiniz. Sonrasında bu işlemler bittikten hemen ardından karanfil çayınızı içebilirsiniz. Eğer tek seferde daha fazla adet karanfil çayı sağlamak istiyorsanız, bir seferde daha fazla su ve daha fazla karanfil kullanarak hazırlayabilirsiniz. Bu hazırlamış olduğunuz karanfil çayları buzdolabında saklayabilirsiniz. Lakin iki üç gün içinde saklamış olduğunuz karanfil çayının tüketmeniz gerekiyor.
İlgili aramalar: karanfil zayıflatır mı, serenay sarıkayanın zayıflama formülü nedir, karanfilin faydaları nelerdir, karanfilin yararları
Zayıf Görünmek İçin Neler Yapabiliriz?
Zayıf Görünmek İçin Neler Yapabiliriz?
Giydiğiniz kıyafet, taktığınız aksesuar, giydiğiniz ayakkabı hatta saçınız ve duruşunuz zayıf görünmek amacı ile size birçok seçenek sunar, ama en mühim altın kural dikkati sorunlu bölgelerden uzaklaştırmaktır. Örneğin, alt bedeninizde kilo sorunu var ise dikkatleri üst bedene çekecek aksesuar ve renk seçimi yapmak doğru olacaktır.
Zayıf görünmenin sırları nelerdir?
Anvelop elbiseler bir kadın için olmazsa olmazlardandır. Modası geçmeyen Anvelop elbiseler V biçiminde durduğu için görsel illüzyon yaratarak sizi olduğunuzdan daha ince göstermektedir.
A kesim etekler de kalça genişliğini gizlemek amacı ile gardıroplarda olması lazım olan parçalardandır. Bele oturan A kesim etekler, beli ince gösterip kalçayı da başarıyla gizler.
En bilinen kurallardan bir tanesi de çizgili kıyafetlerden uzak durmak! Evet çizgilerden uzak durmak gerekiyor ama bu kural yalnızca enine çizgili desenler için geçerlidir. Boyuna çizgiler vücudu her zaman daha uzun ve ince göstermektedir.
Peplum elbise ve üstler de zayıf gösteren giyeceklerdendir. Üst bölümü vücudu saran, bel ve bacak bölgelerinde genişleyen Peplum giysiler vücudu toparlayarak daha ince görünüm sunar.
Pantolon paçalarını uzun tutarak da zayıf görünüm elde edebilirsiniz. Uzun ve bol paçalı pantolonlarınızı da yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlayarak daha uzun boylu ve ince görünebilirsiniz.
Doğru bedende giyinmekte bir başka mühim noktadır. Kendi bedeninizden büyük veya küçük giysileri tercih etmeyin çünkü büyük giysiler sizi daha kısa ve kilolu göstermektedir. Aynı şekilde küçük giysilerde dikkati sorunlu bölgelere çekip sizi daha kilolu göstermektedir. Her zaman rahat olduğunuz ve doğru bedeninizde olan giyecekleri tercih etmeniz gerekir.
Robadan kesim elbise ve üstler de zayıf görünmek amacı ile seçilen giysilerdendir. Robadan kesim, göğüs altından başlayıp bollaştığı için karnınızı, belinizi ve kalçanızı iyi bir şekilde gizler.
Tek renk giyinmek de zayıf gösteren bir alternatiftir. Koyu kahve, lacivert ve siyah tonları sorunlu bölgelere dikkat çekmeyerek daha ince görünmeyi sağlar. Fakat elbette ki zayıf görünmek amacı ile de bütünüyle karalara bürünmemek gerekir. Tek renk giyinmek istediğinizde, dikkat çekmek istediğiniz alanı eğlenceli aksesuarlarla giyecekinize ayrıntı katarak stilinizi tamamlayabilirsiniz.
Ayakkabılar da ince görünmek amacı ile mühim detaylardandır. Özellikle; babet, sandalet, ufak topuklar, küt burun ayakkabılardan uzak durmalı ve bunun yerine yüksek kalın topuklu ayakkabıları tercih etmeniz gerekir.
Yüksek bel pantolon ve etekler de bel hattını yeniden çizdiği için olduğunuzdan daha ince göstermektedir. Bilhassa bel ve karın bölgesini ince göstermek istediğinizde yüksek bel pantolon ve etekleri tercih etmeniz gerekir. Bu kombinasyonunuzu da yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlar iseniz daha iyi bir sonuç elde edebilirsiniz.
Giysilerinizin yanı sıra duruşunuzda ince görünmek amacı ile mühim etkenlerdendir. Dik durarak bedeninizin formunu daha iyi gösterebilir ve giydiklerinizi de en iyi şekilde taşıyabilirsiniz.
İç çamaşırı seçiminizi de özenle yaparak vücut hatlarınızı toparlayabilirsiniz. Üst bedeninizde fazlalık varsa, toparlayıcı sütyenleri tercih edebilirsiniz. Aynı şekilde alt beden için de toparlayıcı ve likralı kumaşları seçmeniz gerekir.
Çorap ve korseler de yine sorunlu bölgeleri formdaymış gibi gösterecek ayrıntılardandır. Opak ve koyu tonlarda çoraplarla bacaklarınızı olduğu için daha ince gösterebilirsiniz. Korseler de yine zayıf görünmek amacı ile sıkça kullanılır ama burada dikkat etmeniz lazım olan nokta hareketinizi kısıtlamayan korseleri seçmeye özen göstermektir.
Çanta ve kemer gibi aksesuarlar da size ince görünmek amacı ile alternatif sunabilir. Ufak çantalar yerine orta boylarda çantaları tercih etmeniz gerekir. Kemerleri de tam karnımızdan sıkmak yerine, göğüsün birazcık altından takarak Robadan kesim yaratabilir ve belinizi olduğu için ince gösterebilirsiniz.
Saçlarınızın da zayıf görünmek amacı ile mühim olduğunu unutmayın. Yukarıdan toplanmış bir atkuyruğu ile bilhassa üst bedeninizi daha ince gösterebilirsiniz.
Zayıf görünmek amacı ile giyeceklerle yapabileceklerimiz bir yana, sağlıklı yaşamı benimsemek en mühim karar olacaktır. Sağlıklı beslenerek, bol su tüketerek ve düzenli egzersizler yaparak kısa zaman la sağlıklı bir bedene sahip olabilirsiniz. Bununla birlikte, kendine güvenmek bir kadının en güzel giyecekidir. Dik durun ve güzel bir kadın olduğunuzu kendinize hatırlatmayı unutmayın.
Yazar: Merve Özkaynak
İlgili aramalar: zayıf görünmek için neler yapabiliriz, zayıf görünmenin sırları nelerdir, nasıl zayıf görünürüz
Giydiğiniz kıyafet, taktığınız aksesuar, giydiğiniz ayakkabı hatta saçınız ve duruşunuz zayıf görünmek amacı ile size birçok seçenek sunar, ama en mühim altın kural dikkati sorunlu bölgelerden uzaklaştırmaktır. Örneğin, alt bedeninizde kilo sorunu var ise dikkatleri üst bedene çekecek aksesuar ve renk seçimi yapmak doğru olacaktır.
Zayıf görünmenin sırları nelerdir?
Anvelop elbiseler bir kadın için olmazsa olmazlardandır. Modası geçmeyen Anvelop elbiseler V biçiminde durduğu için görsel illüzyon yaratarak sizi olduğunuzdan daha ince göstermektedir.
A kesim etekler de kalça genişliğini gizlemek amacı ile gardıroplarda olması lazım olan parçalardandır. Bele oturan A kesim etekler, beli ince gösterip kalçayı da başarıyla gizler.
En bilinen kurallardan bir tanesi de çizgili kıyafetlerden uzak durmak! Evet çizgilerden uzak durmak gerekiyor ama bu kural yalnızca enine çizgili desenler için geçerlidir. Boyuna çizgiler vücudu her zaman daha uzun ve ince göstermektedir.
Peplum elbise ve üstler de zayıf gösteren giyeceklerdendir. Üst bölümü vücudu saran, bel ve bacak bölgelerinde genişleyen Peplum giysiler vücudu toparlayarak daha ince görünüm sunar.
Pantolon paçalarını uzun tutarak da zayıf görünüm elde edebilirsiniz. Uzun ve bol paçalı pantolonlarınızı da yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlayarak daha uzun boylu ve ince görünebilirsiniz.
Doğru bedende giyinmekte bir başka mühim noktadır. Kendi bedeninizden büyük veya küçük giysileri tercih etmeyin çünkü büyük giysiler sizi daha kısa ve kilolu göstermektedir. Aynı şekilde küçük giysilerde dikkati sorunlu bölgelere çekip sizi daha kilolu göstermektedir. Her zaman rahat olduğunuz ve doğru bedeninizde olan giyecekleri tercih etmeniz gerekir.
Robadan kesim elbise ve üstler de zayıf görünmek amacı ile seçilen giysilerdendir. Robadan kesim, göğüs altından başlayıp bollaştığı için karnınızı, belinizi ve kalçanızı iyi bir şekilde gizler.
Tek renk giyinmek de zayıf gösteren bir alternatiftir. Koyu kahve, lacivert ve siyah tonları sorunlu bölgelere dikkat çekmeyerek daha ince görünmeyi sağlar. Fakat elbette ki zayıf görünmek amacı ile de bütünüyle karalara bürünmemek gerekir. Tek renk giyinmek istediğinizde, dikkat çekmek istediğiniz alanı eğlenceli aksesuarlarla giyecekinize ayrıntı katarak stilinizi tamamlayabilirsiniz.
Ayakkabılar da ince görünmek amacı ile mühim detaylardandır. Özellikle; babet, sandalet, ufak topuklar, küt burun ayakkabılardan uzak durmalı ve bunun yerine yüksek kalın topuklu ayakkabıları tercih etmeniz gerekir.
Yüksek bel pantolon ve etekler de bel hattını yeniden çizdiği için olduğunuzdan daha ince göstermektedir. Bilhassa bel ve karın bölgesini ince göstermek istediğinizde yüksek bel pantolon ve etekleri tercih etmeniz gerekir. Bu kombinasyonunuzu da yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlar iseniz daha iyi bir sonuç elde edebilirsiniz.
Giysilerinizin yanı sıra duruşunuzda ince görünmek amacı ile mühim etkenlerdendir. Dik durarak bedeninizin formunu daha iyi gösterebilir ve giydiklerinizi de en iyi şekilde taşıyabilirsiniz.
İç çamaşırı seçiminizi de özenle yaparak vücut hatlarınızı toparlayabilirsiniz. Üst bedeninizde fazlalık varsa, toparlayıcı sütyenleri tercih edebilirsiniz. Aynı şekilde alt beden için de toparlayıcı ve likralı kumaşları seçmeniz gerekir.
Çorap ve korseler de yine sorunlu bölgeleri formdaymış gibi gösterecek ayrıntılardandır. Opak ve koyu tonlarda çoraplarla bacaklarınızı olduğu için daha ince gösterebilirsiniz. Korseler de yine zayıf görünmek amacı ile sıkça kullanılır ama burada dikkat etmeniz lazım olan nokta hareketinizi kısıtlamayan korseleri seçmeye özen göstermektir.
Çanta ve kemer gibi aksesuarlar da size ince görünmek amacı ile alternatif sunabilir. Ufak çantalar yerine orta boylarda çantaları tercih etmeniz gerekir. Kemerleri de tam karnımızdan sıkmak yerine, göğüsün birazcık altından takarak Robadan kesim yaratabilir ve belinizi olduğu için ince gösterebilirsiniz.
Saçlarınızın da zayıf görünmek amacı ile mühim olduğunu unutmayın. Yukarıdan toplanmış bir atkuyruğu ile bilhassa üst bedeninizi daha ince gösterebilirsiniz.
Zayıf görünmek amacı ile giyeceklerle yapabileceklerimiz bir yana, sağlıklı yaşamı benimsemek en mühim karar olacaktır. Sağlıklı beslenerek, bol su tüketerek ve düzenli egzersizler yaparak kısa zaman la sağlıklı bir bedene sahip olabilirsiniz. Bununla birlikte, kendine güvenmek bir kadının en güzel giyecekidir. Dik durun ve güzel bir kadın olduğunuzu kendinize hatırlatmayı unutmayın.
Yazar: Merve Özkaynak
İlgili aramalar: zayıf görünmek için neler yapabiliriz, zayıf görünmenin sırları nelerdir, nasıl zayıf görünürüz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Adıyaman Çiğ Köftecisi Iğdır Telefon Numarası
04762271888 Iğdır Çiğ Köfte, Çiğ köfteci öz adıyaman çiğ köftesi, adıyaman çiğ köftecisi, lezzetli ve hesaplı Iğdır Çiğ Köfte
-
DİSTANDÜ NEDİR? Distandü, kelime anlamı olarak “gergin” anlamında olup, organ üzerinde kullanılan tıbbi bir terimdir. Distandü, safra kese...
-
Kasık Mantarı Nedir? Kasık mantarı, en fazla karşılaşılan mantar enfeksiyonlarındandır ve Tinea Cruris olarak da bilinir. genel olarak e...
-
Türk Halk Müziği listeleri , Türk halk müziği türküleri , En Popüler Türk Halk Müziği Müzik Listeleri , türk halk müziği sanatçıları , türk ...